Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/574 E. 2023/1097 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/574
KARAR NO : 2023/1097
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2022
NUMARASI : 2022/237 Esas Ara Karar
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 08/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2023

İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dilekçesinde özetle ; Davacı tarafça, baskı ve tehdit sonucunda müvekkili şirketin temsil ve ilzama yetkililerinin bilgisi ve rızası dışında şirket yetkilisinin sadece vekaletnamedeki süreyi uzattığı düşüncesi ile verdiği vekalete istinaden önce …’ya daha sonra diğer davalı …’ya satılan aracın mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunun tespiti ile aracın müvekkili şirket adına tescili talebine ilişkin davada aracın satış ve devrinin tedbiren önlenmesi talep edilmiştir.
MAHKEMECE :
Somut olaya bakıldığında, davacı hakkında bu aşamada dosyaya sundukları delillerin yaklaşık olarak ispatlanamadığından, HMK 389 maddesindeki şartların oluşmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı … Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; Cumhuriyet Savcılığındaki ifade tutanakları ile davalıların birlikte müteveffa …’a karşı yapılan eylemlerde ve müvekkili şirketin uğradığı zararların oluşumunda paylarının olduğu, tefecilik, hakaret, tehdit suçlarının işlendiğinin anlaşıldığını, ilgili ifade tutanaklarından dava dışı …’ın yaşadıklarının, aracın müvekkili şirket yetkililerinin bilgi ve rızası olmaksızın satmak zorunda kaldığının açıkça görüldüğünü, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartının yerine getirildiğini beyanla davaya konu 2020 Model … Markalı “…” plaka numaralı ve aracın üçüncü kişilere devri halinde müvekkili şirketin telafisi güç ve imkansız zararlarla karşı karşıya kalacağını beyanla araç üzerine satış ve devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına itiraza ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmüne, aynı yasanın 390/1. maddesinde; “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, “Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hakim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir.
Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir.
HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Mahkeme tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı önleyecek her türlü tedbire karar verebilir. (HMK 391/1.md.)
HMK.nun 392/1. maddesinde; “ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir” hükmü yer almaktadır.
Davacı tarafça, müvekkili şirkete ait aracın 3.kişilere satışının engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de, araç satışı için verilen vekaletnamenin kendisinden rızası ve bilgisi dışında alındığında dair yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı anlaşılmakla mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararda yasaya uymayan bir bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/237 Esas sayılı 03/10/2022 tarihli ara kararına karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir isteyen davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 08/06/2023