Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1673 E. 2023/1791 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1669
KARAR NO : 2023/1738
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/1207 Esas
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … AŞ ne 31.08.2022 tarihli GIB2022000000006 numaralı ve 30.05.2022 tarihli GIB2022000000004 numaralı faturalarına istinaden 11/10/2022 tarihli tutanak ve mutabakat belgesi ile yatığı ödemeler 31.10.2022 vadeli, 100.000,00 TL tutarlı 1 adet çek, 31.12.2022 vadeli, 200.000,00 TL tutarlı 1 adet çek 300.000,00 TL nakit ödeme 11.10.2022 tarihli banka dekontu ile havale 100.000,00 TL 11.10.2022 tarihli banka dekontu ile havale 11.800,00 TL 11.10.2022 tarihli banka dekontu ile havale 108.000.00 TL davalıyla anlaşılan mal ve hizmet bedelleri 2 adet faturası ile 719.800,00 TL lik fatura düzenlemişken ( kendisine teslim edilen mal vaya hizmet olmadığı) anlaşılan mal ve hizmetleri ödemeleri almadan teslim etmeyeceğini söylemesi ve bazı zorlayıcı davranışlarıyla kafasını karıştırdığını, iradesini sakatladığını ödeme yaptığını hesap hatası yapmasına sebep olduğunu, sonuçta 819.800,00 TL ödeme yaptığını, mağduriyetinin daha fazla artmaması için öncelikle çeklerinin iptaline çekler üzerine mümkünse teminatsız olarak yoksa uygun görülecek teminatla ihtiyati tedbir kararı verilerek ödeme yasağı konulmasına kararın muhatap bankaları bildirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar dava konusunun menfi tespit ve çek iptali davası olarak gösterilmeye çalışılsa da, dilekçenin içeriği ve netice-i talep kısmında da anlaşılacağı üzere davanın çek iptal davası olduğunu, her ne kadar tedbir talebi İİK 72 madde uyarınca istenmişse de davacı tarafın borçlu olunmadığına dair herhangi bir iddiası veya talep sonucunun bulunmadığını, taraflar arasında 11/10/2022 tarihinde imzalanan mutabakatta iptali istenen çeklerin ve borcun varlığının şirket yetkilisi tarafından kabul edildiğini, hukuk davalarındaki “Taleple Bağlılık İlkesi” gereğince yargılamanın sadece talep edilen şekilde yapılması taleplerinin mevcut olduğunu, müvekkili aleyhine ikame edilmiş işbu davada davacının arabulucu başvurusunda bulunmadan direkt olarak dava yoluna başvurmasının usule uygun olmadığını, müvekkili şirketin bu zamana kadar basiretli tacir olmanın yükümlülüklerini her koşulda yerine getirdiğini, davacı şirketin müvekkili şirkete vermiş olduğu çekin karşılıksız çıktığını, süresi içerisinde ibraz edilen çek haklı bir sebep var ise ödemeden men edilebilse dahi muhatap bankada karşılığının olmasının esas olduğunu, davacının her ne kadar tedbir talebini İİK 72 madde uyarınca istenmişse de dava dilekçesi incelendiğinde borçlu olunmadığına dair davacı tarafın herhangi bir iddiası veya talep sonucu bulunmaması sebebiyle davanın reddine, mahkemece işbu davayı çek iptal davası olmasına rağmen menfi tespit olarak değerlendirecek ise, öncelikle arabulucuya başvurulmadan direkt olarak mahkemeye başvurulmasından dolayı dava şartı noksanlığından usulden reddine, kötü niyetli davacının ödeme yasağı talebinin hukuka uygun olmadığı ve çek iptal davasında ihtiyati tedbir olmaz gerekçesiyle müvekkili şirket lehine keşide edilen … bankası … şubesinin 0008194 nolu 31/10/2022 vadeli 100.000,00 TL bedelli ve 0008195 nolu 31/12/2022 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli çeklerin üzerindeki ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına, alacağın %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE:
21.10.2022 tarihli ara kararı ile;
“…Dava; İİK nun 72. maddesi kapsamında takipten önce açılan menfi tespit davasıdır.
Talep ise; ihtiyati tedbir istemidir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
İİK nun 72/2 ve 3. Maddesine göre “…İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir….”
Menfi tespit davasının takipten önce açılmış olması halinde İİK 72/2 maddesi uyarınca delil durumu değerlendirilerek takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün ise de, devam eden bir dava sırasında ancak davanın taraflarının haklarını etkiler mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davada taraf olmayan üçüncü kişiyi bağlayacak, onun hukuki ve mali durumunu etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Bu nedenle, davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin haklarını etkiler şekilde tedbir kararı verilmesi usulen mümkün değildir.
Somut olayda, dava konusu çekler yönünden; davacı ve davalı arasındaki hukuki ve ticari ilişkiyi bilmesi beklenmeyen 3. kişilerin mevcut hak ve sorumluluklarını etkiler mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesi yasal olarak olanaklı olmadığından, davacı tarafın tedbir talebinin davalı yönünden kabulü ile … Bankası … Şubesinin 0008194 nolu 31/10/2022 vadeli 100.000.00 TL bedelli ve 0008195 nolu ve 31/12/2022 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli çeklerin davalı tarafından bankaya ibraz edilmesi halinde ve % 15 oranında gösterilecek teminat karşılığında tedbiren dava konusu çeklerin davalıya ödenmemesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesi ile;
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı Tarafın Tedbir Talebinin Davalı Yönünden Kabulü İle; … Bankası … Şubesinin 0008194 nolu 31/10/2022 vadeli 100.000.00 TL bedelli ve 0008195 nolu ve 31/12/2022 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli çeklerin %15 i oranında yatırılacak 45.000,00 TL teminat karşılığında çekin davalı tarafça bankaya ibraz edilmesi halinde tedbiren davalıya ödenmemesine,
26.10.2022 tarihli ara kararı ile de
“…Dava; İİK nun 72. maddesi kapsamında takipten önce açılan menfi tespit davasıdır.
Talep ise; ihtiyati tedbir istemidir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
İİK nun 72/2 ve 3. Maddesine göre “…İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir….”
Menfi tespit davasının takipten önce açılmış olması halinde İİK 72/2 maddesi uyarınca delil durumu değerlendirilerek takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün ise de, devam eden bir dava sırasında ancak davanın taraflarının haklarını etkiler mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davada taraf olmayan üçüncü kişiyi bağlayacak, onun hukuki ve mali durumunu etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Bu nedenle, davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin haklarını etkiler şekilde tedbir kararı verilmesi usulen mümkün değildir.
Somut olayda, dava konusu çekler yönünden; davacı ve davalı arasındaki hukuki ve ticari ilişkiyi bilmesi beklenmeyen 3. kişilerin mevcut hak ve sorumluluklarını etkiler mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesi yasal olarak olanaklı olmadığından, davacının yargılama giderlerini karşılayabilmesi adına elzem olup iptali istenen 31.12.2022 vadeli 200.000,00 TL tutarlı 1 adet çek için tedbir taleplerini saklı tuttuklarını, … Bankası … şubesinin 0008194 no.lu 31.10.2022 vadeli 100.000,00 TL bedelli çekin icra takibine konulmasını önlemek amacı ile icra takibine konulmaması ve ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebinin davalı yönünden % 15 oranında gösterilecek teminat karşılığında kabulü ile … Bankası … Şubesinin 0008194 nolu 31/10/2022 vadeli 100.000.00 TL bedelli çekin davalı tarafından bankaya ibraz edilmesi halinde tedbiren dava konusu çeklerin davalıya ödenmemesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesi ile;
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin tedbir talebinin kısmen kabulü ile
… Bankası … şubesinin 0008194 no.lu 31.10.2022 vadeli 100.000,00 TL bedelli çekin % 15 ‘i oranında yatırılacak 15.000,00 TL teminat karşılığında çekin davalı tarafça bankaya ibraz edilmesi halinde tedbiren davalıya ödenmemesine,
2-Teminat yatırıldığında bankaya yazı yazılmasına,
3-Davacı vekilinin … Bankası … şubesinin 0008194 no.lu 31.10.2022 vadeli 100.000,00 TL bedelli çekin icra takibi yapılmamasına talebinin REDDİNE,…..” şeklinde karar verilmiştir.
06/12/2022 tarihli ara karar ile;
“….Mahkememizce itirazın duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verilmiş, itiraz eden ve talep eden vekili adına duruşma gün ve saatinin tebliğ ediliği görülmüştür.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbir öğretide, “Kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes).
Somut Olayda; Mahkememizin 26/10/2022 tarihli ara kararı ile … Bankası … Şubesinin 0008194 nolu 31/10/2022 vadeli 100.000.00 TL bedelli çekin davalı tarafından bankaya ibraz edilmesi halinde tedbiren %15 teminat karşılığında, dava konusu çekin davalıya ödenmemesine dair ara karar verilmiştir. İhtiyati tedbir, davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. Her ne kadar itiraz eden vekilince, dava dilekçesinde belirtilen çeklerin, davacının rızası ile düzenlendiğini ve rızası ile davalıya verdiği yönünde itirazda bulunulmuş ise de, dava dilekçesinde davacı, davalı tarafından iradesinin sakatlandığını iddia etmektedir. Bu nedenlerle ihtiyati tedbire yönelik itirazların reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
EK ARA KARAR: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbire itirazın Reddine,
2-Ek kararın taraflara tebliğine,
3-İtiraz edenin yaptığı yargılama giderlerinin itiraz eden üzerinde bırakılmasına… ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili 13/12/2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince davacının sadece soyut ve mesnetsiz iddialarına dayanarak verilen 21/10/2022 ve 26/10/2022 tarihlerindeki ara kararlarında, … Bankası … Şubesinin 0008194 nolu 31/10/2022 vadeli 100.000,00 TL bedelli ve 0008195 nolu ve 31/12/2022 vadeli 200.000,00 TL bedelli çeklere ödeme yasağı konulduğunu, 18.02.2009 tarihli 5838 sayılı Kanun’un 32/19 maddesiyle çekten caymanın özel bir türü olan ödeme yasağı kurumu yürürlükten kaldırıldığını, iptal hükümleri çerçevesinde, çeki elinden rıza dışı çıkan kimsenin ödeme yasağı kararı aldırdığı takdirde çekin ödenmemesinin mümkün olduğunu, davacı şirket yetkilisi …’ın ilk derece mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirkete verilen çeklerin rızası dışında elinde çıktığına dair herhangi bir beyanının bulunmadığını, davacının rızası ile düzenlediğini ikrar ettiği ve müvekkili şirkete rıza ile verilen çeklerden dolayı tedbiren ödeme yasağı konulmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca her ne kadar tedbir talebi İİK 72 madde uyarınca istenmişse de dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere davacı tarafın borçlu olunmadığına dair herhangi bir iddiası veya talep sonucu da bulunmadığını beyanla, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1207 Esas sayılı dosyasının 21/10/2022 tarihindeki ara kararıyla verilmiş olan, … Bankası … Şubesinin 0008194 nolu 31/10/2022 vadeli 100.000,00 TL bedelli ve 0008195 nolu ve 31/12/2022 vadeli 200.000,00 TL bedelli çeklerin tedbiren davalı müvekkil şirkete ödenmemesi yönündeki kararı ile, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1207 Esas sayılı dosyasının 26/10/2022 tarihindeki ara kararda verilmiş olan, … Bankası … Şubesinin 0008194 nolu 31/10/2022 vadeli 100.000,00 TL bedelli çekin 15.000,00 TL teminat karşılığında tedbiren davalı müvekkili şirkete ödenmemesi yönündeki kararının kaldırılmasına, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1207 Esas sayılı dosyasının 06/12/2022 tarihindeki ihtiyati tedbire itiraz duruşmasındaki itirazlarının kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili 22/11/2022 tarihinde de istinaf dilekçesi sunmuş olup, mahkemece 22/11/2022 tarihli kararla verilen arar kararların itiraza tabi olduğu belirtilerek talebinin HMK nın 394/4 maddesi gereğince duruşmalı olarak incelenmesine karar verilerek duruşma günü verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: İİK nun 72. maddesi kapsamında takipten önce açılan menfi tespit davasıdır.
Talep: ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle davalının 21/10/2022 – 26/10/2022 -06/12/2022 tarihli ara kararları istinaf ettiği davalı tarafça belirtilmiş ise de; ilk derece mahkemesince davalının istinaf ettiği 21/10/2022 tarihli ve 26/10/2022 tarihli ara kararların itiraza tabi olması ve istinafı kabil kararlardan olmaması nedeni ile davalının bu ara kararlar için sunduğu dilekçenin itiraz dilekçesi olarak kabul edilip duruşma açıldığı ve mahkemece sadece 26/10/2022 tarihli ara karara yapılan itirazın incelenerek 06/12/2022 tarihli ara karar ile davalının itirazının reddine karar verildiği, davalının istinafınında 06/12/2022 tarihli ara karar ve bu ara kararın dayanağı 26/10/2022 tarihli ara karar olduğu anlaşılmakla buna göre 06/12/2022 tarihli ara karara yönelik yapılan istinaf inceleme konusu yapılmıştır.
Davacı taraf davalıdan hizmet almak için davalıya ödemeler yaptığını, çek verdiğini ancak davalının hizmet vermediği iddiasıyla davaya konu çeklerin bedelsiz kaldığından bahisle menfi tespit davası açmış ve dava konusu 100.000 TL ve 300.000 TL bedelli çeklerle ilgili mahkemeden ödeme yasağı talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 21/10/2022 tarihli ara karar ile dava konusu her iki çek için ödeme yasağı kararı verilmiş, ancak davacı tarafça teminat yatırılmadığından bu ara karar hükümsüz kalmış, akabinde davacı dava konusu çeklerden sadece 100.000 TL lik çek ile ilgili yeniden ödeme yasağı talep etmiş, mahkemece bu çek için 26/10/2022 tarihli ara karar ile yeniden ödeme yasağı konulmasına karar vermiş, davalının bu ara karara itirazı üzerine açılan duruşmada davalının ihtiyati tedbire itirazının 06/12/2022 tarihli ara kararla reddine karar verilmiştir. Davalı tarafça da bu red kararı istinaf edilmiştir.
HMK nın 389. Maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklinde ,
HMK nın 390/3 maddesinde ise; ” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda davacı, davalıdan hizmet alacağını bu nedenle çekin verildiğini, hizmetin davalı tarafından kendisine verilmediğini iddia etmiş olup, dosyaya davacı tarafından sunulan mutabakat belgesi ve faturalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının, çekler karşılığı hizmet verilmediğini yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalı vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile kararın kaldırılarak davalının ilk derece mahkemesinin 26/10/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazının kabulüne dair HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1207 esas sayılı dosyasında verilen 06/12/2022 tarihli ARA KARARIN KALDIRILMASINA,
1-Davalı vekilinin yatırmış olduğu 80,70 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davalı vekilinin yatırdığı 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davalının İhtiyati tedbire itirazının KABULÜ ile; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1207 esas sayılı dosyasında verilen 26/10/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA,
2-Tedbir kararının kaldırılmasıyla ilgili infaz işlemlerinin mahkemesince yapılmasına,
3-Davalı vekilinin peşin yatırdığı istinaf karar harcının isteği halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından ihtiyati tedbire itiraz eden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirilmesi, harç ikmali/iadesi ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 11/10/2023