Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1762 E. 2023/1655 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1762
KARAR NO : 2023/1655
KARAR TARİHİ : 10/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2023
NUMARASI : 2023/211 Esas ve 2023/328 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 10/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/10/2023

Davalı tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalıya ait … ili, … ilçesi, … Mah. … Sk. … no’lu bağımsız bölümde mukim bulunan taşınmazın satışının müvekkili tarafından yapılması amacıyla “satışa aracılık ve yetkilendirme sözleşmesi” imza altına alındığını, sözleşme doğrultusunda müvekkilinin pazarlama faaliyetlerini eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, taşınmazı almaya aday birden fazla alıcı ile görüşmeler yaptığını, davalıyı her daim telefon ve whatsapp yolu ile an ve an bilgilendirdiğini, taşınmazı pazarlamak amacıyla drone çekimleri yaptırdığını, ilan pazarlama portallarında yüksek bedeller ödeyerek ek ilanlar verdiğini, gece/gündüz hafta içi hafta sonu mesai mefhumu gözetmeksizin potansiyel alıcı müşterilere telefonda ve fiziken teklifler verdiğini, çevredeki tüm emlak ofislerini tek tek gezerek potansiyel müşteriyi daha hızlı yakalamak için bilgi ve haber bıraktığını, taşınmazın değerlemesi olarak 900.000,00-TL bedelde anlaşıldığını, Dava dışı …’in taşınmaza talip olarak görmek istediğini, dava dışı … ile davalıya ait taşınmazı müvekkil tarafından satış şartlarının nasıl gerçekleştirileceği, komisyon ücretinin ne şekilde ödeneceği, bankaların kredi uygulamaları gibi konularda satış prosedürü hakkında gerekli tüm bilgilerin verildiğini, Dava dışı … ve davalı arasında ‘Satış ve Kiralama için cayma akçesi ve hizmet sözleşmesi’ imzalanarak şikayet konusu taşınmazın satımı konusunda anlaşma sağlandığını, sözleşme uyarınca taşınmazın 850.000,00-TL bedel ile satışı konusunda anlaşıldığını, İlgili sözleşme maddelerince müvekkilinin aracılığı ile tapu tescil işlemlerinin yapılacağı tarih, ödenecek hizmet bedeli (SATICI satış tutarının %2 + KDV, ALICI satış tutarının %2 + KDV şeklinde), satış işleminden vazgeçilmesi durumunda tarafların hakları, ve satışa ilişkin özel maddeler konusunda anlaşılarak sözleşmenin taraflarca imza altına alındığını, sözleşmenin yapılmasından kısa bir süre sonra davalının hiçbir gerekçe sunmadan taşınmazı satmaktan vazgeçtiğini beyan ettiğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, Davalının sözleşmeye aykırı davranarak yetkilendirme sözleşmesindeki hükümlere ve cezai koşullara aykırı olarak taşınmazı satmış olup davalının safi kusurlu eylemleri neticesinde müvekkilinin mahrum kaldığı ve sözleşmede açıkça belirlenmiş olan komisyon ücretini ödemekten imtina ettiğini, davalının sözleşmenin 5. Maddesine aykırı davranarak sözleşme süresi içerisinde taşınmazı müvekkilinin bulduğu …’e sattığını, İlgili sözleşmenin 7. Maddesinde sözleşmeye aykırı davranan davalının %4+KDV hizmet bedelini aracı kuruma peşinen ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder hükmü yer almakta olup davalı da işbu hususu beyan ve kabul ettiğini ancak hizmet bedelini ve cezai şartı ödemekten imtina etiğini, müvekkilinin tellallık sözleşmesinden doğan alacağının bulunduğunu, sözleşme ile üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, emlak komisyoncusunun ücret alacağının sözleşmeye konu gayrimenkulün satımı ile doğacağına hükmeden Borçlar Kanunu hükümleri emredici nitelikte olmayıp, taraflarca aksinin kararlaştırılabileceğini, müvekkilinin sözleşme ile belirlenen komisyonculuk ücretine hak kazandığını, ayrıca sözleşme kapsamında cezai şarta hak kazandığını beyanla davanın kabulüne, %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında düzenlenen 12/01/2022 tarihli sözleşmede sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların hallinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, davanın taraflarının tacir olup, HMK m.17 hükmü gereğince, davanın sözleşme ile kararlaştırılan İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması zorunluluğu bulunduğunu, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisine itiraz ettiklerini, Davacının, Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik hükümlerine tabi bir işletme olduğunu, sözleşmenin geçerliliği için Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş olmasının zorunlu olduğunu, Yönetmeliğin m. 16/e hükmü uyarınca hizmet bedelinin belirlenmiş olması ve sözleşmeye yazılmasının zorunlu olduğunu, oysa davacının dayanak olarak sunduğu sözleşmede hizmet bedelinin kararlaştırılmadığını, Sözleşmenin 5.2. maddesinde ödenecek hizmet bedeli kısmının boş bırakıldığını, sözleşmenin asli unsuru mevcut olmadığı için sözleşmenin geçersiz olduğunu ve geçersiz bir sözleşmenin cezai şart tazminatı ödenmesi hükmünün de geçersiz olduğunu, Ayrıca dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi yoğun ilan reklam çalışmaları yüksek bedellerle ek ilanlar verilmesi, drone çekimleri yaptırılması, yüksek ücretler ödenmesi söz konusu olmayıp, bunların tamamen dayanaksız olan iddialar olduğunu, nitekim davacının da bu konuda herhangi bir delil sunamadığını, taraflar arasında 2 sözleşme düzenlendiğini, bir tanesinin davacının ek olarak sunduğu sözleşme, diğerinin ise davacının, dava dilekçesinde varlığından bahsettiği ancak dosyaya sunmadığı Satış ve Kiralama İçin Cayma Akçesi ve Hizmet Sözleşmesi başlıklı sözleşme olduğunu, davacının kasıtlı olarak bu sözleşmeyi sunmadığını zira bu sözleşmenin 4. maddesinde; “ARACI KURUM, ALICI’dan satış tutarı, hizmet bedeli ve giderlere karşılık 25.000 TL cayma akçesi almıştır. ALICI ve SATICI belirtilen miktardaki cayma akçesi yediemin sıfatı ile ARACI KURUM’un uhdesinde kalmasına muvafakat etmişlerdir.” Denildiğini, görüldüğü üzere davacının saten sözleşme kapsamında hak kazanacağı ücretlerin 25.000,00-TL’sini peşin olarak aldığını, kararlaştırılan satış bedelinin 850.000,00-TL olup yasal olarak alabileceği en üst sınıra yakın tutarı tahsil etmiş durumda olduğunu ve bu tutarın alacağından mahusp edilmesi gerektiğini, yine sözleşmede satıcının ödeyeceği tutarın, 20.000 TL olarak belirlenmiş olup, bu tutar Yönetmeliğin öngördüğü üst sınırın üzerinde ve geçersiz olduğunu, Kaldı ki bu sözleşmeye dayanılarak bir satışın gerçekleşmedini,. Dava konusu taşınmazın satış değerinin müvekkil tarafından ilk olarak 900.000 TL belirlenmiş, bahsi geçen ikinci sözleşmede müvekkilin alacağı bedel 830.000 TL’ye indiğini Ancak bu sözleşmenin hayata geçmemiş ve sonraki bir dönemde müvekkilinin, taşınmazı 610.000 TL’ye satmak zorunda kaldığını, hak düşürücü süre ve zaman aşımı sürelerin geçmiş olduğunu, davanın itirazın iptali davası ya da itirazın kaldırılması davası olmayıp kötü niyet tazminat dayanağının haklı bir sebebinin bulunmadığı beyanla öncelikle yetki itirazının kabulü ile yektisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Yetki şartında taraflarca aksi kararlaştırılmadığı için işbu davanın yetki şartında belirtilen İzmir mahkemelerinde açılması ve davanın anılan mahkemece yürütülmesi gerekir. Zira, HMK’nun 17. Maddesine göre taraflar yetkili mahkeme üzerinde anlaşmışlar ise aksi kararlaştırılmadığı sürece artık kararlaştırılan yetkili mahkeme münhasıran yetkili mahkeme olup karşı taraf ileri sürmese dahi bu hususun mahkemece dikkate alınması gerekmektedir. Davalı tarafçada, esasa cevap süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunulmuştur. Açıklamalar ışığında mahkememizin yetkisizliğine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istina dilekçesinde özetle; davalı müvekkil şirket kendisini işbu davada vekil ile temsil ettirmesi sebebi ile yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiğine göre, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücretinin takdiri gerektiğini, davalı lehine vekalet takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
HMK m.331/2; “Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıya yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder”
Dava; taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı komisyon ve cezai şart bedelinin tahsili talebi ile açılan alacak davasıdır.
Davalı vekili vekalet ücreti yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
Yargılama giderlerinin kapsamı HMK’nın 323. [1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 423.] maddesinde : “Celse, karar ve ilam harçları; dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri; dosya ve sair evrak giderleri; geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlemesine ilişkin giderler; keşif giderleri; tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler; resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler; vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hakimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu halde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap edilmek veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti (ğ bendi); yargılama sırasında yapılan diğer giderler” şeklinde sıralanmıştır. vekâlet ücreti de bir yargılama gideridir (HUMK m. 423/6, HMK m. 323/ğ). Nitekim; davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir.
6100 Sayılı HMK m. 331/2 “Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” şeklinde düzenleme yapıldığı,
Ne var ki; HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi hâlinde ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Dolayısıyla görevsizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilip edilmeyeceği henüz belli olmadığından, mahkemece bu aşamada davalı lehine ücreti vekalet takdir edilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır. (HGK 2017/1008 Esas ve 2021/153 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2023 tarihli, 2023/211 Esas ve 2023/328 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının yatırmış olduğu 179,90 TL istinaf karar harcı ve 492,00 TL istinaf başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının HMK 333. mad. gereğince istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/10/2023