Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/551 E. 2023/754 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/551
KARAR NO : 2023/754
KARAR TARİHİ : 12/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2023
NUMARASI : 2022/32 Esas 2023/63 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordatonun Feshi
BAM KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın davalının kullandığı kredilerin zamanında geri ödenmemiş olması sebebiyle davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı şirketin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/336 Esas sayılı dosyasından diğer davacı borçlular ile birlikte açtığı Konkordato dava dosyasına davacı banka alacağının bildirildiğini ve alacak belgelerinin sunulduğunu, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/336 Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme sonucu, …nün Merkez- 80863 sicil numarasında kayıtlı … Şirketi’nin, …nün Merkez- 37297 sicil numarasında kayıtlı … Şirketinin, davacı …’in konkordato taleplerinin kabulü ile konkordatonun İİK 306. Maddesi gereğince tasdikine, davacı borçluların konkordatoya tabi adi borçlarının tamamını tasdik kararının akabinde ve ilk taksidi 2021 yılı Temmuz ayında başlamak üzere 3 ayda bir ödemeli 13 eşit taksit halinde ödemesine karar verildiğini, gelinen aşamada davalı/borçlu şirket tarafından davacı bankaya yönelik olarak yapılmış bir konkordato ödeme planı teklifi, ödeme veya idari bir temas dahi bulunmadığını, davacı taraflar ile yapılan görüşmelerde konkordato tasdik edilmiş ise de bu bağlamda bir ödeme yapmayacaklarını belirttiklerini, İİK’nın 308/e hükmü gereğince kendisine konkordato hükümleri çerçevesinde ödeme yapılmayan her alacaklının, tasdik edilen konkordato ile kendisine sağlanan hakları muhafaza etmek kaydı ile, konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak sadece kendisi için konkordatonun feshini isteyebileceğini, mahkemenin bu alacaklı bakımından konkordatonun feshine karar verirse, bu alacaklının konkordato hükümleri ile bağlı olmaktan kurtulacağını, borçluya karşı cebri icra takibi yapabileceğini, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/336 Esas sayılı dosyasının incelenmesiyle davacı bankanın Konkordato alacaklısı olduğu , konkordatonun tasdiki ve borçluların ne şartlarda ödeme yapacağı hususlarının açıkça anlaşılabileceğini, bankaya davalı tarafından bir ödeme yapılmadığı hususunun da bankanın defter ve kayıtları incelenmekle anlaşılabileceğini, ödeme iddiasının ancak borçlu tarafından senet ile iddia ve ispat edilebileceğini, tasdik edilen konkordato gereği davacı bankaya bir ödeme yapılmamasının İİK 308/e maddesi gereği konkordatonun kısmen feshine kati bir gerekçe teşkil etmekte ise de borçlunun ilk taksitten itibaren “ödemeyi reddediyor olması” ve henüz bir ödeme protokolünün dahi yapılmamış olmasının konkordatosu tasdik edilen şirketin açıkça kötü niyetli olduğunun ve konkordato geçici/kesin mühletleri süresince tedbir kalkanını kullanan borçlunun, Konkordato müessesesi ile “işinin bittiğinin”, sürecin bundan sonrası için artık ödeme yapılmayacak olmasının borçlunun açık “iradesi” olduğunun açık delili olduğunu, İİK 308/f maddesi düzenlemesi gereğince her alacaklının, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini bütün alacaklılar bakımından tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebileceğini, esasında davalının davranışlarının yasanın 308/f kapsamında konkordatonun tamamen feshini gerektirdiğini, İİK 308/f düzenlemesi gereği konkordatonun kesin feshinin gerektiğini ancak dosyaya konkordato komiseri tarafından sunulan bir rapor bulunmaması karşısında davacı şirketin diğer alacaklılara ödeme yapıp yapmadığının bilinmediğini, her ne kadar davalının 308/f maddesi gereği konkordatosunun tamamen feshi talep ediliyor ise de, diğer alacaklılara ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun komiser raporunun konkordato dosyasına dosyaya sunulması ile anlaşılacağından terditli olarak İİK 308/e gereği konkordatonun davacı banka açısından kısmen feshini de istemek gereği hasıl olduğunu belirtmiş , İİK 308/f düzenlemesi gereği konkordatonun tamamen feshini, bu talebin bu aşamada davacı bankaca tespit edilemeyecek sair sebepler ile kabul görmeyecek olması karşısında terditli olarak da, İİK 308/e düzenlemesi gereği davacı bankaya konkordato ödemesi yapılmadığından Konkordatonun davacı banka açısından nısbi olarak (kısmen) feshine ve İİK 308. Maddesinin feshe bağladığı sair sonuçlara hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin 2019/336 Esas, 2021/524 Karar sayılı ilamı ile konkordatonun tasdikine karar verildiğini, kararda davacı ve dosya borçluları …., … Şirketi,… Şirketi’nin konkordato talebinin kabulüne, konkordatolarının İİK’nın 306. Maddesi uyarınca tasdikine, konkordato projesi gereğince davacı borçlularının konkordatoya bağlı borçlarının ilk taksidi 2021 yılı Temmuz ayında başlamak üzere 3 ayda bir ödemeli 13 eşit taksit halinde ödemelerine şeklinde hüküm verildiğini, davacı tarafın konkordatonun kısmen feshini istemesi bakımından hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafın alacağının konkordato ön projesinde belirtildiği üzere büyük bölümünün rehinle teminat altına alındığını, davacının alacağı güvence altına alınmışken davalı aleyhine konkordatonun kısmen feshi talebinde bulunması bakımından kötüniyetli olduğunu, Konkordatonun feshi davasını açmak yetkisinin, alacaklarını konkordatoya göre almak zorunda olan imtiyazsız alacaklılara ait olduğunu, imtiyazlı, rehinli alacaklıların konkordatonun feshi davası açabilmelerinin mümkün olmadığını, davacının konkordato projesinde görülen alacağının tamamını çok daha önce tahsil ettiğini, davacının, davalılardan projeye aykırı olarak alacağına işletmiş olduğu faizin işlemiş faizini tahsil etmeye çalıştığını, davacının rehinle karşılanmayan alacağı olmadığı gibi, talep ettiği alacağın konkordato projesinde kayıtlı ve mevcut olmayan alacak talepleri olduğunu, davacının konkordato projesine ve mevcut ödeme planına aykırı bir biçimde, tamamen usulsüz ve plana aykırı bir şekilde faize faiz işlettiğini, konkordato projesini ve ödeme planını tamamen hiçe saydığını, buna rağmen iyi niyetli davalılar tarafından alacaklı tarafa ödemeler yapıldığını hatta bu ödemeler kapsamında alacaklı tarafından İzmir 1. İcra Müdürlüğünde bulunan 2019/14087 Esas sayılı ipotek takibinden feragat edilip 150/c şerhi kaldırılarak ilgili dosyanın kapatıldığını, davacının hiçbir tahsilat yapmadığı ve ödeme yapılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, icra dosyasından davacının tahsilat ve ödeme nedeniyle feragat ettiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde ”Borçlu şirket tarafından müvekkil bankaya yönelik olarak yapılmış bir konkordato ödeme planı teklifini, ödeme veya idari bir temas dahi bulunmamaktadır.” iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, davalılar tarafından defalarca iletişim kurulup ödeme yapılmaya çalışıldığını ancak davacı yanın iyi niyet dışı bir şekilde faize faiz işletmesi, ödemeler yapıldığı halde yapılmamışcasına beyanda bulunarak işbu davayı açmasının hukuka da vicdana da aykırı olduğunu, konkordato ön projesinde davalı tarafından davacı lehine rehinli alacak hakkı tanınmış olup davacının rehinli alacağının, İİK m.308/h bendinin atıfta bulunduğu İİK’ nın 285/1 hükmü gereğince rehin alacaklısına konkordatoyu kısmen feshetme hakkı vermediğini, rehin alacaklısı olan davacının rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip türüne başvurmadan davalı aleyhine konkordatonun kısmi feshine başvurmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının konkordatonun kısmi feshi davasının haksız, usul ve yasaya aykırı olduğunu, konkordatonun feshi davasının görülebilmesi için konkordatonun tasdik kararının kesinleşmiş olması gerektiğini, konkordatonun tasdiki kararının bir kısım alacaklılarca istinaf edildiğinden, konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmediğini, davacı tarafından davalılar ile herhangi bir yapılandırma yapılmadığı ve hiçbir taksit ödemesinin gerçekleşmediğinin iddia edildiği ancak bu iddiaların tamamının haksız ve gerçek dışı olduğunu, komiser raporunda da açık olduğu üzere davalılar tarafından tüm alacaklılara taksit ödemelerinin zamanında yapıldığını, davacının usul ve yasaya aykırı fesih iddiasının kabul edilmediğini, davacı dışında, davalı şirkete açılmış hiçbir dava olmadığını, davacı şirket tarafından konkordatonun tamamen feshi terditli olarak da konkordatonun kısmen feshi talebinde bulunulduğunu, bunun kabulünün mümkün olmadığı ancak konkordato projesi tasdik edilen borçlunun, kötü niyetli olarak konkordatoyu sakatlamış ise mahkeme tarafından konkordatonun tamamen feshine karar verilebileceği davalıların herhangi bir kötü niyetli hareketi bulunmadığından zaten konkordatonun tamamen feshinin terditli olarak da konkordatonun kısmen feshi talebinin de reddi gerektiğini belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
“Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça Mahkememizin 2019/336 E 2021/524 K sayılı kararı kapsamında tasdik edilen konkordato projesi doğrultusunda davacı tarafa gerekli ödemelerin yapılmadığından bahisle konkordatonun feshine karar verilmesine yönelik olarak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı, İzmir 5. Asliye Ticaret mahkemesince görevli Mahkemenin İzmir 1. Asliye Ticaret mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, kararın kesinleştirilerek dosyanın Mahkememize tevdi edildiği, davalılar … Şirketi , … ve … Şirketi tarafından Mahkememizin 2019/336 Esas 2021/524 Karar sayılı dosyasında konkordato davası açıldığı, Mahkememizce 03/06/2021 tarihinde … Şirketi, … ve … Şirketi ‘ nin konkordato taleplerinin kabulü ile konkordatonun İİK 306. Maddesi gereğince tasdikine ,davacı borçluların konkordatoya tabi adi borçlarının tamamını tasdik kararının akabinde ve ilk taksidi 2021 yılı Temmuz ayında başlamak üzere 3 ayda bir ödemeli 13 eşit taksit halinde ödemesine karar verildiği ,davalı tarafça 03/06/2021 konkordato tasdik kararı sonrası davacı bankaya herhangi bir ödemenin yapılmadığı ve İİK 308/e maddesi kapsamında konkordatonun davacı yönünden feshine karar verilmesine ilişkin yasal koşulların oluştuğu incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile,
“1-Davanın KABULÜ ile Mahkememizin 2019/336 Esas , 2021/524 Karar sayılı dosyasında tasdik edilen konkordato projesinin davacı … Bankası AŞ. yönünden İİK 308/e maddesi gereğince kısmen FESHİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; konkordatonun feshi davası açma yetkisi, alacaklarını konkordato ödeme planına göre almak zorunda olan imtiyazsız alacaklılara ait olduğunu, imtiyazlı, rehinli alacaklıların konkordatonun feshi davasını açabilmelerinde hukuki yararları olmadığı gibi, kanunen mümkün de olmadığını, davacının, konkordato ödeme planında öngörülen alacaklarının tamamını müvekkillerinden çok daha önceden tahsil etmiş olup davacı yan ödeme planına tamamen aykırı olarak işlemiş faize faiz işleterek alacak yaratmakta olduğunu ve söz konusu alacağı tahsil etmeye çalıştığını, tüm iyi niyet dışı davranışlara rağmen müvekkilleri tarafından alacaklı tarafa ödemeler yapıldığını hatta bu ödemeler kapsamında alacaklı tarafından İzmir 1. İcra Müdürlüğünde bulunan 2019/14087 Esas sayılı ipotek takibinden feragat edilip 150/c şerhi kaldırılarak ilgili dosyanın kapatıldığını, davacının hiçbir tahsilat yapmadığını ve ödeme yapılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, icra dosyasından davacının tahsilat ve ödeme nedeniyle feragat ettiğini, anılan tüm bu nedenler ile, yerel mahkemece kurulan davanın kabulüne yönelik hüküm usule, yasaya ve yerleşmiş yargı içtihatlarına aykırı olup hükmün kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurulduğunu ileri sürerek, hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, hükmün bozulması yerine, davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılarak istinaf incelemesi neticesinde haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, konkordatonun tamamen feshi olmadığı takdirde kısmen feshi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, konkordato kapsamında alacakları ödenmediğinden konkondatonun tamamen aksi halde davacı şirket yönünden kısmen feshini talep etmiştir.
Davalılar, davacı alacağının rehinle teminat altına alındığını, rehinle teminat altına alınmayan alacağı olmadığını, rehin alacaklısınına İİK 308/h bendinin atıfta bulunduğu 285/1 maddesi hükmünün konkordatoyu kısmen fesih hakkı vermediğini, davacının alacaklarını tahsil ettiğini, ödeme planına aykırı olarak faize faiz talep ettiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Mahkemece konkordatonun tamamen veya kısmen fesih koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine yönelik olarak davacı banka kayıt ve belgeleri ile davalı şirket kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilip alınan rapor ve ek rapor sonrası davanın kabulüne karar verilmiş ise de, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/336 Esas, 2021/524 Karar sayılı 03/06/2021 tarihli konkordatonun tasdikine karar verilerek kayyum ataması yapıldığı, kayyımdan rapor alınararak işlem yapılması yeterli iken bilirkişi raporu alınması yerinde olmadığı, kaldı ki bilirkişi heyeti ek raporunda da ” Karar içeriğinde davacı banka alacakları yönünden yer almamıştır. Dava dosyası içindeki konkordato komiser raporlarında adi banka alacakları toplam olarak yazıldığından davacı banka alacağı tespit edilememiş takdir mahkemeye bırakılmıştır” değerlendirmesi yapıldığı görülmüştür. Bu haliyle alınan rapor ve ek rapor hüküm vermeye elverişli değildir.
O halde mahkemece kayyımdan davacının konkordatoya tabi adi veya rehinli alacaklı olup olmadığı, ödeme planında kayıtlı adi alacağı bulunup bulunmadığı, ödeme planına göre ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarında rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Sonuç olarak yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek derecede önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/01/2023 tarih ve 2022/32 Esas 2023/63 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.