Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/537 E. 2023/1199 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/537
KARAR NO : 2023/1199

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2022
NUMARASI : 2021/330 Esas 2022/1033 Karar
DAVA : KONKORDATONUN KISMEN FESHİ
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/330 Esas ve 2022/1033 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda “…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … Tic. Ltd. Şti. Unvanlı şirketten alacaklı olduğunu, borçlu şirket hakkında korkordato başvurusu yapıldığını ve yapıları yargılama sonunda konkordato projesi mahkemece kabul edildiğini, Konkordato projesinden sonra bir sıra cetveli düzenlenerek takslmat yapıldığını, yapılan işlemlerin yasaya, usul ve esasa aykırı olduğunu, Kayyım raporunda kendilerine yönelik dosya kapsamı ile ilgisi olmayan itham ve çarpıtmalar yer aldığını, Kayyım sunduğu raporunda dürüstük içinde görevini yaptığından bahisle, hukuki yorumlarla yaptıklarının doğru olduğunu iddia etmekte, müvekkllini Ise konkordatoyu amacına ulaştırmasına engel olarak görmekte, 09/04/2021 tarihli komiser heyet raporunda müvekkilinin asıl alacağının 175.000 TL., indir ödenecek bedelirn 122.500,00 TL, olduğu yazılı olduğu, daha önce de bu yanlışlığı beyan ettiğimiz halde müvekkilinin alacağının 102.000,00 TL. Olduğu yönünde beyan sunduğunu, bu rakamı hangi hesaplama ile bulduğu belli olmadığını, Konkordato talep eden … şirketinin ir başka şirket ile birlikte adi ortaklık kurarak bir Iş yaptığını ve bu adi ortaklığın yaptığı işten/doğan hak edişin adi ortaklık borcu sebebiyle haczi söz konusu olduğunu, bu konuda mŞWekkHlnln daha önce mahkemeye 19/08/2021 tarihli beyan dilekçesi sunduğunu ve kayyımın hatalı yorum ve değerlendirmeler yaptığını, kayyumun adeta …’ nin tek başına alacağıymış gibi değerlendirdiğini ve dağıtma dahil edeceğini, Hakedişin aslında adi ortaklığının alacağı olduğu bu nedenle dağıtıma konu edilemeyeceği izah edildiğini, Adi ortaklığın hak alacağının ve malvarlığının elbirliği mülkiyeti kapsamında olduğunu, Adi ortaklığı oluşturan ortaklar kendi arasında adi ortaklıktan alacaklı olan 3.kişilerin haklarını ihlal edecek işlemlerinin hükümsüz olduğunu, sunulan feragat ve devir yazısı her zaman düzenlenebilen yalnızca sözleşme taraflarını ilgilendiren bir yazı olduğunu, Adi ortaklık hak edişi olan Torbalı Belediyesi …nden gelen hak edişin konkordato davacısının aktifine yazılmasının mümkün olmadığını, hakedişten gelecek para iddiasının halen devam ettiğini, Hakediş adi ortaklığın elbirliği ile malik olduğu bir bedel olduğunu, Kurumdan gelen yazıda, icra müdürlüklerinde yapıları işlemlerde borçlunun adi ortaklık olduğu, zaten İcra müdürlüğünce de adi ortaklık borcu sebebiyle adi ortaklık alacaklılarına dağıtılmak üzere sıra cetveli yapıldığını. Sıra cetvelinde kesinleşecek son dağıtım İlstesine göre de adi ortaklık alacaklılarına dağıtılacağını, Adi ortaklığın 17/01/2019 tarihinde Torbalı Belediyesi’nden doğacak hakedişin 600.000,00 TL” sini … Ltd. Şti ne temlik verdiğini, aynı hakedIş Ile Ilgili … haklarını …’ ya devrettiğine dair kendi aralarında 15/03/2021 tarihinde devir – feragat protokolü imzaladıklarını, Temlik tarihi itibariyle caride … firmasının alacaklı değil, hatta … temlik tarihi itibariyle … (temlik alacaklısıy ya 248.235,10 TL. fazla ödeme yapmış göründüğünü, …’nın carisinde adi ortaklıktan fazla para almış olarak göründüğü halde konkordato dosyasına 1.272.536 TL. alacak kaydı yapıldığını, devamında geçici garame ödeme de bu rakamdan yapıları hesaplama Ile ödenme yapıldığını, müvekkilinin könkordatoya olumlu oy vermediğini, bu nedenle kefile müracaat haklarının saklı olduğunu, müvekkilinin alacağının 43.750,00 TL bedelli 4 adet çeke dayalı ve ferlleri hariç 175.000,00 TL. Olduğunu, dağıtım cetvelinin 11. Sırasında müvekkilinin alacağı 146.550,00 TL olarak gösterildiğini, alacağın 146.550,00 TL olarak kabulüne neden olacak hiçbir sebep bulunmadığını, bu rakamın hangi kritere göre belirlendiği de belli olmadığını. Konkordato komiserine çek fotokoplleri de eklenerek alacağın bildirildiğini, Konkordato kararına esas heyet bilirkişi raporunda da müvekkil şirketin alacağı 175.000,00 TL. olarak kayıtlı olduğunu, Çeklerin icra takiplerine konu edildiğini ve meblağda bir tereddüt olmasının mümkün almadığını, 146.550,00 TL bedelden yüzde 33 oranında 43.965,00 TL. indirim uygulandığını, bu indirim neticesinde müvekkilin alacağı 102.585,00 TL haline indirildiğini, bu bedele garame oranı (0,38745) tatbik edilerek 39.747.39 TL rakamına ulaşıldığını, oysaki 175.000 TL’ den konkordato projesinde kabul edilen indirim aranı olan yüzde 33 indirim (57.750,00 TL) uygulandığında müvekkilinin alacağı 117.250,60 TL olması gerektiğini, 117.250,00 TL ye garame oranı tatbik edildiğinde bu aşamada ödenecek bedelin 45.428,52 TL olması gerektiğini, bu ödemenin, müvekkiline kefaleten ödejne yapıldığı iddiası ile … isimli bir şahsa ödendiğini, bu şahsa ödeme yapıl sfun yasaya aykırı olduğunu, böyle bir ödemenin yapılması için müvekkilinin muvaf, gerekirken … İle … arasında yapılmış gösterilen bir işleme dayalı ödeme yapıldığını, …’ In konkordato dosyasında taraf ve alacaklı olmadığını, müvekkilinin borçlu aleyhine başlattığı icra dosyası borçlusu davacının Icra kefili olduğunu, İİK. 30341 hükmünün ihlal edildiğini, yapılan işi kılıfa Uydurmak için 08/02/2021 tarihli olarak (geri tarihli düzenlendiğini tahmin ettikleri) Kankordato davacısı /borçlu ile kefili arasırıda borç ödeme – konkordato devri adı alında her zaman düzenlenebilecek bir belge sunulduğunu, konkordato kabul kararının dayanağı 09/04/2021 tarihli komniser heyet raporuna alacaklı olmayan … Ltd. Şti.’nin alacaklı kaydedilmesi, Konkordato davacısı … hakedişi olmadığı halde kendi hakkedişiymiş gibi aktifine kayıt yapılması (adi ortaklık alacağının … alacağıymış gibi bilançoya yazılması), Adi ortaklık hakkedişini Konkordatoya kendi alacağıymış gibi kaydettirmekle birlikte, …’ ye hak ediş ile ilgili 600.000 TL” lik temlik verip onu konkordato dan gizlemesi, Adi ortaklık hakedişimi temlik ettiği … alacaklı olmadığı halde Konkordatoda 1.272.536 TL. alacak kaydı yaptırılması, gerçekte alacaklı olmayan – ödeme yapılmaması gereken şirkete geçici garameten ödeme yapılmış olması, Yanlış hesaplama ile de olsa Geçici – garameten ödeme olarak müvekkiline ödenmesi kararlaştırılan 39.747,39TL” nin müvekkil şirkete ödenmesinden wazgeçilerek usulsüz olarak ilgisiz kişiye ödenmesi, İİK. 303/2, Maddesi alacaklı ile borcu birlikte ödemekle sorumlu kişi arasında yapılabileceği öngörülen devir prosedürünün borçlu ife barçtan birlikte sorulu kişi arasında devir protokolü ile ödeme şekline dönüştürülerek hukukun tahrifl Ile müvekkiline ödenecek bedelin hukuka aykırı olarak borçlunun çalışanına ödenmiş olmasının davacının gerçeğe aykırı beyan ve işlemleri, konkordato davacısı alarak konkordato kurallarına aykırı eylem ve işlemleri ile ödeme yapılmaması gereken alacaklıya ödeme yapması, ödeme yapılması gereken müvekkilinin hem alacağının yanlış hesaplanması, yanlış hesaplama ile ödenmesine karar verilen bedellin de ödeme yapılmaması gereken ilgisiz kişiye ödenmesi, müvekkiline ödeme yapılmamış olması sebebiyle konkordatonun müvekkil şirket yönünden feshini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Muğla T.Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 11.04.2019 tarihinde konkordato talebi ile başvurduğunu, mahkemece 2019/181 Esas Numarası ile yapılan yargılama neticesinde 12/04/2021 tearihinde Davanın kabulü ile Konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, tasdik edilen ve bağlayıcı hale gelen revize proje kapsamında … İli, … İlçesi, … mevkil, … ada, … parselde mevcut olan akaryakıt istasyonu satışından elde edilecek gelir, … Ada … Parsel, … mevkünde mukim arsanın satışından elde edilecek gelir, İzmir 18.İcra Müdürlüğünün 2018/15706 Esas Sayılı dosyasında müvekkilinin alacağı oları hakediş bedeli ile tahsili beklenen birtakım alacakların mevcut olduğunu, tasdik edilen konkordatonun yerine ge(irH;&sl Için ilk adım olarak müvekkiline alt … ili … İlçesi, … Mahallesi, … Ayevkli, … ada, … parsel sayılı taşınmazın … Tic. A.Ş’ye satıldığını, söz konusu satıştan elde edilen tutar ile kamu borçlarının ödendiğini, rehinli alacaklı olan … TAŞ’ ye borç ödemesi yapıldığını ayrıca müvekkilinin bünyesinde çalışan işçiler arasında akdedilen İbra Sözleşmesi uyarınca işçilerin müvekkilinden hak kazandığı alacaklarına ilişkin işçilik alacağı ödemelerinin yapıldığını, konkordato planının tasdik edilmesi ile birlikte tarafları bağlayıcı hale geldiğini, tasdik edilen proje bağlamında yalnızca benzinliğin satışı gerçekleştiğini, halihazırda mezkur arsanın satışı iie hakediş dosyasından şirket aktifine gelecek olan tutar beklendiğini, tasdik edilen proje dahilinde borcun ödenme şartlardan yalnızca biri gerçekleştiğini, ancak buna rağmen müvekkilinin alacaklıların menfaati gözetilerek, tatmin edllebilmesi amacıyla 14/07/2021 tarihinde “Garameten Ödeme Tablasu” oluşturulduğunu ve bu doğrultuda her bir alacaklı için garameten ödenecek tutarlar belirlendiğini, yenilenen konkordato projesi gereği alacaklılara ödenecek borç miktarının toplamı 4.859.607,34 TL olmasına rağmen; İlk aşamada 2.000.000,00 TL garameten ödeme yapılacağı kararlaştırıldığını ve İlgili talebin Matikemece de kabul gördüğünü, müvekkilince, garameten ödemeyi kabul eden alacaklılara – ilgili tutarların ödendiğini ve konkordato dosyasına sunulduğunu, davacının, borçlu tarafın … Ticaret Ltd. Şti. olduğu İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 20197310 E. Sayılı dasyasından şirket borcuna İcra kefili olan …’ tan 65.000 TL tahsil ettiğini, İİK 303 gereğince davacının doğrudan kefile başvurduğunu ve alacağına ulaştığını, oluşturulan garameten ödeme tablosunda davacıya ödenecek olan tutar -revize projeyle ödenecek borç- 102.585 TL üzerinden yapılan 9638,74 indirim neticesinde 39.747,39 TL olduğunu, davacıya garameten ödenecek tutarın meredeyse iki katı tutarında ifada bulunulduğunu, somut olayda kanunun öngördüğü ifada bulunmama koşulunun oluşmaması nedeniyle davacının korunmaya değer bir hakkı mevcut olmadığından davanın öncelikle usulden reddini talep ettiklerini, alacaklılara yapılacak ödeme, konkordato projesi dahilindeki edimlerin tümünün gerçekleşmesi sonucunda gerçekleşeceğini, henüz tüm şartların gerçekleşmemiş olmasına rağmen, müvekkilince, alacaklıların da menfaati gözetilerek alacaklıların kabulü dahilinde kısmi ifada bulunulduğunu, müvekkilinin hukuki ümlülüğü tasdik edilen konkordato uyarınca henüz doğmadığından, esasen şu aşamada ifa ile de yükümlü olmadığını. Zira, alacaklılarla mutabık kalınan tutarların ödenmesi hususu proje dahllinde belirtilen edimlerin gerçekleşmesi / arsaların satılması, hakediş dosyası şartına eş deyişle dış olaylara bağlandığını, proje kapsamında yer alan İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2018/15706 E. Sayılı hakediş alacağı dosyasında sıra cetveli düzenlendiğini, davacı şirketin sıra cetvelinde 1. Sırada bulunduğunu hiçbir koşulda davacının alacağının semeresiz kalma imkanı bulurmadığını, talep hakkı doğmayan davacının konkordatonun kısmen feshini istemesinde de güncel bir menfaat bulunmadığını, konkordatonun, tasdik kararıyla bağlayıcı hale geldiğini ve bu bağlayıcılığın bütün alacaklıları etkilediğini, bağlayıcılığın konkordatoya kaydolmuş ve kaydedilmiş alacaklılarla birlikte konkordatoyu kabul etmeyen alacaklılar açısından da geçerli olduğunu, konkardatonun tasdikine ilişkin mahkemece verilmiş olan karara karşı itiraz eden dlğer alacaklılar yönünden tasdik kararının ilanından itlbaren on gün içinde istinaf kanun yoluna başvurabileceğini, somut olayda Ise 01/05/2021 tarihinde gerekçeli kararın tebliğ edildiğini, mezkur kararın Basın İlappKurumunca 21/04/2021 tat de yayınlandığını ve 17/05/2021 tarihinde hüküm istinaf yolüna başvurulmaksızın kesinleştiğini, Torbalı Belediyesi hizmet binası yapım işi ile ilgili olarak ihale usulü Iş alındığını ve bu işle sınırlı olarak … – … arasında ortaklık kurulduğunu, …’nın ortaklıktak! payının 9620 olduğunu, işi …’ nın gerçekleştirdiğini, … tarafından hakedIş alacağından feragat edildiğini, daha sanraki aşamalarda ihtilaf konusu olmaması amacıyla yazılı hale getirilerek taraflar arasında feragat ve ibra protokolü akdedildi ve 793.645,17 TL hakediş alacağına ilişkin ödemenin … hesabına yapılacağı ve …’nın bu alacak ile ilgili bir talep hakkının olmadığına yönelik mutabakata varıldığını, bu hakediş tutarının müvekkil şirketin 2020 yılı bilançosunda kayıtlı olduğunu, İİK 301, maddesinde alacaklar toplantısına davet usulü belirlendiğini, buna göre konkordato projesinin hazırlanıp, alacaklıların bildirilmesi ve tahkikinin tamamlanmasından sonra somut olayda olduğu gibl komiser tarafındanı İİK m. 288 uyarınca yeni bir ilan yapılarak konkordata projesini müzakere etmek İçin alacaktılar toplantıya davet edildiğini, Mezkur hüküm uyarınca alacaklıların, toplantıdan önceki yedi gün içerisinde belgeleri inceleyerek itirazlarını sunabilme hakkına sahip olduklarını, Proje kapsamında komiser tarafından yapılan ilan açık olup, davacı tarafça yapılan herhangi bir itiraz bulunmadığını, alacaklıların İK md. 308/a ve İİK md. 306/3 gereğince tasdik kararının ilan edildiği tarihten itibaren on gün içinde istinafa gidebilme hakkına sahip olduklarını, davacının yargılama sırasında hiçbir duruşmaya katılmadığını, hesaplanan alacağa usülüne Uuygun İtirazda bulunmadığını, konkordatonun mahkemede incelenmesi öncesinde ve kankordatonun tasdiki sonrasında alacağın hatalı hesaplandığına dair Istinaf kanun yoluna başvurma hakkını kullanmadığını, hükmün kesinleşmesinden sonra konkordato dosyasına ilişkin Itirazlarını açılan yeni bir davada dermeyan edilemeyeceğini, davacının bu iddislarının Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/181 E. Sayılı davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığa dalr olduğunu, söz konusu davanın kesin bir hükümle çözülmüş olduğundan davacının işbu iddialarının HMK 303 gereğince yeniden iİnceleme konusu yapılamayacağını, davacının 4 adet çeke dayalı olarak taplam 175.000 TL alacağı olduğundan bahsettiğini fakat 26/06/2020 tarihinde davacı vekilinin banka hesabma gönderilen korkordato projesi dahilindeki borç olan – çek taksitlerine ilişkin toplam 17.500 TL ödemeye hiçbir şekilde yer vermediğini, Muğla İcra Ceza Mahkemesinin 2019/41 Esas- 2019/230 Karar, 2018/764 Esas 2019/231 Karar ve 20197114 Esas- 2019/406 Karar sayılı dosyaları mucibince çek bedelinin ödenmeyen kısmının 410’u süresi içerisinde davacı vekiline ödendiğini, 175.000,00 TLalacağına konkordato projesinde kabul edilen 433 indirim uygulanıp, elde edilen tutardan 5941 sayılı Çek Kanununun geçici madde 5 uyarınca yapıları 17.500 TLtutarındaki çek ödemeleri de düşüldüğünde davacının projeye göre alacağının 99.750 TL olduğunu, toplam alacak olan 175.000 TL’den ilk önce çek ödemeleri olan 17.500 TL düşülüp, elde edilen tutara 433 indirim uygulandığında İse davacının alacağının 105.525 TL olduğunu, bu hesaplanan alacak tutarlarına %38,74 garameten ödeme oranı tatbik edildiğinde ise ilk seçenek için garameten ödenecek tutar 38.643,15 TL; ikinci seçenekte ise 40.880,33 TL olduğunu, İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2019310 E. Sayılı müvekkilinin borçlusu olduğu dosyaya … tarafından icra kefili olunduğunu, Konkordato tasdik kararından sonra borç davacı şirket tarafından 27.07.2021 ve 29.07.2021 tarihlerinde icra kefili …’ tan tahsil edilmiş ve kefli tarafından 65.000 TL ödeme yapılmış olduğunu, müvekkili tarafından davacı yerine kefile ödeme yapıldığını, konkordato projesi kapsamında davacıya ödenecek olan tutar 102.000 TL olup, halihazırda 65.000 TL’si zaten kefliden tahsil edildiğini, şu aşy;ıada davacının uğradığı herhangi bir zararın bulunmadığını, konkordatonun amacının şirketleri ayakta tutmak olduğunu, bu süreçte şirketin tüzel kişiliği sona ermediğini ve baorçlu şirket daha önce olduğu gibi iş ve iştemlerine devam ettiğini, davacının, konkordato dosyasının tarafi ve alacaklısı olmayan kefile ödeme yapılmaması gerektiği yönündeki beyanlarının da dayanaksız olduğunu, kefllin konkordato kapsamında ödeme yapılacak kişllerden olduğunu, hazırlanan garameten ödeme tablosu ışığında davacıya yapılacak öderme 39.000 TL olduğunu, davacıya yapılacak 39.000 TL ödemeyi de kapsayacak şekilde kefile 65.000 TL ödendiğini, davacının bir diğer iddiası olan … Ltd. Şti.’nin alacaklı olmamasına rağmen alacaklı olarak kaydedilmesine ilişkin olarak İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/137 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda taraflar arasında sözleşmeye dayanan gerçek bir ticari ilişkinin bulunduğu sonuç olarak muvazaa olmadığı tespit edildiğini, taraflar arasında Torbalı Belediyesi hizmet binası yapım işi konulu sözleşme akdedildiğini ve sözleşme kapsamında müvekkili tarafından …’ya 30.11.2018 tarihli … A.Ş. – 0179493 nolu 150.000 TL, 31122018 tarihli … T.A.Ş. – 0997632 molu 150.000 TL, 04.02.2019 tarihli … T.AŞ. – 0997633 nolu 150.000 TL, 04.03.2019 tarihli … T.AŞ. – 0997634 nolu 150.000 TL’lik çekler verildiğini, Müvekklil tarafından Torbalı Belediyesi hizmet binası yapım işinden doğacak alacağının bir kısmı olan 600.000 TL, TEK 183 uyarınca yukarıda belirtilen çeklere istinaden …’ya hukuka uygun şekilde temlik edildiğini, ilgili billekişi raporunda kalan borç tutarı 248.235,10 TL olarak belirtildiğini, bu tutarın sadece 2018 yılına alt ticarl defter incelemesi kapsamında olduğunu, raporda faturaların İncelenmemiş olduğunu, …’dan olan barcun kaynağının ne olduğunun, müuvazaalı olup olmadığı, hakediş alacağı vb. hususlardaki ileri sürümleri bu davanın konusunu oluşturmadığını, davacının kefilden tahsll ettiği 65.000 TL yanında davacıya bir kez daha ödeme yapılması halinde diğer alacaklıların zararına olarak alacaklılardan birinin durumunu iyileştirilmiş olacağını bu durumun da alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulmasına neden olacağını, bu nedenlerle davanım öncelikii olarak usulden reddini, korkordatonun kısmen feshi için kanunun aradığı koşulların oluşmaması sebebiyle davanın esastan reddini talep etmiştir.
Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/181 Esas Sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
İzmir 16. İcra Müdürlüğüne 2019/310 E. Sayılı dosyasının tamamının UYAP üzerinden istenilmesine, ayrıca dosyada alacaklıya yapılan ödeme olup olmadığı, ödeme varsa kime, ne zaman yapıldığının bildirilmesi talep edilmiş ve cevabi yazı dosya içerisine alınmıştır.
İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/137 Esas, 2019/1137 Karar Sayılı dosyasının tamamının ve özellikle dosyadaki bilirkişi raporunun UYAP üzerinden celp edilmiştir.
İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2018/15706 Esas Sayılı dosyasının tamamının ve özellikle sıra cetvelinin UYAP üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce kayyuma dava dilekçesinin tebliğ edilmiş, dava konusu iddialar, konkordatonun tasdiki sürecinden sonra yapılan işlemler, davacıya ve dava dışı diğer alacaklılar veya 3. kişilere yapılan tüm ödemeler ile ilgili ayrıntılı bir rapor düzenlemesi istenilmiş, kayyım raporu dosyaya sunulmuştur.
Torbalı Belediyesinden, Belediye Hizmet Binası yapımı işi ile ilgili … – … adli ortaklığından yapılan hak ediş ödemeleri, temliknameler vs onaylı suretlerinin celp edilmiştir.
İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak 2019/137 Esas sayılı dosyasının incelenmek üzere UYAP üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce öncelikle dava dışı “… Mahallesi … sokak No:… …/… adresinde bulunan dava dışı “… TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ” nin 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları incelenerek;
Dosya içerisinde bulunan İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/06/2021 tarih ve 2019/137 Esas, 2021/114 Karar sayılı dosyası ve içerisinde yer alan 25/12/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi …’ın raporu ve taraf vekillerinin iddia ve savunmaları da dikkate alınmak suretiyle;
a)-Davalı … veya … ile dava dışı … TİC. LTD. ŞTİ(Vergi Kimlik No: …) arasında kurulan adi ortaklık arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı,
b)-Temlik tarihi olan 17/01/2019 tarihi itibariyle … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin … veya … ile dava dışı … TİC. LTD. ŞTİ(Vergi Kimlik No: …) arasında kurulan adi ortaklığından alacaklı olup olmadığı,
c)-Alacaklı ise miktarının ne olduğu,
Hususlarının tespiti için 1 mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış ve taraf vekillerine tebliğ edilmiş, rapora karşı itiraz ve beyanları alınmıştır.
Akabinde uyuşmazlık konuları ile ilgili 1 Konkordato Komiseri, 1 mali müşavir, ve 1 nitelikli Hesaplamalar Uzmanı bilirkişi kurulundan rapor alınmış ve taraf vekillerine tebliğ edilmiş, rapora karşı itiraz ve beyanları alınmıştır.
Davalı vekilinin itirazı üzerine 21/12/2022 tarihli duruşmada;
“Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı dikkate alındığında davalı vekilinin hukuki değerlendirme ve konkordatonun feshi koşullarının oluşup oluşmadığına ilşkin itirazlarının Mahkememizce değerlendirilecek konular olduğu, bilirkişi raporlarının tek başına Mahkememizi bağlayıcı niteliğinin bulunmadığı, delilleri taktir yetkisinin Mahkememize ait olduğu,
b)-Konkordato Komiseri …’in İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Bilirkişi Kurulu Listesinde hem bilirkişi hem komiser olarak yer aldığı, konkordatonun tasdik kararından önce Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12/04/2021 tarih ve 2019/181 Esas, 2021/195 Karar sayılı dosyasında komiser olarak görev yapsa da, görevinin 12/04/2021 tarihinde sona erdiği, kayyım olarak sadece Dr. …’ın görevlendirildiği, dava açıldığı tarihte veya sonrasında …’in davalı şirket ile ilgili herhangi bir görevinin olmadığı, Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12/04/2021 tarih ve 2019/181 Esas, 2021/195 Karar sayılı dosyasında tasdik kararının kesinleşmesi tarihinden sonra yapılan iş ve işlemlerle ilgili dosyada konkordato komiseri bilirkişi olarak görev yapmasına yasal bir engel olmadığı, kaldı ki komiser açısından sadece konkordato dosyası ile ilgili yapılan iş ve işlemler(teknik) yönünden rapor alındığı anlaşıldığından;
Davalı vekilinin bilirkişi ek rapor ve yeni bir bilirkişi raporu alınmasının dosyaya bir yenilik getirmeyeceği anlaşıldığından ek rapor veya yeni bilirkişi raporu alınması talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, “2004 Sayılı İcra İflas Kanunun 308/e Maddesi Kapsamında Açılan Konkordatonun Kısmen Feshi” talebine ilişkindir.
Konkordato projesinde öngörüldüğü şekilde kendisine ifada bulunulmayan her alacaklı, konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte, kendisi hakkında konkordatonun feshedilmesini talep edebilir. Bu talep, konkordato tasdik kararını veren mahkemeye yapılacaktır. Buradaki verilecek fesih kararı, tüm alacaklıları değil, yalnızca talepte bulunan alacaklıyı ilgilendiren bir durumdur.
Alacaklılardan herhangi birine konkordato projesinde öngörüldüğü şekilde ödeme yapılmaz ise, ilgili alacaklının bazı seçimlik hakları bulunmaktadır. Bu Alacaklı;
– Borçluya karşı haciz yoluyla takip yapabilir.
– İİK. 206. Madde düzenlemesinde yer alan birinci sıradaki imtiyazlı alacaklar ve mühlet içinde komiserin onayıyla akdedilmiş borçların ifası kanun gereği teminata bağlandığından, ilgili alacaklılar bu teminatı talep edebilir.
– Bir diğer seçenek de, alacaklı konkordato önceki duruma dönmek için konkordatonun feshini mahkemeden talep edebilir.
Konkordatonun kısmen feshedilmesi şartları;
– Konkordatoya tâbi olan borcun, tasdik edilen konkordato projesinde öngörüldüğü şekilde ödenmemiş olması gerekir. Burada borcun tamamının ödenmemiş olması aranmamaktadır. Ödeme kısmen yapılmamış ise alacaklı fesih talebinde bulunabilir.
– Söz konusu alacak, konkordato mühletinden önce doğmalıdır.
– Konkordato tüm alacaklılar için tamamen feshedilmiş olmamalıdır. Ayrıca borçlu iflas etmemiş olmalıdır.
– Konkordato tasdik edilmiş olmalıdır. Tasdik edilmemiş konkordato projesinin feshini talep etmek söz konusu olamaz.
Doktrinde, çekincesiz olarak kabul edilen ifadan sonra konkordatonun kısmen feshinin talep edilemeyeceği kabul edilmektedir. Ayrıca, fesih başvurusundan sonra ödeme yapılırsa, fesih talebi bundan etkilenmez. Fesih talebinin konusuz kalabilmesi için alacağın tamamen ödenmiş olması gerektiği kabul edilmektedir.
Gerekli koşullar oluştuktan sonra, alacaklı tarafından borçluya herhangi bir süre verilmesi yönünde bir düzenleme bulunmadığı gibi, borçlunun temerrüde düşürülmesine de gerek yoktur. Alacaklı, koşulları var ise doğrudan mahkemeye başvurarak konkordatonun kendisi bakımından feshine karar verilmesini talep edebilecektir.
Alacağını kaydettirmemiş alacaklılar, tasdik edilen konkordato hükümlerine bağlıdır. Dolayısıyla, kayıt yaptırmamış alacaklıların da kendisi bakımından konkordatonun feshine karar verilmesini talep etme hakları bulunmaktadır. Ancak bu hakkı kullanabilmesi için, borçlu tarafından ilgili alacağı itiraza uğrayarak çekişmeli hale getirilmemiş olmalı veya çekişmeli hale gelen alacağını dava açmak suretiyle ispat etmiş olmalıdır. Anılan durumda da görüleceği gibi bir kişinin konkordato projesinin feshini talep edebilmesi için konkordatonun kendisi açısından bağlayıcı hale gelmiş olması gerekir. Bu durumun doğal sonucu olarak, konkordatonun kendisi bakımından bağlayıcı olmayan alacaklının, konkordatonun feshini talep etme hakkı yoktur. Bu hakka sahip olabilmek için her şeyden önce hukuksal yararın bulunması gerekir.
Konkordatoya tâbi olmayan alacaklılar ise, konkordatonun feshini talep edemezler. Bu alacaklılar;
– Rehinli ve imtiyazlı alacaklılar.
– Komiserin onayıyla akdedilen sözleşmelerden doğan alacaklılar.
– Kamu alacakları.
Bu alacaklıların konkordato feshinde hukuksal yararlarının bulunmadığı kabul edilmektedir. Ancak, rehinli alacak konkordatoya tâbi değilken, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte rehin açığı belgesi alınmış ise, bu alacak konkordato koşullarına göre talep edilebilecektir. Dolayısıyla, bu miktar nispetinde hukuksal yararı bulunduğundan, bu alacaklı konkordatonun kendisi bakımından feshini talep etme hakkına sahip olabilecektir.
Konkordatonun feshedilmesi için açılacak davada genel zaman aşımı hükümleri uygulanmaktadır. Bu davaya ilişkin süre, ödeme (vade) zamanından itibaren başlayacak olup, 10 yıllık zamanaşımına tâbidir. Sürenin başlangıcı olarak tasdik karar tarihi değil, her bir vadenin tarihi nazara alınacaktır. Ancak, çekişmeli alacaklar hakkında açılan davada, verilen kararın kesinleşmesi ile bu sürenin başlayacağı kabul edilmektedir.
Konkordatonun kısmen feshedilmesi, yalnızca talep eden alacaklı hakkında sonuç doğuracaktır. Bu alacaklı dışındaki alacaklılar bu fesihten etkilenmeden, alacaklarını konkordato koşullarına göre alabilecektir. Konkordatonun kendisi bakımından feshine karar verilen alacaklı, konkordato şartlarına bağlı olmaksızın, alacağının tamamını icra takibine koyarak tahsil edebilecektir. Bunun yanında, fesih kararı almış alacaklının, konkordato gereğince kazanmış olduğu hakları da sonra ermeyecektir. Alacaklının icra takibine başlayabilmesi için ise, fesih kararının kesinleşmesini beklemesine de gerek yoktur.
Konkordatonun kendisi bakımından kısmen feshedilmesine karar verilen alacaklı, önceden yapmış olduğu ve konkordato gereği durmuş olan takiplerine devam edebilecektir. Bu takiplerle ilgili olarak borçlunun malları üzerine haciz tatbik edilmiş ise, bu hacizler tasdik kararı ile kanun gereği düşmüş olacağından, alacaklı yeniden haciz talebinde bulunmak durumundadır.
Fesih talebi neticesinde verilecek karara karşı kanun yoluna başvurulması mümkündür. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından konkordatonun feshine karar verilmesi halinde, kararın tebliğinden itibaren 10 gün süre içinde İstinaf Kanun Yoluna başvurma imkânı bulunmaktadır. Aynı şekilde, İstinaf mahkemesi tarafından verilen karara karşı da kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Temyiz yoluna başvurulabilecektir.
Buna göre; Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması ve tasdik kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Bu davanın açılabilmesi bakımından konkordatoya tabi borcun projede yazılı taksitlerden birinin gününde ödenmemesi yeterlidir. Konkordatonun kısmen feshi eş zamanlı olarak iflas sonucuna da yol açmaz. Konkordatonun kısmen feshi ile birlikte alacaklı artık projenin mecburiliğinden kurtulmakta, adeta eski hale dönerek tüm alacağına geri kavuşmaktadır. İİK’nun 308/e maddesinde, m. 308/f, f. 3’ten farklı olarak 308. maddeye yapılan bir gönderme yer almadığından; ne davanın açıldığının, ne de sonucunun ilanı gerekir. Sadece davacısı için sonuç doğuracak bu dava ve hüküm için ilana gerek duyulmamıştır.
Somut olayda; Davacı … tarafından açılan konkordato davası sonucunda Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 12/04/2021 tarih ve 2019/181 Esas, 2021/195 Karar sayılı kararı ile konkordatonun tasdikine karar verildiği, tarafların istinaf etmemesi üzerine kararın 17/05/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce talimat yoluyla alınan 12/08/2022 tarihli bilirkişi raporu ve Mahkememizce alınan 29/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporundan anlaşılacağı üzere; davacının iddiaları ve davalının savunmaları doğrultusunda, Konkordatonun tasdik kararından önceki tespit edilen alacak miktarları, borç miktarları, temlik, toplam alacak miktarı, davacının alacağı ile ilgili miktar, garameten ödenecek miktar ile ilgili bir çok yanlışlık ve usulsüzlük tespit edilmiş ise de; davanın mahiyeti gereğince konkordatonun kısmen feshi davasında, konkordatonun tasdik kararından sonraki iş ve işlemlerin ancak dava konusu olabileceğinden konkordatonun tasdik kararının kesinleşmesinden sonraki davacı iddiası davanın esası yönünden inceleme konusu yapılmıştır.
Bu kapsamda, davacı …’nin 4 adet çekten dolayı 175.000,00-TL alacaklı olduğu, tasdik edilen konkordato projesine göre alacağın % 30 oranında 52.500,00-TL (175.000,00-TL-52.500,00-TL) tenzilat yapıldığında, bakiye alacak miktarının 122.500,00-TL olduğu, tasdik kararından sonra … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … mevki … ade … nolu parsel sayılı taşınmazın satışının yapıldığı, davalı şirkete ait kamu borçları, rehinli alacaklar vs ödeme yapıldıktan sonra kalan para garame hesabı yapılarak davacıya 47.463,62-TL ödenmesi gerekirken, ayrıntıları 29/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporundan anlaşılacağı üzere; toplam alacak miktarının, davacının alacak miktarının ve garameten ödenecek miktarın yanlış hesaplanması nedeniyle 39.747,39-TL ödeme yapılacağı şeklinde hesaplandığı, davacının alacağından 17.500,00-TL çek tazminatı miktarı düşüldüğünde, davacı …’nin bakiye alacağının 57.536,38-TL olması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesinden sonra, henüz alacaklılar alacaklarını alamamış iken, 04/08/2021 tarihinde davalı şirketin eski çalışanı …’ a 65.000,00 TL … Şirketi tarafından Banka Aracılığı ile ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Bu ödemenin sadece …’a yapılması konkordato projesine aykırı olup , diğer alacaklılar yönünden olduğu gibi, davacı … yönünden konkordatonun feshi sebebi oluşturduğundan davanın kabulüne, 2004 Sayılı İİK’nın 308/e maddesi gereğince Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12/04/2021 tarih ve 2019/181 Esas, 2021/195 Karar sayılı “Konkordatonun Tasdiki” davasında davacı-alacaklı Davacı … yönünden konkordatonun feshine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile, 1)-Davanın KABULÜNE, 2)-2004 Sayılı İİK’nın 308/e maddesi gereğince Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12/04/2021 tarih ve 2019/181 Esas, 2021/195 Karar sayılı “Konkordatonun Tasdiki” davasında davacı-alacaklı Davacı … yönünden KONKORDATONUN FESHİNE, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kefilin hukuki durumu yargılama sürecinde ve gerekçeli kararda tartışılmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında son derece soyut bir şekilde “henüz alacaklılar alacaklarını alamamış iken, 04.08.2021 tarihinde davalı şirketin eski çalışanı …’a 65.000 TL … Şirketi tarafından banka aracılığı ile ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.” denilerek ödemenin sadece …’a yapılmasının konkordato projesine aykırılık oluşturulduğunun ifade edildiğini ancak tüm bu belirlemelerin hatalı olduğu gibi ödeme yapılan kişinin mahkemece kefil olarak değerlendirilmemesinin ve buna ilişkin hiçbir inceleme yapılmamasının dahi bozmayı gerektirdiğini, zira davacı şirketin alacaklı olduğu İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2019/310 Esas sayılı dosyasında müvekkil şirketin borcuna … tarafından kefil olunmuş olup, davacı şirket vekili ile kefil arasında bila tarihli protokol ile toplam 65.000.TL’nin kefilden tahsil edileceği hususunda mutabakata varıldığını, işbu protokol uyarınca ise kefil tarafından 28.07.2021 ve 29.07.2021 tarihlerinde toplam 65.000.TL olmak üzere davacı şirket vekili Av. …’nun banka hesabına havale yapıldığını, bu meyanda garameten ödenecek tutarın davacı yerine kefile ödenmesinin kanuna aykırı olmayıp, TBK 596/1 ve TBK 168/1 hükümlerinin doğal sonucu olduğunu, kaldı ki bu durum icra kefili … ile müvekkili şirket arasında tanzim olunan 08.02.2021 tarihli borç ödeme protokolüyle de hüküm altına alınmış olduğunu, kefilin ödediği borç nispetinde alacaklının haklarına halef olacağının kanun gereği olduğunu, kefilin somut olayda olduğu gibi alacaklıya ödeme yapması halinde, rücu hakkı gereği malvarlığında meydana gelen kaybı asıl borçludan talep edebilmekte olduğunu, kaldı ki hukukumuzda kefilin, asıl borçlu ile arasındaki iç ilişkiden kaynaklanan bir rücu hakkına sahip olması haricinde yasal halefiyete dayalı bir rücu hakkına da sahip olduğunu, ayrıca, davacı şirketin kesinleşen konkordato projesine dahil olan çek alacağı için açmış olduğu İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün dosyasında 65.000.TL tutarında bir ödeme tahsil ettiğinden tekrardan aynı alacağa ilişkin bir ödemenin yapılmasının amir mevzuat hükümleri ve hukuk mantığı açısından değerlendirildiğinde mükerrer ödemeye neden olacağından bu hususun da hukuken korumayacağının izahtan vareste olduğunu, davacı şirketin revize projeyle ödenecek olan 102.000.TL’nin yanı sıra hem İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2018/15706 E. sayılı hakediş dosyasındaki alacaktan hem de kefilden ödeme almayı talep etmekte olup, tasdik edilen konkordato projesine uygun davranmadığını, davacının tek alacağını adeta birkaç farklı hukuki sebebe dayandırmaya çalışarak birden fazla kez tahsil etme eğiliminde olduğunu, konkordato projesi kapsamında alacaklıya ödenecek olan tutar konkordato projesi uyarınca her bir alacaklı için uygulanan %30 indirim oranıyla 102.000.TL olup, halihazırda 65.000.TL’si zaten kefilden tahsil edildiğini, davacı şirketin konkordato dosyasına kayıtlı çek alacakları nedeniyle davacı şirket vekili Av….’ya yapılan toplam 17.500.TL tutarında ödemenin de mevcut olduğunu, haliyle, davacıya ödeme yapılmadığı ve müvekkili şirket tarafından projeye aykırı davranıldığı yönündeki tespitlerin kabul edilemeyeceğini, davanın konusu olmayan konkordato dava dosyasında kesin hüküm haline gelen vakıalar yönünden bilirkişi raporları aldırılmasının da mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapıldığını göstermekte olduğunu, aynı şekilde gerekçeli kararda da ödeme yapılan şahsın kefil olarak değil salt “şirketin eski çalışanı” olarak değerlendirilmesinin de isabetsiz olduğunu, dava dışı … isimli şahsa şirketin eski çalışanı olduğundan değil, kefilin rücu hakkı olduğundan dolayı davacı şirkete ödediği borç tutarı kapsamında bir ödeme yapıldığını ve bu hususun da konkordato dava dosyasına bildirildiğini, kefilin zaten adi alacaklı olarak projeye yazılması mümkün olmadığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin kabul görmemesi gerektiğini, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin E. 2021/1389, K. 2021/275 ve 16/02/2021 tarih sayılı kararı:” ..Ancak kefaleti nedeniyle ödediği miktar olması halinde bu miktar açısından alacaklıya halef olacağından ödediği kadar nisaba dahil edilmelidir.” şeklinde olduğunu, mahkemenin davacı şirketin toplam alacak miktarının ve garameten ödenecek miktarın yanlış hesaplandığı yönündeki belirlemesinin de fahiş derecede hatalı olduğunu, tasdik tarihinden evvelki sebeplere dayanılarak konkordatonun kısmen feshine karar verilemeyeceğini, davacı şirketin alacaklılar toplantısına katılmamış ve haliyle oy kullanmamış olduğunu, davacının bildirdiği alacak miktarının müvekkili şirket kayıtlarında 146.550.TL olarak kayıtlı olduğundan bildirilen 175.000.TL kabul edilmemiş olup, İİK m. 302’de projenin kabulü için öngörülen her iki nisap oranına da ayrı ayrı ulaşılmış olduğundan borçlunun kayıtlarına göre hesap yapıldığını, taraflar arasında alacağın miktarı hususunda ihtilaf bulunduğu hallerde alacağın çekişmeli olacağını ve davacı tarafından İİK m.308/b gereğince konkordatonun tasdiki kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde çekişmeli alacak davası açılması ya da İİK m. 308/a uyarınca alacağının hatalı hesaplandığı iddiasındaysa istinaf kanun yoluna başvurulması gerekirken kendisine tanınan bu hukuki haklardan yararlanmayan davacının, konkordato projesinin tasdikinin kesinleşmesi ile birlikte kesin hüküm oluşturan bu vakıalar hakkında itirazda bulunamayacağını veya bu itirazlarını konkordatonun kısmen feshi davasında ileri süremeyeceğini, borçlunun kayıtlarına göre davacının alacak miktarı olan 146.550.TL üzerinden garameten ödeme tablosu oluşturmakta da bir beis bulunmadığını, diğer alacaklılar için olduğu gibi davacı yönünden de garameten %38.74 ödeme oranı tatbik edilerek ödenecek tutarın 102.585.TL üzerinden garameten ödeme oranı uygulandığında elde edilen 39.747,39.TL garameten ödeme tutarında bir hatanın olmadığını, davacının konkordato dosyasına tabi olan çek alacağı kapsamında İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2019/310 E. sayılı dosyasında kefilden tahsil ettiği 65.000.TL’nin garameten ödenecek miktarı da kapsadığı aşikar olduğundan ifada bulunulmadığından bahsedilemeyeceğini, kesinleşen konkordato projesi ve Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/181 E. sayılı konkordato dosyasındaki gerekçeli karar incelendiğinde ödeme planının vade içermediğini, ödemenin projede belirtilen koşulların gerçekleşmesine müteakip yapılacağını bu nedenle davacı şirketin talep hakkının muaccel olmadığını bu bağlamda da projedeki tüm koşulların gerçekleşmemesi nedeniyle projeye aykırılıktan bahsedilemeyeceğinden İİK. 308/e maddesinin yasal şartlarının oluşmadığını, tasdik edilen ve bağlayıcı hale gelen revize proje kapsamında … ili, … İlçesi, … mevkii, … ada, … parselde mevcut olan akaryakıt istasyonu satışından elde edilecek gelir, … Ada … Parsel, … mevkiinde mukim arsanın satışından elde edilecek gelir, İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2018/15706 E. Sayılı dosyasında müvekkilin alacağı olan hakediş bedeli ile tahsili beklenen birtakım alacakların mevcut olduğunu, tasdik edilen proje bağlamında yalnızca akaryakıt istasyonunun satışı gerçekleşmiş olup, halihazırda mezkur arsanın satışı ile hakediş dosyasından şirket aktifine gelecek olan tutarın beklenmekte olduğunu, tasdik edilen proje dahilinde borcun ödenme şartlardan yalnızca birinin gerçekleştiğini ancak buna rağmen; müvekkili şirketçe alacaklıların menfaati gözetilerek, tatmin edilebilmesi amacıyla “Garameten Ödeme Tablosu” oluşturulduğunu ve bu doğrultuda her bir alacaklı için garameten ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını ve Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesince de kabul gördüğünü, müvekkilinin iyi niyetli borçlu olarak önceden bir kısım ödemede bulunmasının kendisi aleyhinde değerlendirilerek alacaklılara işbu davayı ikame etme imkanı vermeyeceğini zira alacaklılara yapılacak ödemenin, konkordato projesi dahilindeki edimlerin tümünün gerçekleşmesi sonucunda yapılacağını, bu hususta Muğla 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/181 E. Sayılı dosyasında alacaklıların mahkemeye sunduğu ibra sözleşmelerinde görüldüğü üzere tutar ve tek seferde ödeme şartı yer almakta olup, ödeme süresine ilişkin belirli bir tarih, vadenin mevcut olmadığı haliyle projenin tasdik edip kesinleştiğini, müvekkili şirketin hukuki yükümlülüğü tasdik edilen konkordato uyarınca henüz doğmamış olduğundan bu aşamada ifa ile yükümlü de olmadığını, zira, alacaklılarla mutabık kalınan tutarların ödenmesi hususu proje dahilinde belirtilen edimlerin gerçekleşmesi/ arsaların satılması, hakediş bedelinin ödenmesi şartına bağlandığını, şarta bağlı olarak tasdik edilen projenin her ne kadar şartın gerçekleşmesinden önce tarafları bağlasa da sonuçları ancak şartın gerçekleşmesiyle birlikte doğacağını, şart gerçekleşinceye kadar alacaklının ifayı isteme hakkının, borçlunun da ifa yükümlülüğünün bulunmadığını, proje dahilindeki edimlerin gerçekleşmesinden önce ikame edilen işbu davada maddi hukuka ilişkin dava şartları başlığı altında incelenen talep hakkının henüz doğmamış olduğundan konkordato şartlarının davacı açısından ifa edilmediğinden bahsedilemeyeceğini, yerel mahkemenin bilirkişi görevlendirmesinde fahiş hataya düştüğünü, bilirkişilerin konkordatonun kısmen fesih şartlarının oluşup oluşmadığına, kefile ödeme yapılıp yapılmadığının hukuka uygunluğuna kanaat getirecek ve/veya bu konuda görüş beyan edecek uzmanlığa haiz olmadığını, öte yandan, Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/181 E. Sayılı konkordato dosyasında komiser olarak atanan ve bu dosyada iş ve işlemlerde bulunarak borçlunun malvarlığı durumu ile alacaklıların alacak miktarlarının hesabını yapan muhasebesel kısımdan sorumlu komiser …’in hazırladığı rapora dayanılarak konkordato kararı verildikten sonra huzurdaki davada hesaplamaların hatalı ve konkordatoda usulsüzlük olduğu yönünde görüş vermesinin kabul edilemeyeceği gibi çelişki arzettiğini ve bu durumda çelişki giderilmeksizin dosyada karar verilmesinin dahi başlı başına bir bozma sebebi olduğunu, ayrıca, komiser …’in konkordato yargılaması sürecinin en başından itibaren yapılan tüm işlemlerde imzası olduğu, dosyaya konkordatonun başarıya ulaşacağına dair raporlar sunduğu, borçlunun mali durumunu görüşmek ve konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanılan alacaklılar toplantısında bulunduğu, alacaklılar toplantısı ilanı ve konkordato kararının verilmesine esas teşkil edilen tasdik raporunda imzası olduğunun sabit olduğunu, kanun gereği konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak ve alacakları kayıt altına alma görevi olan komiserin daha sonradan bu dosyada bilirkişi olarak görevlendirilmesinin mahkeme kararının usule ve kanuna aykırılığı sonucunu doğurduğunu, yerel mahkemece hüküm kurmaya elverişli olmayan ve davanın konusu olmayan hususlarda aldırılan bilirkişi raporlarına itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, diğer yandan, karara dayanak teşkil eden 29.11.2022 tarihli bilirkişi kurul raporu hukuki değerlendirmeler ve çelişkili tespitler içeren, kesinleşen konkordato kararının ve kesin hüküm niteliğindeki olguların incelendiği, adi ortaklığı oluşturan tarafların iradesinin hiçe sayıldığı, hesaplamanın hatalı yapıldığı bir rapor olmakla, denetime ve hükme elverişli olmadığını, mahkemenin salt davacının dilekçesinde temlik tarihi olan 17.01.2019 tarihini beyan etmesi nedeniyle … Şirketi ile müvekkili şirket arasındaki alacak-borç miktarının ve diğer tüm işlemlerin bu tarihe indirgenerek hesaplatılması hatalı olup, bu durumun gerçeğe aykırı sonuçlara sebebiyet verdiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, İİK.’nun 308/(e) maddesinden kaynaklanan konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ;
Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) -aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece- derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. (YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 )
Somut uyuşmazlıkta, Muğla 1. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’nin 12.04.2021 tarih ve 2019/181 Esas 2021/195 Karar sayılı kararı ile “1-Davacının davasının KABULÜ ile Muğla Ticaret Sicilinin 2844 sicil numarasında kayıtlı … Limited Şirketinin revize edilmiş hali ile konkordato projesinin TASDİKİNE, …Revize projenin gerçekleşmesi için gerekli olan davacı şirkete ait … ili … ilçesi … mahallesi … mevkii … ada … parsel sayılı taşınmaz ile … ada … parsel sayılı taşınmazdaki davacı şirket hissesi üzerindeki kamu alacağından doğan 20. Sıradaki Muğla Vergi Dairesi ve 22. Sıradaki Selçuk İcra Dairesi tarafından konulan hacizler hariç diğer tüm haciz ve tedbirlerin kaldırılmasına,” karar verildiği, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmaması üzerine 17.05.2021 tarihinde kararın kesinleştiği, davalının tasdik edilen konkordato projesine göre garameten ödemeleri yaparken davacı şirkete ödemenin yapılmayıp 04.08.2021 tarihinde konkordato projesinde olmayan davalı şirketin eski çalışanı …’a 65.000.00.TL ödeme yapıldığı, 2004 s. İİK’nun 285/1. maddesine göre, konkordato davalarının amacının, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluların, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesini veya muhtemel bir iflâstan kurtulmasını sağlamak olduğu, davalının konkordato davasında da, konkordato projesi, davalının ödeme acziyeti ve konkordato şartları değerlendirilerek konkordato projesinin tasdik edildiği, konkordatoya ilişkin yasal düzenlemelerin ve konkordato kararı verilmesi usulünün dışına çıkacak ve konkordato davasında verilen kararı işlevsiz hale getirecek şekilde garameten ödeme yapması gereken davacı şirkete ödeme yapmadan davacı şirkete yapılması gereken garameten ödeme miktarından daha fazla miktar olan 65.000.00.TL’yı davacı şirketin yaptığı icra takibinde icra kefili olan eski şirket çalışanı …’a ödeme yapması ile ilgili olarak savunmasındaki nedenlerin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı tarafından verilen ve kesinleşen konkordato tasdik kararına uygun ödeme yapılmaması nedeniyle davacı yönünden konkordatonun kısmen feshini isteme koşullarının oluşmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2022 tarih ve 2021/330 Esas 2022/1033 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve İİK’nun 308/a maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.