Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/225 E. 2023/283 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/225
KARAR NO : 2023/283
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/01/2023
NUMARASI : 2022/1075 Esas Ara Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

TALEP :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesin İhtiyati Haciz bakımından yapılan inceleme neticesinde; dosya tarafları arasında İzmir- Kınık arasındaki posta taşıma işine ilişkin 28.03.2017 tarihli, İzmir- Çeşme arasındaki posta taşıma işine ilişkin 28.03.2017 tarihli, İzmir- Karaburun arasındaki posta taşıma işine ilişkin olarak 28.03.2017 tarihli, İzmir—Yenifoça arasındaki posta taşıma işine ilişkin 28/03/2017 tarihli, İzmir-Yenişakran arasındaki posta taşıma işine ilişkin 27/04/2018 tarihli, İzmir-Ürkmez arasındaki posta taşıma işine ilişkin 28/01/2017 tarihli,İzmir-Ürkmez arasındaki posta taşıma işine ilişkin 25/12/2013 tarihli, İzmir-Kınık arasındaki posta taşıma işine ilişkin 23/12/2013 tarihli ve İzmir-Yenifoça arasındaki posta taşıma işine ilişkin 23/12/2013 tarihli Ana Posta Hattı üzerinde bulunan iş yerlerimiz arasında posta taşıma işlerinin yürütülmesi hizmet alımı işi ‘konulu sözleşmeler akdedildiği, söz konusu sözleşmelerden kaynaklı yapılan ödemelerden KDV tutarının % 10’nun sorumlu sıfatı ile tevfik edip kendi vergi dairesine ödenmesi gerekmesine rağmen tutarın tamamını davalı şirkete ödediği akabinde ise bahse konu KDV’nin vergi dairesine ödediği, bunun üzerine davalıya 25/02/2021 tarihli yazının gönderildiği, davalı tarafça katlanması gereken vergi yükünün tam olarak ödenmesi sebebi ile bunun davacı üzerinde kaldığı ve ancak bu durumun sebepsiz zenginleşme yarattığı ve vergi dairesine yatırılan 246.447,68 TL2nin davacıya iade edilmesi gerektiği belirtilerek bu hususa dair dava dilekçesinde ileri sürülen taleplerin yanı sıra söz konusu tutara yönelik davalının taşınır taşınmaz bankalardaki mevduat 3. kişilerdeki hak ve alacakları hakkında teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği görülmüştür.

MAHKEMECE :
İhtiyati haciz talebinin şartlarının düzenlendiği İİK’nın 257. Maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız asagıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmaga hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenleme bulunduğu, İİK nun 258/1. maddesinde ise; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” şeklinde düzenleme bulunduğu, yani ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir.
Her ne kadar yukarıdaki belirtilen gerekçeler ile dosya kapsamı üzerinden davalı aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de yukarıdaki yasal mevzuat göz önüne alındığında talebin yargılamayı gerektirdiği kanaatine varılmakla yaklaşık ispat şartının bu aşamada davacı yanca yerine getirildiği kabul edilemeyeceğinden ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş/geçmiş bir para borcu bulunduğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yer alan şartların somut olayda gerçekleştiğini, davalının iyi niyetli olmayıp mal kaçırma hazırlığında olduğunu, davalının sözleşme kaynaklı olarak yerine getirmesi gereken edimi bugüne kadar yerine getirmediğini, müvekkil şirketçe ödenen ve borcun kaynağı olan para talep edilmiş olmasına rağmen geri ödenmediğini, davalı şirkete ait menkul ve gayrimenkul mal varlığı ile üçüncü kişilerdeki hak alacaklarının ihtiyati haczi gerektiğini beyanla yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, posta taşıma işine ilişkin sözleşmelerden kaynaklı rucuen tazminat davası sırasında verilen ihtiyati haczin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, kararın yargılamayı gerektirdiği kanaati ile yaklaşık ispat şartının sağlanamadığından ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı talep eden vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1075 Esas sayılı 03/01/2023 tarihli ara kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcı alındığından ve yeterli olduğundan,yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 22/02/2023