Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/579 E. 2023/911 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/579
KARAR NO : 2023/911
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2022
NUMARASI : 2022/286 D.iş 2022/291 Karar

TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2023

İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: İhtiyati Haciz İsteyen vekili tarafından sunulan 28/12/2022 tarihli dilekçesi ile; müvekkili şirketin bir takım sac ve metal ürünlerin temini amacıyla internet sitesi üzerinden teklif topladığını, müvekkiline yapılan teklifler üzerinden en uygununun “…” adresli internet sitesi üzerinden iletişime geçilmiş olan … Tic. Ltd. Şti. tarafından verilen teklif olduğunu, 12/12/2022 tarihinde ise proforma fatura düzenlenerek müvekkiline iletildiğini, müvekkilinin karşı taraf ile gerek … no’lu hatta kayıtlı whatsapp uygulaması üzerinden, gerekse … mail adresi üzerinden sipariş teklifleri ve proforma fatura oluşturma süreçlerinde karşılıklı iletişim ile gerçekleştirildiğini, karşı taraftan oluşturulan proforma faturaları ve banka bilgilerinin paylaşıldığını, müvekkilinin talep ettiği sipariş listesi iletildikten sonra, 15/12/2022 tarihinde davalı şirket tarafından bildirilen … Bankası A.Ş.’ye ait … No’lu hesaba 750.000 TL avans ödemesi yapıldığını, ödeme yapıldıktan sonra karşı taraf şirketle hiçbir şekilde ulaşım sağlanamadığını, karşı taraf hakkında yapılan araştırma neticesinde de başkalarını da bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle hileli hareketlerle, aldatmak kastıyla hareket ederek pek çok kişiyi bu şekilde dolandırdıklarının ve mağdur ettiklerinin anlaşıldığını, bu kapsamda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/277378 soruşturma nolu dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulduğunu, borçlu hakkında her ne kadar suç duyurusunda bulunulsa da, savcılık tarafından tedbir kararı verilmediğinden ve davalı şirkete ödenen bedelin tahsilinin sağlanarak müvekkiline iadesi mümkün bulunmadığından, davalı şirket hakkında dava ve icra takibi açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davalı şirketin suç teşkil eden eylemlerinin de bulunduğu nazara alındığında, dava ve/veya icra takibi açılacağından haberdar olması halinde, mallarını kaçırmasından endişe ettiklerini belirterek İİK’nun 257. Maddesi’nin aradığı şartlar gerçekleştiğinden ve müvekkilin uğramış olduğu mağduriyet gözetildiğinde teminatsız olarak borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
MAHKEMECE: ” Dilekçe ekinde sunulan dekontta para gönderiminin ne amaçla yapıldığına dair açıklama bulunmadığı, sunulan delillere göre alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada ihtiyati haciz konusunda yaklaşık ispatın sağlanmadığı kanaatine varılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, maden sanayi işlerinde faaliyetlerini yürüten bir şirket olduğunu, müvekkilinin bir takım sac ve metal ürünlerin temini amacıyla internet sitesi üzerinden teklif toplama işlemi gerçekleştirdiğini, müvekkiline yapılan teklifler üzerinden en uygunu “…” adresli internet sitesi üzerinden iletişime geçilmiş olan … Tic. Ltd. Şti. tarafından verilen teklif olduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde 06/12/2022 müvekkili tarafından ilk teklif taleplerinin gönderildiğini, 07/12/2022 tarihinde davalı tarafından geri dönüş yapılarak teklif fiyatı verildiğini, ardından müvekkili tarafından 08/12/2022 tarihinde teklif talepleri gönderildiğini, davalı şirket tarafından aynı gün fiyat teklifi verildiğini, 12.12.2022 tarihinde ise proforma fatura düzenlendiğini ve müvekkile iletildiğini, dava dilekçesinin 2 nolu ekinde yer alan whatsapp konuşmalarında da görüleceği üzere, davalı tarafından proforma fatura oluşturulduğunu ve ödeme yapılması gereken banka bilgilerinin müvekkili şirket ile paylaşıldığını, 750.000-TL tutarlı bu ödemenin sipariş listesindeki malların alımı için davalı şirkete ödendiğinin net bir biçimde anlaşıldığını, ödemenin yapılmasının ardından davalı şirkete hiçbir şekilde ulaşım sağlanamadığını, davalı hakkında yapılan araştırma neticesinde de, başkalarını da bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle, hileli hareketlerle, aldatmak kastıyla hareket ederek pek çok kişiyi bu şekilde dolandırdıklarını ve mağdur ettiklerinin anlaşıldğıını, bu kapsamda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/277378 soruşturma nolu dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulduğunu ve … Tic. Ltd. Şti. adı altında yapılan dolandırıcılık eylemlerinden sorumlu şüpheli/şüphelilerin tespiti ve cezalandırılmasının talep edildiğini, borçlu hakkında her ne kadar suç duyurusunda bulunulsa da, savcılık tarafından tedbir kararı verilmediğinden ve davalı şirkete ödenen bedelin tahsilinin sağlanarak müvekkiline iadesi mümkün bulunmadığından, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemek zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, incelikle alacaklarının teminatsız olarak, aksi kanaate ulaşılması durumunda ise uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine, borçlunun hesaplarında mevcut hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, satıma dayalı havale işleminden kaynaklı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi, yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edilemediğinden ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı talep eden vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK’nunda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
Dava konusu somut olayda ihtiyati haciz talep eden karşı tarafa ödeme yaptığını, mal teslim edilmediğini iddia ederek banka ödeme belgesi sunduğu, davacının ödemeye ilişkin sunduğu dekont ve sunulan sipariş teklif formları, haciz istenen şirketin kaşesini ve imza içerin proforma faturalar değerlendirildiğinde bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davacı tarafça ödendiği belirtilen bedel olan 750.000 TL üzerinden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Bu itibarla, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan nedenlerle;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1)İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli, 2022/286 D.iş 2022/291 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2)İhtiyati haciz talep eden davacı tarafın yatırmış olduğu 179,90 TL istinaf karar harcının kendisine iadesine,
3)İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yolu harcının davalıdan alınarak ihtiyati haciz talep eden davacıya verilmesine,
4)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1)İhtiyati haciz talep eden yönünden ihtiyati haciz talebinin teminat mukabilinde KABULÜ ile,
2)İİK’nun 257. maddesi uyarınca, yukarıda ismi yazılı davalı/ borçlu …’nin, 750.000,00-TL alacağı karşılayacak haczi caiz menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının 750.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere İHTİYATEN HACZİNE,
3- Davalı/ borçlu …’nin ve 3. şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak 750.000,00-TL’nin % 15’i oranında hesaplanarak takdir olunan 112.500,00-TL nakit teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi veya aynı miktarda kesin ve süresiz bir banka teminat mektubunun mahkememize ibrazı halinde kararın yerine getirilmesi için bir örneğinin ihtiyati haciz talep eden davacı vekiline verilmesine,
4-HMK’nın 261/1. Maddesi uyarınca 10 gün içinde infaz edilmemesi halinde kendiliğinden kalkmış sayılacağına,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-AAÜT’ ne göre tayin edilen 2.400,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı tarafından alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
7-Teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
8-Artan yargılama giderinin istek halinde yatırana iadesine,
9-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 10/05/2023