Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/27 E. 2023/222 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/27
KARAR NO : 2023/222

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 01.11.2022
NUMARASI : 2022/768 Esas
DAVA KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 01.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.02.2023
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş/geçmiş bir para borcunun bulunduğu, ihtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu da dikkate alındığında, yasada ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yer alan şartların somut olayda gerçekleşmiş olduğu, vadesi gelmiş ifa edilebilir bir alacak/borcun bulunduğu, sözleşmelerden kaynaklı bir alacak söz konusu olup, davalının gerçekleştirdiği ihlal üzerine borcun kendileri tarafından ödenmiş olduğundan alacaklı sıfatının muaccel hale geldiğini, davalının iyi niyetli olmaması ve alacak meblağının yüksek oluşu göz önünde bulundurulduğunda davalı şirketin taşınır, taşınmaz, bankadaki mevduatları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları hakkında şimdilik 25.424,11 TL lik ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasındaki sözleşmenin yasal düzenlemeden önceki tarihli sözleşmeler olup, müvekkilinin Tevkif KDV ödeme yükümlüğünün olmadığını, bununla birlikte müvekkilinin bugüne kadar vergi dairesine tüm ödemelerini yaptığını, KDV ya da başkaca bir yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin ödeme yükümlülüğü olmadığı halde, müvekkiline sorulmadan, yasal düzenleme olmadığı halde, müvekkili adına Tevkif KDV ödenmesinin yasal olmadığını, davacı kurumun vergi dairesine müracaat ederek maddi hata yapıldığını belirtmek suretiyle fazla yapılan ödemeyi geri alması gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olmadığı halde yasal olmayan şekilde sorumluluk yüklenmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, ihtiyati tedbir talep etme koşulları oluşmadığından davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
MAHKEMECE: ” …Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafça dosyaya ibraz edilen deliller ve uzman görüşü de dikkate alındığında İİK.’nun 257. vd. maddelerindeki ihtiyati haciz koşullarının da oluştuğu anlaşılmakla takdiren alacağın %15’i tutarında teminat yatırılması yahut aynı tutarda kesin ve koşulsuz teminat mektubunun mahkememize ibrazı kaydıyla talebin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir
” gerekçesi ile;
“Davacı vekilinin itirazının kabulü ile; alacaklının itiraz ettiği belgeler incelendiğinde İİK nun 257 vd maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin kabulüne,
Borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının (25.424,11 TL) ihtiyati haczine,
İhtiyati haciz isteyen tarafından HMK 87. Maddesindeki yazılı türden ve alacak miktarının %15 i oranında (şahsi kefalet hariç) 3.813,61 TL teminat yatırılmasına
” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, yasa gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin taşınır, taşınmaz, bankadaki mevduatları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları hakkında şimdilik 25.424,11 TL lik ihtiyati haciz kararı verilmesini istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” şeklinde düzenleme bulunduğu,
İİK nun 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunduğu,
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince davacı tarafça talep edilen ihtiyati haciz talebi önce reddedilmiş, davacının itirazı üzerine davacı tarafça sunulan deliller ve uzman görüşü doğrultusunda ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davacının sunduğu delillere göre alacağı yaklaşık olarak ispat etmiş olmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/768 Esas sayılı dosyasında verilen 01/11/2022 tarihli ara kararına yönelik davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan peşin alınan 80,70 TL maktu karar harcının hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça sehven yatırılan 80,70 TL maktu karar harcı ile 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının talebi halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 01/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.