Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1926 E. 2023/1847 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1926
KARAR NO : 2023/1847
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/08/2023
NUMARASI : 2023/653 Esas
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 24/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı … San. Tic. A.Ş. … Hastanesi adıyla sağlık hizmetleri vermediğini, müvekkili firmanın da tıbbi ürün ve cihazlar pazarladığını, davalı şirketin ,müvekkili şirketinden 05.04.2023 tarihinde 900 adet … 9Lu Kartuş (UBB Kodu:03661522039489) ve 120 Adet … (UBB Kodu:3661522039984) olarak belirtilen cerrahi malzeme satın aldığını, söz konusu ürünler 07.04.2023 tarihinde fatura ile birlikte davalıya teslim edildiğini, ancak düzenlenen faturaya konu 14.366,14- TL tutarındaki borcu 05.04.2023 tarihinde ödemesi gerekirken davalı bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine davalı tarafa İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2023/14324 sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 14.366,14- TL asıl alacak ve 300,41 TL işlemiş faiz toplamı 14.666,55 TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının 22.06.2023 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ederek takibin durduğunu, tarafımızca 07/07/2023 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak arabuluculuk sürecinde 2023/4217 Arabuluculuk Bürosu Başvuru Dosya No, 2023/76682 Arabuluculuk No sayılı dosyası üzerinden 28/07/2023 tarihinde görüşme yapılarak anlaşmama biçiminde sonuçlandığını ve davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, borçlu firmanın mal kaçırma veya ödeme kabiliyetini kaybetmesi tehlikesi bulunduğunu, nitekim ticaret sicil gazetesinde icraların geri bırakılmasına ilişkin ilanların yer aldığını, borçlu firma hakkında ödeme gücünden yoksunluk sebebiyle bir çok alacaklının alacağını tahsil edemez duruma geldiğini, belirterek davalının menkul, gayrimenkul ve 3.şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Davacı vekili tarafından ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ve bu hususta fatura ile 07/04/2023 tarihli teslim tutanağına dayanılmış ise de dava konusu malların teslimine ilişikin sunulan 07/04/2023 tarihli “TUTANAKTIR” başlıklı teslim tutanağında “ücretsiz olarak teslim edilmiştir” ibaresinin yer aldığı, fatura içeriği ile tutanakta yer alan ürünlerin uyuştuğu ancak tutanakta ücretsiz olarak teslim edildiği kaydı bulunması ve fatura üzerinde herhangi bir teslim alan imzası bulunmadığı hususları birlikte gözetildiğinde teslim edilen mallar nedeniyle bir para alacağı oluştuğu hususunda mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispatın sağlanamadığı değerlendirildiğinden talebin reddine karar verilmiştir. …” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davalı … San. Tic. A.Ş. aleyhine ikame Edilen davada mahkeme’nin ret kararının gerekçesi somut olay ile örtüşmeyen bir yoruma dayandığını, davalı firma … Hastanesi adıyla sağlık hizmetleri verdiğini, müvekkili şirketten 07.04.2023 tarihinde fatura karşılığı satın aldığı cerrahi malzeme bedelini hala ödemediğini, müvekkilinin faturaya dayalı alacağı hakkında başlatılan İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2023/14324 sayılı dosyasına haksız ve kötüniyetli bir biçimde itiraz edildiğini ileri sürerek mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2023 tarihinden itibaren ise, bu sınır 17.830,00 Türk Lirasıdır. Davacı vekilinin istinafa konu ettiği miktarın 14.366,14 TL olması nedeniyle 08/08/2023 tarihli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 738,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 269,85 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
24/10/2023