Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/621 E. 2023/921 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/621
KARAR NO : 2023/921

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2022 ( Ara Karar)
NUMARASI : 2022/313 Esas
DAVA : MÜLKİYET
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2023

Taraflar arasında görülen mülkiyet davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında teknenin yedieminliğinin davalı şirkete verilmesi yönündeki talebin reddine ilişkin 30.11.2022 tarihli ara karardan dönülmesi ve 02.06.2022 tarihli yedieminliğin değiştirilmesine dair ara kararın kaldırılarak yatın davalı şirkete veya davalı şirketin atayacağı kaptana yediemin verilmesi yönündeki taleplerin reddine dair 23.12.2022 tarihli ara karara karşı yasal süresi içerisinde davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında verilen 23/12/2022 tarihli ara kararı ile; ”…Davalı … vekilinin 23/12/2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; teknenin mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunu, bu aitliğin yapılan satış sözleşmesi ve müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen ödemeler neticesinde olduğunu, davacı tarafın sözleşmesinin diğer davalı tarafından feshedilmesi üzerine şirketleri ile akdedilen sözleşme uyarınca teknenin müvekkili şirket tarafından edimlerin ifa edilmesi ile satın alınarak teknenin mülkiyetinin tamamen müvekkili şirkete verildiğini, müvekkilini tüzel kişi olduğunu, ve … adından bahsedilemeyeceğini, bahsedilse dahi raporda da görüleceğini edimlerin yerine getirildiğini ve davacının sözleşmesinin feshedildiğinin açıkça ortada olduğunu, davacı tarafın sunduğu delilerde yaklaşık ispat şartının hiç bir aşamada sağlayamadığını, mülkiyeti şirketlerine ait olan teknenin yedieminliğinin davacı tarafa verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu teknenin yedieminliğinin müvekkili şirkete geri verilmesi için 30.11.2022 tarihli ara karardan dönülmesini, 02.06.2022 tarihli yedieminliğin değiştirilmesini dair kararın kaldırılarak … isimli yatın müvekkili davalı …Şirketi yetkilisi veya müvekkil Şirketin atayacağı kaptana yedieminliğin verilmesini, teminatsız olarak yada makul düzeyde belirlenecek teminat ile yedieminliğin taraflarına bırakılmasını, bunun mümkün olmaması halinde geminin yedi eminliğinin taraflarına yada bağımsız bir marinaya bırakılmasını, kıymet takdiri yapılarak karşı taraftan tam bir teminat istenilmesini yada tam teminat sunma hakkının taraflarına verilmesini, yeni bir ara karar kurulmaması halinde ise dosyanın İZMİR BAM ilgili dairesine istinaf incelemesi yapılmak üzere gönderilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 02/06/2022 tarih ve 2022/313 Esas sayılı ara kararı ile;
“1)- Davacı vekilinin talebinin KABULÜNE,
2-a)-6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesi gereğince muhtemel zararın teminat altına almak üzere T.C. Merkez Bankası verilerine göre 01/06/2022 tarihi itibariyle 1 EURO 17.6497 TL’den takdiren 4.300.000,00 EURO’nun % 10’u olan 430.000,00 EURO’nun TL karşılığı 1 EURO=17.6497-TLx430.000,00-EURO=7.589.371,00-TL(yedimilyonbeşyüzseksendokuzbinüçyüzyetmişbirTürkLirası) meblağın Mahkememiz veznesine veya bu meblağı kapsayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ARA KARARIN TEBLİĞİ TARİHİNDEN İTİBAREN 30 GÜNLÜK KESİN SÜRE İÇERİSİNDE Mahkememize sunulduğu takdirde,
b)- Mahkememizin 10/01/2022 tarih ve 2022/12 D.İş. Esas, 2012/11 D.İş karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile ihtiyaten haczedilen “Amerika Birleşik Devletleri Delaware eyaleti gemi siciline kayıtlı Owner(sahip): … Yachting, Registration Number(Kayıt Numarası): …, Issue Date(Düzenleme Tarihi): 23 June 2021, Year Built(Kuruluş Yılı)=2021 Make(Yapım) Numarine, Hull Material(Tekne Malzemesi): Fiberglass, length(uzunluk): 106 Feet / 5 İnches olan “…” İSİMLİ YAT” ÜZERİNDEKİ …’UN YEDİEMİNLİĞİNİN KALDIRILMASINA,
c)-Mahkememizin 10/01/2022 tarih ve 2022/12 D.İş. Esas, 2012/11 D.İş karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile ihtiyaten haczedilen “Amerika Birleşik Devletleri Delaware eyaleti gemi siciline kayıtlı Owner(sahip): … Yachting, Registration Number(Kayıt Numarası): …, Issue Date(Düzenleme Tarihi): 23 June 2021, Year Built(Kuruluş Yılı)=2021 Make(Yapım) Numarine, Hull Material(Tekne Malzemesi): Fiberglass, length(uzunluk): 106 Feet / 5 İnches olan “…” İSİMLİ YAT”ın davacı … T.C. Kimlik numaralı … veya onun yetkilendireceği kaptan …’a yediemin olarak TESLİMİNE,
3)-Kesin Süre içerisinde Teminat yatırıldığı taktirde, Marmaris 1. İcra Dairesi’nin 2022/91 Esas sayılı dosyasına ara kararın infazı için MÜZEKKERE YAZILMASINA,” karar verilmiştir.
Karara tiraz eden – Karşı taraf … , … ANONİM ŞİRKETİ ve … vekilleri itiraz edilmiş, itiraz üzerine duruşma açılmış ve taraf vekillerinin beyanları alınmıştır.
Mahkememizin 06/07/2022 tarih ve 2022/313 Esas sayılı ara kararı ile;
“2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 265/3 maddesi gereğince İtiraz eden – Karşı taraf … , … ANONİM ŞİRKETİ ve … vekillerinin itirazlarının reddine” karar verilmiş, kararın itiraz eden vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi için İzmir BAM’a gönderilmiş halen istinaf aşamasındadır.
30/11/2022 tarihli duruşmada, Davalı … Vekili Av. …, davacı tarafa tekneyi yediemin olarak teslim ederken ve tedbir kararını verirken yaklaşık ispat değerlendirilmek suretiyle yapan sayın mahkemenizin artık yaklaşık ispattan dahi bahsedemeyeceği, hal böyle olunca da davacının iddialarının artık dinlenemez olduğu ve müvekkilimin daha fazla mağduriyete uğramaması için mülkiyeti müvekkile ait olduğu ilk andan beri belli olan teknenin yedieminliğinin müvekkile verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise teknenin üzerine seferden men konulmasını talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; Mahkememizin 02/06/2022 tarih ve 2022/313 Esas sayılı ara kararından sonra yargılama aşamasının devam ettiği, Mahkememizce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucunda davalılar … ANONİM ŞİRKETİ ve … LİMİTED / …’ın ticari defter ve kayıtları ve banka hesapları incelenerek; 1 Mali müşavir ve 1 Bankacı bilirkişi tarafından bilirkişi raporu hazırlandığı, bilirkişi raporunun 30/11/2022 tarihi itibariyle sisteme tarandığı, raporun UYAP’tan alınarak taraf vekillerine tebliğ edildiği, 6100 sayılı HMK’nın 281 maddesi gereğince 2 haftalık beyan ve itiraz süresinin henüz dolmadığı, dosya aslının henüz gelmediği, Davalı …nun ticari defter ve kayıtları ve banka hesaplarının incelenmesi için Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/97 Talimat sayılı dosyasına talimata cevap verilmediği, davalı tanıkları … ve …’in beyanlarının alınması için yeni talimat yazıldığı, talimat cevaplarının gelmediği, defter inceleme işlemleri tamamlanmadığından, 06/07/2022 tarihli ön inceleme duruşmasındaki 3 nolu ara kararda belirtilen uyuşmazlık konuları ile ilgili 1 Gemi Mühendisi ve 1 Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı bilirkişiden rapor alınmadığı, eş söyleyişle yargılama ve delillerinin toplanması aşamasının henüz devam ettiği anlaşıldığından teknenin yedieminliğinin müvekkiline verilmesine karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Bunun mümkün olmaması halinde, yargılama süreci dikkate alındığında dava konusu yatın işletilmemesinin ekonomik olarak zarara neden olacağı, ayrıca yüksek meblağlı muhafaza ve bakım masraflarının da olacağı dikkate alınarak bağımsız bir marinaya bırakılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 02/06/2022 tarih ve 2022/313 Esas sayılı ara kararı ile;
6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesi gereğince, Mahkememizin 10/01/2022 tarih ve 2022/12 D.İş. Esas, 2012/11 D.İş karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile ihtiyaten haczedilen “Amerika Birleşik Devletleri Delaware eyaleti gemi siciline kayıtlı Owner(sahip): … Yachting, Registration Number(Kayıt Numarası): …, Issue Date(Düzenleme Tarihi): 23 June 2021, Year Built(Kuruluş Yılı)=2021 Make(Yapım) Numarine, Hull Material(Tekne Malzemesi): Fiberglass, length(uzunluk): 106 Feet / 5 İnches olan “…” İSİMLİ YAT”ın davacı … T.C. Kimlik numaralı … veya onun yetkilendireceği kaptan …’a yediemin olarak teslimine karar verildiği, anlaşıldığından kıymet takdiri yapılarak karşı taraftan tam bir teminat istenilmesini taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … Vekili Av. … Mahkeme aksi kanaatte ise teknenin üzerine seferden men konulmasını talep etmiş ise de; İlk Derece Mahkemesindeki muhtemel yargılama süreci, istinaf kanun yolu ve Yargıtay temyiz sürecinde geçecek muhtemel süre dikkate alındığında, Mahkememiz 02.06.2022 tarihli yedieminliğin değiştirilmesine dair kararın kaldırılarak … isimli yatın müvekkili davalı …Şirketi yetkilisi veya müvekkil Şirketin atayacağı kaptana yedieminliğin verilmesi…” gerekçesi ile Davalı … Vekili Av. …’un taleplerinin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı davalı …vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı …vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK md. 1370/1 gereği geminin tamamının depo edilmesi şartı ile borçluya bırakılmasının mümkün olduğunu, bunun içinde kıymet takdiri yapılması gerektiğini, yine TTK md 1370/4 gereği ise zaten zilyet ve malik oldukları için en fazla makul bir teminat veya teminatsız geminin yine taraflarına bırakılması gerektiğini, kaldı ki; dosya içerisinde mevcut, davacı tarafça itiraz edilen 28.11.2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın banka üzerinden herhangi bir ödeme yapmadığının, davacı tarafın akdettiği 15.03.2021 tarihli sözleşmenin tek taraflı feshetme hakkına dayalı olarak sözleşmenin yürürlükte olmadığının, sözleşmenin tek taraflı beyanlı sözleşme uyarınca tek taraflı feshedildiğinin, FESİH SONRASI …Şirketi ile başka bir sözleşme yapıldığının ve yeni sözleşme uyarınca yapılan ödemelerin banka yolu ile yapılarak satış işlemine konu edildiğinin, teknenin …Şirketine fatura edildiğinin, daha açık deyişle teknenin mülkiyetinin müvekkili şirkette olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafın sunmuş olduğu delillerle yaklaşık ispat şartını hiç bir aşamada sağlayamadığını, hal böyle olunca mülkiyeti şirkete ait olan teknenin yedieminliğinin davacı tarafa verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, yatın mülkiyetinin tespiti davasında ”teknenin yedieminliğinin davalı şirkete verilmesi yönündeki talebin reddine ilişkin 30.11.2022 tarihli ara karardan dönülmesi ve 02.06.2022 tarihli yedieminliğin değiştirilmesine dair ara kararın kaldırılarak yatın davalı şirkete veya davalı şirketin atayacağı kaptana yediemin verilmesi yönündeki taleplerin reddine” dair 23.12.2022 tarihli ara karara ilişkindir.
HMK’nın 341/1. maddesinde “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denilerek ilk derece mahkemelerince verilen kararlardan hangilerine karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği açıklanmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz kararına itirazı düzenleyen İİK.’nın 265.maddesinde ise; “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./17.mad) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
6102 sayılı TTK’nın ‘Deniz Ticareti’ başlıklı beşinci kitabında da gemilere ilişkin ihtiyati haciz düzenlenmiştir Anılan Kanun’un 1362. maddesi gereğince alacaklının, alacağının 1352. maddeden sayılan deniz alacaklarından olduğu ve parasal değeri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri sunması gerekmektedir. Buna göre, HMK’nın 389. ve İİK’nın 257.maddesinde olduğu gibi talep konusunda yaklaşık ispat gerekli ve yeterlidir.
HMK’nın 394. maddesinde ise;
“(1)Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.
(2)İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/42 md.) Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir.
(3)İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
(4)İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.
(5)İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.” şeklinde ihtiyati tedbire itirazın ne suretle yapılacağı açıklanmıştır.
HMK’nın 392/1.uyarınca ihtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacağı muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olup, yine aynı Kanun’un 394/2. maddesi gereğince teminata itiraz edebilecek olan sadece aleyhine tedbir kararı verilen olup davacı vekilinin bu bağlamda teminatlı verilen ihtiyatı tedbir kararına karşı ilk derece mahkemesi nezdinde başvurabileceği itiraz yolu kanunda düzenlenmemiştir. ( Bknz. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/6915 Esas ve 2013/125 Karar sayılı ilamı)
Kanun koyucu ihtiyati tedbire ilişkin kararlara karşı başvurulabilecek kanun yollarını da özenle, açıkça ve ayrıntılı şekilde düzenlemiş olup, HMK’nın 391’inci ve 394’üncü maddelerinde yer alan kanun yollarına ilişkin düzenlemeden de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yolu açık değildir. Kanun koyucu bu yöndeki iradesini hem kanun yoluna başvurulabilecek tedbir kararlarını açıkça belirterek, hem de bunların dışındaki kararlara karşı kanun yollarına başvurulmasını yasaklayarak düzenlemiştir.
HMK’nın 391. maddesinde sadece ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği öngörülmüşken, HMK’nın 394. maddesinde ise sadece taraflar dinlenmeden verilen ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulacağı düzenlenmiştir. “Teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına” ilişkin 395. maddenin 3. fıkrası ile “durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması”na ilişkin 396. maddenin 2. fıkrasında, kanun yollarını düzenleyen HMK’nın 394. maddesinin 5. fıkrasına bilinçli olarak atıf yapılmamıştır. Kanun koyucunun, ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yolunu açma gibi bir iradesinin olmadığı HMK’nın 395. ve 396. maddelerinin gerekçesinden de açıkça anlaşılmaktadır. Özellikle HMK’nın 396. maddesine karşılık gelen Hükümet Tasarısının 400. maddesinin gerekçesinde bu husus çok açık ve ayrıntılı şekilde ifade edilmiştir. Bu gerekçeye göre, “İhtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir. Hâl ve şartlarda değişiklik bakımından o anda kanun yoluna başvurulamaması, daha sonra işin esasıyla ilgili kanun yoluna başvurulması durumunda, bu hususun incelenmeyeceği anlamına da gelmez. Kanun yolu incelemesinde bu husus da değerlendirilerek bir karar verebilme imkânı kapalı değildir.” madde gerekçesi çok açık olup, özellikle “ihtiyatî tedbirin ve haczin reddi ve ihtiyatî tedbire hacze itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir.” ifadesi karşısında, ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği kabul edilemez.
HMK’nın 341. maddesinin 1. fıkrası da HMK’nın 391 ve 394. maddelerine paralel
bir düzenleme getirmiş ve “ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna” başvurulabileceğini düzenlemiştir. Bu maddeye karşılık gelen Hükümet Tasarısının 345. maddesinin gerekçesinde “İhtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz hakkındaki kararlara karşı da hükümde belirtilen hâllerde istinaf yolu açılmıştır.” denilmektedir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin tüm kararlara karşı değil, ancak “hükümde belirtilen hâllerde” istinaf yoluna başvurulabilecektir. Sonuç itibarıyla kanun koyucu hem yürürlükte olan HMK.’nun 391 ve 394. maddelerde hem de 341. maddede açık bir sınırlama getirmiştir. Üstelik yukarıda değinilen madde gerekçelerinde de kanun koyucu iradesini vurgulamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.03.2013 tarih ve 2013/444 Esas 2013/4848 Karar sayılı, 04.06.2013 tarih ve 2013/8345 Esas 2013/11632 Karar sayılı, 24.09.2013 tarih ve 2013/13228 Esas 2013/16450 Karar sayılı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2013 tarih ve 2013/25812 Esas 2013/20072 Karar sayılı kararları ile yerleşik diğer içtihatlarda da belirtildiği üzere; ihtiyati haciz/tedbir talebinin reddine ilişkin verilen kararlar ile yokluğunda ihtiyati haciz/tedbir kararı verilen kişinin itirazı üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecektir. Gerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ara/ek kararlara karşı kanun yoluna başvuru kabul edilmemiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu olayda, yatın mülkiyetinin tespiti istemli davanın yapılan yargılaması sırasında ihtiyati haciz/tedbir isteyen davacının talebi üzerine verilen, itiraz ve istinaf süreleri/aşamaları geçerek kesinleşen ihtiyati haciz/tedbir kararı ile ilgili olarak teknenin yedieminliğinin davalı şirkete verilmesi yönündeki talebin reddine ilişkin 30.11.2022 tarihli ara karardan dönülmesi ve 02.06.2022 tarihli yedieminliğin değiştirilmesine dair ara kararın kaldırılarak yatın davalı şirkete veya davalı şirketin atayacağı kaptana yediemin verilmesi yönündeki taleplerin reddine dair 23.12.2022 tarihli ara karar, HMK’nın 341. maddesi uyarınca ihtiyati haciz/tedbir kararına itiraz üzerine verilmiş ilk ek/ara karar mahiyetinde olmayıp itiraz/istinaf süreleri geçirilen ve değişen/kesinleşen durumdan dolayı yediemin sıfatıyla yatın teslimine yönelik sonraki ara karar mahiyetinde olduğundan bu ara karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz.
Bu itibarla, davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;

1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/313 Esas sayılı dava dosyasında verilen 23/12/2022 tarihli ARA KARAR, istinaf kanun yoluna başvurulabilen kararlardan olmadığından davalı …vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle peşin alınan harcın davalı … şirketine iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın mahal mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda kesin olmak üzere 11/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.