Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/169 E. 2023/265 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/169
KARAR NO : 2023/265

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 08.12.2022
NUMARASI : 2022/960 Esas Ara Karar
DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 15.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.02.2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirketin un alım satımı kapsamında faaliyet gösteren bir ticari şirket olduğunu, davalı – borçlunun ise fırın işletmecisi olup bu alanda ticari faaliyet gösteren gerçek kişi tacir olduğunu, davalının aynı zamanda müvekkilin ticari ilişkisinin bulunduğu … Şirketinde de 08/06/2021 tarihine kadar münferiden temsile yetkili kişi iken 08/06/2021 tarihinden itibaren temsil yetkisi sona erdiğini ve davalının eşinin iş bu şirketi münferiden temsile yetkili kılındığını, müvekkili olan şirketin, … Şirketinin … Şti.’den satın aldığı unları satın alarak davalı ile ticari ilişki kurduklarını, davacının, yine davalı – borçlu gerçek kişi tacir ile olan ticari ilişkisi kapsamında davalıya ekmeklik un satışı konusunda anlaştığını, bu doğrultuda müvekkilinin 25/03/2021 tarihinden 13/04/2021 tarihine kadar her gün 1000 adet olacak şekilde 50’şer kilogramlık çuvallarla davalıya ekmeklik un satışı gerçekleştirdiğini, satışa konu ürünlerin tamamını müvekkil şirketin adresinden kamyonlarla günlük olarak Söke’ye götürüldüğünü, davacının iş bu sevkiyatlar sonrası günlük fatura keserek ticari defterlerine kaydettiğini, Ege Bölgesi ürün fiyat listesine göre fiyatlandırma ve satışı yapılan ekmeklik unlar toplamda 2.828.000,00-TL bedel karşılığında davalıya satıldığını, davalının, iş bu ticari ilişkiye karşılık olarak davacı şirket adına çek keşide ederek bunları davacı şirkete teslim edeceğini bildirmesine rağmen iş bu çekleri teslim etmediğini, davalı – borçlunun iş bu satışa konu bedelleri ödememesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla davacı şirketçe Aydın İcra Müdürlüğünün 2022/30892 esas numaralı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine borçlu tarafından 18/07/2022 tarihinde haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edilerek aynı tarihli tensiple takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı-borçlunun borcunu ödememesi ve takibe haksız ve kötüniyetli itirazı sebebiyle davacı şirketin büyük zarara uğradığını ve ticari faaliyetleri sekteye uğrattığını, borcun ödenmesi amacıyla dava şartı arabuluculuğa başvurulmuşsa da anlaşmanın sağlanamadığını, borçlunun icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği mahkemece toplanacak deliller ve yapılacak bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacak olup yapılacak yargılama sonucunda davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ettiklerinden, davalı-borçlunun borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının öncelikle teminatsız olarak aksi kanaat halinde mahkemece belirlenecek uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine, Aydın İcra Müdürlüğünün 2022/30892 esas numaralı dosyasında başlatılan takibe itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun haksız itirazı sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyanın tarafları ve konusu gereği Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunun kabulü halinde, Aydın Mahkemeleri değil, borçlunun bulunduğu yer Söke Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olacağından yetki itirazlarının da da kabulüne karar verilmesini, davacı tarafın tüm iddia ve beyanlarına itiraz ettiklerini, müvekkilinin saygın bir iş adamı olup, uzun yıllardır ticari faaliyet gösteren bir tacir olduğunu, basiretli bir iş adamı olarak piyasada tanınıp bilindiğini, keza müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının celp edilerek incelendiğinde de, tüm işlerinin usulüne uygun şekilde yapıldığının görüleceğini, iddia eden taraf arasında hiçbir ticari alışveriş olmadığını, davacının iddia ettiği ticari ilişkiyi reddetmekle birlikte, taraflar arasında mal tesliminin de gerçekleşmediğini, bu durumda ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, davacının ispata medar hiçbir belge sunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
MAHKEMECE: ” …Davacı alacaklı tarafın dosyaya sunduğu deliller kapsamında dosyanın incelenmesinde; İİK.’nun 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK.’nın 258. maddesine göre de alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermesi zorunludur.
Talep eden kendisi tarafından düzenlenen e faturalara dayanarak ihtiyati haciz talep ettiği, ancak faturanın alacaklı tarafından her zaman düzenlenebileceği, faturaya konu ürünlerin karşı taraf davalıya teslim edilip edilmediğinin belli olmadığı, dosyaya sunulan bir kısım irsaliyelerin davalı ile ilgisinin bulunmadığı, davanın bulunduğu aşamada nazara alındığında alacağın varlığının yaklaşık olarak henüz ispat edilemediği, İİK.’nun 257. vd. maddelerindeki ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur” gerekçesi ile;
“Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin; dosyadaki mevcut delil durumu nazara alınarak alacağın varlığı hususunda yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, yasa gereği ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Talep, satış sözleşmesinden kaynaklı icra takibine yapılan itirazın iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz kararına itirazı düzenleyen İİK.’nın 265.maddesinde de ise; “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./17.mad) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın varlığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/960 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 08/12/2022 tarihli ARA KARAR, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 80,70 TL harcın tenzili ile bakiye 99,20 TL harcın ihtiyati haciz isteyen davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden ihtiyati haciz isteyen davacı aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.