Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/600
KARAR NO : 2023/657
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2021
NUMARASI : 2020/762 Esas ve 2021/435 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili idarenin 233 sayılı KHK uyarınca sermayesinin tamamı devlete ait tüzel kişiliğe sahip ve faaliyetlerinde özerkliğe sahip, sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülü olduğunu, müvekkili idarenin bina ve eklentilerinin güvenliğinin sağlanması ihale yöntemiyle özel güvenlik şirketlerinden satın alındığını, dava dışı … ’nin müvekkili idarenin özel güvenlik işlerini üstlenen davalı şirketlerde 03/09/2015-17/04/2017 tarihlerinde çalıştığını, dava dışı işçiye 3.633,66 TL kıdem tazminatıile 27,79 TL Damga vergisi ve 1.013,29 TL TİS farkı ile 7,75 TL damga vergisi olmak üzere toplam 4.682,49 TL ödendiğini, davalı şirketler ile müvekkili idare arasında akdedilen sözleşmenin 22.1. maddesi ve teknik şartnamenin 15.5 maddesinde kıdem tazminatı, ücret ve diğer işçilik alacaklarının ödenmesinde sorumluluğun tamamının yüklenici alt işveren firmalara ait olduğunun hüküm altına alındığını belirterek müvekkili idare tarafından ödenen 4.682,49 TL’nin ödeme tarihinden itibaren davalılardan imzaladıkları sözleşmeler gereği sözleşme faizi ile birlikte, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde ticari faizi ile sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…dava dışı … ‘ye ilişkin, belgeler, ödeme belgeleri, davacı ile davalılar arasında ki, özel güvenlik hizmeti satın alımı ihalesine ait teknik şartname ve sözleşmeler dosya içerisinde hazır edilmiş, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı idare, kamu iktisadi kuruluşu olup, 233 sayılı KHK 2/3 maddesi gereğince, kamu iktisadi kuruluşları Özel Hukuk Hükümlerine tabi olup, sosyal amaç yanında verimlilik ilkesi doğrultusunda, kar elde etmeyi amaçladıktan, özel hukuk hükümlerine de tabi olup ve 6102 sayılı TTK nın 16/1 maddesi gereğince; kendi kuruluş kanunları gereğince, özel hukuk hükümleri dahilinde, yönetmelik veya ticari şekilde yönetilmek suretiyle, kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kuruluşların, tacir sayılacakları ve bu şekilde davacı idarenin tacir olduğu, davalılarda limited şirketi olup 6102 sayılı TTK 4 maddesi uyarınca her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili, hususlardan doğan davalar ticari dava sayılıp ve nispi ticari dava niteliğinde ki bu davaların, görevli mahkemesi mahkememiz olmakla, taraflar arasında ki sözleşme hükümleri de dikkate alındığında, dava dışı işçiye yapılan ödemeden dolayı, davalı firmaların sorumluluğu, müteselsil sorumluluk olup, bu şekilde davanın kısmen kabulüne…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı taraf istinaf dilekçesinde özetle; eksik mal teslim etmenin pervasızca hareket kapsamına girdiğini, mahkemenin yanlış yorumlayarak davanın zamanaşımından reddetmesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava, davacının, bina ve eklentilerinin, güvenliğinin sağlanmasının, ihale yönetimi ile özel güvenlik şirketlerine verildiği, hizmet alım işini yapan ve söz konusu güvenlik işini alan, davalıların, dava dışı çalışanı … ‘ye, davacı tarafça yapılan ödemenin, ödeme tarihinden itibaren, işleyecek sözleşme faizi ile birlikte, davalı şirketlerden tahsiline yönelik açılmış tazminat davasıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2021 tarihinden itibaren ise, bu sınır 5.880,00 Türk Lirasıdır. Davalı … Şti. yönünden davanın 1.672,85 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verildiği, anılan davalının istinafa konu ettiği miktar 1.672,85 TL olduğundan 14/01/2021 tarihli gerekçeli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.) Dava değerinin 4.682,49 TL olması nedeniyle 17/02/2023 tarihli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06/04/2023