Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/513
KARAR NO : 2023/1730
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2018
NUMARASI : 2016/1263 Esas 2018/158 Karar
DAVA KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2023
Dairemizin 15/10/2020 tarih ve 2018/1164 Esas, 2020/1082 Karar sayılı kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01/11/2022 tarih ve 2021/2312 Esas, 2022/7642 Karar sayılı kararı ile bozulması üzerine Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, 21/10/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıdan 07/12/2015 tarihinde 47.200 EURO bedelli, … baskı makinası satın aldığını, makinanın satın alındığı tarihten itibaren kumaş üzerine desen ve resim basılması amacına uygun kullanılamadığını, üretim kaynaklı kusur bulunduğunu, muhataba bildirim yapıldığını, servis hizmetinin geç sağlandığı gibi konusunda uzman olmayan servisin geçici ve yetersiz müdahaleler ile müvekkilini mağdur ettiğini, kusurun tespiti için Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/116 D. İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulduğunu, alınan bilirkişi raporunda, makinenin arızalı durumda olduğunu, arızanın silindir burç yataklarının kısa sürede aşınması nedeniyle oluştuğunu, silindirlerinde kuvvete dayanıklı rulman yatak yerine burç yatak seçilmesinden kaynaklı proje hatası olduğunu, bulunduğu yerde tamiratının mümkün olmadığını, makinenin çalışmamasından dolayı müvekkilinin birim imalat başına (metre) 1,10-TL zarara uğradığının tesbit edildiğini, müvekkilinin Noter ihtarnamesi ile davalıya 47.200,00-Euro fatura bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile ödenmesini, ödemeden sonra makinenin teslim alınmasını, ayrıca makinedeki arıza nedeniyle oluşan şirket zararına ilişkin olarak şimdilik 70.000,00 TL ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesinin talep edildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını belirterek, ayıplı malın satıcı firma olan … şirketi tarafından geri alınması ile 07/12/2015 tarihinde ödenen 47.200,00 Euro bedelin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, sair alacak kalemlerine ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ayıplı maldan dolayı müvekkilinin yapmak zorunda kaldığı tesbit talebi nedeniyle ödemiş olduğu, 857,90-TL’nin 28/06/2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının satın aldığı makinenin üretim kapasitesine göre değişik kapasite ve ebatlara sahip modelleri bulunduğunu, yapılarınında kapasitelerine göre değiştiğini, davacının seçtiği ve satın aldığı makinenin düşük kapasiteli bir ürün olduğunu, davacının bunu kapasitesinin üzerinde kullandığını, böyle olunca makinenin davacının aşırı kullanım şekline uyamadığını ve arızalandığını bunun üzerine davacının müvekkilinin teknik elemanlarından makinenin motor sürücü devrelerinin değiştirilip hızlandırılmasını istediğini ancak teknik açıdan sakıncalı olan bu isteğin yerine getirilmediğini, davacının dışarıdan temin ettiği yetkisiz elemanlara makineye müdahale de bulundurduğunu, makinenin orjinalliğini bozarak keçe germe düzeneğine kendisinin belirlediği tipte rulman ve yataklar kaynattırdığını, bu şekilde orjinalliği bozulmuş makinenin kapasitesinin üzerinde çalıştırılması sonucu bir süre sonra mil yataklarında aşınmalar oluştuğunu ve müvekkilinin teknik servisinden yardım istendiğini, durumun davacıya anlatıldığını, müşteri memnuniyeti sağlamak amacıyla müvekkilinin yurt dışındaki üretici firma ile temas kurarak rulman yataklarını getirttiğini, aşınmış yatakların değiştirildiğini, ancak müşterinin kaynak yaparak monte ettiği yataklara müdahale edilemediğini, makinaların yüksek ısı ile çalıştığını bu sebeple çalışma alanında havalandırmanın yapılmış olması gerektiğini, makinenin davacının tesislerinde öncelikle açık alana monte edildiğini, ancak daha sonra davacı tarafça makinanın kapalı bir oda içersine alındığını, davacının aspiratör koyması konusunda uyarıldığını ancak bu uyarının da gereğinin yerine getirilmediğini, makinada özel bir koruma kağıdı kullanması gerektiğini ancak bunun ilave bir maliyet getireceği gerekçesiyle davacının kağıdı kullanmadığını, bu sebeple makinenin ısı silindiri üzerinde karıncalanmalar, çizik ve aşınmalar meydana geldiğini, makinenin arızasının imalat ile ilgili olmayıp tamamen hatalı şekilde ve kapasitesinin üzerinde kullanılması ve makineye yetkisiz kimselerce müdahalelerde bulundurularak kendilerine göre değişikliklikler yaptırılıp orjinalliğinin bozulması sonucu oluştuğunu, arızanın üretim kaynaklı olmayıp hatalı kullanım nedeniyle meydana geldiğini, müvekkilinin yokluğunda yapılan delil tespitine usul ve esas bakımından itiraz edildiğini, bunların yanında davacının isteminin yasaya uygun olmadığını, TBK’ nun 227. Maddesine göre satılanın değerindeki eksikliğin satış bedeline çok yakın olması halinde sözleşmeden dönme hakkının kullanılabileceğini, olayda bu koşulun bulunmadığını, ayrıca satıştan dönme hallerinde faizin ödeme tarihinden itibaren değil satılanın iadesi tarihinden itibaren istenebileceğini, TBK 229. Maddesine göre satış sözleşmesinden dönen alıcının satılanı ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlü olduğunu, davacının yaklaşık bir yıl süre ile makineyi kullanmak suretiyle elde ettiği yararların parasal karşılığınında iadesi gerekecek meblağdan takas ve mahsubunun gerektiğini belirtmiş, davanın reddine mahkemece aksi yönde karar kurulduğu takdirde davacının satılandan elde ettiği yararların parasal karşılığının saptanarak iadesine karar verilecek meblağdan takas ve mahsubuna, orjinalliği bozulan makinenin orjinal haline döndürülmesi için gerekecek giderinde davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMECE:
”… Davacı tarafça davalıdan satın alınan baskı makinesinin üretim kaynaklı gizli ayıplı olduğundan bahisle ayıplı malın iadesi ile bedelinin tahsiline yönelik olarak davalı hakkında mahkememize dava açıldığı, davacı tarafın davalıdan 07/12/2015 tarihinde 47.200,00-Euro bedel … baskı makinesi satın aldığı, davacı tarafın davalıdan ilk kez 05/03/2016 tarihinde “keçede sıvı birikmesi ve baskıda leke ” şikayetiyle servis talebinde bulunduğu , bir süre sonra davacı vekilinin 21/12/2016 havale tarihli cevaba karşı beyan dilekçesinde de belirtildiği üzere davalı servisi dışında bir uzman yardımı ile davacı tarafça dava konusu edilen makinenin kayma yataklarının rulmanlı yataklar ile değiştirilip, keçe germe düzeneğine rulmanlı yatakların kaynatıldığı, bu işlem dolayısıyla davalı servis elemanlarının makine için yurt dışından getirilen yatakları makineye takamadığı ve yatakları değiştiremediği, davacı tarafça makinenin gizli ayıplı olduğunun iddia edildiği ancak hem Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu hemde mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dava konusu edilen makinedeki kullanım sonucu oluşan arızanın makinenin silindir yataklarının teknik olarak kuvvete dayanıklı rulmanlı yatak yapılması gerekirken kaymalı yatak yapılması ve ısı ve çalışma şartları nedeniyle yatakların kısa sürede aşınması sebebiyle oluştuğu , makinenin orjinal halinde silindirlerin rulmanlı yatak olduğu, dava konusu edilen makinenin üretim kapasitesinin 2 m/sn olup bilirkişinin 13/02/2018 tarihli duruşmada alınan beyanı da gözetildiğinde makinenin belirtilen hızda çalıştığı, bu değerlendirmeler göz önüne alındığında makinenin ancak davacının yapacağı iş için kullanım amacına uygun olmadığının kabul edilebileceği, bu durumda davacının basiretli bir tacir olarak gerekli araştırmaları yaparak işi için kullanım amacına uygun bir makineyi seçmek zorunda olduğu, davacının makinenin niteliklerini ve alternatiflerini yeterince araştırmaksızın işi için kullanım amacına uygun olmayan ve düşük kapasiteli makineyi davalıdan satın aldığı, bu sebeple makinenin raporda belirtilenlerin aksine ayıplı olarak sayılamayacağı, bunun yanında davacı tarafça makineye yetkili servis dışında müdahalede bulundurulduğu” gerekçesi ile, davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davalı aleyhine açtıkları alacak davasını red ederek hatalı, haksız ve hukuka aykırı bir karar verildiğini, mahkemenin davanın ret gerekçesini öncelikle iki esasa dayandırdığını, birincisinin müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranmayarak yeterince araştırmaksızın düşük kapasiteli makineyi davalıdan aldığı bu sebeple makinenin raporlarda belirtilenin aksine ayıplı olarak sayılamayacağı, ikincisinin ise TBK 228/son maddesinde yapılan atıf noktasında olduğunu, davalı yanın hiç bir iddiasını ispat edemediğini, hatta delil dahi sunamadığını, anılan makinenin açık ve net kuşkuya dahi yer bırakılmaksızın ispatlandığı üzere imalat hatalı bir makine olduğunu, yani kullanım amacına uygun olarak kullanılmasına rağmen, üretim hatasından kaynaklanan bir arıza nedeniyle kullanılamadığını, hatta makinenin kullanım kılavuzunun dahi davalı yan tarafından davadan yaklaşık 2 sene sonra ibraz edilebildiğini, mahkemece “…” teknik servisince verilen 07.05.2016 tarihli 316 numaralı servis hizmeti ekseninde tek bir servis hizmeti ve tek bir arıza varmış gibi hüküm kurulduğunu, oysa 18.07.2016 tarihli 32044 numaraları “…” servisi tarafından verilemeyen hizmet sebebiyle dava açıldığını, çalışır vaziyette … teknik servisince müvekkili şirkete teslim edilen makinenin çok geçmeden yeniden arızalandığını, yerel mahkemece makinenin müvekkilinin yapacağı işe uygun olmadığı kanaatine varmasının da anlaşılır olmadığını, orijinali kayma yatakken rulman yatak denilip, 2 m/s üretim hızının zaten aşılması mümkün olmamasına rağmen aşılmış gibi yorumlanmasının hatalı olduğunu, açıkça malın gizli ayıplı olduğunu belgeyen bilirkişi raporlarının gözardı edildiğini, müvekkilinin makineyi normal bir kapasitede dahi kullanamadığını, zaten bilirkişinin de makinenin kapasite üzeri kullanılmasının mümkün olmadığını, motor değişimi yapılmadan daha hızlı çalışmasına olanak bulunmadığını belirttiğini, kısacası müvekkilinin tekstil baskı işi yaptığını, dava konusu makinenin de bu işi yapmak için imal edildiğinin sabit olduğunu, dava konusu makinenin bu işi yapamama sebebinin müvekkilin makineyi hızlı çalıştırması, kapasite üzeri kullanması olmadığını beyanla ve açıkladıkları diğer nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DAİREMİZİN ÖNCEKİ KARARI VE BOZMA İLAMI;
Dairemizin 15.10.2020 tarih 2018/1164 esas 2020/1082 karar sayılı kararı ile;
Dava, davalı tarafından satılan malın ayıplı çıktığı iddiasıyla, ödenen satım bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalıdan satın alınan makinanın ayıplı olduğunu ve bu ayıbın gizli ayıp olduğunu belirterek, makinanın iadesini ve satım bedeline talep ederek dava açmış, davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; açıklanan gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davalıdan satın alınan ürünlerin ayıplı olduğunu davacı ispatla yükümlüdür.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sy. TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca; “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” Aynı Yasa’nın 23/1-c maddesine göre; “ Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.” Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; Davacı, davalıya iade faturaları ile gönderdiği ve arızası giderilmeden yeniden gönderilen ürünler nedeniyle, kendi müşterilerinin problemler yaşadığını ve kendisinin giderdiğini ifade etmiştir. Davacının 6102 sy. TTK’nın 23/1-c bendindeki 8 günlük muayene ve ihbar yükümlülüğüne uymamıştır. Satın alınan malın muayene ettirilmesi keyfiyeti hayatın olağan akışı gereğinden olup tacir olanlar bakımından bu keyfiyetin TTK’nın 20/2. maddesi karşısında bir yükümlülük halini aldığının da kabulü gerekmektedir. Davacı, dava dışı müşterilerine sattığı ürünlerin ayıplı olması ile, 18/03/2014 tarihli iade faturası düzenleyerek, 19/03/2014 tarihinde bu ürünleri iade ettiğini belirtmiş ise de, mal iadesi sözleşmeden dönme mahiyetinde olduğundan aynı yasanın 18/3. md. gereği yazılı olarak yapılmalıdır. Kaldı ki, bu ürünler için ayıp ihbarı, cari hesap alacağının ödenmesi keşide edilen 02/04/2014 tarihli ihtarının tebliğinden sonra 14/04/2014 tarihinde yapılmıştır.Ayıbın gizli olması halinde ise ihbarın “derhal” yapılması gerekir. Somut olayda satıma konu ürünlerin ayıplı olduğunun öğrenilmesinden itibaren davacı tarafından davalıya yasal sürede ayıp ihbarında bulunulmadığının belirlendiği ve TTK 23/c ve TBK 223/2. maddesindeki şartların gerçekleşmediği görülmüştür. (Yargıtay 19. HD., E:2015/6376, K:2015/17508, T:23.12.2015.)
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/116 D.İş Sayılı dosyası ile davacı tarafın davaya konu makina üzerinde yaptırdığı tespit sonunda alınan bilirkişi raporunda; dava konusu makinenin arızalı ve firmanın taahhüt ettiği ürünleri yapamayacak durumda olduğu, makine üzerindeki arızanın silindir burç yataklarının kısa zamanda aşınması nedeniyle olan arıza olduğu, arızanın makinenin imalatla ilgili projenin hatalı yapılmasından silindirlerde kuvvete dayanıklı rulman yatak yerine burç yatak seçilmesinden kaynaklandığı, makinenin bulunduğu yerde tamirat yapılamayacağı, imal edildiği fabrikaya götürülmesi gerektiği, şirketin makinenin çalışmamasından dolayı birim imalat başına ( metre) 1,10 TL bedel zarara uğradığı, dava konusu baskı makinesinin bu arızalarının satın alındığında yapılan elle ve gözle muayene ile anlaşılamayıp belirli bir müddet çalıştıktan sonra ortaya çıktığından dava konusu makinenin gizli ayıplı bir mal olduğunun belirtildiği, raporun taraflara tebliğ edildiği, aleyhine tespit istenenin rapora karşı itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Dava konusu … Baskı Makinesindeki arızanın imalat veya kullanım hatası olup olmadığının tespiti için mahallinde keşif icra edilerek alınan makina mühendisi bilirkişisi raporundan makinanın silindir yataklarının teknik olarak rulmanlı yapılması gerekirken kaymalı yatak yapıldığı, ısı ve çalışma şartları nedeni ile yatakların kısa sürede aşındığı, malın kullanımı sırasında ayıbın ortaya çıktığı, bu nedenle dava konusu makinada üretimden kaynaklı gizli ayıp olduğu belirtilmiştir.
Davalı tarafın makinaya yetkisiz servisler tarafından müdahalede bulunulduğu iddia edilmiş ise de; alınan ek rapor ile bilirkişi belge ve bilgi sunulmadığından, bu durumun tespit edilemediği bildirilmiştir.
Mahkemece; kök ve ek raporlar arasında çelişki olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, raporun arasında çelişki olmadığı tüm dosya kapsamına göre makinada üretime dayalı bir hata olduğu davacının zararın bulunduğu sonucuna varılarak davanın kabulü gerekirken reddedilmesi doğru olmamıştır.
Davalı firmanın sattığı ürünlerin firmanın yetkili servisinin, servis tutanağı ile üst yazısının birbirini tutmadığı, servis tutanağında üçüncü kişiler tarafından rulman yataklarının değiştirildiğine dair açıklama bulunmaksızın, davadan sonraki üst yazısında bu yönde açıklama bulunması, bilirkişi inceleme raporunun tespitlerin sonucunu ortadan kaldırmayacağı, yine davalı delilleri incelendiğinde, kapasite fazlası çalışma ile ilgili iddiasını ispata yarayacak bir delile dayanılmadığı ve dosya kapsamına göre, bu iddianın ispatlanamadığı görülmüştür. Kaldı ki, taraflar arasındaki ilişki satım ilişkisi olup, özel sipariş verilirken basiretli davranılmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı da anlaşılmıştır. Teknik bilirkişinin tespitlerine rağmen, hakimlik faaliyeti dışında kalan teknik konu ile ilgili resen yorum yapılmak suretiyle rapor içeriğine aykırı düşecek gerekçeler ile davanın reddinin yerinde olmadığı da anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; yukarıda yapılan açıklamalara göre, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01/11/2022 tarih ve 2021/2312 Esas, 2022/7642 Karar sayılı ilamı ile;
”…Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıdan 07.12.2015 tarihinde 47.200 Euro bedelli, … baskı makinası satın aldığını, makinanın satın alındığı tarihten itibaren kumaş üzerine desen ve resim basılması amacına uygun kullanılamadığını, üretim kaynaklı kusur bulunduğunu, muhataba bildirim yapıldığını, servis hizmetinin geç sağlandığı gibi konusunda uzman olmayan servisin geçici ve yetersiz müdahaleler ile müvekkilinin mağdur ettiğini, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/116 D. İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulduğunu, alınan bilirkişi raporunda, makinenin arızalı durumda olduğunu, arızanın silindir burç yataklarının kısa sürede aşınması nedeniyle oluştuğunu, silindirlerinde kuvvete dayanıklı rulman yatak yerine burç yatak seçilmesinden kaynaklı proje hatası olduğunu, bulunduğu yerde tamiratının mümkün olmadığını, tesbit edildiğini, müvekkilinin ihtarname ile davalıya 47.200,00 Euro fatura bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile ödenmesini, ödemeden sonra makinenin teslim alınmasını, ayrıca makinedeki arıza nedeniyle oluşan şirket zararına ilişkin olarak şimdilik 70.000,00 TL ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesinin talep edildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını belirterek, ayıplı malın satıcı firma olan … şirketi tarafından geri alınması ile 07.12.2015 tarihinde ödenen 47.200,00 Euro bedelin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, sair alacak kalemlerine ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ayıplı maldan dolayı müvekkilinin yapmak zorunda kaldığı tesbit talebi nedeniyle ödemiş olduğu, 857,90 TL’nin 28.06.2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının seçtiği ve satın aldığı makinenin düşük kapasiteli bir ürün olduğunu, davacının bunu kapasitesinin üzerinde kullandığını, böyle olunca makinenin davacının aşırı kullanım şekline uyamadığını ve arızalandığını, makinenin arızasının imalat ile ilgili olmayıp hatalı ve kapasitesinin üzerinde kullanılması nedeniyle meydana geldiğini, delil tespitini kabul etmediklerini, davacının yaklaşık bir yıl süre ile makineyi kullanarak elde ettiği yararların parasal karşılığını iade ederek sözleşmeden dönebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda,dava konusu edilen makinedeki kullanım sonucu oluşan arızanın makinenin silindir yataklarının teknik olarak kuvvete dayanıklı rulmanlı yatak yapılması gerekirken kaymalı yatak yapılması ve ısı ve çalışma şartları nedeniyle yatakların kısa sürede aşınması sebebiyle oluştuğu, makinenin orjinal halinde silindirlerin rulmanlı yatak olduğu, dava konusu edilen makinenin üretim kapasitesinin 2 m/sn olup bilirkişinin 13.02.2018 tarihli duruşmada alınan beyanı da gözetildiğinde makinenin belirtilen hızda çalıştığı, bu değerlendirmeler göz önüne alındığında makinenin ancak davacının yapacağı iş için kullanım amacına uygun olmadığının kabul edilebileceği, bu durumda davacının basiretli bir tacir olarak gerekli araştırmaları yaparak işi için kullanım amacına uygun bir makineyi seçmek zorunda olduğu, davacının makinenin niteliklerini ve alternatiflerini yeterince araştırmaksızın işi için kullanım amacına uygun olmayan ve düşük kapasiteli makineyi davalıdan satın aldığı, bu sebeple makinenin raporda belirtilenlerin aksine ayıplı olarak sayılamayacağı, davacı tarafça makineye yetkili servis dışında müdahalede de bulundurulduğu gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davalı firmanın sattığı ürünlerin firmanın yetkili servisi tarafından tutulan servis tutanağı ile mahkemeye gönderdiği üst yazısının birbirini tutmadığı, servis tutanağında üçüncü kişiler tarafından rulman yataklarının değiştirildiğine dair açıklama bulunmaksızın, davadan sonraki üst yazısında bu yönde açıklama bulunması, bilirkişi inceleme raporunun tespitlerin sonucunu ortadan kaldırmayacağı, makinanın kapasite fazlası çalışma ile ilgili iddiasını ispata yarayacak bir delile dayanılmadığı ve dosya kapsamına göre, bu iddianın ispatlanamadığı, kaldı ki, taraflar arasındaki ilişki satım ilişkisi olup, özel sipariş verilirken basiretli davranılmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, Teknik bilirkişinin tespitlerine rağmen, hakimlik faaliyeti dışında kalan teknik konu ile ilgili resen yorum yapılamayacağı, ilk derece mahkemesince, kök ve ek raporlar arasında çelişki olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, raporlar arasında çelişki olmadığı tüm dosya kapsamına göre makinada üretime dayalı bir hata olduğu davacının zararın bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davacının davalı şirket tarafından satılan makina bedeli olan 160.192,08 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı tarafından satılan malın ayıplı çıktığı iddiasıyla, ödenen satım bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, makinada üretime dayalı bir hata olduğu ve kapasite fazlası çalışma ile ilgili davalı savunmasını ispata yarayacak bir delil bulunmadığı, davacının zararın bulunduğu gerekçesiyle satılan makina bedeli olan 160.192,08 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan dava konusu makinadaki arıza için gelen yetkili servisin 07.05.2016 tarihli tutanağında “keçe germe düzeneğine rulmanlı yataklar kaynatıldığı için yatak değişimi yapılamadı” şeklinde geçen tespit ile bu servisten önce davacı istemi ile yetkisiz servis tarafından müdahele edildiği anlaşılmakla TBK 228/2. maddesi gereğince davacı alıcı izinsiz ve habersiz olarak makinenin şeklini değiştirdiğinden işbu müdahale nedeniyle alıcı ancak ayıplı malın müdahale öncesinde ayıp nedeniyle değerinden eksikliği satıcıdan talep edebilecektir. O halde mahkemece ayıp nedeniyle makine bedelinden ne kadar tenzili gerektiği hususunda rapor alınarak karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle tüm makine bedelinin iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-Kabule göre de, Mahkemece, karşılıklı borç yükleyen sözleşmeler için geçerli birlikte ifa kuralı gereği, ayıplı malın teslimine karar verilmeden bedelinin iadesine karar verilmesi ve faiz başlangıç tarihinin teslim tarihi yerine ödeme tarihi olarak belirlenmesi de doğru olmamıştır.
3-Öte yandan, yine kabule göre, davacının talebinin döviz bazında olduğu ve zararın da döviz bazında gerçekleştiği dikkate alınarak mahkemece fiili ödeme tarihinde TL karşılığı döviz alacağına hükmedilmesi gerekirken “TL” üzerinden hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 8.400 TL duruşma vekalet ücretinin her bir taraftan alınarak yek diğerine verilmesine” karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından satılan malın ayıplı çıktığı iddiasıyla, ödenen satım bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, Dairemizin 05/04/2023 tarihli duruşmasında dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek bozma kararı doğrultusunda ek rapor düzenlemesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; dosya içerisinde bulunan dava konusu makinadaki arıza için gelen yetkili servisin 07.05.2016 tarihli tutanağında “keçe germe düzeneğine rulmanlı yataklar kaynatıldığı için yatak değişimi yapılamadı” şeklinde geçen tespit ile bu servisten önce davacı istemi ile yetkisiz servis tarafından müdahele edildiği anlaşılmaktadır.
TBK 228/2. Maddesinde; ” Alıcıya ayıplı olarak devredilmiş olan satılanın ayıptan, beklenmedik hâlden veya mücbir sebepten dolayı yok olması veya ağır biçimde zarara uğraması, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını engellemez. Bu durumda alıcı, satılandan elinde ne kalmışsa onu geri vermekle yükümlüdür.
Satılan alıcıya yüklenebilen bir sebep yüzünden yok olmuşsa veya alıcı onu başkasına devretmişse ya da biçimini değiştirmişse alıcı, ancak değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini isteyebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda davacı taraf izinsiz ve habersiz olarak makinenin şeklini değiştirdiğinden TBK 228/2 maddesi gereğince işbu müdahale nedeniyle alıcı ancak ayıplı malın müdahale öncesinde ayıp nedeniyle değerinden eksikliği satıcıdan talep edebilecek olup, ayıplı malın bedelinin tamamını talep edemeyecektir.
Dairemizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda Dairemizce makinedeki ayıp nedeniyle makine bedelinden ne kadar tenzil gerektiği hususunda Makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Makine Mühendisi bilirkişi … Dairemize vermiş olduğu 07/08/2023 tarihli raporunda özetle; teknik özellikleri belirtilen … Baskı Makinesindeki 07.12.2015 tarihinde KDV dahil 47.200,00 Euro olduğu konusunda taraflar arasında husumet bulunmamakta olup, yine satış tarihi sonrası dava konusu makinadaki arıza için gelen yetkili servisin 07.05.2016 tarihli tutanağında “keçe germe düzeneğine rulmanlı yataklar kaynatıldığı” tespiti dikkate alınarak mevcut haliyle satış fiyatının tespiti için yapılan piyasa araştırmasında bu konuda geriyi dönük veri tabanının olmaması nedeniyle internet ortamında herhangi bir veriye ulaşılamamış olup, … A.Ş. ve … A.Ş ile yapılan iletişime ve mesleki bilgilerine dayalı davaya konu Baskı Makinesinin dosya kapsamında yer alan Bilirkişi Raporlarında tespiti yapılan eksiklikleri dikkate alınarak takdiren satış tarihi itibarıyla ortalama KDV hariç 34.000,00 Euro, KDV dahil 40.120,00 Euro. mertebesinde olabileceği, satılanın ayıplı ve ayıpsız değerleri arası; KDV hariç 40.000,00 €. — 34.000,00 €. – 6.000,00 €. KDV dahil 47.200,00 €. – 40.120,00 €. = 7.080,00 €. olarak hesaplandığını ve davaya konu baskı makinesi için ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki KDV hariç 6.000,00 €. / KDV dahil 7.080,00 €. bedeli davacının talep edebileceği şeklinde görüş bildirmiştir.
Yargıtay bozma ilamından önce alınan ve sonra aldırılan rapor ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu makinenin ayıplı olduğu sabit olup, davacı taraf izinsiz ve habersiz olarak makinenin şeklini değiştirdiğinden TBK 228/2 maddesi gereğince ayıplı malın müdahale öncesinde ayıp nedeniyle değerinden eksikliği bilirkişi İbrahim Kurşun’un 07/08/2023 tarihli denetime elverişli ve açık olan raporuna göre belirlendiğinden, Dairemizce; davanın kısmen kabulü ile; bilirkişi raporu ile belirlenen 7.080,00 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca Euro cinsi üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak fiili ödeme günündeki döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine dair karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 7.080,00 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca Euro cinsi üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak fiili ödeme günündeki döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
2-Alınması gereken 1.633,14 TL harçtan başlangıçta alınan 2.735,69 TL peşin harcın mahsubu ile fazla yatırılan 1.102,55 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 2.735,69 TL peşin harç ile 29,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 813,70 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesap edilen 121,44 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre hesap edilen 9,35 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı vekili için kabul edilen bedel üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı vekili için reddedilen bedel üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 21.805,49 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılama Gideri:
1-Davacının yatırmış olduğu 35,90 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davacının yatırdığı 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 159,63 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesap edilen 23,82 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 2.354,50 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre hesap edilen 2.003,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden miktar itibari ile kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/10/2023