Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/66 E. 2023/147 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/66
KARAR NO : 2023/147
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2022
NUMARASI : 2019/657 Esas ve 2022/723 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.08.2013 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası ve koltuk ferdi kaza sigortası ile sigortalı, “…” plakalı, maliki davalı … olan, davalı … Koop. hattında çalışan ve kaza anında sürücüsü davalı … sevk ve idaresindeki şehirlerarası seyahat eden otobüsün Manisa ili, Ahmetli ilçesi, Gökkaya beldesi D-300 devlet karayolu Turgutlu – Ahmetli yönü 22 km 500 metrede seyir halindeyken sürücünün dikkatsiz ve tedbirsiz olarak araç kullanması sebebiyle yolun sağ tarafında bulunan su kanalına devrildiğini, bu kaza sonucu davacılar … ve …’in ağır yaralandığını ve uzun süre tedavi gördüğünü, aynı zamanda işbu kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 44 kişinin yaralandığını, resmi trafik ekiplerince tanzim edilen trafik kaza tutanağında ifade edildiği gibi “…” plakalı otobüs sürücüsü davalı …’ın bu kazanın meydana gelmesine asli ve tam kusuru ile sebebiyet verdiğini ve Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/121 E. 2014/392 K. Sayılı dosyası ile yargılandığını, 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldığını, kazaya karışan “…” plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … Sigorta A.Ş tarafından “518120006735″ numaralı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ve “5201200006061” no’lu Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek davacı … için maddi tazminat toplamı 300- TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den arabuluculuk başvuru tarihi olan 30.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, dığer davalılar olan ve ticari iş yürüten …, … ve … KOOP. için kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı … için maddi tazminat toplamı 300- TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den arabuluculuk başvuru tarihi olan 30.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, dığer davalılar olan ve ticari iş yürüten …, … ve … KOOP. için kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı … için 50.000TL, … için 50.000TL ve küçük kızları … için 50.000TL olmak üzere toplam 150.000TL manevi tazminatın ticari iş yapan araç sürücüsü davalı …, araç maliki davalı … ve taşıyıcı firma olan … Koop’den kaza tarihi olan 06.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde 06.08.2013 tarihinde maluliyetle sonuçlanan yaralamalı trafik kazasına karıştığını belirttiği … plakalı otobüs, 02.10.2012 – 2013 tarihli ve 5181200006735 numaralı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile şahıs başına 225.000,00 TL kaza başına 11.250.000,00 TL teminat ile davalı şirkete sigorta ettirildiğini, bunun yanında aynı araç yine 5201200006061 Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile … adına ferdi kaza ölüm sakatlanma halinde şahıs başına 150.000,00’er TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile davalı şirkete sigorta ettirildiğini, 5181200006735 numaralı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında dava konusu 6.8.2013 tarihli trafik kazasından ötürü davalı şirket nezinde bir çok mağdur adına hasar dosyası açıldığını ve bazı ödemelerde bulunulduğunu, dava konusu hasardan ötürü açılan 5180000010/1 numaralı dosyada toplam 135.120,51 TL; 5180000010/2 numaralı dosyada toplam 34.244,94 TL; 5180000010/3 numaralı dosyada 231.884,41 TL; 5180000010/4 numaralı dosyada 291.638,34 TL; 5180000010/5 numaralı dosyada 45053,18 TL ödeme yapıldığını, bu kapsamda ilgili poliçeden ötürü kaza başına teminattan 737.941,38 TL ödeme yapıldığını, dava konusu kaza kapsamında 44 kişinin yaralandığı belirtilmiş olup, tüm hasar talepleri bakımından kaza başına teminat limitimiz kapsamında değerlendirilmesi ve garameten hesaplama yapılması gerektiğinin açık olduğunu, teminat sorumluluklarının, sigortalılarının kusuru ve poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davalı sigorta şirketinin, kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketince tanzim edilen zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi sebebiyle davacıya karşı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, zira bu poliçe sebebiyle müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun doğabilmesi için davacıda uzuv kaybının olması gerektiğini, dolayısıyla davacının doğan maluliyetinden öncelikle … plakalı otobüsün 5181200006735 numaralı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı poliçe limitiyle, bu sigorta poliçesinin doğan zararı karşılamaması durumunda ise artan kısım bakamından … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigortacısı gene poliçe limitiyle sorumlu olduğunu, davacı vekilinin tedavi ve bakıcı giderleri ile ilgili talebi bakımından da davalı sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Davacıların davalı sigorta şirketi ile birlikte diğer davalılar araç sürücüsüne ve araç malikine karşı açmış olduğu 06/03/2013 tarihli maddi tazminat davasında; davanın konusunun davacıların tüketici yolcu olarak bulunduğu otobüste yolculuk yaptığı sırada aracın kusurlu seyri sırasında meydana gelen kazadan ötürü uğramış olduğu zararların tazmini talep edilmiştir. Taraflar arasında tüketici işlemi mahiyetindeki bir taşıma ilişkisi söz konusu olup tüketici yasası gereğince iş bu davanın basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle ve tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görev dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın usulden reddine ,…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, ara kararlara karşı yapılan istinaf itirazlarında ise maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, yeniden aktüerya bilirkişi raporu alınmasını talep ve istinaf etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın Yargıtay içtihatları doğrultusunda hatalı olduğunu mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmalıdır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismanı zararın sebebiyle yolcu davacılar tarafından açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, sağlayıcı olması gerekir.
HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 09/10/2019 tarihi itibariyle 6502 sayılı yasanın yürürlükte olduğu, davacıların ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, işleten, malik ve sürücü olan davalılara birlikte açılan dava yönünden yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu açıktır.
Davalı sigorta şirketi yönünden ise davalı sigorta şirketleri ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişki olmadığından bu davalılar yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan ve sürücü olan davalılara karşı birlikte açıldığı, bu durumda davalar arasında bağlantı olduğu, usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketleri hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğu, dolayısıyla istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20, 355 ve 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/657 esas, 2022/723 karar sayılı kararına davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-a)Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından önceden alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile 99,20 TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
b)Davacıların yatırmış olduğu 220,70 TL istinaf başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
3-a)Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından önceden alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile 99,20 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir yazılmasına,
b)Davalı … Sigorta A.Ş.’nin yatırmış olduğu 220,70 TL istinaf başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden taraflar tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2023