Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/2020 E. 2023/2059 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2020
KARAR NO : 2023/2059
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/09/2023 (ARA KARAR)
NUMARASI : 2023/677 Esas
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 14/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/11/2023

Davacı vekil tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: İhtiyati haciz isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, bu ilişkiye binaen davalı şirketin davacı şirkete borçlandığını, davalı şirket tarafından borcun ödenmediğini, bu nedenle İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2023/47 Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız şekilde borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı şirketin itirazının kötü niyetli olduğunu, icra takibinin 1.498.234,51 TL üzerinden başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edildikten sonra takip konusu borcun 1.000.000,00 TL’lik kısmının 2 adet çek ile ödendiğini, ancak bakiye 498.234,51 TL kısmının ödemediğini, davalı tarafından yapılan ödeme ile borcunu kabul etmiş sayılacağını ve itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunun açık olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2023/47 Esas sayılı dosyasında yaptığı haksız itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve hukuka aykırı itiraz nedeniyle davalı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, muaccel olan alacağın tahsili için açılan takibe sırf zaman kazanmak ve alacaklı şirketi zarara uğratacak tasarruflarda bulunmak gayesi ile kötüniyetle itiraz edilmiş olması ve işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmiş olması nedeniyle davalı şirketin taşınır, taşınmaz malları ile alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
MAHKEMECE: 01/09/2023 tarihli ara kararı ile; “…Dosyada yapılan incelemeye göre ; davacı vekili tarafından her ne kadar ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş ise de dosyada ki mevcut bilgi ve belgelere göre, talep edilen alacağın yargılamayı gerektirir hususlar içerdiği, İİK Md. 257. ve devamı hükümlerine göre ihtiyati haciz isteminde bulunulması halinde yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmiş olması gerektiği, alacağın muaccel olduğu gösterir hususun tespit edilemediği gibi vadesi gelmediği taktirde de borçlunun mal gizlemeye ve kaçırmaya yönelik işlemleri gösterir herhangi bir delilin dosya içinde olmadığı, gerekçesi ile ihtiyati haciz isteminin reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;İlk derece mahkemesinin 01.09.2023 tarihli ara kararı ile müvekkil şirketin ihtiyati haciz talebinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, müvekkili şirket ile davalı yan arasında gerçekleşen ticari işler dolayısıyla davalı/borçlu şirket ifa etmesi gereken para ödeme borcunu zamanında yerine getirmediğinden dolayı davalı/borçlu aleyhine İzmir 10.İcra Müdürlüğü tarafından genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, ardından takip konusu borcun 1.000.000,00 TL’lik kısmını 2 adet çek ile ödediğini, ödemiş olduğu bu kısmın zımni olarak borcun kabulü anlamına geldiğini, davalı/borçlunun yapmış olduğu ödemeler ile müvekkili şirkete borcunun olduğunun ortada olduğunu, bu durumun tespitinin yargılamayı gerektirmediğini, taraflar arasında edimler ifa edilirken davalı/borçlu yanca ifa edilmesi gereken para ödeme borcu hakkında herhangi bir ifa zamanı kararlaştırılmadığından söz konusu para ödeme borcu doğduğu anda muaccel olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen ara kararın kaldırılması ile taşınır, taşınmaz malları ile alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, itirazın iptali davası sırasında ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik ara kararın kaldırılmasına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.” hükümleri mevcuttur.
Somut olayda; davacı tarafından 28/08/2023 tarihli dava dilekçesi ile hesap hareketine konu faturalar ile davalının ticari ilişkiye binaen borçlandığı, yapılan icra takibine itiraz edildiği, itirazdan sonra iki adet çek ile ödeme yapıldığı iddiasıyla kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açıldığı, mahkemenin 01/09/2023 tarihli tensip ara kararıyla ihtiyati haciz isteminin ara kararla değerlendirilmesine karar verilip, 01/09/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde sunulan, cari hesap dökümü, İzmir 10.İcra Müdürlüğünün 2023/47 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe 13/01/2023 tarihinde itiraz edildikten sonra 15/03/2023 ve 21/07/2023 keşide tarihli 2 adet çek ile kısmi ödeme yapıldığına ilişkin çek örnekleri birlikte değerlendirilmesi neticesinde bu aşamada yaklaşık ispat koşulu sağlandığından İİK 257.maddesi gereğince koşulları oluştuğundan ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile kararın kaldırılarak talebin kabulüne dair HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına, karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1)İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/677 Esas sayılı dosyasında verilen 01/09/2023 tarihli ARA KARARININ KALDIRILMASINA,
2)İhtiyati haciz talep eden tarafın yatırmış olduğu 269,85 TL istinaf karar harcının kendisine iadesine,
3)İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf kanun yolu harcının davalıdan alınarak ihtiyati haciz talep eden davacıya verilmesine,
4)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1)İhtiyati haciz talep eden davacı yönünden ihtiyati haciz talebinin teminat mukabilinde KABULÜ ile,
2)İİK’nun 257. maddesi uyarınca, yukarıda ismi yazılı davalı/ borçlu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 498.234,51 TL alacağı karşılayacak haczi caiz menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının 498.234,51 TL ile sınırlı olmak üzere İHTİYATEN HACZİNE,
3- Davalı/ borçlu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ve 3. şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak 498.234,51 TL’nin % 15’i oranında hesaplanarak takdir olunan 74.735,20 TL nakit teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi veya aynı miktarda kesin ve süresiz bir banka teminat mektubunun mahkemeye ibrazı halinde kararın yerine getirilmesi için bir örneğinin ihtiyati haciz talep eden davacı vekiline verilmesine,
4-HMK’nın 261/1. Maddesi uyarınca 10 gün içinde infaz edilmemesi halinde kendiliğinden kalkmış sayılacağına,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Görülmekte olan bir dava içinde ihtiyati haciz talep edildiğinden davacı lehine avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
8-Artan yargılama giderinin istek halinde yatırana iadesine,
9-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 14/11/2023