Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/540 E. 2023/1618 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/540
KARAR NO : 2023/1618
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2022
NUMARASI : 2021/440 Esas 2022/1095 Karar
DAVANIN KONUSU : Tespit
BAM KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin … ili, … İlçesi, … Köyü, … Mevkii adresinde her biri 999 KW gücünde 6 (altı) adet lisanssız güneş enerjisi santrali (GES) kurmak amacıyla 13.11.2015 tarihinde (62372, 62377, 62382, 62386, 62389, 62393 sayılı) davalı şirkete bağlanmak için başvurular yaptığını, davalı şirketin dava konusu 06.03.2016 tarih 9674 sayılı idari işlemi ile müvekkilin bağlantı izin taleplerini reddettiğini, davalı şirketin 9674 sayılı yazısı ekinde müvekkilin başvuru evraklarını ve …ın TM kapasite yazısını kargo ile müvekkil şirkete gönderdiğini ve yazının 10/03/2016 tarihinde tebellüğ edildiğini, davalı şirketin kamu kurumu olan …ın bağlı kuruluşu olarak elektrik dağıtım faaliyeti göstermekte iken özelleştirme programına alınan davalı şirket hisseleri özelleştirildiğini, davalı şirketin tekel olarak dağıtım faaliyetini yürüttüğünü, Samsun Ticaret Siciline kayıtlı müvekkili şirketin iştigal alanı her türlü elektrik enerjisi üretim ve satışı faaliyeti olduğunu, müvekkilinin güneş enerjisi verimliliği yüksek bölgelerde yatırım yapmak istemesi, müvekkili şirketin yaptığı fizibilite çalışmalarında dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın ve bölgenin trafo ve hat kapasitesi itibariyle GES kurmaya müsait alan olduğunu tespit ettiğini, GES kurmak üzere gerekli yatırımları yaptığını, başvuru için gerekli tüm belgeleri tamamladığını, bu kapsamda müvekkilinin proje çizdirdiğini, ilgili kurumlardan müsaade aldığını, gerek ülke ekonomisine gerek çevreye faydalı bir faaliyet sürdürebilmek adına müvekkil şirketin yaptığı fizibilite çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmazda GESler kurmak üzere eksiksiz evraklarla başvurular yapıldığını, davalının internet sitesinde ilan ettiği kasım ayı değerlendirme sonuçlarına göre trafo merkezi kapasitesi için “bağlantı başvurusu TM kapasitesi olmadığından reddedildi” notu düşüldüğünü, bilahare sonucun müvekkile dava konusu işlem ile bildirildiğini, müvekkili şirketin başvurularını reddeden davalı şirket dava konusu red işleminde trafo merkezi kapasitesinin aşımını ileri sürdüğünü, davalı tarafından müvekkil firma başvuruları değerlendirilirken mevzuat uyarınca …dan görüş talep edildiğini, resmi olarak açıklanan verilere ve …ın davalının yazısı ekinde gönderdiği TM kapasitesine ilişkin yazısına göre bölgede mevcut gerek … TM gerek diğer trafolarda dava konusu lisanssız elektrik üretimi tesislerinin bağlanmasına uygun kapasite olduğunun sabit olduğunu, nitekim davalının yazısı ekinde gönderdiği …ın 25.11.2015 tarihli yazısında “… TM OG Barası için aynı sahada yan yana maksimum 17 MW lisansız santral bağlanması koşuluyla toplamda bağlanabilir kapasite olan 36 MW rüzgar ve güneş enerjisine dayalı lisansız üretim santralleri için kapasite tahsisi Teşekkülümüzce UYGUN değerlendirilmektedir.” denilmek suretiyle güneş enerjisi için 17 MW bağlantı yapılmasına uygun görüş bildirilmişken ve trafo kapasitesi müsaitken dava konusu işlem ile müvekkilin başvurusunun TM (Trafo Merkezi) kapasitesi olmadığından denilmek suretiyle reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığını, davalı tarafın müvekkili şirketin başvurularını redetmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, dağıtım şirketleri ile ilgili basında çokça yer alan haberlerde dağıtım şirketleri, doğrudan veya dolaylı ortaklarına ve çalışanlarına, yakınlarına lisansız kapasite tahsisi yapmak amacıyla başvurucuların taleplerini reddettiklerini, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine ilişkin Yönetmelik (Yönetmelik)in bağlantı esasları başlıklı 6. maddesi “Bağlantı başvurusu talebi, ancak İlgili Mevzuat ve İlgili Teknik Mevzuat hükümleri kapsamında reddedilebilir.” hükmünü içerdiğini, davalı dağıtım şirketi … TMnin kapasitesi yeterliyken, müvekkil başvurularının 36 MW olan kapasitenin dışında kalmakta olduğunu ileri sürerek müvekkil şirketin bağlantı başvurusunu reddettiğini, oysa ki … TM (trafo merkezi) müvekkil şirketin talebini fazlasıyla karşılayacak kapasiteye sahip olduğunu, davalı dağıtım şirketinin kapasiteyi kendi elinde tutmak için müvekkilinin talebini hukuka aykırı şekilde reddettiğini, davalı şirketin hissedarı … GES, … GES, … GES gibi bağlantı görüşü aldığı santrallerin bilindiğini, müvekkili şirketin yenilenebilir enerji üretmek için yaptığı yatırımın heba edildiğini, dağıtım şirketlerinin iyiniyet kurallarına aykırı işlemleri sonucunda, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Yönetmelike (23.03.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren) hüküm koymak zorunda kaldığını, Yönetmeliğinm.31.21 “Bu Yönetmelik kapsamında; a) Dağıtım ve görevli tedarik şirketlerinin doğrudan ve dolaylı ortakları ve bu kapsama giren gerçek kişilerin birinci derece akrabaları, b) Dağıtım ve görevli tedarik şirketleri ile bu tüzel kişilerin doğrudan ve dolaylı ortaklarında istihdam edilen kişiler ve bunların birinci derece akrabaları,… ilgili dağıtım şirketinin dağıtım bölgesi ve ilgili dağıtım şirketinin hissedarı olduğu dağıtım bölgesinde 5 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan rüzgar ve güneş enerjisine dayalı kurulu gücü 50 kWdan fazla lisanssız üretim faaliyetinde bulunamaz.” hükmünü amiri olduğunu, emsal olarak Kahramanmaraş İdare Mahkemesinin 2015/787 E. Sayılı dosyasında da davalı şirketin işleminde hukuka uyarlık bulunmadığına dair karar tesis edildiğini, müvekkili ile aynı konuda bulunan başvurucunun talebinin reddi üzerine açılan dava sonucunda verilen bu haklı karar basında da çok yankı bulduğunu, “Lisansız üretimin önü açıldı” “Dağıtım şirketleri, lisanssız elektrik üreticilerine mevzuat dışı engel çıkaramayacak” “Elektrik dağıtım şirketlerine önlem” gibi başlıklar ile bir çok gazetede yer aldığını, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine ilişkin Yönetmelikin m.6.2 ikinci cümlesi”…Dağıtım şirketi veya OSB dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, …ın bildireceği bağlanabilir kapasiteyi bağlantı görüşlerinin sonuçlandırılmasına esas alır…” hükmüne amir olduğunu, davalı tarafından …ın görüşü esas alınmayarak tesis edilen dava konusu işlem söz konusu hükme aykırı olduğu gibi açıkça hukuka da aykırı olduğunu, bu emredici amir hüküm kapsamında … görüşünün alınması hususunda davalı şirketye takdir yetkisi verilmemiş bizatihi bağlı yetki verildiğini, emsal içtihatlardada yer aldığı üzere davalının işiminin hukuka aykırı olduğunu, hatta Danıştay 13. Dairesi 19.01.2010 tarih ve 2008/2433 Esas, 2010/383 Karar sayılı kararında ” Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin… 50 MWın üstünde olması nedeniyle konunun … tarafından incelenmesinin uygun olacağının bildirildiği, … tarafından ise, Kurum tarafından daha önce başvuruda bulunan şirkete lisans verilmesi halinde bağlantı yapılmaması … Ltd. Şti.nin projesi olan … Rüzgar Enerji Santralinin kapasitesinin 30 MWa düşürülmesi durumunda ve … TM 154 kv barasına bağlanmasının mümkün olduğunun belirtildiği… başvurunun reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, inceleme ve değerlendirme aşamasında, iletim ve/veya dağıtım sistemine bağlantı konusunda olumsuz görüş verilmesi… işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır” Gerekçesiyle karar verildiğini, anılan kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 27.11.2013 tarih ve 2010/1379 Esas ,2013 4277 karar sayılı sayılı kararıyla oybirliği ile onandığını, yine Danıştay 13. Dairesi ve İdari Dava Daireleri Kurulu da …ın olumsuz görüşünü esas almak suretiyle karar vermiş enerji bakanlığından görüş alınmadan dolayı bozulmasına karar verilmediğini , bu itibarla anılan kararın mefhum-u muhalifinden hareketle dava konusu işlemde … görüşünün esas alınmaması Danıştay 13. Dairesi müstekar kararlarına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, Danıştay 13. Dairesi 03.10.2011 tarih ve 2011/2753 Esas , 2011/4173 Karar sayılı kararında “… şirketlerin bağlı yetkiyle hareket ettikleri durumlarda, yasalar tarafından belirlenen hususlardan farklı bir uygulama yapamayacakları…” gerekçesiyle karar verildiğini, Danıştay 13. Dairesi 06.06.2011 tarih ve 2008/2848 Esas , K:2011/2687 Karar sayılı kararında “… uygulama konusunda bağlı yetki içinde oldukları sonucuna varıldığı … başka seçeneğinin olmadığı göz önüne alındığında, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiğini bu kararında davalı şirket tarafından temyiz edildiğini, .Danıştay 13. Dairesi 12.04.2010 tarih ve 2007/7091Esas, 2010/3196 Karar sayılı kararının da aynı yönde olduğunu, davalı şirketin …a görüşünü sorarak bağlı yetki içerisine girmiş olduğundan gelen cevaplara göre karar vermesi gerekirken davalı şirketin dava konusu işlemi mevzuata, hakkaniyete, bağlı yetki kuralına, idari istikrar, haklı beklenti ve şirketnin güvenirliği ilkelerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, emsal yargı kararlarınında haklılıklarını ortaya koyduğunu, yönetmeliğin, “…tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarının tüketim noktasına en yakın üretim tesislerinden karşılanması…” amacına uygun olarak müvekkil başvurusunu yaptığını, davalı tarafın red gerekçesinin, gerek … TM gerek diğer trafolar yönünden gerçek dışı olduğunu, … TM de mi kapasite yetersizdir, diğerlerinde mi? bilindiği üzere … TMde kapasite vardır ve en yakın nokta itibarıyla … TMden müvekkile bağlantı görüşü verilmeliydi. Red işlemi tesis edilmesinde hukuki yarar bulunmadığı gibi kamu yararının olmadığını, davalı tarafın başvuruları reddetmek için hukuki dayanaktan yoksun gerçeğe aykırı şekilde bahane ürettiğini, başvuruların reddine dair yazıda hukuka uyarlık bulunmamakta olup, başvurulara uygun görüş verilmesi gerekirken redde dair işlemin kabul edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle, müvekkilin haklarının korunması açısından, hiçbir yasal dayanağı olmaksızın davalı yanın müvekkili mağdur edecek şekilde aleyhe olarak, yasaya aykırılığı tartışmasız olan dava konusu işleminin ivedilikle iptal edilmesini davalı şirketin özel hukuk hükümlerine tabi tüzel bir kişi olduğunu, öncelikli olarak huzurdaki davalarının İzmir 4. İdare Mahkemesi nezdinde ikame edilmiş ise de, sonrasında benzer nitelikte bir uyuşmazlıkta Uyuşmazlık Mahkemesinin 28.11.2016 tarih ve 2016/ 103 Esas, 2016/ 531 Karar sayılı kararına atıfta bulunmak suretiyle, İzmir 4. İdare Mahkemesinin 2016/ 1445 Esas, 2017/ 2092 Karar ve 05.12.2017 tarihli kararı ile “…davalı …ın; davanın açıldığı tarih itibari ile kamu kuruluşu niteliği taşımadığı ve faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre sürdüren bir özel hukuk tüzel kişisi olması karşısında; idari yargı yetkisi (görev alanı) kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır…” denilmek suretiyle davanın görev yönünden reddi yönünde hüküm tesis edildiğini, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdare Dava Dairesi 2018/675 esas, 2018/697 karar sayılı kararı ile kesinleştiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı … AŞ nin 06/03/2016 tarih 9674 Karar sayılı ilamı ile hukuka aykırı olarak müvekkili şirketin lisanssız güneş enerjisi santrali (GES) kurmak amacıyla 13/11/2015 tariinde yaptığı bağlantı başvurularının reddine ilişkin kararın iptali, müvekkili şirketin 13/11/2015 tarihli şirketin linassız günüş enerjisi santrali kurmak amacıyla yaptığı bağlantı (62372-62377-62382-62386-62389-62393 sayılı başvurularının kabulü ile hükmen bağlantı yapılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Aş vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın düzenleyici işlem yapan kurum EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) ve kapaside tahsis işemini yapan kurum … (… AŞ ) ye yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hukuk, dayanaktan yoksun olduğundan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu ile ilgili mevzuat düzenlemeleri Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine ilişkin yönetmelik ve uygulama tebliğinde yer aldığını, davacı tarafından kurulması planlanan her biri 999 kw gücündeki 6 adet GES ‘ne ilişkin 13/11/2015 tarihinde yapılan başvuruların Aralık 2015 ayı içerisinde incelendiğini, evrak ve teknik değerlendirmeden olumlu geçtiğini ancak … tarafından trafo merkezlerinin kapasitelerinin yetersiz olmasından dolayı aynı dönemde … TM üzerinden yapılan bütün başvuruların rededildiğini, neticeden genel olarak değerlendirme süreci belirtilen hükümlere uygun olarak müvekkili şirketçe kurulmuş komisyon tarafından Elektrik Piyasasında Lisanssız elektrik Üretimine ilişkin Yönetmelik ve Uygulama Tebliğinde belirtilen şartlar doğrultusunda değerlendirildiğini, müvekkili şirket tarafından iddiaların aksine mevzuata aykırı herhangi bir uygulama yapılmasının sözkonusu olmadıını, müvekkili şirketçe yasal mevzuat çerçevesinde işlemler yapıldığını, yapılan iş ve işlemlerde hukuka aykırılığın sözkonusu olmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Mahkememiz İlamı: Mahkememizin 10/12/2019 tarih 2018/729 esas 2019/1352 karar sayılı kararı ile iş bu davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle yargı yolu yanlışlığından davanın reddine karar verildi
İstinaf Ortadan Kaldırma Kararı: Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. HD.’nin 25/02/2021 Tarih 2021/338 esas 2021/286 karar sayılı ilamı ile Yargıtay ve uyuşmazlık mahkemelerinin yerleşik içtihatlarına göre her 2 şirkette özel hukuk bünyesinde olan tüzel kişiler olup iş bu taraflar arasındaki davanın görülme yerinin adli yargı olduğu anlaşılmış olmakla, istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu kararımızın kaldırılmasına karar verilmiştir.
MAHKEMECE:”…Dava; davacının lisanssız GES kurma başvurularına ilişkin davalı tarafından verilen red kararının iptali ile başvurunun kabul edilerek hükmen bağlantı kurulmasına yönelik muarazanın giderilmesi davasıdır.
Davacı taraf, … İli, … İlçesi, … Köyü, … Mevkiindeki taşınmazı üzerinde 6 adet lisanssız güneş enerjisi santrali kurmak için 13.11.2015 tarihinde … A.Ş.’ne müracaat ettiğini, davalı şirkete yapmış olduğu bağlantı talebinin 06.03.2016 tarihinde reddedildiğini, davalının başvuruların reddine ilişkin kararının usulüne aykırı olup iptalini ve hükmen bağlantı kurulmasını talep etmektedir. Davalı taraf ise lisanssız elektrik üretim santrallerinin ilgili trafo merkezine bağlantıları için gerekli kapasitenin … tarafından belirlendiğini, davacının bağlantı için müracaat ettiği … trafo Merkezinde lisanssız elektrik üretimi için … tarafından maksimum 36 MW kapasite tahsis edildiğini, davacı şirketten önce Eylül — 2015 ayı itibariyle … Trafo merkezine bağlanmak için 101 şirketin başvuruda bulunduğunu, ilk 36 başvuru için 35,609 MW güç tahsisi yapıldığını, geri kalan 65 şirket için trafo kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle başvuruların olumsuz olarak değerlendirildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup 24.01.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunun ve davacı vekilinin bu rapora itirazı üzerine heyete enerji hukuku alanında uzman bilirkişi de eklenerek alınan 15.08.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu, …’a ait her bir trafo merkezine bağlanabilecek lisanssız yenilenebilir elektrik üretim tesislerinin toplam kurulu gücünün bizzat … tarafından belirlendiği, ilgili Trafo Merkezine bağlanabilecek lisanssız elektrik üretim tesisi kapasitesini belirleme konusunda davalı … A.Ş.’nin herhangi bir yetkisinin bulunmadığı, davalı şirketin, yalnızca, her trafo merkezi bölgesinde üretim yapmak isteyen lisanssız elektrik üretim tesisleri başvurularını kabul ettiği, başvuruların Yönetmelik ve Tebliğde belirlenen kriterlere uygun olup olmadığını, gerekli yasal ve teknik belgelerin verilip verilmediğini incelediği, bunları sıraya soktuğu ve bağlantı taleplerini yasal mevzuat ve belge yönünden tamam ise olumlu görüş vererek …’a bildirdiği, yasal mevzuata göre değerlendirmenin hangi kriterler dikkate alınarak yapılacağı belirtilmiş olup, buna göre de en önemli kriterin başvuru tarihi olduğu, davacı şirketin belgeleri yasal mevzuat ve teknik kriterler yönünden uygun olmasına karşılık, davacının başvurusunun yapıldığı 13.11.2015 kriterler yönünden uygun olmasına karşılık, davacının başvurusunun yapıldığı 13.11.2015 tarihinden önce, 03.11.2015 tarihi itibariyle aynı trafo merkezine bağlanmak için müracaat eden 131 şirket olduğu, bu şirketlerden 30’unun müracaatının uygun görülmediği, geri kalan 101 başvuru için talep edilen lisanssız elektrik enerjisi kurulu gücünün 95,6 MW olduğu, 03.11.2015 tarihi itibariyle … Trafo Merkezinde lisanssız Elektrik üretim tesisleri için ayrılan 36 MW’lık bağlantı kotasının dolduğu, …’ın görüşünün “uygun kapasite görüşü” olduğu ve sadece bağlantı kapasitesi noktasında bağlayıcılığının bulunduğu, davacı şirketin 13.11.2015 tarihli başvurusu üzerine davalı … A.Ş. tarafından ayrıca ve yeniden …’tan görüş alınmasına gerek olmadığı, 25.11.2015 tarihli … görüşünün davacı şirket yönünden de geçerli olduğu, bu kapsamda davalı … A.Ş’nin kotanın dolması nedeniyle davacı şirketini başvurusun reddetmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı tarafından “Lisanssız Elektrik Üretimi Eylül-2015 dönemi Başvurularının Gerekçeli Teknik Değerlendirme Sonuç Listesi” başlıklı listenin hem internet sitesinde ilan edilen örneğinin hem de ıslak imzalı olup e-imza ile imzalanmış örneğinin cevap dilekçesi ekinde ibraz edildiği, bu listenin orjinalliğine davacı tarafça itiraz edilmiş, davalı vekiline söz konusu listenin orjinalini sunması için kesin süre verilmesine rağmen listenin orjinali sunulmamış ise de;Eylül-2015 dönemi Başvurularının Gerekçeli Teknik Değerlendirme Sonuç Listesinin elektronik imza ile imzalanmış olması karşısında orjinalliği hakkında tereddüte gerek olmadığı gibi davacı vekilinin 27.09.2018 tarihli dilekçesi ekinde belirtilen delil listesinin 4. sırasında davalı tarafın İnternet Sitesinde yayımlanan “Kasım Ayı Değerlendirme Sonuçları” denilerek değerlendirme sonuçlarını içeren listeye delil olarak dayanıp mahkememize sunduğu, davacının bu listenin … A.Ş. tarafından internet sitesinde yayımlandığını zaten kabul ettiği, “Kasım Ayı Değerlendirme Sonuçları” listesi de değerlendirildiğinde davacıdan önce başvuru yapan diğer şirketlerin başvurularının da kota dolduğundan reddedilmesi karşısında davacının dava açmakta haklı olmadığı” gerekçesi ile, davacının davasının reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme dayanak alınan raporun eksik olduğunu ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davalı yanın, müvekkil davacı şirketin bağlantı başvurusuna ilişkin olarak …dan görüş almadığını, oysaki, davalı şirkete …ın görüşünün alınması hususunda gerek mevzuat gerek yönetmelik gerekse tebliğde takdir yetkisi verilmediğini, aksine bağlı yetki verildiğini, bilirkişi ek raporunda bağlantı başvurularında en önemli kriterin başvuru tarihi olduğunu ve müvekkil şirketin başvurusundan önce kotanın dolduğunun belirtildiğini, mahkemenin eksik inceleme ve yetersiz değerlendirme ile karar verdiğini, davanın reddi yönündeki kararın usul ve esastan yasaya, yerleşik içtihatlara ve dosya kapsamına aykırılığı nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının lisanssız GES kurma başvurularına ilişkin davalı tarafından verilen red kararının iptali ile başvurunun kabul edilerek hükmen bağlantı kurulmasına yönelik muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davacı tarafından, lisanssız güneş enerjisi üretimi bağlantı anlaşması yapmak istemiyle … Anonim Şirketine müracaat ettiği, yapılan başvurunun “tahsis edilen maksimum kapasitenin dışında kaldığı” gerekçesiyle 06/03/2016 tarihli, 9674 sayılı işlem ile reddedildiği, bunun üzerine, anılan işlemin iptali ve hükmen bağlantı kurulması istemiyle davanın açıldığı, davalının davanın reddini talep ettiği, mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporu ve ek raporu doğrultusunda davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; …’ın yazı cevabına göre 03.11.2015 tarihi itibariyle … Trafo Merkezinde lisanssız elektrik üretim tesisleri için ayrılan 36 MW’lık bağlantı kotasının dolduğun anlaşılmasına, davacı şirketin 13.11.2015 tarihli başvurusu üzerine davalı … A.Ş. tarafından ayrıca ve yeniden …’tan görüş alınmasına gerek olmamasına, davalı … A.Ş’nin kotanın dolması nedeniyle davacı şirketini başvurusun reddetmesinde hukuka aykırılık olmamasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/12/2022 tarih ve 2021/440 Esas 2022/1095 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 89,95 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/09/2023