Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/562 E. 2023/755 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/562
KARAR NO : 2023/755
KARAR TARİHİ : 12/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2023 ( Ara Karar)
NUMARASI : 2023/100 Esas
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen ara karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat malzemeleri ve zirai malzemeler satıcılığı yaptığını, davalının müvekkilinden ” 70 torba ” Gübre Amonyum Sülfat ” adlı ürünü satın aldığını, satıma konu malların 24.06.2022 tarihinde müvekkili şirket tarafından davalıya teslim edildiğini, … ile aynı soy ismi taşıyan ve şirket çalışanı olduğunu belirten … ‘a satışa konu malların ekteki teslim tutanagı ile imza karşılığı teslim edildiğini, aynı tarihte ürün ve hizmetin davalı tarafından satın alınması nedeni ile müvekkili şirketin davalıya 26.820,00 TL tutarlı 24/06/2022 tarihli AKD2022000000150 numaralı faturayı düzenlediğini, satıma konu malların bedelinin müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle Ortaca İcra Müdürlüğünün 2022/3915 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, 14.10.2022 tarihinde söz konusu takibe karşı haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuk sürecisi tarafların anlaşamaması üzerine sonuçlandığını, davalının davacı dayanağı faturayı yevmiye defterine kaydedildikten sonra iade faturası keserek fatura münderecatına itiraz etmesi nedeni ile bu yöndeki savunmalarına itibar edilemeyeceği için malın davalıya teslim edildiği sabit olmakla davanın kabulü gerekir şeklinde içtihatta bulunduğunu, söz konusu faturaya davalı tarafından süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Davalının bu nedenle fatura konusu malları satın almış ve kabul etmiş durumda olduğunu, davalının ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılması halinde taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisi başka bir yönü ile de ispatlanmış olacağını, davalı borçlu şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu 26.820,00 TL tutarında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin 01/02/2023 tarihli ara kararı ile; ” Somut olayda;talep konusu edilen faturadaki alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığının ancak yargılama sonucu anlaşılabileceği, başka bir anlatımla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli olan “yaklaşık ispat” yükümlülüğünün yerine getirilmediği anlaşılmakla, İİK.257.maddede belirtilen yasal koşullar somut olayda gerçekleşmediğinden yasal koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin “faturadaki alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı belli değildir.” şeklindeki gerekçesinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, faturadaki alacağın olduğunu, çünkü tacir olan davalı tarafından faturaya itiraz edilmediğini, faturadaki alacağın muaccel olduğunu, çünkü TBK m.90’a göre: “İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.” bu nedenle, söz konusu faturanın 24/06/2022 tarihinde muaccel hale geldiğini, dolayısıyla, hatalı gerekçeyle tesis edilen yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2023 tarihinde 2023/100 Esas sayılı dosya üzerinden vermiş olduğu ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, itirazın iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.” hükümleri mevcuttur.
Somut olayda; davacı tarafından davalı şirket hakkında 26/01/2023 tarihli dava dilekçesi ile ticari satımdan kaynaklı icra takibine yapılan itirazın iptali davası açıldığı, mahkemenin 30/01/2023 tarihli tensip ara kararıyla ihtiyati haciz isteminin ara kararla değerlendirilmesine karar verilip, 01/02/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz isteminin reddine karar verildiği, dava dilekçesinin ekinde satış senedi başlıklı 26.820 TL tutarlı malın dava dışı…’a teslimine ilişkin belge örneği sunulduğu, belgede davalı şirketin kaşesinin ve açıklamanın bulunmadığı,…’ın şirket çalışanı olup olmadığına ve malı davalı şirket adına teslim aldığına ilişkin delil sunulmadığı görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/100 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 01/02/2023 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.