Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/765 E. 2023/852 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/765
KARAR NO : 2023/852
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2022
NUMARASI : 2017/1 Esas 2022/967 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Davacı vekili, davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı …’nin turistik amaçlı olarak ülkemize geldiğini, 01/09/2012 tarihinde Didim’i gezmek için … plakalı minibüse bindiğini, minibüsün kapasitesinin üstünde yolcu aldığını, davalılardan … idaresinde olan minibüste davacının yolcu olarak yer aldığını, minibüsün hız sınırını çok aştığını , yolun sağına tekerlek değiştirmek için park etmiş ve hiçbir güvenlik tedbiri almamış olan … plakalı araca çarptığını, meydana gelen trafik kazasında 13 yolcunun olay yerinde hayatını kaybettiğini ve müvekkilinin ağır yaralandığını, … Devlet Hastanesi’nden alınan rapora göre müvekkilinde %60 oranında engel meydana geldiğini, meydana gelen bu kaza nedeniyle Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2012/508 Esas sayılı dosya ile dava açıldığını ve yargılamanın halen devam ettiğini, kaza mahalline gelen trafik polisi tarafından tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda; kazanın yerleşim yeri dışında, aydınlatma bulunmayan, 7,20m genişliğinde, iki yönlü eğimsiz, düz, kuru, asfalt kaplama yolda gece meydana geldiği, havanın açık olduğu, olay yerine 200 m mesafede 50 Km/h hız tehdit levhası bulunduğu, kaza nedeniyle yaralanan ve vefat eden yolcuların yabancı uyruklu olduklarının belirtildiğini , Trafik Kazası tespit tutanağında kamyonet sürücüsünün KTK.59 gereği, minibüs sürücüsünün ise KTK.52/a gereği kusurlu, 01,02.2013 tarihli Bilirkişi Raporunda kamyonet sürücüsünün 5/8, minibüs sürücüsünün 3/8 oranında kusurlu bulunduğunu, T.C Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığınca verilen raporda ise davalı kamyonet sürücüsü …’un gece vakti olay yeri yolda seyri sırasında, aracının sağ lastiğinin patlaması nedeniyle, dörtlü ikazlarını yaktıktan sonra, aracını yolun sağ kenarına park etmek zonunda kaldığında, 150 metre mesafeden diğer araç sürücüleri tarafından açıkça görülmesini sağlamak bakımından, arızalı aracının ön ve arkasına, uygun yerlere, birer kırmızı yansıtıcı veya kırmızı ışıklı cihaz yerleştirmesi gerektiği halde, bu hususu yerine getirmeyip, aracına yakın mesafede, karayolu üzerine, yansıtıcı özelliği olmayan, içi toprak dolu çuval yerleştirmiş olması, arkadan gelen aracın, arızalı kamyoneti fark etmesi yönünde, herhangi bir katkı sağlamadığı gibi arkadan gelen araçların güvenliğini tehlikeye düşürmüş olup, arkadan aynı yöne, gece görüş mesafesi uygun olmayan hızda seyrederek olay yerine gelen ve bu hal nedeniyle kamyoneti zamanında fark edemeyen, sürücü yönetimindeki minibüsün, önlemsizce kamyonetin sol arka kısmına çarpmasına sebebiyet verdiği ölümlü ve yaralamalı olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketleriyle; davalı minibüs sürücüsü …’ın asli kusurlu, davalı kamyonet sürücüsü …’un ise tali kusurlu, olduğuna kanaat getirildiğini, müvekkilinde kaza neticesinde meydana gelen ağır yaralanmalar nedeniyle … Devlet Hastanesinden alınan heyet raporundan da anlaşılacağı üzere %60 orarında özür meydana geldiğini, müvekkilinin, genç yaşında sakat kaldığını, parçalanan bacak kemikleri platinler sayesinde birleştirilmiş ise de, bacaklarından birinde 2 cm’lik kısalma meydana geldiğini, davalıların ister tali ister asli kusurlu olsunlar, sebebiyet verdikleri kaza nedeniyle müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığı halde çok uzun süre yatağa mahkum olduğunu, ailesinin desteği ile hayata tutunduğunu, genç yaşında sakatlandığı için uzun süre çalışamayan, aksak bacağıyla topallayan müvekkilinin iş bulamadığını, yoksulluğun yanı sıra müvekkilinin, zaruri ihtiyaçlarını tek başına gideremediğini, hiçbir aktiviteye katılamadığını, 11.09.1988 doğumlu olan müvekkilinin, kalıcı olarak sakatlandığı için kazanın izleri ve acılarını ömür boyu taşıyacağını, müvekkilinin kazadan önce elektrikçi olarak çalışmakta iken temel ihtiyaçlarını dahi gideremeyen müvekkilinin, ailesinin yardımı ve gözetimi olmadan hayatını devam ettiremeyeceğini, kaza sırasında şahit olduğu korkunç manzaralar nedeniyle ruhsal sarsıntı geçirdiğini, müvekkilinin halen yaşadıkları ruhsal sıkıntılar nedeniyle psikolojik tedavi gördüğünü, davalılardan … ve …’un dikkatsizlik ve tedbirsizlikleri sonucunda meydana gelen bu kaza sonucu tazminat davası açma zaruretinin hasıl olduğunu belirtmiş, 10.000,00 TL maddi tazminat, 50.000,00 TL manevi tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş cevap dilekçesinde özetle; davacının yabancı uyruklu olup teminat yatırması gerektiğini, teminatı yatırmaması halinde davanın dava şartı eksikliği nedeni ile HMK 88 ve 155. mdleri kapsamında usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin merkezinin Ümraniye/İstanbul’da olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı ikametgahının İran’da olduğunu, poliçenin Aydın’da düzenlendiğini, kazanın da Aydın’da meydana geldiğini, davanın ise hiç alakası olmayan İzmir Mahkemelerinde açıldığını, yetki itirazının kabulü ile dosyanın İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davacı delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, öncelikle bu işlemin yapılmasının gerektiğini, kazada asli ve tam kusurlu olan … plakalı araç sürücüsü, işleteni ve aracın trafik sigortasını tanzim eden sigorta şirketine karşı dava açılıp açılmadığı, talepte bulunulup bulunulmadığı hususunun davacıya açıklattırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının davalı şirkete sigortalı aracın kusurlu olduğunu ispatlaması gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuruna isabet eden oranda ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, kusur dağılımının tespiti için dosyanın alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak heyete tevdiinin gerektiğini, davacının ağır kusurunun söz konusu olduğunu, davacının kapasitesinden fazla yolcu olduğunu bilerek ve görerek kazada asli ve tam kusurlu olan araca binerek ağır kusurlu davrandığını, kazada asli ve tam kusurlu olan araçta meydana gelen ölüm ve yaralanmalar ile istiap haddinin aşılmasında doğrudan bir illiyet bağının söz konusu olduğunu, davacının sakatlığına ilişkin raporun … Devlet Hastanesi’nden alınmış olup denetime elverişli olmadığını, bu rapora itibar edilemeyeceğini, davacının bizzat muayeneye sevki ile sakatlık durumunun Adli Tıp Kurumundan sorularak tespitinin gerektiğini, davacının maluliyetinin tespiti halinde ise gelir durumunun kesin delillerle ispatlanması gerektiğini, net gelir durumu ispatlanamadığı takdirde ise asgari ücretten hesap yapılması gerektiğini, davadan önce yeterli bilgi ve belge ile ihbarda bulunulmadığını ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini, manevi tazminatın teminat dışında olduğunu, davalı şirket aleyhine manevi tazminat talebinde bulunulduğunu, manevi tazminatın ZMMS kapsamında olmadığını belirtmiş, öncelikle teminat şartının irdelenmesini, yetki itirazının kabulünü, delillerin bir suretinin kendilerine tebliğini, manevi tazminat talebinin reddine, sakatlık oranının ise davacının bizzat muayeneye gönderilmek sureti ile tespitine, zararın teminat kapsamında olup olmadığı belirlendikten sonra esas hakkında karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … adına usulüne uygun tebligat yapılmış , davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Davalı … adına usulüne uygun tebligat yapılmış davalı İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesine cevap dilekçesi sunmamış , duruşmaların devamı esnasında İzmir 3. AHM ye verdiği 14/06/2016 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: ” İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davacının İran Uyruklu olmakla beraber MÖHUK 481. Md’sine göre teminatın mütekabiliyet esasına göre aranmayacağı göz önünde tutularak davalının bu konuda talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davalının İzmir de şubesi olması nedeni ile davalının yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince kusur oranının tespitine yönelik olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan 13.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda; … plaka nolu araç sürücüsünün asli kusurlu hareketlerden birisi olan “yerleşim yerleri dışındaki kara yolunda zorunlu haller dışında duraklamak veya park etmek ve gerekli tedbirleri almamak” fiilini gerçekleştirdiği için % 62,5 (5/8) oranında asli kusurlu , … plaka nolu araç sürücüsünün ise araç sürüş ehemmiyetini kazanmadığı, 50 km/h uyarı tabelası olmasına rağmen izin verilebilir sınırlardan çok daha yüksek hızlar ile seyir ettiği, aracının hızını aracının yük ve teknik özelliklerine uydurmadan ve yol trafik ve hava özelliklerini gözeterek idare etmiş olmasından dolayı % 37,5 (3/8) oranında tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince talep edilebilecek tazminat miktarının belirlenmesine yönelik olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan 21.04.2016 tarihli aktüer bilirkişi raporunda; 01.09.2012 tarihinde yaralanan …’nın geçici iş görememezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.505,22 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 373.628,11 TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının 378.133,33 TL olduğu, meydana gelen kazada farklı iki kusur oranı sebebi ile davalı tarafın sorumlu olduğu bedelin tespiti ile manevi tazminatın takdirinin mahkemeye ait olduğu ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.11.2016 tarihli kararı ile taraflar arasındaki sigorta işleminin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına dayandığı, kasko sigortasının bulunmadığı, bu duruma göre görevli mahkemenin İzmir Asliye Ticaret mahkemeleri olduğu ve davanın Asiye Ticaret Mahkesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karar kesinleştirilerek dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
Davalı …’a Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/2530 Esas 2015/678 Karar sayılı ilamı ile vasi tayin edildiği belirlenmiş vasi adına usulüne uygun tebligat yapılmış, … vasisi cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/96 Esas 2013/279 Karar sayılı UYAP suretinin incelemesinde; ölenlerin …, …, …, katılanın …, mağdurların …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, .., …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …, sanıkların … ve …, suçun taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma, suç tarihinin 01.08.2012 olduğu, mahkemece 25.12.2013 tarihinde sanık …’ın taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmaktan eylemine uyan 5237 sy TCK’nun 85/2, 63, md uyarınca cezalandırılmasına, sanık …’un taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmaktan dolayı eylemine uyan 5237 sy TCK’nun 85/2, 62, 50/4, 52, 53/6 md uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 26.05.2015 tarih 2014/17433 Esas, 2015/9007 Karar sayılı ilamı ile kararın onandığı ve her iki sanık yönünden verilen kararın 26.05.2015 tarihinde kesinleştiği, dosyada mevcut Ankara ATK Başkanlığının 19.03.2013 tarihli raporunda , minibüs sürücüsü …’ın asli kusurlu kamyonet sürücüsü …’un tali kusurlu olduğunun belirtildiği, gerekçeli karar içeriğinde bahsi geçen 20.09.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da … plaka sayılı minibüs sürücüsü …’ın meydana gelen kazada asli kusurlu, … plakalı kamyonet sürücüsü …’un meydana gelen kazada tali kusurlu olduğunun belirtildiği belirlenmiştir.
Davacı vekili Mahkememize verdiği 26.01.2019 tarihli ıslah dilekçesinde; maddi tazminat açısından davalılardan …, … ve … Sigorta AŞ.’nin davacının geçici iş göremezlik ve sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu olup 10.000,00 TL maddi tazminat talebini 378.133,33 TL olarak ıslah ettiklerini, olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte bu tutara hükmedilmesini talep ettiklerini, manevi tazminat açısından davalılardan … ve …’ın kusurlu olduğunun bilirkişi raporu ile sübut bulduğunu, her iki davalının da manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının dava konusu kazaya bağlı geçici ya da kalıcı maluliyeti olup olmadığı, varsa süre ve oranının tespitine yönelik İstanbul ATK’dan rapor istenilmiş, alınan 15.09.2020 tarihli İstanbul ATK raporunda ; mevcut tıbbi belgelere göre ,… oğlu, 1988 doğumlu …’nin 01.08.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak , Gr1 XII (32a…..1)A %5 , Gr1 XII (20e…..0)A %3 , Balthazard formülüne göre; %7.85 ,E cetveline göre %6.2 (yüzdealtınoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Alınan ATK raporu doğrultusunda tazminat hesabının yapılmasına yönelik olarak aktüer bilirkişiden ek rapor istenilmiş, alınan 19.03.2021 havale tarihli ek bilirkişi raporunda; 01.09.2012 tarihinde yaralanan …’nın geçici iş görememezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 6.824,25 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 78.584,83 TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının 85.409,08 TL olduğu, 13.05.2015 tarihli kusur raporunun kabulü halinde … plakalı minibüs sürücüsü …’ın tali ve 3/8 oranında(37,5) kusuru ile zararın 32.028,40 TL’sinden … plakalı kamyonet sürücüsü …’un ise asli ve 5/8 oranında (62,5) kusuru ile 53.380,68 TL’sinden sorumluluklarının olacağının belirlendiği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda tazminat hesabının PMF’ye göre yapıldığı ancak TRH 2010 yaşam tablosu gözetilerek hesaplama yapılması gerektiği anlaşıldığından bu hususta aktüer bilirkişiden yeniden ek rapor istenmiş alınan 31.10.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; 01.09.2012 tarihinde yaralanan …’nın geçici iş görememezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 6.824,25 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 93.334,41 TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının 100.158,66 TL olduğu, 13.05.2015 tarihli kusur raporunun kabulü halinde … plakalı minibüs sürücüsü …’ın tali ve 3/8 oranında(37,5) kusuru ile zararın 37.559,50 TL’sinden … plakalı kamyonet sürücüsü …’un ise asli ve 5/8 oranında (62,5) kusuru ile 62.599,16 TL’sinden sorumluluklarının olacağının belirlendiği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Dava dilekçesindeki maddi tazminat talebi ile ilgili açıklama dilekçesi sunmak üzere davalı tarafa 2 haftalık süre verilmiş , davacı vekili Mahkememize verdiği 24.02.2022 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesinde yer alan maddi tazminat talebinin 4.000,00 TL’sinin geçici iş görememezlikten kaynaklı tazminat alacağı, 6.000,00 TL’sinin ise sürekli maluliyetten kaynaklı tazminat alacağı olduğunu belirtmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ’ye … plaka sayılı araç ile ilgili poliçenin gönderilmesi için yazı yazılmış, davalı sigorta şirketi tarafından söz konusu poliçenin bir örneği Mahkememize gönderilmiştir.
… Sigorta’ya … (…) plaka sayılı aracın karıştığı 01.09.2012 tarihli kaza ile ilgili davacı tarafça … Sigortaya herhangi bir müracaat yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, alınan yazı cevabında; dava konusu zorunlu mali mesuliyet trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın sebebiyet verdiği kazada vefat eden … kanuni varisleri tarafından 10.11.2021, …’un kanuni varisleri tarafından 22.11.2021 tarihinde …’un kanuni varisleri tarafından 25.04.2022 tarihinde kuruma başvurulmuş olup 170132 sayılı hasar dosyasının oluşturulduğu, söz konusu dosyadan kurum tarafından bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Gerçek kişi olan tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ilgili gerekli yazılar yazılmış yazı cevapları dosya içerisine alınmıştır.
…/ (…) plaka sayılı aracın 01.09.2012 tarihi itibari ile geçerli ZMMS poliçesi bulunup bulunmadığı, Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezinden sorulmuş alınan yazı cevabında … plaka sayılı aracın 01.09.2012 tarihini kapsayan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe bilgisinin araştırılıp kayıt bulunamadığı belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda ; davacı tarafça, 01/09/2012 tarihinde meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığı ve maddi ve manevi zarara uğradığından bahisle oluşan zararın giderilmesine yönelik olarak davalılar hakkında Mahkememize dava açıldığı, 01/09/2012 tarihinde dava dışı … adına kayıtlı ,davalı … ‘ un sevk ve idaresindeki ve davalı … Sigorta AŞ. ( … Sigorta AŞ. ) ‘ ye 22/02/2012 – 2013 tarihleri arasında geçerli … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu , kaza tarihi itibariyle geçerli bir ZMMS poliçesi bulunmayan , davalı … ‘ ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın trafik kazasına karıştığı, kaza sonucu davacı …’nin meslekte kazanma gücünde % 6.2 oranında azalma gerçekleşecek ve 9 ayda tıbbi şifa bulacak şekilde yaralandığı, kesinleşen Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/96 Esas 2013/279 Karar sayılı dosyasında da belirtildiği üzere trafik kazasının oluşumunda minibüs sürücüsü …’ın asli kusurlu , kamyonet sürücüsü …’un tali kusurlu olduğu ve davacının trafik kazasının oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı ,kaza sebebiyle davacı tarafça 6.824,25 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 93.334,41 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100.158,66 TL maddi tazminat talep edilebileceğinin alınan ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi rapor ve ek raporları ile belirlendiği, oluşan maddi zarardan davalı araç sürücülerinin haksız fiil hükümleri, davalı sigorta şirketinin de ZMMS poliçesi hükümleri doğrultusunda sorumlu oldukları, davalı araç sürücüleri yönünden olay tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, davacının trafik kazası sebebiyle manevi olarak da zarar gördüğü, bu zararında haksız fiil hükümleri doğrultusunda davalı araç sürücüleri tarafından giderilmesinin gerektiği, ZMMS poliçesinde manevi tazminat teminat kapsamına alınmadığından davalı sigorta şirketinin manevi tazminat talebi yönünden sorumluluğunun bulunmadığı , olayın niteliği, davacının maluliyet oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve paranın satın alım gücü göz önüne alınarak davacı lehine uygun miktarda manevi tazminatın hüküm altına alınmasının gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davacının maddi tazminat talebinin tüm davalılar yönünden , manevi tazminat talebinin ise davalılar … ve … yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile,
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,
6.824,25-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 93.334,41 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100.158,66-TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 01/08/2012 tarihinden itibaren davalı … Sigorta AŞ. yönünden dava tarihi olan 28/08/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlandırılmasına ,
Maddi tazminat ile ilgili fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin davalılar … ve … yönünden kısmen KISMEN KABULÜ ile,
10.000,00 TL, manevi tazminatın olay tarihi olan 01.08.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ‘ dan alınarak davacıya verilmesine,
Bu davalılar yönünden manevi tazminat ile ilgili fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
Manevi tazminat talebinin davalı … Sigorta AŞ. yönünden REDDİNE, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu haksız eylemlerin müvekkilinin ruhunda açtığı yaraların yoğunluğunun anlaşılabilmesi için dosya kapsamındaki maluliyet raporlarının, sağlık evraklarının yaşadığı sakatlığa ilişkin tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun ve adalet sistemine inancı zedelemeyecek bir şekilde yeniden manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, keza dosya kapsamındaki tüm delillerin müvekkilinin yaşamış olduğu manevi zararın boyutunu ve yoğunluğunu net ve açık bir şekilde gözler önüne serdiğini, anılan Mahkemece karşı taraf lehine taraflarına hükmedilen vekalet ücretinin neredeyse 4 katı vekalet ücreti takdir edildiğini, kaldı ki kabul ret oranları bile bu hesaplamanın hiçbir yerinde uygulanmadığını, yerel mahkemece yapılan vekalet ücreti hesaplamasının baştan sona hatalı olup kararın bu yönüyle bozulması ve mevzuata uygun olarak her iki taraf lehine vekalet ücretlerinin ve hatta yargılama giderlerinin hukuka uygun bir şekilde yeniden takdir edilmesi gerektiğini, davalı yanı caydırıcılıktan yoksun ve hakkaniyete aykırı olarak haksız fiilin ağırlığı karşısında düşük miktarda manevi tazminata hükmedilen ve usul ve yasaya aykırı olarak hatalı takdir edilen vekalet ücretleri yönünden Yerel Mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını belirterek, istinaf itirazlarının kabulü ile İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘ nin 2017/1 E. – 2022/967 K. ve 03/11/2022 tarihli kararının istinaf edilen yönlerden kaldırılmasına, davanın talepleri üzerinden kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur oranı bakımından hatalı tespit yapıldığını, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde 13.05.2015 tarihli kusur raporunda … plakalı minibüs sürücüsü …’ın tali ve 3/8 oranında(37,5) kusurlu … plakalı kamyonet sürücüsü …’un ise asli ve 5/8 oranında (62,5) kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/96 Esas 2013/279 Karar sayılı dosyasında da belirtildiği üzere trafik kazasının oluşumunda minibüs sürücüsü …’ın asli kusurlu, kamyonet sürücüsü …’un tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle aynı kazaya ilişkin iki farklı ATK raporu ve kusur oranı hesaplamasının yapılmış olup aradaki bu çelişkinin giderilmeden müvekkilin asli kusurluymuş gibi karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin söz konusu kazada tali kusurlu olup asli kusurlu olan hız sınırının çok üzerinde seyreden ve kapasitesinden çok fazla yolcu taşıyan … olduğunu, bu çelişki giderilmeden müvekkili aleyhine asli kusurlu olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ve bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğini, maluliyet hesaplanması bakımından hatalı ve eksik tespit yapıldığını, eksik incelemeye dayalı maluliyet raporu esas alınarak tazminat hesabında bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme tarafından verilen hükmün kaldırılmak suretiyle davanın tümden reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın maddi ve manevi tazminata yönelik tüm itirazlarının reddi gerektiğini, sayın mahkemece müvekkili şirkete sigortalı … plakalı aracın %62,5 kusurlu olduğu ve davacı şahsın %6,2 maluliyet oranı olduğunun anlaşıldığını, davacının kaza anında emniyet kemeri takmadığından %20 müterafik kusurlu olduğundan hakkaniyet indiriminin gerektiğini, kusur ve zarar itirazları yapılmış ise de, Yeterli bilgi ve belge ile toplanan deliller ışığında ek heyet raporları ile kusur durumu ve maluliyet oranının gözler önüne serildiğini, hüküm fıkrasının hemen üstündeki gerekçede … Sigortaya sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’un tali kusurlu olduğu belirtilmiş ise de hüküm fıkrasında kusur oranlarına göre bir sorumluluk tespitinin yapılmadığını, yerel mahkemenin … plaka sayılı araç sürücüsüne hangi kusur oranında isnat ettiği ve sorumluluk tutarlarının soyut ve belirsiz bir şekilde hüküm kurulduğunu, davacı tarafın hatalı olarak müvekkili şirketten manevi tazminat talep ettiğini ve hatalı ıslah yaptığını, o nedenle kısmi ret kısmi kabul kararı verildiğini, hal böyleyken istinaf yoluna başvurunun haksız ve mesnetsiz olduğunu, çelişkili bulunan kusur oranlarının netleştirilmesi gerektiğini, Sigorta Şirketlerinin sigortalısının şahıs kusuru nispetinde ancak sorumlu tutulabileceğini, fazlaya dair hükmedilen tutarları kabul etmediklerini, tüm itirazların ve yargılama giderleri için yapılan iddiaların da haksız olduğunu belirterek, davacı yanın istinaf sebeplerini kabul etmemekle, istinaf başvurusunun önce usulden sonra esastan reddine, haklı istinaf sebeplerinin kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vasisi istinaf dilekçesinde özetle; eşi kısıtlı …’ın davaya konu olay tarihi olan 2012- 2013 yılında Didim’de … plaka sayılı minibüste şoför olarak çalıştığını, davada kapasitenin üzerinde yolcu taşıdığının iddia edildiğini, ancak 16 kişilik minibüste 18 kişi yolcunun olduğunu, olay yerinde sadece 3 kişinin hayatını kaybettiğini, minibüste bulunan yolcuların tamamının mülteci olduğunu, turistik amaçlı bir gezi olmadığını, vefat edenlerden iki kişinin yanında oturan anne ve kucağındaki çocuk olduğunu, bu durumu gözünün önünden silemediğini, bu olaylar üzerine korkup kaçtığını, ancak sonrasında kendisinin teslim olduğunu, kaçtığı için bu kadar cezanın verildiğini, 2012 Ağustos ayında cezaevine girdiğini ve pandemi dolayısıyla denetimli serbestlik uygulaması ile salıverildiğini, halen de denetiminin devam ettiğini, bilirkişi raporunda kusurunun 3/8 olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat olarak 32.028,40-TL paraya tekabül eden bir tazminat tutarının belirlendiğini, mahkemenin son kararda diğer davalı ile kendisinin toplamda 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine, olay tarihi itibariyle işleyecek faiz ile ödenmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini belirterek, kısıtlı olan eşi hakkında açılmış tazminat davasının reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının yolcu olarak bulunduğu araçta meydana gelen trafik kazasında yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Manevi tazminat talebinin kabul edilebilmesi için, kişilik haklarına hukuka aykırı ve haksız bir saldırının varlığı şarttır. Davacının kişilik haklarına, davalı taşıyıcı tarafından bir zarar verilirse, bu zararın, taşıyıcının sorumluluğu uyarınca karşılanması gerekir. Sözleşme ilişkisinde manevi tazminatın kabul edilebilmesi için salt sözleşmeye aykırı davranmak yeterli değildir. Ayrıca sözleşmenin ihlaliyle kişilik haklarının da (kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruh tamlığı, onur ve saygınlığı, resmi ve özel yaşantısı gibi..) ihlali gerekir. Burada kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur.
Bilindiği üzere, 22.06.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş olup, hâkim  manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, olayın vehametini, davalının kusurunu, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır.
Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ceza mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre olaya karışan sürücülerin olayda asli ve tali kusurlu olduğu, yolcu olarak bulunan davacının kusurun bulunmadığı belirlenmiştir.
Maddi ve manevi tazminat isteminin temelinde, sözleşme ilişkisi bulunan davalı tarafın haksız eylemi bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulundan alınan kurul raporunda davacının meslekte kazanma gücünde azalma oranının % 6,2 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği hususları dosya kapsamı ile sabit olup, açıklanan hususlar dikkate alındığında tazminat koşullarının gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir. Olayda davacının kazaya etken bir kusurunun bulunmamasına ve alacağı tedbir olmamasına göre müterafik kusur indimine gidilmemesi yerinde olup, maddi tazminatın belirlenmesinde de usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Somut olayın özelliklerine göre, olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yukarıda değinilen ilkeler, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda ilk derece mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Bununla birlikte; AAÜT 13/(3) maddesindeki ” Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” şeklindeki düzenleme gözden kaçırılarak davacı aleyhine fazla vekalet ücreti verilmesi doğru olmadığı kanaatine varılmış dolayısıyla davacı vekilinin istinaf başvuru bu yönden kabulü, davalılar vekillerinin istinaf başvuru sebebinin reddi gerektiği belirlenmiştir.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2022 tarihli, 2017/1 Esas 2022/967 Karar
sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1-Davacı vekilinin yatırmış olduğu 179,90 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davacı vekilinin yatırdığı 492,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri olan 292,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde ilgilisine iadesine,
II-1-Davalılar vekilinin istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 7.524,94.TL nispi harçtan peşin olarak alınan 1.882,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 5.642,94.TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 7.524,94.TL nispi harçtan peşin olarak alınan 179,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 7.345,04.TL harcın davalı … ‘dan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu sırasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 7.524,94.TL nispi harçtan peşin olarak alınan 1.881,23.TL harcın mahsubu ile bakiye 5.643,71.TL harcın davalı … Sigorta A.Ş ‘den alınarak hazineye gelir kaydına,
7-İstinaf başvurusu sırasında davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
III-KALDIRILAN İLK DERECE MAHKEMESİ YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,
6.824,25-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 93.334,41 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100.158,66-TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 01/08/2012 tarihinden itibaren davalı … Sigorta AŞ. yönünden dava tarihi olan 28/08/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlandırılmasına ,
Maddi tazminat ile ilgili fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin davalılar … ve … yönünden kısmen KISMEN KABULÜ ile,
10.000,00 TL, manevi tazminatın olay tarihi olan 01.08.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ‘ dan alınarak davacıya verilmesine,
Bu davalılar yönünden manevi tazminat ile ilgili fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
Manevi tazminat talebinin davalı … Sigorta AŞ. yönünden REDDİNE,
3-Alınması gereken 7.524,94-TL harçtan peşin alınan 204,95 TL ile ıslah sırasında alınan 1. 257,59 TL nin mahsubu ile bakiye 6.062,40 TL harcın davalılardan tahsiline ,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 16.023,80 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT’nin 10/1-4. maddesi uyarınca hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … Sigorta AŞ. ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 13/1-3 maddesi uyarınca hükmedilen ücret davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğinden reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 16.023,80 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Sigorta AŞ. ve … ‘ a verilmesine,
6-Davalı … Sigorta AŞ. ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 10/1 maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Sigorta AŞ. ve … ‘ a verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 53 davetiye gideri 597,90-TL, Adli Tıp ve bilirkişi inceleme ücretleri 1.737,00-TL olmak üzere toplam 2.334,90-TL yargılama giderinin red ve kabule göre 601,00-TL’ lik bölümünün davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan bölümün davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafça yatırılan 1.490,59-TL harç giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
9-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali, gider avansı iadesi ve teminat iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023