Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/2055 E. 2023/2063 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2055
KARAR NO : 2023/2063
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2023 (ARA KARAR)
NUMARASI : 2023/691
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 14/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/11/2023

İCRA DOSYASI : İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2023/12490 E. sayılı dosyası
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: İhtiyati Haciz isteyen davacı eden vekili dilekçesinde özetle; Davalı (borçlu) şirket hakkında İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2023/12490 E. sayılı dosyası kapsamında; gümrük/danışmanlık vb. hizmetlerinden kaynaklı fatura ve dekontlara dayalı cari hesap bakiyesi borcunun ödenmesini teminen ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı (borçlu) tarafça yapılan haksız ve kötüniyetli itiraz sebebiyle takibin durduğunu, itirazın iptali ve sair sonuçlarına karar verilmesi talebi ile iş bu davanın açıldığını, davanın devam ederken davalı tarafın malvarlığını eksiltmesi halinde müvekkili şirketin alacağına kavuşama ihtimalinin zorlaşacağını, borçlunun borcunu ödeme niyetinde ve gayretinde olmadığını, davalı borçlunun alacaklılardan mal kaçırma girişiminde olması halinde ve davaya konu alacağı doğuran ithal ettiği makineyi kaçırması halinde müvekkilinin alacağının tahsilinin zora düşeceğini, ihtiyati haczin şartlarının belirtildiği İİK md. 257 uyarınca; ihtiyati haciz talep edebilmek için, alacağın para alacağı olması gerektiğini, para alacağının, sebebinin ve alacağın bağlı bulunduğu belgenin önemi bulunmadığını, yazılı olan veya yazılı olmayan bir sözleşmeye dayanarak ihtiyati haciz talep edilebileceğini ve haksız fiilden veya sebepsiz zenginleşmeden dolayı da ihtiyati haciz talep edilmesinin mümkün olduğunu, para borcunun vadesinin geldiğini ve muaccel olduğunu belirterek; müvekkili şirketin fazlaya ilişkin her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydı ile; davalının menkul/gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK’ nun 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına, gerekli görülürse teminat alınmasına, bu suretle ihtiyati haciz kararının infazı için davaya konu İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2023/12490 E. sayılı dosyasına karardan bir örneğinin gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece “…Bilindiği gibi, İhtiyati Haciz talep koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup, maddede hem vadesi gelen hem de gelmeyen para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Buna göre, muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş ancak rehinle temin edilmemiş olması; müeccel alacaklarda ise, borçlunun adresinin belli olmaması veya taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye ya da kaçırmaya çalışması veya kendisinin kaçması ya da kaçmaya hazırlanması yahut bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gerekir. İşaret edilen maddede, mezkur sebepler dışında başka herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
İİK’nın 258. Maddesi, “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” hükmünü içermekte olup, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacağın varlığı hakkında mahkemece kanaat edilmesi yeterlidir. Mahkemenin, alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken ise, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp, alacağın varlığını gösteren delillerin yaklaşık ispat ölçüsünde sunulmasıdır.
İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2. maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamak ve bunu sağlarken de mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etmek, maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre haklılık durumu, İİK’nın 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası kapsamında ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır (Bkz: Yargıtay 19.HD.nin 29.01.2009 tarih, 2008/11835E. 2009/516K. DEYNEKLİ Adnan / SALDIRIM Mustafa, Öğretide ve Uygulamada İhtiyati Haciz, 3. B., Ankara 2011, s. 101, dn. 128).
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde: Talep, faturaya dayalı alacak sebebiyle ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz talep eden vekili, alacak iddiasına dayanak olarak faturaları ve gümrük beyannamelerini ibraz etmiş; ancak dayanak faturalardaki malların borçlu şirkete teslim edildiğine ilişkin borçlunun imzasını taşıyan bir belge ya da hizmetin ifa edildiğini yaklaşık ölçüde ispata yarar bir vesika ibraz etmemiştir. Alacak iddiasının dayanağı olan faturalara konu malın teslimine ilişkin, söz konusu faturaların tek başına karine oluşturmayacağı, yasanın ihtiyati haciz için aradığı yaklaşık ispat ölçüsünün sağlanamadığı değerlendirilmiştir.
Bu sebeplerle; faturaya bağlı alacak iddiasının yargılamayı gerektirdiği ve fatura düzenlenmiş olmasının tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı (Bkz: Yargıtay 19.HD.nin 21/04/2016 tarih ve 4110/7024), alacağın var olup olmadığı, var ise muaccel olup olmadığı, muaccel ise miktarının ne olduğu noktasında toplanan uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, İİK’nın 257. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği, dolayısıyla ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı, anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile; “Davacı vekilinin İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN REDDİNE” karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı borçlu hakkında İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2023/12490 E. sayılı dosyası kapsamında; gümrük müşavirliği vb. hizmetlerinden kaynaklı fatura ve dekontlara dayalı cari hesap bakiyesi borcunun ödenmesini teminen ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatılmış ise de, davalı borçlu tarafça yapılan haksız ve kötüniyetli itiraz sebebiyle takibin durduğunu, itirazın iptali ve sair sonuçlarına karar verilmesi talebi ile işbu itirazın iptali davasının açıldığını, dava devam eder iken borçlu davalı tarafın malvarlığını eksiltmesi halinde müvekkili davacı şirketin alacağına kavuşama ihtimalinin kat be kat zorlaşacağı ya da hiç kavuşamayacağının her türlü izahtan vareste olduğunu, borçlunun işbu borcu da ödeme niyetinde ve gayretinde olmayıp, davalı borçlunun alacaklılardan mal kaçırma girişiminde olması halinde ve davaya konu alacağı doğuran İtalya’dan ithal ettiği makineyi kaçırması halinde müvekkilinin alacağının tahsili zora düşeceğini, taraflarınca İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/691 E. sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davası kapsamında davalının menkul gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde İİK. md. 257. hükmü uyarınca ihtiyati haciz konulması talep edildiğini, ancak İlk Derece Mahkemesince taleplerinin reddedildiğini, yerel mahkeme kararının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi dosyaya sunulan somut delillerin de yeterince incelenmediğini, bu nedenle ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair 21.09.2023 tarihli ara kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalı şirketin taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacakları üzerinde dava değeri ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz konulmasına, gerekli görülürse davacıdan teminat alınmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep: İlk Derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından, dava dilekçesinde belirtilen sebeplerle İİK 257. maddesi gereğince davalının menkul ve gayrimenkul mal varlıkları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 21/09/2023 tarihli karar ile ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
İşbu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İcra iflâs hukukundaki ihtiyati haciz müessesi, medenî usul hukukundaki ihtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi bir geçici hukuki koruma önlemidir.
İhtiyati haciz isteyen vekilinin ileri sürdüğü vakıalar, dilekçesine eklediği deliller ve ihtiyati haciz istemi dilekçesindeki ifadeleri değerlendirildiğinde; söz konusu talebin, İcra ve İflâs Kanunu’nun ihtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257’nci maddesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu hükümde ihtiyati haciz talebine ilişkin iki hukukî sebep yer almaktadır. Birincisi, vadesi gelmiş (muaccel) bir para borcunun ödenmemesi hâlinde uygulanması gereken İİK’nın 257/I hükmüdür. İkincisi ise vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacak için öngörülen İİK’nın 257/II’deki kuraldır. Bu iki kuralın yanı sıra ispat yüküne ilişkin İİK’nın 258’inci maddesi de somut olay açısından önemlidir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 257. maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 257. maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa”. Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiği veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nın 257/II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Daha açık bir anlatımla sadece alacağın varlığı, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli veya tek şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.
İsteme konu ihtiyati haciz istemi açısından tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacı tarafça, davalının İtalya’dan satın aldığı zeytinyağı çıkarma makinesinin Türkiye’ye ithali konusunda davalıya Gümrük Müşavirliği ve danışmanlık Hizmeti verildiği ve davalıya verildiği iddia olunan bu hizmet kapsamında davacının üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiği, ancak buna rağmen davalının kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmediği, takip ve davaya konu cari hesap bakiyesini ödemediği iddia edilmiştir. Davalı tarafça da davacı iddialarının kabul edilmediği, davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar cari hesaptan alacağının bulunmadığının savunma olarak ileri sürülmüştür. Davacı tarafça davaya konu Gümrük ve Danışmanlık Hizmetinin davalıya verildiği yönündeki iddiasının ıspatı açısından davalının ithal ettiği iddia olunan zeytinyağı çıkarma makinası ile ilgili olarak, dava dilekçesi ekinde ve yine 29.09.2023 tarihli dilekçesi ekinde dava dışı İtalyan firmasının davalı şirkete düzenlediği belirtilen 31.01.2023 tarihli mal faturası, 20.03.2023 tarihli malların dolaşım belgesi, 20.03.2023 tarihli çeki belgesi ve 01.02.2023 Avrupa Birliği Menşei Belgesi ve Türkçe tercümeleri, davacı tarafça davalıya düzenlenen dört adet fatura, havale ve ödeme makbuzları ile ilgili gümrük evraklarının birer sureti sunulmuş olup , sunulan bu delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde haciz sebepleri hakkındaki İİK’nın 258.maddesi uyarınca istem konusu ihtiyati haciz istemi açısından yaklaşık ıspat koşulu gerçekleştiğinden İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince koşulları oluştuğundan davacı tarafın ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile kararın kaldırılarak talebin kabulüne dair HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1)İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/691 Esas sayılı dosyasında verilen 21/09/2023 tarihli ARA KARARININ KALDIRILMASINA,
2)İhtiyati haciz talep eden tarafın yatırmış olduğu 269,85 TL istinaf karar harcının kendisine iadesine,
3)İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf kanun yolu harcının davalıdan alınarak ihtiyati haciz talep eden davacıya verilmesine,
4)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1)İhtiyati haciz talep eden davacı yönünden ihtiyati haciz talebinin teminat mukabilinde KABULÜ ile,
2)İİK’nun 257. maddesi uyarınca, yukarıda ismi yazılı davalı borçlu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin, 26.581,83. TL alacağı karşılayacak haczi caiz menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının 26.581,83 TL ile sınırlı olmak üzere İHTİYATEN HACZİNE,
3- Davalı borçlu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ve 3. şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak 3.987,27 TL’nin % 15’i oranında hesaplanarak takdir olunan 3.987,27 TL nakit teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi veya aynı miktarda kesin ve süresiz bir banka teminat mektubunun mahkemeye ibrazı halinde kararın yerine getirilmesi için bir örneğinin ihtiyati haciz talep eden davacı vekiline verilmesine,
4-HMK’nın 261/1. maddesi uyarınca 10 gün içinde infaz edilmemesi halinde kendiliğinden kalkmış sayılacağına,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Görülmekte olan bir dava içinde ihtiyati haciz talep edildiğinden davacı lehine avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
8-Artan yargılama giderinin istek halinde yatırana iadesine,
9-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 14/11/2023