Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/174 E. 2023/371 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/174
KARAR NO : 2023/371

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2022
NUMARASI : 2022/711 Esas – 2022/1088 Karar
DAVA KONUSU : Konkordato (Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 309/a İla 309/l))
BAM KARAR TARİHİ : 01.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.03.2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … şirketinin yurtdışından tüm kahve çeşitleri kahve ve kahve kreması, sıcak çikolata, vanilyalı kapiçino, kahve köpürtücüsü ile bu ürünlerin kullanıldığı kahve makinalarını ithal ettiğini, Türkiye çapında 25 bayi ile makinaların kullanıldığı 2.000 civarında platformu olduğunu, davacı şirketin daha önce İzmir 2 Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığı ‘ nca görülen 2021/459 E sayılı dosyasıyla İİK 286 m gereğince vade konkordatosuna başvurduğunu ancak corona virüs ve pandemi dönemindeki bilinen nedenlerle başarılı olamadığını ve projenin hayata geçemeyeceğinin anlaşıldığını, bunun üzerine 09/09/2022 tarihli duruşmada davadan feragat ettiğini, feragat nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verildiğini ve temyiz yollarına başvuruda bulunulmayacağının dosyaya bildirildiğini, kararın kesinleştirildiğini, davacı şirketlere ait tüm bilgilerin dava dilekçesine ekli ön proje ve makul güvence raporunda, mahkemeye fiziken sunulu ek belgeler klasöründe mevcut olduğunu, İİK 285 ve 308 nın emrettiği tüm belgeler ve bilgilerin dosyada eksiksiz olarak bulunduğunu, Bağımsız Denetim Şirketinin KAYİK ve Bağımsız denetim KGK belgelerinin de sunulduğunu, şirketin TTK 376 anlamında ve fiilen borca batık olmadığını, iflas koşullarının bulunmadığını, özelde ülkenin, genelde dünyanın yaşadığı bu kriz ortamında işletme girdilerinin arttığını, satış ve kazançlarda azalma kaydedildiğini, sektörel anlamda, üretici ve büyük toptancıların vadeyi kısaltması, cari hesapla verilen ürünleri peşine kadar çekmesi, bankaların yeni kredi olanakları yaratmaması, daha sonraki dönemde kredi faizlerinin inanılmaz artışı neticesinde rahat rahat ödemelerini çeviren davacı şirketi ve kefillerini ödeme güçlüğüne düşürdüğünü , cafe zincirlerinin pandemi döneminde kapalı oluşu,kahve ve yan ürünlerinin tüketiminde %87 lere varan azalış yaşandığını, platform düzeyinde şirket kahve makinelerinin bulunduğu cafeler,oteller,benzin istasyonlarındaki kapalılıkların ya da ayak sayısının azalması neticesinde büyük bir pazar kaybı yaşandığını, davacının iyiniyetli olarak, iflas etmemek ve alacaklıları, çalışanları, devleti zarara uğratmamak maksadıyla bağımsız denetçi ve danışmanından aldığı mali-hukuki görüş neticesinde konkordato hukuki yoluna başvurmaya karar verdiğini, mevcut koşullarda İİK 286 koşulları uygun bulunmadığından elde edilecek gelirlerle borç tasfiyesi mümkün olmadığından tüm malvarlığını terketme ve bu haliyle iflasa düşmeden tüm alacaklıların alacaklarını almasını sağlama gayreti içine girildiğini, dosyada rehinli alacağın yok denecek kadar az olduğunu, paraya çevrilecek taşınmaz da bulunmadığından yalnızca şirketin değerli olan ve sökterde para kazandıran kahve makineleri ve demirbaşları ile stoklarının ve motorlu kara nakil vasıtalarının terki suretiyle tasfiye öngörüldüğünü, mal terki suretiyle konkordato da projede gösterildiği üzere alacaklıların ana alacak dışında kalan alacaklarından feragati ve tamamına yakın alacaklı adi alacak olduğundan bu adi alacağa faiz,icra giderleri ve masraflarından vazgeçilmesi suretiyle,tüm alacaklılara alacaklarına garame olacak şekilde iflas halinden çok fazla alacak almasının hedeflendiğini belirtmiş, İİK 286 /son da belirtilen belgelerin davacı şirket yönünden eksiksiz olarak mevcut olduğunun tespitiyle öncelikle 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine, gerekli tedbir kararlarının düzenlenmesine, mal terki suretiyle konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil T.C. … Bankası AŞ vekili dilekçesinde özetle; Konkordato talebinde bulunan borçlu şirketin, T.C. … Bankası A.Ş. Işıkkent Şubesi’nden kullanmış olduğu nakdi ve gayrinakdi ticari krediler nedeni ile 29.09.2022 tarihi itibari ile 1.994.745,10 TL borçlu olduğunu belirtmiş müdahale talebinin kabulüne karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … ….bank AŞ vekili dilekçesinde özetle; davacının İzmir 2. ATM’nin 2021/459 Esas sayılı dosyasında açtığı davadan feragat ettiğini, feragat edilmiş davanın yeniden açılmasının mümkün olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … Bankası AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davacıdan 19.09.2022 tarihi itibari ile toplam 4.657.889,75 TL alacağı olduğunu belirtmiş, müdahale talebinin kabulüne, konkordato talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … Bank AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davcıdan 19.09.2022 tarihi itibari ile 4.349.097,66 TL nakdi alacağı olduğunu, konkordato başvurusunun kötü niyetli olduğunu belirtmiş , konkordato talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … bank AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davacıdan 23.09.2022 tarihi itibari ile toplam 960.929,79 TL alacağı olduğunu belirtmiş müdahale talebinin kabulüne karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … Bankası TAO. vekili dilekçesinde özetle; davacının müvekkili bankadan kredi kullandığını ve bankaya kredi borcu olduğunu belirtmiş, müdahale talebinin kabulüne karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … Bank vekili dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın 23.09.2022 tarihi itibari ile davacıdan 2.0096.080,08 TL’lik alacağı bulunduğunu belirtmiş, müdahale talebinin kabulüne, konkordato talebinin reddine, geçici mühletin kaldırılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … Bankası AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin 26.09.2022 tarihi itibari ile davacıdan 1.711.352,72 TL alacaklı olduğunu belirtmiş, müdahale talebinin kabulüne, geçici mühletin kaldırılmasına, konkordato talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil …bank T.A.Ş. vekili dilekçesinde özetle; davacının müvekkili bankadan kredi kullandığını, krediler sebebi ile borçlu bulunduğunu, davacı bankanın 16.09.2022 tarihi itibari ile davacıdan 681.243,00 TL alacaklı olduğunu, açılan dava ile ilgili derdestlik itirazında bulunduklarını belirtmiş, öncelikle davanın derdestlik yönünden reddine, bunun kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … Bankası AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan 29.09.2022 tarihi itibari ile toplam 1.482.991,33 TL alacağı olduğunu belirtmiş, müdahale talebinin kabulüne konkordato talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … Bankası AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan kullandırılan krediler sebebi ile alacaklı olduğunu, geçici mühlet ver,ilmesinin yasal koşullarının oluşmadığını belirtmiş, müdahale talebinin kabulüne, tedbirlerin kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Müdahil … Bankası AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan toplam 1.337.589,77 TL alacaklı olduğunu ancak ön projede alacağın 563.571,84 TL olarak gösterildiğini belirtmiş, müdahale talebinin kabulüne karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça 16/09/2022 tarihinde davacı … Şirketi’ nin borçlarını ödemede sıkıntıya düştüğünden bahisle tüm malvarlığını terketme ve bu haliyle iflasa düşmeden tüm alacaklıların alacaklarının ödenmesine yönelik mal varlığının terki suretiyle konkordato yapılabilmesi için geçici mühlet verilmesi, geçici ve kesin mühlet verilerek sonucunda konkordatonun tasdikine karar verilmesine yönelik Mahkememize dava açıldığı, davacı yönünden İİK’ nin 286.maddesinde belirtilen belgeler dava dilekçesi ile birlikte eksiksiz olarak sunulduğundan, Mahkememizce davacı yönünden İİK’nin 287/1.maddesi gereğince 19/09/2022 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre geçici mühlet kararı verildiği, verilen geçici mühlet kararı doğrultusunda davacı şirket için konkordato komiseri görevlendirmesi yapıldığı, konkordato komiserinin Mahkememize verdiği 10/11/2022 tarihli son raporunda davacı tarafça sunulan teklifin şirketin mal varlığına göre uygulanabilir olduğu, dolayısıyla, … Şti.’nin sunmuş olduğu Konkordatonun başarıya ulaşmasının muhtemel olduğu kanaati ile kesin mühletin verilmesinin uygun olacağının belirtildiği ancak davacı tarafça, davacı … Şti ile dava dışı … Şti hakkında vade konkordatosu yapılabilmesi amacıyla İzmir 2 ATM’nin 2021/459 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, davacı … Şti vekilinin İzmir 2. ATM Başkanlığına verdiği 08.09.2021 tarihli dilekçesi ile pandemi döneminin davacı şirket açısından kötü geçmesi, elde edilecek gelirlerin elde edilemeyişi ve benzeri ekonomik sebepler ile projenin gerçekleşmeyeceğinin anlaşıldığı ve alacaklılar tarafından da projenin kabul görmediği, komiser raporuna göre davacı şirketin TTK 376 kapsamında borca batık olmadığından bahisle davadan feragat edildiği ve mahkemece 09.09.2022 tarihinde davacının konkordato davasının feragate binaen reddine karar verildiği, feragatin davaya son veren taraf işlemlerinden olup HMK 311. Maddesi gereğince feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, davacı tarafça konkordato talebinin esası yönünden davadan feragat edildiği, feragat beyanının, niteliği gereği davacı tarafın aynı gerekçelere ve aynı belgelere dayalı yeni bir konkordato talep etmesine engel teşkil edeceği ve davacı tarafın söz konusu feragatten sonra yeniden konkordato talep edemeyeceği, bunun yanında konkordato müessesinin, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluları hacizlerin veya iflasın ağır sonuçlarından korumak amacıyla getirildiği, böylece borçlunun maddi hukuktan kaynaklanan borçlarının, mahkemenin gözetimi altında tasfiye edileceği bu vesileyle hem borçlunun mali durumu düzeleceği hem de alacaklılar arasında eşitlik prensibi korunarak alacaklarına kavuşmaları sağlanacağı, kanun koyucunun, bu müesseseyle aynı zamanda alacaklılara konkordatoyu kontrol etme ve projeye uyulmadığı takdirde fesih isteyerek süreci sona erdirme hakkı tanıdığı, amacın hem davacı talep sahibinin hem alacaklıların hem de kamunun menfaatini gözetmek ve korumak olduğu , bu vesileyle, kanun koyucu tarafından mahkemeye projeyi denetleme hususunda hareket serbestisi tanındığı, bu husus göz önüne alındığında Mahkememizce tasdik yargılaması sırasında incelemeler yapılırken gerek alacaklının gerekse borçlunun menfaatinin eşit bir dengede gözetilmesi gerektiği, davacı tarafça davacı … Şti hakkında vade konkordatosu yapılabilmesi amacıyla İzmir 2 ATM’nin 2021/459 Esas sayılı dosyasında 29.06.2021 tarihinde dava açıldığı, mahkemece 07.07.2021 tarihli tensip tutanağı ile davacı … Şti’ne 13.07.2021 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay geçici mühlet kararı verildiği, 13.10.2021 tarihli celsede davacı … Şti hakkında verilen geçici mühlet kararının 13.10.2021 tarihinden itibaren 1 ay uzatılmasına karar verildiği, 10.11.2021 tarihli celsede davacı … Şti’ne 10.11.2021 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine karar verildiği ve 09.09.2022 tarihinde de davacının konkordato davasının feragate binaen reddine karar verildiği, davanın açıldığı tarihten karar verilene dek yaklaşık 15 aylık bir sürecin geçtiği, davacı tarafça Mahkememize de mal varlığının terki suretiyle konkordato yapılabilmesine yönelik 16/09/2022 tarihinde dava açıldığı, Mahkememizce davacı yönünden İİK’nin 287/1.maddesi gereğince 19/09/2022 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre geçici mühlet kararı verildiği, Mahkememizce kesin mühlet kararı verilmesi halinde sürecin en iyi ihtimalle 12 ay daha süreceği, davacının konkordato tedbirlerinden yararlandığı tarihler ve süreler nazara alındığında alacaklıların alacaklarına kavuşması için oldukça uzun bir süre beklemek zorunda kalacakları, bu denli uzun bir sürenin beklenmesinin alacaklılar ile borçlu arasındaki menfaat dengesini borçlu lehine bozar mahiyette olduğu, bu hususlar göz önüne alındığında davacı yönünden kesin mühlet verilmesi talebi ile konkordato talebinin reddinin gerektiği, İİK’ nin 308. Maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkemece davacının iflasına resen karar verilmesinin gerektiği, davacı şirketin tacir sıfatına haiz olup borca batık durumda olmadığı, İİK’ nin 178 ve 179. Maddesinde belirtilen doğrudan doğruya iflas koşullarının oluşmadığı ve borçlu şirketin iflasına karar verilemeyeceği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış , davacının kesin mühlet verilmesi ve konkordato talebinin reddine karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile;
“Davacı … Şirketi ‘ nin kesin mühlet verilmesi talebi ile konkordato talebinin REDDİNE,
Mahkememizce konulan ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına ve konkordato komiserinin görevine son verilmesine,
Kesin mühlet verilmesi talebi ile konkordato talebinin reddine karar verildiği hususunun İİK’ nin 289/son maddesi yollaması ile İİK 288. Madde uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davadan feragatin açılan davadan feragat olduğunu, bir başka dava açma hakkı olan davacının her tür davadan feragati anlamını taşımayacağını, görülen davaya özgü feragatin yerel mahkemece genel olarak kabul edildiğini, HMK’ya göre bunun bir yanlış anlamadan ibaret olduğunu, yerel mahkemenin uzmanı olmadığı konularda bilgi sahibi olmak ve gözü kulağı olması amacıyla komiser tayin ettiğini, komiserin vermiş olduğu 2 raporunda da projenin uygulanabilir olduğu görüşünü bildirdiğini, komiser raporunu güvenilir bulmayan mahkemenin bu konuda eksiklikler var ise komisere bildirmesi ve ek rapor alması gerekirken kendi tayin ettiği komiser raporuna aykırı olarak karar vermesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; malvarlığının terki suretiyle konkordato talebidir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato İİK 309/a maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede; “Malvarlığının terki suretiyle konkordato ile alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da bir kısmını üçüncü kişiye devretmek yetkisi verilir.
Alacaklılar haklarını konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu aracılığıyla kullanırlar. Konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu konkordato talebi hakkında karar veren alacaklılar tarafından seçilir. Konkordato tasfiye memuru asliye ticaret mahkemesinin seçime ilişkin kararı onaylamasından sonra göreve başlar. Konkordato komiseri de tasfiye memuru olabilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Davacı tarafça önce 29/06/2021 tarihinde İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/459 esas sayılı dosyasında davacı şirket ve dava dışı başka bir şirket hakkında vade konkordatosu talebinde bulunulmuş, mahkemece geçici ve kesin mühlet kararları verilmiş, yaklaşık 15 aylık bir süreç sonucunda 19/09/2022 tarihli duruşmada davacının davadan feragat ettiği, dosyamız davacısı ve dava dışı şirket yönünden konkordatonun feragat nedeni ile reddine karar verildiği, dava dışı şirket yönünden borca batık olması nedeni ile iflas kararı verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, İzmir 2. ATM nin 2021/459 esas sayılı dosyası gerekçeli karar yazım aşamasındayken bu kez davacı şirket tarafından İzmir 1. ATM nin 2022/711 esas sayılı dosyasında malvarlığının terki suretiyle konkordato talebinde bulunulduğu, mahkemece davacı şirket hakkında 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği, 01/12/2022 tarihli duruşmada kesin mühlet ve konkordato talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kural olarak konkordato başvurusu maddi hukuka taalluk eden bir hakka dayalı talep olmadığından konkordato talebinden feragat, davadan feragatin aksine çifte karakter göstermez. Böylelikle feragat maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Öte yandan konkordato talebinden feragat eden borçlunun yeniden konkordato başvurusunda bulunması dürüstlük kuralı ile sınırlandırılmıştır.
Böyle bir başvuru salt mühletin olumlu sonuçlarından yararlanmayı amaçlıyorsa konkordato talebinin mahkemece reddi gerekmektedir. Tüm bunların yanında adi konkordato talebinden feragatin hem feragat işleminin muhatabı olan mahkeme, hem de sonraki konkordato başvurusunu inceleyecek mahkeme tarafından İİK’nın adi konkordato hükümleri bağlamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Aksi durumda konkordato talebinden feragat özellikle alacaklılar açısından olumsuz sonuçlara hatta iflâs erteleme kurumunun maruz kaldığı kötüniyetli işlemlere sebep olabilecektir.
Diğer taraftan, borçlunun tekrardan konkordatoya başvurma hakkının, daha önce konkordato talebinden feragat edildiği ihtimalde sınırsız bir şekilde kabul edilmesi kanaatimizce mümkün değildir. Evvelemirde, hali hazırda tasdikle sonuçlanmamış konkordato sebebiyle alacaklıların belirli bir süre alacaklarını tahsil etme imkanından mahrum bırakıldıkları göz ardı edilmemelidir. Böyle bir durumda alacaklıların yeniden konkordato mühletinin kendileri için getirdiği rejime tabi kılınması için çok daha titiz olunması gereklidir. Böyle bir durumda ise başvurulacak aygıt dürüstlük kuralıdır (TMK m. 2 ve HMK m. 29). Dürüstlük kuralı, dava hakkının kullanımında olduğu gibi konkordato başvurusunda da mevcudiyeti aranan bir ilkedir(Mehmet Ünsal CANDEMİR TAAD (Türkiye Adalet Akademisi Dergisi) Ocak 2022 sayı 49 syf 323-348 )
Somut olayımıza baktığımızda; davacı tarafça İzmir 2. ATM nin 2021/459 esas sayılı dosyasında 15 aylık bir süre konkordatonun sağladığı tedbirlerden yararlandığı, hemen akabinde İzmir 1. ATM nin 2022/711 esas sayılı dosyası ile konkordato talep edildiği, İzmir 2. ATM nin 2021/459 esas sayılı dosyasına sunulan 06/07/2022 tarihli komiser heyeti raporunda; davacı şirketin ödeme projesinin alacaklıların %100 ü tarafından kabul edilmediği, bazı alacaklıların konkordatoya tabi alacağının komiserlik talimatlarına ve alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı olarak ödendiği, yine komiserlik talimatlarına aykırı olarak borçlu şirketin bir kısım ticari malvarlığını, aynı dosyadaki davacı diğer borçluya bedelsiz devrettiği, dolayısıyla davacının İzmir 1. ATM nin 2022/711 esas sayılı dosyasındaki talebinin TMK 2 ve HMK 29. Maddesine aykırılık oluşturduğu, yeniden konkordato kapsamındaki tedbirlerden yararlanılarak alacaklıların zarara uğramasına neden olacağı, davacının salt mühletin olumlu sonuçlarından yararlanmak amacıyla malvarlığının terkini suretiyle konkortado talebinde bulunduğu kanaatine varılmakla ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davacının davayı kötüniyetli ve dürüstlük kuralına aykırı olarak açmış olmasına, ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2022 tarihli ve 2022/711 Esas – 2022/1088 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; İİK.’nun 164/2 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.