Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/471 E. 2023/975 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/471
KARAR NO : 2023/975
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2022
NUMARASI : 2022/276 D.iş 2022/276 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2023

İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz talep eden vekili 05.12.2022 harç tarihli talep dilekçesinde; müvekkili … A.Ş’nin …’dan 2.247,76 mton yağlık aspir tohumu satın aldığını,2.247,760 ton aspir tohumunun 12.11.2022 günü Rusya’nın Azov limanından …’e ait … “…” gemisine yüklendiğini, Karşı taraf … şirketinin navlun faturası kestiğini, yükün 30.11.2022 günü İzmir Alsancak Limanına ulaştığını, aspir tohumlarının geminin 1, 2, 3, 4 nolu ambarlarına yüklendiğini, geminin 1 ve 2 numaralı ambarının su alması sebebiyle üründe hasar oluştuğunun ve kullanılamaz halde olduğunun görüldüğünü, ambar içi boyalarının dahi dökülerek ürüne karıştığının gözlemlendiğini, ambarların bakımlarının yapılması ve kapaklarının sağlamlığının kontrolünden yükleyen, taşıyan ve gemi kaptanının sorumlu olduğunu, gemi kaptanının bu görevi yerine getirmediğini, yükleyen firmanın ise yüklemeden sonra gerekli incelemeyi yapmadığını, 1.000 ton ürünün zarar gördüğünü, mal bedelinin nakliye dâhil 7.333.513,00 TL olduğunu, malın limandan tahliye ücreti, 65.205,00 TL, liman depo nakliye ücreti + 1 aylık depo kirası 98.925,3 TL, emtianın gemiden indirilmeyişi nedeniyle limana ödenmesi gereken işgal bedelinin 372.600,00 TL olmak üzere toplamda 7.870243,3 TL zararlarının söz konusu olduğunu, geminin 1 ve 2 nolu ambarlarındaki emtianın tamamen hasar gördüğünü ve kullanılamaz olduğunu, geminin yurt dışına çıkması halinde bu zararın karşılanamayacağını belirterek Panama bayraklı … IMO numaralı … gemisi üzerine 7.870.243,3 TL alacakları karşılığı ihtiyati haciz konulmasına ve geminin seferden men edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: ” Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen …IMO numaralı … gemi kaptanı … vekili 07.12.2022 tarihli dilekçesinde; ihtiyati haciz talep eden vekilinin geminin 1 ve 2 nolu ambarındaki 1000 mton aspir tohumu yükünün zarar gördüğü iddiasında; zararın ne şekilde meydana geldiğinin, zarar oluşmuşsa dahi taşıma esnasında oluştuğuna dair herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığını, gemide yapılan incelemede ambarlarda deniz suyuna rastlanmadığını, hasarlı malın miktarının ve değerinin yargılama sonucu belirlenebileceğini, … gemisinde taşınan yüklerin taşıma sözleşmesine uygun olarak taşındığını, yükleme limanında yüklemenin tamamlanmasıyla ambar kapakları kapatılarak seferin başladığını, yükleme limanında sızdırmazlık testi yapılarak ambar kapaklarının mühürlendiğini, geminin İzmir Limanına varmasıyla ambar kapaklarının açıldığını, taşıma esnasında ambarlara su girmesinin mümkün olamayacağını, ambarlara deniz suyu girip girmediğinin tespiti için gümüş nitrat testi yapıldığını ve testin negatif çıktığını, taşımadan kaynaklı herhangi bir hasarın meydana gelmesinin mümkün olmadığını, ancak yükün en başta hasarlı olarak yüklenmiş olabileceğini, iddia edilen hasarın deniz taşımasında meydana gelmediğini, ihtiyati haciz talep edenin buna ilişkin herhangi bir delil de sunmadığını, ihtiyati haciz talep edenin yükü tahliye etmemesi ile her geçen gün alacak kalemlerinin arttığını, iddia olunan alacakların yargılamayı gerektirdiğini, yükün tahliye edilerek depoya alınmasının gerektiğini, yüklerin depoya alınmasıyla gerekli olan inceleme ve analizlerin daha sağlıklı yapılabileceğini, geminin limanda beklemesiyle liman masraflarının arttığını, TTK m. 1353/5 f gereği vadesi gelmeyen alacaklar için ancak İİK m. 257 ye göre öngörülen şartların gerçekleşmesiyle ihtiyati haciz talep edilebileceğini belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Aleyhine ihtiyati haciz istenen taraf olarak donatan … Ltd. gerek talep dilekçesinde, gerekse konşimentoda ve gerekse limandan gelen kayıtlarda donatan olduğu belirlenmiş olmakla birlikte cevap veren taraf olarak kaptan … vekilinin cevap dilekçesinde donatan adına cevap verdiğini belirtmiş ise de kaptandan alınan vekaletnamede kaptanın donatan adına vekalet vermediği, vekaletin sadece kaptanı temsilen verildiği belirlenmiştir. Bu nedenle somut olayda donatan adına cevap verilmemiştir.
İhtiyati haciz isteyen taraf dilekçesine ekli olarak; karşı tarafa ait olduğunu belirttiği konşimento, …’nin düzenlediği 12.11.2022 tarihli fatura, geminin sicil kaydı ve İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/275 D.İş sayılı tespit dosyası, protesto mektubu, ekspertiz raporu incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Mahkememizce ihtiyati haciz talep edenin talebi değerlendirilerek, İhtiyati haciz talep edenin talebi üzerine Mahkememizce 2022/275 D.İş sayılı dosya üzerinden 07.12.2022 tarihinde yapılan tespitle, bilirkişi … ve …’dan alınan 30.12.2022 tarihinde alınan raporda; yükün 07.12.2022 tarihinde yapılan keşifte 1-2-3-4 nolu ambarlar üzerinde incelemede 1 ve 2 nolu ambar üzerinde yükün topaklanma ve küflenme meydana geldiği 3 ve 4 nolu ambarlarda değişim gözlenmediği tuz testi kontrollerinde ambar içinde tuz tespit edilemediği, ambar içerisinde deniz suyu girdiğinin belirlenemediği, gemi jurnali kayıtlarında 12.11.2022 tarihinde geminin Azov Limanından yola çıktığı ve seyir süresince deniz fırtınasına yakalanmadan 25.11.2022 tarihinde İzmir limanına vardığı ve demirlediği, yükleme sonrası ambar içlerinde haşere ve ilaçlama yapıldığı, ambara açılan tüm girişlerin kapatıldığı ve mühürlendiği, seyir esnasında deniz ya da yağmur suyunun girişinin engellenmesi için kaporta ve kapak girişlerinin köpük sıkılarak sızdırmazlık sağladığı, 25.11.2022 tarihinde geminin İzmir Limanına vardığında Gümrük işlemleri sonrası ambar mühürlerinin kaldırıldığı, ancak hava yağmurlu olması nedeniyle kapakların açılmadığı, 26.11.2022 tarihinde havanın düzgün ve yağışsız olması nedeniyle kapaklardaki köpüklerin söküldüğü ve ilk kez açıldığı, fotoğrafların çekilerek acenteye gönderildiği, bu fotoğraflarda bozulma ve ambar içine su girdiğine dair belirti bulunmadığı, bu tarihten 29.11.2022 tarihine kadar geminin demirde kaldığı ve yağışlı bir havanın bulunduğu, 29.11.2022 tarihinde ise ambar kapakları açıldığında 1 ve 2 nolu ambarlarda topaklanma ve su sızıntılarının bulunduğu, yükün gemiye nemli olarak yüklenmiş olabileceği ya da demirdeyken de yağan yağmurlar nedeniyle 1 ve 2 nolu ambarlara su girebileceği, ancak, yükte yapılan akreditasyonu olan kuruluşların bildirdiği, raporlara göre rütubet oranının %10,2 olduğu, yine küf ve maya sayısının kob/gram = 6 x 10³ 1 nolu ambarda çok yoğun küf mantarı ve bulaşığın bulunduğu, rütubet oranının da yüksek olduğu, bu bitkinin çimlenmesinin 4 – 5 C gibi düşük sıcaklıklarda çimlenmenin daha uzun süre aldığı ve 2-3 haftayı bulduğu 15-16 C de ise bu çimlenmenin hızlandığı, bitkilerin incelenmesi ile yükün yüklenmeden önce nem oranının yüksek olduğu, aspir tohumlarındaki rutubet nedeniyle iri iri topaklandığı, küf mantarı ve sporlarının havada uçuştuğu, sovtaj hesabının ayrıca yapılmasını belirtilmiştir.
Tespit isteyen taraf bilirkişi raporuna karşı 02.01.2023 tarihli beyan dilekçesiyle ihtiyati haciz talep ettiğini beyan etmiştir .
Aleyhine ihtiyati haciz istenen gemi donatanı adına Kaptan … ise 26.12.2022 tarihli beyan dilekçesinde geminin demurajda beklediğini, zararının büyüdüğünü yükün tahliyesinin henüz başlanmadığı, ihtiyati haciz kararı verilecekse 100.000 SDR teminat alınmasını talep etmiştir.
Talep edenin dilekçesinde yer aldığı üzere; aleyhine ihtiyati haciz istenen geminin İzmir Limanında bulunduğu belirtilmekle; TTK m.1355/1b gereğince geminin demir attığı, şamandıra veya tonoza bağlandığı, yanaştığı veya kızağa alındığı yer mahkemesi tarafından ihtiyati haciz kararı verileceğinden; Mahkememizce geminin yanaştığı liman olarak belirtilen İzmir Liman Başkanlığı’na yazılan müzekkereye verilen cevapta; geminin 25.11.2022 günü saat 05:00 itibari ile tarihinde İzmir Liman Başkanlığı sorumluluk sahasına geldiği, 29.11.2022 günü saat 14:35 itibari ile yanaşma ordinosu alarak TCDD Alsancak Limanına yanaştığı, geminin donatanının … Ltd. gemi işletenin ise … Şti. kaptanın ise … olduğu, belirtilmiştir.
Böylece Mahkememizin ihtiyati haciz konusunda yetkili olduğu tespit edilmiştir.
Talep konusu; taşınan yükün zarar gördüğünü / ayıplı olduğunu iddia eden tarafın dayanağının TTK m. 1352’de gemi alacakları 22 bent halinde sayılmış olup; G bendine göre; “Bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, gemide eşya veya yolcu taşınması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme” ile H bendine göre; “Gemide taşınan, bagaj dâhil, eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin zıya veya hasar.” hizmetlerinin ihtiyati haciz konusu olduğu belirtilmiştir. TTK m. 1352/(h) bendi uyarınca söz konusu talep hakkı deniz alacağı niteliğindedir. Diğer taraftan talebin kabul edilebilmesi için aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın söz konusu deniz alacağının borçlusu olması gerekir. Ayrıca bu borçlunun deniz alacağının doğduğu anda veya ihtiyati haczin talep edildiği anda talep konusu geminin (… IMO numaralı …) maliki olması da gerekir (TTK m. 1369). İhtiyati haciz talep eden tarafın aleyhine haciz istediği taraf olarak … gemisi donatanı … Ltd ile geminin işleteni … Şti. ve … Ltd. ile bunlar dışında … Şti. ve gemi kaptanı …’i göstermiştir.
İhtiyati haciz talep eden taraf … Ltd., … Şti.’ne ve Kaptana hangi sıfatla talepte bulunduğunu, belirtmemiştir. Dilekçelerinde bu durumu açıklamamıştır.
Taraflar arasında dosyaya ibraz edilen 29.11.2022 tarihli protesto mektubunda ihtiyati haciz talep eden … AŞ’nin gönderilen sıfatıyla Kaptana gönderdiği protesto mektubunda kargo üzerinde yapılan incelemede 1 ve 2 nolu ambarların ürünün bozulduğunu ve sorun çözülene kadar boşaltma işlemine başlamadıklarını belirterek ihtarda bulunduğu, geminin kaptanın da donatan adına verdiği, aynı tarihli protesto mektubuna cevabında kargonun yüklenmesi sırasında yükün nem, sıcaklık kirlilik yabancı unsurların bulunması gibi kontrollerinin survey vasıtasıyla yapılmadığı, yüklemenin yapılmasından sonra bütün menfezlerin ve kapakların kapatılması ile Higroskopik kargo ile daha önce tamamlanmış yolculukların deneyimine dayanarak tüm kapaklara inşaat köpüğü, sıkılarak sızdırmazlık gerçekleştirdiği, ambarlarda deniz ve yağmur suyunun bulunmadığı, yükün kötü kalitede bir yük olduğu ancak görsel olarak belirlemeyi imkansız olduğunu bildirdiği belirlenmiştir.
İhtiyati haciz talep eden taraf, dosya içeriğine ibraz edilen 08.11.2022 tarihli konşimentoda “to be used with charter parties” ekinin bulunduğu ve talep eden tarafından da konşimentoda ekinde ibraz edildiği, charter party de geminin 08.11.2022 tarihinde kiralandığı, Kerç kanalından geçerek yükün (8-9).11.2022 tarihinde yüklenmesinin kararlaştırıldığı yükün 12.11.2022 tarihinde gemiye yüklendiği, geminin yükünün yüklendikten sonra ambarlarının surveyör tarafından mühürleneceği, mühürleme sertifikasının düzenleneceği, tahliye limanında tüm mühürlerinin sağlam olması durumunda donatan ve kaptanın meydana gelen eksiklikten sorumlu olmayacağı hükmünün bulunduğu, chartey party’nin Gencon 94 hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Yine gerek konşimento gerekse charty party’e göre taşıyanın donatan … Ltd. olduğu belirlenmektedir.
Dosyaya ibraz edilen 1 nolu 08.11.2022 düzenleme tarihli konşimento fotokopisinde yükleten / gönderenin “…” olduğu, gönderilen / ihbar edilecek olanın da … AŞ. olarak gösterildiği, Clean On Board olarak yüklenen malın konşimentoda 2.247,760 m/ton olduğu, “Weight, measure, quality, quantity, condition, content and value unkown” yani taşıyanın malın ağırlığını, ebatını, kalitesini, taşıma şartları, muhteviyat ve bedelini bilmediğini, buna ilişkin ihtirazi kayıt koyduğu belirlenmiştir.
Yine; aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın bu talebe göre yükümlü olabilmesi için aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın deniz alacağının borçlusu olması gerekir. Bu borçlunun deniz alacağının doğduğu anda ve ihtiyati haczin talep edildiği sırada talep konusu geminin maliki olmasını gerektirir (6102 sayılı TTK m. 1369). Bilindiği üzere; ihtiyati haciz talebini gemi maliki olan donatana yöneltmesi gereklidir. TTK m. 1369’a göre; ihtiyati haciz hakkının kullanılabilmesi için 1. fıkra “a” bendine göre; “Deniz alacağı doğduğunda geminin maliki olan kişi, ihtiyati haczin uygulandığı sırada da bu borçtan sorumlu olup, geminin maliki ise; veya …..” ve “e” bendine göre; “Alacak 1320 madde uyarınca gemi alacaklısı hakkı veriyorsa” mümkün olup; bunlar dışında ihtiyati haczin verilmesi mümkün değildir.
Somut olayda da; aleyhine ihtiyati haciz istenen taraf taşıyan konşimentoda; Panama Bayraklı … IMO numaralı … adlı geminin donatanı ise … Ltd. Yani; aleyhine ihtiyati haciz istenen taraf geminin donatanı olmakla birlikte diğer aleyhine ihtiyati haciz talep edilenlerin somut olayda taraf sıfatı talep eden tarafından açıklanmamıştır.
Alınan bilirkişi raporunda da; taşınan emtiada meydana gelen hasarın taşımadan kaynaklı olmadığı, özellikle ürünün çimlenmesinin 2-3 hafta kadar süre alabileceği aspir tohumu vasıflı üründe büyük topaklanmalar ve çimlenmenin bulunduğu mantar sporlarının yer aldığı, küflü tohumlar bulunduğu, ancak bunun taşınmadan önce yükte meydana gelen nem oranının yüksek olmasından kaynaklandığı ve taşıyana atfı kabil bir kusurun bulunduğunun belirlenemediği, belirtilmiştir.
Ayrıca bunun aksinin kabulü halinde dahi; konşimentonun ispat fonksiyonuna da bakılması gerekmektedir. Konşimento uyarınca yükletenin beyanına göre 2.247,760 m/ton dökme halde aspir tohumu yükünün gemiye yüklendiği anlaşılmaktadır. Yüke ilişkin bu kaydın taşıyan aleyhine sonuç doğurması için konşimentoda bu konuda geçerli bir “içeriği bilinmiyor” kaydının yer almaması gereklidir. Taşıyan konşimentonun ispat fonksiyonunu doğmaması için bu kaydı koymaktadır. Somut olaydaki konşimentoda; ihtiyati haciz istenen gemi ile ilgili olarak taşıma senedinin şartlar bölümünde miktar açısından da hüküm doğuracak şekilde “içeriği bilinmiyor” kaydı vardır. Yine konşimentoda “Weight, measure, quality, quantity, condition, contents and value unknown” (ağırlık, ölçü, nitelik, miktar, hal, şartlar ve değer bilinmemektedir) ibaresinin yer aldığı görülmektedir (6102 sayılı TTK m. 1239/1). Bu kaydın geçerli olabilmesi için taşıyan ve onun temsilcisi olan kaptanın yükün vasıf, nitelik ve özelliklerini “kontrol etme imkânına sahip olamaması” gerekir [( 6762 sayılı TTK m. 1100/2-2b ve 6762 sayılı TTK m. 1110/2f-1b) (6102 sayılı TTK m. 1237 ve 1239/1)]. Somut olayda 2.247,760 m/ton dökme halde aspir tohumu yükünden söz edildiği için bu miktardaki bir yükü taşıyan veya kaptanın yükün kendisine beyan edilen nitelikte olup olmadığının kontrol etmesi beklenemeyeceği için konşimentoya gerekçe gösterilmeden yükün niteliği konusunda belli değil kaydı konulmuştur. Bu halde böyle bir kayıt geçerli olacaktır. Yine Clean on Board kaydı da yükün dış görünüşü itibariyle de iyi halini gösteren bir kayıt olup, vasıflarının kaptan tarafından bilinmesi mümkün olmadığı anlamına gelmektedir. Taşıyan yükletenin yükle ilgili beyanını konşimentoya geçirerek bu kıymetli evrakı düzenleyecektir. Dolayısıyla konşimentoda yer alan 2.247,760 m/ton dökme halde aspir tohumu yükü taşıyan açısından ispat fonksiyonuna sahip değildir (TTK m. 1239/3’ün karşıt kavramı). Somut olayda söz konusu yaklaşık ispat gerçekleşmemiştir.
Sonuç olarak; konşimentoda yer alan “Weight, measure, quality, quantity, condition, contents and value unknown” (ağırlık, ölçü, nitelik, miktar, hal, şartlar ve değer bilinmemektedir) ibaresi nedeniyle taşıyıcının sorumlu olup-olmadığı, var ise; sorumluluk miktarı yargılamayla belirlenebilecek unsurlardan olduğu tespit edilmiştir.
Yine bilirkişi raporunda da taşıyanın doğrudan kusurlu olduğunu gösteren bir kayıt bulunmadığı gibi TTK m 1182/1-f hükmüne göre Zararın Hacim veya tartı itibarıyla kendiliğinden eksilme veya eşyanın gizli ayıpları ya da eşyanın kendisine özgü doğal cins ve niteliği gibi bir sebepten ileri gelmesi hâlinde taşıyan ve adamları, kusursuz sayılacaktır. Yine TTK m. 1182/3f göre “Zararın, durumun gereklerine göre birinci fıkrada yazılı sebeplerin birinden ileri gelmesi muhtemel ise, bu sebepten ortaya çıktığı varsayılır; ancak, aksi ispatlanabilir” hükmü bulunmakta olup, bunun aksinin ispatı halinde taşıyanı sorumlu kılmak mümkün olacaktır. Taşıyanın sorumluluğu için ihtiyati haciz talep eden tarafın rutubet ve nemin doğrudan taşımadan kaynaklandığı ve taşıyanın kusurunun bulunduğu hasarın eşyanın üzerindeki gizli ayıbın (nemin) taşıyandan kaynaklanan sebeplerden doğduğunu ispatlaması halinde TTK m. 1182/2f göre “Birinci fıkradaki sebeplerin ortaya çıkmasına taşıyanın sorumlu olduğu bir olayın yol açtığı ispatlanırsa, taşıyan sorumluluktan kurtulamaz” taşıyan sorumlu olacaktır. Aksi halde eşyanın kendisine özgü cins ve niteliğinde kaynaklanan zararlardan taşıyan ve adamlarının kusursuz olduğunun kabul edilmektedir. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden taraf yaklaşık ispat kurallarına göre taşıyanın sorumlu olduğunu, ispat etmiş değildir. Bu nedenlerle ihtiyati haciz talep edenin talebinin yukarıda açıklanan gerekçelerle reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile,
İhtiyati haciz talep edenin talebinin ihtiyati haciz şartları gerçekleşmemesi nedeniyle; İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN REDDİNE, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati Haczin reddine ilişkin kararda üründe deniz suyu tespit edilmediğinden bahsedildiğini, taraflarınca verilen tespit dilekçesinde üründe deniz suyu olduğu konusunda bir beyanının bulunmadığını, bilirkişi tespit ve kanaatince “yükleme esnasında yükün nemli yüklemiş olabileceği ya da gemi demirli iken maruz kaldığı yoğun yağışlar neticesinde sızdırmaz köpük İzalasyonları söküldüğü için bir ve iki nolu ambar kapaklarından su sızdırma sonucu yükün nem kapmış olabileceği şeklindedir ” dendiğini, ancak gemi kaptanının iddiasını ispatlayamadığı da raporda yer almakta olup kapak kenarlarından ambara su sızıntısı olduğunun da bilirkişi tarafından tespit edildiğini, zirai bilirkişi inceleme neticesinde, yükün sağlam yüklendiğini, kapağının açılıp kaptan tarafından ilaçlandığı o esnada ürünün sağlam olduğunu, mühürler söküldükten sonra kaptanın resim çekerek acenteye gönderdiği resimlerde ürünün sağlam olduğunu ve bunun aksine yönelik bir bildirimin kaptan tarafından yapılmadığını ancak boşaltmak için kapaklar açıldığında ıslak ve küflü,yaprakları çıkmış ağır hasarlı olduğunu, 26.11.2022 ve 29.11.2022 tarihleri arasındaki yoğun yağış sebebiyle kapaklardan su sızdığını ve ürünün ıslandığının anlaşıldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararı verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, taşıma işleminden kaynaklı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi, yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edilemediğinden ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı talep eden vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz eden tarafından 1.000 ton ürünün zarar gördüğünü, mal bedelinin nakliye dâhil 7.333.513,00 TL olduğunu, malın limandan tahliye ücreti, 65.205,00 TL, liman depo nakliye ücreti + 1 aylık depo kirası 98.925,3 TL, emtianın gemiden indirilmeyişi nedeniyle limana ödenmesi gereken işgal bedelinin 372.600,00 TL olmak üzere toplamda 7.870243,3 TL olduğunu belirtilerek ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince 2022/275 D.iş delil tespiti dosyasında ziraat mühendisi ve uzunyol kaptanı bilirkişiden aldırılan bilirkişi heyeti raporunda ve ek raporda yükleme öncesi ürünün nem oranının yüksek olduğu, yükün yoğun yağışlar neticesinde sızdırmaz köpük izolasyonları söküldüğü için 1 ve 2 nolu ambar kapaklarından su sızdırması sonucu yükün ıslanması ve rutubet nedeniyle hasar oluştuğu, hasarlı yükün sovtaj bedelinin hesaplanması gerektiği, 186.240 KĞ fazla ürün bulunduğu, tahliye sonrası sorunsuz kullanılabilir nitelikte olan aspir tohumu ve sorunlu olan aspir miktarının ne kadar olduğunun anlaşılamadığı yönünde kanaat bildirilmiş olup, zarar miktarının ne kadar olduğu ve sovtaj bedelinin tespit edilemediği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamın göre; ihtiyati haciz talebinde bulunan taraf deniz taşımacılığından kaynaklanan zararının tazminine dayalı ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ise de dosya kapsamında sunulan kayıtların kusurlu hareket ile oluşan zarardan kaynaklı alacağın varlığını, miktarını ve muaccel olduğunu kanıtlamaya elverişsiz olduğu görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, tazmini gereken alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/276 D.iş 2022/276 Karar sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 30/12/2022 tarihli KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz talep eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için ihtiyati hacze itiraz eden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere Başkan …’ın karşı oyuna karşı oy çokluğu ile karar verildi. 25/05/2023

MUHALEFET ŞERHİ:
Talepçi şirketin Rusya’dan satın aldığı 2.247,760 Ton yağlık aspir tohumunu Azov/Rusya’dan … şirketine ait … gemisinin 1 – 2 – 3 – 4 nolu ambarlarına yüklendiği uyuşmazlık dışıdır. 3 ve 4 nolu ambarlardaki yağlık aspir tohumu zarar görmemiş, ancak 1 ve 2 nolu ambarlardaki yağlık tohumun zarar gördüğü dosya kapsamı ile belirlenmiştir. Burada üzerinde durulması gerekli nokta; yağlık aspir tohumunun ambarların su alması sonucu taşıma sırasında mı küflendiği, yoksa yüklenmeden önce mi nemli olmasında dolayı mı küflenmesidir.
İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK 257 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması ve muaccel olmakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece alınan 27/12/2022 tarihli raporda; “…570.000 MT ürün bulunan 3 numaralı ambar ve 555.000 MT ürün bulunan 4 numaralı ambarlarda bulunan aspir tohumlarından numune alımı sırasında fiziksel, görsel ve duyusal incelemelerde küf oluşumu tespit edilememiştir. Sonuç olarak; yerinde yapılan keşifteki inceleme, değerlendirmelerimiz, dosya içeriğindeki evrakların incelenmesi, konuya ilişkin literatür araştırmalarımıza ve de alınan numunelerin analiz sonuçlarına göre, … IMO nolu … gemisinin 1 ve 2 numaralı ambarlarındaki yükün hasarlı olduğu, hasar miktarı ağırlık olarak toplam 1.122.760 MT kadar olup, bu alandaki yükün yoğun yağışlar neticesinde sızdırmaz köpük izolasyonları söküldüğü için 1 ve 2 nolu ambar kapaklarından su sızdırması sonucu yükün ıslanması ve oluşan rutubet nedeniyle hasar oluştuğu kanısındayız. Ayrıca hasarlı yükün sovtaj değerinin hesaplanması gerektiği kanaatini taşımaktayız…” şeklinde rapor verildiği, 3 ve 4 numaralı ambarlarda taşınan aspir tohumunun; küflenen ve talep konusu olan 1 ve 2 numaralı ambarlarda taşınan aspir tohumundan farklı olduğu yada yüklenmesinin farklı olduğu veya farklı yerden alındığı iddia edilmemiştir. Yani tohum aynı yerden alınmıştır. Dolayısıyla küflenmenin taşıyıcıdan kaynaklandığı yaklaşık olarak ispat edilmiştir. Dava; deniz alacağına dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK m. 1362 göre; “Alacaklının, alacağının 1352 nci maddede sayılan deniz alacaklarından olduğu ve parasal değeri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delil göstermesi yeterlidir.” hükmüne haiz olmakla, deniz alacağı nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanaat verici kuvvetli emaralerin bulunduğu anlaşılmakla ihtiyati haczin kabulüne dair karar verilmesi görüşünde olduğumdan çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/13476 Esas ve 2014/14963 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)25/05/2023