Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/608 E. 2023/1304 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/608
KARAR NO : 2023/1304
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2022
NUMARASI : 2020/711 Esas 2022/789 Karar

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023

Davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … markası ile Türkiye çapında mağazaları olan ve yurt dışında da tanınırlığı yüksek bir firma olduğunu, Davalı ile 2019 yılı Nisan ayında bayilik sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme uyarınca davalının 2019 Haziran ayından itibaren … markası altında bayi olarak müvekkil şirket ürünlerinin perakende satışını üstlendiğini, sözleşmenin 11.7. maddesine göre “iş bu sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıklarda İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunun yazılı olduğunu, bu nedenle İzmir 6.icra Müdürlüğü’nde 2020/6172 E sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan borca ve yetkiye ilişkin itirazın haksız olduğunu, davalıdan cari hesap alacaklarının mevcut olduğunu, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin Genel Hükümler kısmının 1. maddesi ile sabit olduğu üzere” davalı sözleşmede yazılı şartlar ve müvekkili şirketin zaman zaman yazılı olarak bildireceği uygulama esasları çerçevesinde mağazada müşterilerine perakende ürün satmayı, müvekkili şirket de aynı zamanda aynı şartlarda emtiayı davalıya sağlamayı ve emtianın davalı tarafından mağazada müşterilere şartlarda emtiayı davalıya sağlamayı ve emtianın davalı tarafından mağazada müşterilere satılmasını” kabul ettiğini, devamı maddelerde de davalının her yaz ve kış sezonu için sözleşme konusu emtia içinden dilediği cins renk, model adet ve türlerde emtiayı şirkete sipariş edeceğini, müvekkili şirketin de davalının siparişini değerlendirerek sipariş sınırları içinde kalmak kaydıyla uygun göreceği cins tutardaki emtiayı sağlayacağının kararlaştırıldığını, malların ve faturaların borçluya eksiksiz olarak teslim edildiğini, ancak borçlarını ödemedikleri için icra takibi başlatıldığını borca itiraz dilekçesinde ödeme yapılmadığını zımni olarak kabul ettiklerini, şöyle ki; davalı satılacak ürünlerin miktarının müvekkili tarafından belirlendiğini, bu belirlemenin hatalı yapıldığını ve buna ilaveten yaşanan pandemi süreci de söz konusu olunca bayi sıfatıyla satmak zorunda olduğu ürünleri satamadıklarını beyan ettiğini, davalının müvekkili şirkete bilgi vermeden 13.07.2020 tarihli ve MNY2020000000026-27-28-29-30-31-32-33 nolu toplam 6 adet iade faturaları ile söz konusu faturadaki ürünleri müvekkiline gönderdiğini, ancak imzalanan sözleşmenin 6.maddesi gereği, söz konusu faturaların kabul edilmediğine ve ürünlerin kargo yoluyla iade edileceğine dair tarafımızca İzmir 3.Noterliği’nin 17.07.2020 tarihli ihtarnamesi ve 08743 numaralı ihtarnamenin keşide edilerek e-faturalar ve ürünlerin davalıya iade edildiğini, bu ürünlerin davalının talebi üzerine gönderildiğini, davacı şirketin yalnızca bayinin satışlarını ve tüketici ihtiyaçlarını gözeterek her yaz/kış sezonundan önce bayi tarafından alınması gereken asgari emtia toplam adet tutarını belirlediğini, geri kalan miktardaki ürünlerin siparişini davalının verdiğini, Borçlar Kanunun Sözleşme özgürlüğü başlığı adı altında bir sözleşmenin içeriğinin bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirlenebileceğinin düzenlendiğini, sipariş verilen ürünleri satamadığı iddiası ile borcunu ödememesinin hukuken mümkün olmadığını, kaldı ki sözleşme ile davalının şirketin belirleyeceği emtia fiyatlarına itiraz edemeyeceği ve sipariş ettiği emtiayı almaktan imtina edemeyeceğinin açıkça kararlaştırıldığını, müvekkilinin dekorasyon bedeli talebinin hukuka uygun olduğunu, sözleşmenin mağaza dekorasyonu tanıtım ve satış geliştirme faaliyetine ilişkin maddelerinin karşılıklı kararlaştırıldığını, davalının sözleşmede açıkça kararlaştırıldığı halde marka hakkını ihlal eden haksız rekabete yol açan davranışlar sergileyerek müvekkili ürünlerini değerinin çok altında satışa sunarak sözleşmedeki reklam yasağına ve indirim dönemlerine uymayarak ve gönderilen ihtarnameye rağmen eylemlerinde ısrar ederek sözleşmeye aykırı davranışlar sergilediğini, bu durumun Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/139 D.İş sayılı dosyasıyla da tespit edildiğini bu tespit sonrası davalının bayi olarak işlettiği … mağazasını kapattığını, mağazayı kapatan davalının sözleşmeyi zımni olarak feshettiğinin açık olduğunu, dolayısıyla icra takibinde talep edilen dekorasyon bedelinin davalının sözleşmeye aykırı davranışları gerekse de sözleşmeyi kendi kusurlu hareketleriyle süresinden önce feshetmesinden kaynaklı olarak talep ettiğini, belirterek, bu nedenlerle İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6172 E sayılı dosyasına yapılan yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine ilişkin itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın yasal dayanaktan yoksun davasını aşağıda izah edeceğimiz sebeple gereği kabul etmediklerini, davacı taraf huzurdaki davasında İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2020/6172 E. Sayılı dosyasıyla davalı müvekkili aleyhine yaptığı icra takibine, davalının itirazın iptalini talep ettiğini, yapılan icra takibinde tarafımızca, yetkili icra müdürlüğünün Yalova İcra Müdürlüğü olduğu gerekçesiyle yetki itirazında bulunduklarını, sayın mahkemenizce öncelikle işbu itirazımızın karara bağlanmasını talep ettiklerini, davacı, taraflar arasında mevcut bayilik sözleşmesinde yetkili mahkemenin belirlendiğini bu sebeple yetkili icra müdürlüğünün de yetki sözleşmesinin konusu olduğunu beyanla icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazımızın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının bu yoldaki talebinin reddi ile icra karar verilmesini talep ettiklerini, davacının bu yoldaki talebinin reddi ile icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazımızın kabulu gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmede icra müdürlüğü yetkisine yönelik bir yetki sözleşmesi bulunmadığını, 6100 S.K.nun 6. Maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin olduğu, 10. Maddesinde , sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin icra edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği Hükmünü içerdiğini, İİK.nun 50. Maddesinin atfı ile olayımızda uygulanması gereken işbu yasa hükümleri tahtında icra takibinin, davalı şirketin merkezi ve yine sözleşmenin ifa edildiği Yalova İcra Dairelerinde yapılması gerektiğini, davacı şirket davalının satışlarını, tüketici ihtiyaçlarını, piyasa koşullarını doğru değerlendirmemiş ve sonuçta müvekkiline satılması imkansız olan miktarlarda ürünü almaya mecbur bırakıldığını, davacı işbu kusurlu eylemi ile kendi lehine ancak davalı müvekkili aleyhine davranarak taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal ettiklerini, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2020 / 6172 E.sayılı dosyasına vaki yetki itirazının davacının itirazının reddine, iş bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davacının davasının reddine, İcra takibine mesned asıl alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: “…1-Dava bayilik sözleşmesi kapsamında süregelen ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili talepli başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı taraf dava dilekçesinde davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafa teslim edilen ürünlerin bedelinin ödenmediğini ve bu nedenle takibe konu alacağın ve dekorasyon bedeli iade koşullarının oluştuğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir.
3-Davalı taraf cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş, davacı bayilik verenin davalıya satabileceği ürün sayısından daha fazla ürün gönderdiğini, davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmesine rağmen satılması imkansız miktarda mal gönderilmesi nedeniyle malların satışının yapılamadığını, davacı şirket ile davalı şirketin malların davacı şirkete iadesi hususunda anlaşıldığını ve bir kısım ürünlerin davacı şirkete iade edildiğini, davacı şirketin iade edilen ürünlerin değerinin %40 altında fiyata alacağını beyan etmesi üzerine aralarında uyuşmazlık çıktığını, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranışının bulunmadığını ve sözleşmenin davalı şirket tarafından feshedilmediğini, davacı tarafın sözleşmeyi haksız şekilde feshettiği savunularak davanın reddi talep edilmiştir.
4-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından davalıya ne miktarda ürün gönderildiği, gönderilen ürünlerin satışının imkansız veya çok zor olup olmadığı, bu ürünlerin bir kısmının iade alınıp alınmadığı, iade alınmış ise bakiye davalı borcunun miktarının belirlenmesi ile sözleşmenin feshi nedeniyle dekorasyon bedeli iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Davalı tarafça takipte ve davada yetki itirazın ileri sürülmüş ise de taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinde İzmir Mahkemeleri münhasıran yetkili kılındığından yetki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
5-Mahkememizce dosya 1 SMMM, 1 Tekstil mühendisi ve 1 bayilik konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek -Davacı ile davalı arasında süren bayilik sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından davalıya gönderilen toplam ürün miktarı, davalı tarafça ödenen bedel ve cari hesapta bakiye borcun bulunup bulunmadığı, -Davacı tarafça davalıya gönderilen ürünlerin davalının bulunduğu şehir ve mağaza kapasitesi itibariyle satılabilecek düzeyde olup olmadığı, emsal bayilere gönderilen ürünlere göre miktarın yüksek olup olmadığı,-Davalı tarafın davacıya ürün iade edip etmediği, davacı tarafça ürün iadesi alınmış ise alış-satış fiyatları arasında farklılık bulunup bulunmadığı, -Davalının dosyaya sunulan indirimlerinin davacının bilgisi dahilinde olup olmadığı, indirimlerin diğer bayilerde de uygulanıp uygulanmadığı, davacının bayilik sistem kayıtlarında indirimlerin kayıtlı olup olmadığı, hususlarında rapor alınmış, dosyaya sunulan 24/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre;
“Davacı tarafından davalı tarafa fatura edilen ürünlerin davalıya ait mağazada kapasite ve konumu itibariyle satılabilecek düzeyde oldukları,
Davalının işletmiş olduğu mağazada satış yaptığı tüketici profili itibariyle söz konusu ürün grubunu davacı tarafından belirlenmiş minimum satış fiyatlarıyla satabileceği,
Davalının, davacı tarafından kendisine fatura edilen ürünlerin toplam tutarının aynı Davalının, davacı tarafından kendisine fatura edilen ürünlerin toplam tutarının aynı dönemde yapmış olduğu brüt satış toplam tutarı ile değerlendirildiğinde makul düzeyde olduğu,
Davalının davacıya aynı dönemde iade etmiş olduğu ürünlerin toplam tutarının kendisine fatura edilen ürünlerin toplam tutarının %26 olup bu oranın benzer iş planı ile çalışan firmalar için makul bir düzey olduğu konularındaki kesin kanaatimizi Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygılarımızla arz ederiz.
Bayi sözleşmesine ilişkin yapılan incelemede :
Yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere Takdir Sayın Hakimliğinizin olmakla birlikte Davalı yanın yukarıdaki görsellerle kapatma iradesini ortaya koyduğu, davalı bayinin gerçekte Kapatma saiki yoksa da bu şekilde marka ile birlikte, markanın altına aynı büyüklükte kapatıyoruz yazarak markanın itibarını zedelediği, markanın ticari itibarına zarar vermesi muhtemel davranışlardan kaçınmadığı, bir çok indirim yüzdesi belirleyerek şirket satış, fiyat ve indirim standartlarına ve DOLAYISIYLA SÖZLEŞME ŞARTLARINA UYMADIĞI görüşündeyim….” şeklinde görüş sunulduğu görülmüştür.
Buna göre davacı ticari defter ve bayilik kayıtlarına göre davacının davalı bayiye satılabilecek miktarda ürün göndermiş olduğu ve bir kısım ürünlerin iade alınmış olduğu, bu nedenle davalının gereğinden fazla ürün gönderilmesi ve iade alınmaması suretiyle sözleşmeye aykırı davranıldığı yönündeki savunmasını ispat edemediği değerlendirilmiştir.
6-Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacı alacağı 125.250,01-TL tutarında olduğu görülmüştür.
Davalıya ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde ise davalı ticari defterlerine göre davacının 24.141,65-TL miktarda borçlu bulunduğu görülmüştür.
Davacı ile davalı arasındaki alacak miktarı hususundaki farklığına ilişkin yapılan incelemede, davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunan 101.108,46-TL tutarlı iade faturalarının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve farklılığın bundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacının satışını gerçekleştirdiği mallardan bir kısmının iade alındığı görülmüş ve her iki taraf ticari defterlerinde bunların işlendiği tespit edilmiş ise de, davacı ile davalı arasında ürünlerin geri alımına ilişkin belirli bir sözleşme bulunmadığı, davalının düzenlediği bir kısım iade faturasının ve mal iadesi kabulünün davacının satışı gerçekleştirilen tüm ürünleri iadesini kabul külfeti altına sokmayacağı, davalının taraflar altında bu yönde bir sözleşme veya ticari teamül bulunduğunu ispat külfeti altında olduğu, iade fatura tarihleri dikkate alındığında bu uygulamanın ticari teamül boyutuna ulaşacak şekilde uzun bir dönem sürmediği değerlendirildiğinden davalının bu yöndeki savunmasını ispat edemediği değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça iade malların davacıya teslim edildiğine ilişkin bir kısım ambar teslim-tesellim fişleri sunulmuş ise de, davacı ile davalı arasında süren ticari ilişkide davalı tarafça iadesi yapılıp davacının da kabul ettiği iade faturası ve malların bulunduğu, sunulan ambar fişlerinin içeriğinin hangi faturaya ilişkin olduğunun belirli olmadığı, iade malların davacıya teslim edildiğini ispat külfeti altında olan davalının bu yöndeki ispatı sağlamaya elverişli olmadığı değerlendirildiğinden davalının 101.108,46-TL tutarındaki iade faturasına konu malları davacıya teslim ettiğini ispat edemediği değerlendirilmiştir.
7-Ürün bedeli yönünden ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere davacının 24.141,65-TL tutarlı kısım yönünden alacağın varlığını davalı ticari defterlerine kayıtlı faturalar ile ispat ettiği, bakiye kısım yönünden ise yine davacının düzenlediği faturaların davalı defterlerine kayıtlı olduğu, ancak davalı tarafça düzenlenen 101.108,46-TL tutarlı iade faturalarının davacı ticari defterlerine kayıtlı olmadığı gibi bu fatura içeriği ürünlerin davacıya teslim edildiğinin de ispat edilemediği, bu haliyle davacının açık hesap ilişkisinden kaynaklanan 125.230,03-TL alacağı bulunduğunu ispat ettiği değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunulmuş olup, dosyaya sunulan İzmir 3.Noterliği’nin 17/07/2020 tarih ve 08473 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan 149.993,20-TL alacak talebinde bulunulduğu, davada ispat edildiği değerlendirilen 124.230,03-TL asıl alacağa ihtarnamenin tebliği 23/07/2020 sonrası 3 iş gününün hitamı olan 29/07/2020 tarihinden takip tarihi 06/08/2020’ye kadar 247,07-TL faiz işletilebileceği, ancak davacı tarafça 34,32-TL işlemiş faiz talebinde bulunulduğu gözetilerek bu miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir.
8-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusu sözleşme kapsamında davalıya sağlanan dekorasyon bedeli ödemesinin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Yalova 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/139 D.İş sayılı dosyasında bulunan delil tespitine ilişkin delillerin incelenmesinde davalı şirketin işlettiği ve davacıya ait marka olan “… ” marka ürünlerin satışının yapıldığı mağazada “Büyük İndirim” “Yetişin”, “Yetişen Alır”, “Kapatıyoruz” şeklinde indirim yazılarının büyük fontlarla mağaza camına yazıldığının sabit olduğu, yine delil tespiti sırasında yapılan keşifte ürünlerin bayilik verenin belirlediği fiyatın oldukça altında bir bedele indirimli olarak satıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketin mağaza camında gerçekleştirdiği indirim ve kapatıyoruz temalı ilanların davacı şirketin marka değerine zarar verecek nitelikte olduğu, yine bayilik verenin belirlediği fiyatlardan daha düşük fiyata ürün satışı gerçekleştirilmesinin de bayilik sözleşmesinin 3.2. Maddesi uyarınca bayinin satış fiyatlarına uymak zorunda olduğu yönündeki hükmü ihlal eder nitelikte olduğu görülmüştür.
Bu kapsamda davalının sözleşme hükümlerini ihlal etmiş olduğu, davacı tarafça davalıya 3 fatura karşılığı ödendiği anlaşılan 88.868,00-TL dekorasyon bedelinin haklı fesih nedeniyle sözleşmenin 4.2. Maddesi kapsamında davacıya iadesinin gerektiği değerlendirilmiştir.
Dekorasyon bedelinin iadesi hususunda kıstelyevm usulünün uygulanıp uygulanmayacağı noktasında mahkememizce değerlendirme yapılmış, sözleşme ile taraflar arasında ilk 24 ayda bayilik verenin haklı feshi halinde faturanın %50 oranı, 24-36 ay arasında feshi halinde ise %50 oranın yarısı tutarının ödeneceği yönünde hüküm bulunduğu, tacir olan tarafların sözleşme serbestisi içerisinde belirli bir alım-satım miktarı öngörmeksizin süreye bağlı olarak ilk 24 aylık kısımda %50 oranda iadeyi kararlaştırmış olmakla bununla bağlı oldukları değerlendirilmiş ve sözleşme hükmü doğrultusunda dekorasyon bedelinin %50’si olan 88.868,00-TL’nin davacı tarafça talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunulmuş olup, dosyaya sunulan İzmir 3.Noterliği’nin 17/07/2020 tarih ve 08473 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan 88.868,00-TL dekorasyon bedeli iadesi talebinde bulunulduğu, davada ispat edildiği değerlendirilen 88.868,00-TL asıl alacağa ihtarnamenin tebliği 23/07/2020 sonrası 3 iş gününün hitamı olan 29/07/2020 tarihinden takip tarihi 06/08/2020’ye kadar 175,30-TL faiz işletilebileceği, ancak davacı tarafça 24,29-TL işlemiş faiz talebinde bulunulduğu gözetilerek bu miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir.
9-Davacı tarafça takipte ihtarname gideri talebinde bulunulmuş olup, davacının sözleşmenin feshi hususunda davalıya gönderdiği ihtarname giderinin tacir olan taraflar arasında sonuç doğuran bildirimlerin şekli açısından makul bir gider olmakla haklı feshe ilişkin ihtarname masrafının da davalıdan talep edilebileceği değerlendirilerek bu yönden de itirazın iptaline karar verilmiştir.
10-Davacı tarafça icra inkar tazminatı talebinde bulunulmuş olup, davalının düzenlediği iade faturaları ve dekorasyon bedeline ilişkin alacak talebinin niteliği itibariyle yargılamayı gerektiren uyuşmazlıklar içerdiği gözetilerek bu kısımlar yönünden inkar tazminatına hükmedilmemiş, ancak davalı ticari defter kayıtlarına göre tespit edilen alacak miktarı yönünden alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek inkar tazminatına hükmedilmiştir.
11-Davalı takipte faiz oranına da itiraz etmiştir. Davacının takipte açıkça faiz türü göstermediği gözetilerek yasal faiz talebinde bulunulabileceği değerlendirildiğinden asıl alacak miktarlarına yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile,
“Davanın kabulü ile, İzmir 6. İcra Dairesi’nin 2020/6172 Esas sayılı takip dosyasına yapılan davalı itirazının iptaline, takibin alacak ve faiz miktarları yönünden itiraz öncesi koşullarda devamına, asıl alacak miktarlarına takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, alacağın likit nitelikte kabul edilen 24.141,65-TL tutarlı kısmı yönünden hesaplanan %20 oranındaki 4.828,33-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra takibine konu alacak kalemleri taraflar arasındaki sözleşme uyarınca basiretli tacir olan davalı tarafıdan bilinebilir ve tespit edilebilir nitelikte olup asıl alacağın tamamı likit kabul edilerek asıl alacak müktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, dekorasyon bedeli ve iade faturaları ile ilgili de inkar tazminatı olarak verilmesi gerektiğini, taraflarınca icra takibinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10 faiz işletilmesi talep edildiğini,
her iki tarafın da tacir olduğunu, ticari olmayan kişiler arasındaki ticari iş niteliğinde olmayan işlerde (adi işlerde) faiz belirlenirken başta Türk Borçlar Kanunu olmak üzere çeşitli kanunlarda birtakım sınırlamalar başta Türk Borçlar Kanunu olmak üzere çeşitli kanunlarda birtakım sınırlamalar getirilmekle beraber, ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebildiğini, asıl alacağa yasal faiz uygulanmasının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketlerinin merkezinin Yalova il sınırlarında olduğunu, sözleşmede icra takibi ve dava yönünden yetki sözleşmesi olmadığını, kabulde davacının ticari defterlerinin incelenmesi suretiyle oluşan bilirkişi raporuna dayanıldığını, ancak bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, davacının İzmir ilinde olduğunu, davalının ise Yalova ilinde faaliyet gösterdiğini, bilirkişi raporunun yargı denetimine de açık olmadığını, hangi ölçüler ile hangi bayilerin karşılaştırıldığının belirsiz olduğu, yetki itirazlarının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında çekişme konusu olan 101.108,46 TL tutarındaki iade faturasına konu malların davacıya teslim edildiğini davalının ispat edemediğine dair kabulünün de yanlış olduğunu, bu malların davacıya iade edildiğini, ambar fişlerinin bu mallara ait olduğunu, mahkemece hatalı karar verildiğini, mahkemece davacıda olan ispat külfetinin hatalı bir şekilde yer değiştirilerek kendilerine yüklenmesinin hatalı olduğunu istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bayilik sözleşmesine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından davalıya ne miktarda ürün gönderildiği, gönderilen ürünlerin satışının imkansız veya çok zor olup olmadığı, bu ürünlerin bir kısmının iade alınıp alınmadığı, iade alınmış ise bakiye davalı borcunun miktarının belirlenmesi ile sözleşmenin feshi nedeniyle dekorasyon bedeli iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda “Davalının cari hesap kayıtları itibarıyla davacıdan 2019 ve 2020 yıllarında toplam 1.086.757,17 TL mal satın aldığı,390.615,52 TL tutarında mal iade faturası düzenlediği ve toplamda 672.000,00 TL ödemede bulunduğu 30.07.2020 tarihi itibarıyla cari hesabını 24.141,65 TL borç ile kapattığı, Davalı tarafından 13.07.2020 tarihi ve MNY202002020026-27-28-29-30-31-32-33 seri numaralı iade faturalarının davalı cari hesaplarında mahsup kaydı mevcut iken davacı cari hesaplarında mahsup kaydının yer almadığı, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 17-18/07/2020 tarihli üç adet faturanın davacı cari hesap kayıtlarında mahsup kaydının mevcut olduğu, 30.06.2020 tarihi itibarıyla davacı ve davalı cari hesap kayıtlarının uyumlu olduğu uyumsuzluğun 13.07.2020 tarihi ile kesilen mal iadelerine ait 8 adet ve toplamda 101.108,46 TL tutarlı faturalardan kaynaklandığı…” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde:
Davalının düzenlediği iade faturaları gözetilerek cari hesap alacağının 24.141,65-TL olması, dekorasyon bedeline ilişkin alacak talebinin niteliği itibariyle yargılamayı gerektirmesi gözetilerek davalı ticari defter kayıtlarına göre tespit edilen alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalının takipte faiz oranına da itiraz etmesi, davacının takipte talep ettiği faiz türü ve yüzdelik oranını göstermediği anlaşılmakla davacını yasal faiz talebinde bulunulabileceğinden mahkemece asıl alacak miktarlarına yasal faiz işletilmesine karar verilmesinde de isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde:
Mahkemece “davalı tarafça iade malların davacıya teslim edildiğine ilişkin bir kısım ambar teslim-tesellim fişleri sunulmuş ise de, davacı ile davalı arasında süren ticari ilişkide davalı tarafça iadesi yapılıp davacının da kabul ettiği iade faturası ve malların bulunduğu, sunulan ambar fişlerinin içeriğinin hangi faturaya ilişkin olduğunun belirli olmadığı, iade malların davacıya teslim edildiğini ispat külfeti altında olan davalının bu yöndeki ispatı sağlamaya elverişli olmadığı değerlendirildiğinden davalının 101.108,46-TL tutarındaki iade faturasına konu malları davacıya teslim ettiğini ispat edemediği değerlendirildiği “belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde” davalının MNY2020000000026-27-28-29-30-31-32-33 nolu iade faturaları ile söz konusu faturadaki ürünleri müvekkiline gönderdiğini, ancak imzalanan sözleşmenin 6.maddesi gereği, söz konusu faturaların kabul edilmediğine ve ürünlerin kargo yoluyla iade edileceğine dair tarafımızca İzmir 3.Noterliği’nin 17.07.2020 tarihli ihtarnamesi ve 08743 numaralı ihtarnamenin keşide edilerek e-faturalar ve ürünlerin davalıya iade edildiğini” beyan etmiştir.
Dava dışı … şirketi tarafından sunulan 17.07.2020 tarih 556346 numaralı göndericinin … , alıcının … olduğu 16 koliye ilişkin ambar tesellüm fişinde “Malzemeyi teslim almadığından iade” açıklamasının bulunduğu, 21.0.2020 tarih 551810 numaralı göndericinin … , alıcının … 16 koliye ambar tesellüm fişinde teslim imzasının bulunmadığı görülmüştür. Aynı firma tarafından … tarafından … firmasına 17.07.2020 tarihinde gönderilen 16 koli konfeksiyon malzemesinin teslim alınmadığına ilişkin … Nakliyat … kaşesi ve imzası bulunan 18.07.2020 tarihli tutanak sunulmuştur.
Davalı tarafından 8 adet iade faturasının ve malların davacıya gönderildiği, davacı tarafından faturaların iade edileceğinin ve malların kargo ile iade edileceğinin Noter ihtarı ile bildirildiği, davalı tarafından Yalova 2.Noterliğinin 22.07/2020 tarihli 6352 yevmiye sayılı cevabi ihtarname ile malların teslim alınmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bu durumda taraf kayıtları arasında farklılığa neden olan 8 adet faturaya dayalı 101.108,46-TL tutarındaki ürünle ilgili davacı kendisine ürünlerin iade edildiğini kabul etmekle tekrar davalıya teslim edildiğini kanıtlamak durumundadır.
Davacının 24.141,65-TL tutarlı kısım yönünden alacağın varlığını davalı ticari defterlerine kayıtlı faturalar ile ispat ettiği, bakiye kısım yönünden ise yine 101.108,46-TL tutarlı iade faturalarının davacı ticari defterlerine kayıtlı olmasa da kendisine iade edildiğini beyan ettiği, bu fatura içeriği ürünlerin tekrar davalıya teslim edildiğinin de ispat edilemediği, bu haliyle davacının açık hesap ilişkisinden kaynaklanan 24.141,65-TL alacağı bulunduğunu ispat ettiği, sözleşme hükmü doğrultusunda dekorasyon bedelinin %50’si olan 88.868,00-TL’nin ve ihtarname ücretin de davacı tarafça talep edilebileceği kabul edilmesi gerekmektedir.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2022 tarihli, 2020/711 Esas 2022/789 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1-Davalı vekilinin yatırmış olduğu 3.667,75 TL istinaf (nispi) karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davalı vekilinin yatırdığı 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 36,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
II-1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 269,85 TL maktu karar harçtan peşin olarak alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
III-KALDIRILAN İLK DERECE MAHKEMESİ YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir 6. İcra Dairesi’nin 2020/6172 Esas sayılı takip dosyasına yapılan davalı itirazının iptaline, takibin 24.141,65 TL cari hesap, 88.868,00 TL dekorasyon bedeli, 787,42 TL ihtarname gideri olmak üzere 113.797,07 TL asıl alacak üzerinden devamına, takibin faiz miktarları yönünden itiraz öncesi koşullarda devamına, asıl alacak miktarlarına takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alacağın likit nitelikte kabul edilen 24.141,65-TL tutarlı kısmı yönünden hesaplanan %20 oranındaki 4.828,33 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı olan 7.773,47 TL’den peşin alınan 2.593,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.179,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.593,82 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.508,50 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesap edilen 1.329,17 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 19,50 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre hesap edilen 9,18 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesine göre 18.069,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen bedel üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2 maddesine göre 16.166,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul oranına göre hesap edilen 699,42 davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
10-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın red oranına göre hesap edilen 621,44 TL’nin davalıdan tahsil ile hazineye gelir kaydına,
11-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
12-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 12/07/2023