Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/666 E. 2023/912 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/666
KARAR NO : 2023/912
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2023 ( Ara Karar)
NUMARASI : 2023/109 Esas
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2023

İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara ara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Şirketi’nin yöneticisi …’in uzun süreli bir ilişkileri olduğunu, işbu ilişkiden tarafların müşterek çocukları… ve …’in bulunduğunu, tarafların evlenmediklerini, müvekkilinin, davalı şirket yöneticisi ve çocuklarının babası olan …’e güvenerek mülkiyeti kendisine ait olan 6 adet işyeri niteliğindeki taşınmazı davalı şirkete sattığını, müvekkilinin tapuyu devretmesine rağmen satış bedelinin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin taraflar arasındaki güven ilişkisine güvenerek hareket etmişse de davalı şirket yöneticisinin müvekkilinin satış bedelinin ödeneceği konusunda sürekli oyaladığını, davacının taşınmazını gerçekten satma iradesinin bulunduğunu, müvekkilinin hileli davranışlarla aldatıldığından taşınmazların bedelini almadan temlik işlemini gerçekleştirdiğini, … İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parseldeki İş yerinin 7/420 arsa payı, … İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parseldeki İş yerinin 3/420 arsa payı, … İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parseldeki İş yerinin 6/420 arsa payı, … İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parseldeki İş yerinin 6/420 arsa payı, … İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parseldeki İş yerinin 14/420 arsa payı, … İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parseldeki İş yerinin 6/420 arsa payını 695.000,00 TL’sına müvekkili tarafından davalı şirkete satıldığını, fakat satış bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, müvekkilinin davalı şirketin yöneticisi tarafından satış bedellerinin kendisine ödenmeyeceğini öğrenir öğrenmez süresi içinde gerek davalı şirketle gerekse diğer yetkililerle iletişime geçtiğini, davalı tarafın tüm ihtarlara rağmen borcu ödemediğinden İzmir 26.İcra Dairesinin 2022/15667 Esas sayılı dosyası ile satışı yapılan taşınmazların bedeli için takibe geçildiğini, davalı tarafın ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı tarafça icra dosyasına da herhangi bir ödeme belgesinin de sunulmadığını, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle müvekkili alacağının tahsilini teminen borçlu davalının taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının teminatsız ihtayeten haczine, davalının borca ve icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin İzmir 26.İcra Müdürlüğünün 2022/15667 sayılı dosyası üzerinden devamına, davalının takip konusu borca işlemiş ticari faizi ile ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 20/02/2023 tarihli ara kararı ile;
” İzmir 26.İcra Müdürlüğünün 2022/15668 sayılı dosyasının incelenmesinde icra takibinin davacı tarafından davalı şirket aleyhine 660.000,00 TL asıl alacak, 785.000,00 TL asıl alacak, 695.000,00 TL asıl alacak, 695.000,00 TL asıl alacak, 290.000,00 TL asıl alacak, 1.400.000,00 TL asıl alacak toplamı 4.525.000,00 TL takip çıkış miktarı üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalı şirketin takibe itiraz ettiği belirlenmiştir.
Dava davacı tarafça davalı aleyhine İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2022/15668 Sayılı dosyasıyla yapılan takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptaline yönelik olarak açılmış olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın takip ve dava konusu alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olup yargılamayı gerektirdiği İİK 257. ve devamı maddeleri kapsamında ihtiyati haciz şartlarının mevcut olmadığı sonucuna ulaşılarak davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir. ” gerekçesi ile,
1-Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine,
2-Kararın davacı tarafa tebliğine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, davalı şirket yöneticisi ve çocuklarının babası olan …’e güvenerek mülkiyeti kendisine ait olan 6 adet işyeri niteliğindeki taşınmazı davalı şirkete satmış bulunduğunu, müvekkili tapuyu devretmesine rağmen satış bedelinin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin taraflar arasındaki güven ilişkisine güvenerek hareket etmişse de davalı şirket yöneticisinin müvekkiline satış bedelinin ödeneceği konusunda sürekli oyaladığını, davacının taşınmazını gerçekten satma iradesinin bulunduğunu, tapuya işlem için gidilirken davalının satış bedelinin hemen şirket tarafından ödeneceğini söylediğini ancak ödemediğinin tanık anlatılmalarıyla da sabit olduğunu, taşınmazı devralıp bedelini ödememek suretiyle yapılan satışın hileli olduğunun her türlü delil ile ispat edilebileceği de Yargıtay’ın birçok kararı ile sabit olduğunu, davalı şirketin müvekkiline olan alacağını ödememek için hukuka aykırı işlemler yapmasını önlemek ve telafisi güç zararlara sebebiyet vermemek adına müvekkilinin alacağının tahsilini teminen davalının taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının teminatsız ihtiyaten haczine karar verilmesi gerektiğini belirterek, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/109 Esas. Sayılı dosyasının 20/02/2023 tarihli (1) nolu ara kararı ile ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, istinaf incelemesi sonucunda alacağının tahsilini teminen davalının taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının teminatsız ihtiyaten haczine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, itirazın iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik ara kararın kaldırılmasına ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi, yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edilemediğinden ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı talep eden davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
Tüm dosya kapsamın göre; ihtiyati haciz talebinde bulunan davacı taraf taşınmazların devrine rağmen bedelin ödenmediğine dayalı ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ise de dosya kapsamında sunulan kayıtların alacağın varlığını ve muaccel olduğunu kanıtlamaya elverişsiz olduğu görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/109 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 20/02/2023 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.