Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/21 E. 2023/129 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/21
KARAR NO : 2023/129
KARAR TARİHİ: 25/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2022 ( Ara karar)
NUMARASI : 2022/831 Esas
DAVANIN KONUSU : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 25/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/01/2023
İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Muğla İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel nolu taşınmazı almak için davalı ile anlaştığını, akabinde müvekkili şirketin davalı şirkete 28/01/2022 tarihinde 150.000,00 TL, 04/02/2022 tarihinde 30.000,00 TL, 08/02/2022 tarihinde 40.000,00 TL, 15/02/2022 tarihinde 40.000,00 TL, en sonuncusunu da 21/02/2022 tarihinde 1.800.000,00 TL olarak toplamda 2.060.000,00 TL olmak üzere taşınmaz satışı için para gönderdiğini, bu gönderimlerin hepsi o dönemki “dolar” kuru üzerinden dolarların TL’ye çevrilmesi ile ve taşınmaz satışı için gerçekleştirilmiş olup havale dekontlarında açıklama kısmında da “… Ada … Parsel satış arsa satış avansı” olarak açıklamaların da mevcut olduğunu, Müvekkili tarafından 2.060.000,00 TL bir meblağ gönderilmiş olmasına karşın davalı taraf sözleşmeden döndüğünü, o yeri satmayacağını ve hatta yeri bir başkasına kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde verdiğini belirttiğini, müvekkilinin ödemiş olduğu 2.060.000,00 TL’yi dava tarihinden itibaren işleyecek ticari iş ve işlemlerde uygulanan reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesini talep ettiklerini, Daha sonra telafisi zor ve hatta imkansız zararların ortaya çıkmaması için dava konusu taşınmaz üzerine öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir veya teminatsız ve ya teminat karşılığı ihtiyati haciz şerhi , tüm bunlar mümkün değilse davalıdır şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 30/06/2022 tarihli ara kararı ile; ” …Davacı vekili her ne kadar isteminde ihtiyati tedbir istemiş ise de davacının amacının para alacağını teminat altına almak olduğuna göre, HMK 33 maddesindeki gereğince “uygulanacak hukuk normunun resen hakimce tespit edilmesi ve uygulanması hakime aittir” ilkesi gereğince talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gereklidir. .(HGK.’nın 20/12/2013 tarih ve 2013/21-1791 Esas-2013/1676 Karar)
Buna göre;
1-İhtiyati Tedbir Talebi yönünden;
İhtiyati tedbir kurumu genel olarak 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Değinilen madde kapsamında, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” genel tanımına yer verilmiş olup eldeki davanın konusunu arsa satış sözleşmesine açtığı alacak talebi oluşturmaktadır. İhtiyati tedbir yolu ile devir ve temliklerin önlenmesi talep edilen gayrimenkul dava konusu değildir. Bu nedenle “davalı şirket adına kayıtlı dava konusu … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel nolu taşınmaz üzerine” ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verilmiştir.
2-İhtiyati Haciz Talebi yönünden;
2004 sayılı İİK’nun 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmesinin koşulları sayılmıştır. 2004 sayılı İİK’nun 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispat yeterli olduğu gibi, borçlunun gerçek kişi veya tüzel kişi olması şeklinde bir ayrım da söz konusu değildir.
Somut olayda davacı taraf, alacağın dayanağı olarak banka ödeme dekontları sunmuş, taşınmaz satımına dair sözleşme yada anlaşmaya ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır.
Buna göre; 2004 sayılı İİK’nun 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte deliller sunmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz isteyen vekilinin “davalı şirket adına kayıtlı dava konusu … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel nolu taşınmaz üzerine” ihtiyati haciz konulması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştrir.
3-Davalıdır şerhi konulması talebi yönünden;
Davalı şirket adına kayıtlı dava konusu … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel nolu taşınmaz ile ilgili açılmış bir dava bulunmadığı, açılan davanın alacak davası olduğu anlaşıldığından davalıdır şerhi konulması talebinin de reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının teminat altına alabilmek amacıyla İhtiyati tedbir , ihtiyati haciz veya davalıdır şerhi talep ettiklerini, mahkemece 30.06.2022 günlü kararı ile tüm taleplerini reddettiklerini, bunlar üzerine mahkemece ihtiyati tedbir ve taşınmaz üzerine davalıdır şerhinin konulması talebinin taşınmazın dava konusu olmaması ve ihtiyati haciz talebinin de yazılı bir satış sözleşmesi sunulmasını gösterdiklerini, ancak dosyaya delil olarak havalelerin gönderildiğinin açık olduğunu, bu delilin dahi tek başına müvekkilinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmeye yeteceğini, ödenen bedellere rağmen taşınmaz üzerine kurulan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ipotek tesisinden sonra, müvekkilinin alacağını tahsilden başka seçeneğinin kalmadığını ve alacağını alabilmesinin pek müşgül duruma gelmişken , alacağını teminata yönelik hukuki korumaların mahkemece kendilerine sağlanması gerektiğini belirterek, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/831 Esas sayılı kararının kaldırılmasına ve talebin kabulü ile … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel nolu taşınmazın tapu kaydına , teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı konulmasına bu talep kabul edilmeyecekse teminatsız olarak ve ya teminat karşılığı ihtiyati haciz şerhi, tüm bunlar mümkün değilse davalıdır şerhi konulmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteminin reddi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça taşınmaz satımından kaynaklı alacak davasında davalının başka taşınmazının bulunmadığı, bu sebeple telafisi zor hatta imkansız zararların ortaya çıkmaması için … Ada … Parsel nolu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz ve taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir kararı aksi halde davalıdır şerhi verilmesi talep edilmiştir.
Uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK’nın 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK’nın 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebilecektir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır.
Davacı talebi taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklı alacağına ilişkin olup üzerine tedbir uygulanabilecek herhangi bir menkul veya gayrimenkul malın uyuşmazlık konusu olmaması sebebi ile davalı tarafa ait taşınmaz üzerine tedbir uygulanması mümkün olmadığından davacı tarafın ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi talebinin HMK 389 vd. maddeleri hükümleri uyarınca yerinde olmadığına ilişkin kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesinde ise; ihtiyati haciz de, bir geçici hukuki koruma tedbiri niteliğindedir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK’nın 257/1. maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” denilmiştir. Aynı kanunun 258/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir.
Somut olayda; mahkemece dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, davacının satım ilişkisine dayalı olarak üzerinde hangi amaçla gönderildiği açıklaması yazan banka ödeme dekontlarına göre davalıdan alacak talebinde bulunulduğu nazara alınarak yaklaşık ispat koşulunun davacı tarafından yerine getirildiği, bu nedenle İİK’nın 257. ve izleyen maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunun kabulü gereklidir.
İK’nın ihtiyati hacizde teminat başlıklı 259/1,2,3. maddesinde ” İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96. maddesinde (HMK’nun 87. Md.) yazılı teminatı vermeye mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder,” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan yasa hükmü ve dosya kapsamı ile ihtiyati haciz talebinin bir ilama veya ilam mahiyetinde bir belgeye dayanmadığı gözetilerek mahkemece, teminat karşılığı ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile mahkemece verilen ara kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan nedenlerle;
I-İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarih ve 2022/831 Esas sayılı ARA KARARIN 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILAN ARA KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin 2.060.000,00 TL alacak iddiası bakımından sözkonusu alacağın tahsilinin temini amacıyla İİK’nın 257. vd. maddeleri gereğince, davalılar ve üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi %15 oranındaki teminat miktarı olan 309.000,00-TL’yi ilk derece mahkemesi veznesine yatırdığında veya bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubu ilk derece mahkemesine ibraz edildiğinde; davalıya ait bahse konu alacağa yeter miktarda taleple bağlı kalınarak … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel nolu taşınmaz üzerine İHTİYATEN HACİZ KONULMASINA,
2-Takdir olunan teminatın yatırılması halinde kararın infazı için İcra Müdürlüğü’ne ibraz edilmek üzere kararın bir örneğinin imza karşılığı ihtiyati haciz isteyen davacı vekiline verilmesine,” şeklinde yeniden HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davacı vekilinin sair istinaf itirazının REDDİNE,
IV-İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafından istinaf kanun yolu başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının yatıran tarafa iadesine,
V-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 220,70-TL başvuru harcı ve 80,00-TL dosya gidiş dönüş masrafı olmak üzere toplam 300,70-TL’nin aleyhine ihtiyati haciz istenen davalılardan alınarak ihtiyati haciz isteyen davacıya verilmesine,
VI-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VII-Teminatın yatırılmasına yönelik işlemlerin takibinin yerel mahkemesince yürütülmesine,
VIII-Kararın tebliği, kesinleştirmesi, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 25/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.