Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1658 E. 2023/1917 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1658
KARAR NO : 2023/1917
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN EK KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2023
NUMARASI : 2023/53 Değişik İş, 2023/52 Karar
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılması
BAM KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2023

Taraflar arasında görülen İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılması davasında yapılan yargılama sırasında verilen ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair ek karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM: İhtiyati hacze itiraz eden vekili dilekçesinde; değişik iş dosyasında alınan bilirkişi raporuna itirazlarını aynen tekrar ettiklerini, ihtiyati haciz şartları oluşmadan ve vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı haksız ve hukuka aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, müvekkilinin ticaret merkezinin belirli olup, herhangi bir mal kaçırma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin 07.03.2023 tarihli cevabi ihtarnamesi ile ödeme yapmayacağını bildirmesinin borçtan kurtulmaya çalıştığı anlamına gelmemekle birlikte, ödeme yapmama sebebinin talep edilen meblağın tamamen afaki olması ve karşı yanın sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ileri geldiğinin, bu anlamda yargılama gerektirir alacak için doğrudan ihtiyati haciz talep edilmesinde hiçbir hukuki yarar bulunmadığını, kararın ölçülülük için doğrudan ihtiyati haciz talep edilmesinde hiçbir hukuki yarar bulunmadığını, kararın ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil etmekte olup, aşkın nitelikte olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre talep edilen alacak miktarı ile sınırlı bile olsa, borçlunun tüm menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarını kapsayacak veya etkileyecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ……Şirketinin vinci 25.12.2020 tarihinde … …Şirketinden kiraladığını, ardından kule vincin mülkiyetinin müvekkiline geçtiğini ve … …Şirketi ile 05.11.2022 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmede düzenlenmeyen hususlarda 25.12.2020 tarihli sözleşmeye atıf yapıldığını, kazanın müvekkili şirketin yetkilisinin yahut çalışanının talimatı ile gerçekleşmediğini, vinçin yükseltme işinin … …Şirketi tarafından yapıldığını, projenin bir an evvel bitmesi için yükseltme işini acele bir şekilde bitirmek isteyen … …Şirketinin müvekkili şirkete isteğini bildirdiğini, müvekkili şirket yetkilisinin iş yoğunluğu nedeniyle bunun hemen mümkün olamayacağını belirttiğini, bunun üzerine şantiye şefini tekrar arayarak müvekkili şirket yetkilisine bu hususta baskı uygulamaya devam ettiğini, müvekkilden işi derhal yapabilecek farklı bir firma bulması istediğini, müvekkilinin de … …Şirketi yetkilisinin telefonunu verdiğini, sonrasında … …Şirketi ile … …Şirketinin aralarında anlaşarak yükseltme işleminin gerçekleşmesi konusunda anlaştıklarını, işin … …Şirketi tarafından yapılması ve bu şirket ile ……Şirketinin anlaşmaları yanında 25.12.2020 tarihli sözleşmenin 9.9 ve 9.10. maddesi gereğince sorumluluğun ……Şirketi tarafından üstlenildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin meydana gelen kazada doğrudan doğruya veya dolaylı olarak herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın müvekkilinin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı bir davranışı sonucunda olmadığı gibi, müvekkilinin suç sayılabilir bir eylemi yüzünden de olmadığını, 25.12.2020 tarihli sözleşmenin 9.6. maddesi gereğince sigorta yükümlülüğünün kiracı ……Şirketi tarafından yerine getirilmemesinin müvekkiline yükletilemeyeceğini, vincin bakım ve onarımları düzenli olarak gerçekleştirilmiş olup, uluslararası uygunluk belgesine sahip olduğunu, soruşturma dosyasında alınan 22.03.2023 tarihli bilirkişi raporu ile müvekkili şirket ile ortağı ve yetkilisinin kusursuz olduğunun ortaya çıktığını bildirmiş, ihtiyati hacze itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında; itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmelerinin mümkün olmadığını, itiraz edene keşide ettikleri ihtarname ile zararın üç gün içinde ödenmesini talep ettiklerini, cevabi ihtarnamede ödeme yapılmayacağının bildirilmesine rağmen teminat gösterilmediğini, dolayısıyla 07.03.2023 tarihi itibari ile alacağın muaccel olduğunu, vadesi gelmemiş alacak içinde ihtiyati haciz talep etmenin mümkün bulunduğunu, ödeme yapılmayacağının bildirilmesi karşısında ihtiyati haciz kararının borçlunun mallarını gizleme ve kaçırma girişimini engellemeyi amaçladığını, ihtiyati haciz kararının aşkın nitelikte olduğu iddiasına iştirak etmediklerini, değişik iş dosyasında müvekkili şirketin zararının belirlenmiş olup, şirket nezdinde meydana gelen zarar miktarının çok daha fazla olduğunu, bazı işçilerin aileleri ile arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşıldığını, bu kapsamında ödeme yapıldığını, açılan davalar sebebiyle yargılama masraflarının bulunduğunu, taraflar arasında kule vinç kiralama sözleşmesi akdedildiğini, 30.12.2022 günü gerçekleşen kazada müvekkili şirketin büyük bir zararının meydana geldiğini, sözleşmenin 1.4.ve 5. maddelerinde kule vincin montaj, demontaj ve yükseltme işlemleri sırasında meydana gelebilecek sorunların borçlu şirketin sorumluluğunda olduğunun kararlaştırılması ve kazanın mesai saatleri dışında vinç yükseltme faaliyeti nedeniyle ve borçlu şirketin kusurlu eylemleri neticesinde gerçekleşmesi nedeniyle zarardan borçlu şirketin sorumlu olup, müvekkili şirketin zararının karşılanmadığını, soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporları ve hukuki mütalaa ile borçlu şirketin kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun sübuta erdiğini, Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından tanzim edilen 05.01.2023 tarihli raporda eylemin borçlu şirket nezdinde icrai ve ihmali hareketleri neticesinde gerçekleştiğinin belirtildiğini, 09.01.2023 tarihli hukuki mütalaa ile müvekkili şirket ve borçlu … …Şirketi arasında bulunan sözleşme uyarınca, kule vinç yükseltme işleminin kiraya veren şirkete ait olduğu, müvekkili şirket yetkililerinin kule vinç yükseltme işlemini denetleme yükümlülüğünün bulunmadığı, kule vincin yükseltilmesi işleminin teknik yükümlülüklere uyulmadan yapıldığı ve bu sebeple kule vincin devrildiği, bu minvalde müvekkil şirket yetkililerinin bir ihmalinin bulunmadığı ve gerekli tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğinin belirtildiğini, İzmir 7. Sulh Hukuk bulunmadığı ve gerekli tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğinin belirtildiğini, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/3 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da borçlu şirketin kusurlu olduğunun belirlendiğini, Yıldız Teknik Üniversitesi, Makine Fakültesi, Makine Mühendisliği bölümü tarafından tanzim edilen bilimsen mütalaada, itiraz eden şirket ile … …Şirketi ve … …Şirketinin mümessillerinin kazanın oluşumunda asli ve sorumlu olduklarının tespit edildiğini, tüm bu rapor ve mütaala ile müvekkili şirkete kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, …… Şirketinin itiraz eden şirket tarafından yetkilendirildiğini, teknik servis formu örneğinden de görüleceği üzere …..Şirketi tarafından …..Şirketinin 20.04.2022 tarihinde de görevlendirildiğini bildirmiş itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:”… İstem, İİK’nun 265.maddesi uyarınca itiraz yolu ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkindir.
Mahkememizin 2023/53 D.İş ve 2023/52 D.İş karar sayılı 16.03.2023 tarihli kararı ile talep eden alacaklı vekilinin istemi üzerine 30.12.2022 tarihinde talep edenin iş yerinde meydana gelen iş kazası sonrası oluşan 6.202.888,32-TL olarak belirlenen maddi zarar için İİK.’nun 257(1) ve devamı maddeleri uyarınca itiraz eden borçlunun, mal varlıklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İİK’nun 258(1).maddesinde; ihtiyati hacze İİK’nun 50.maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği, İİK’nun 265(1).maddesinde;borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği düzenlenmiştir. Yerleşmiş yargı kararları gereği 6100 sayılı HMK’da düzenlenen ihtiyati tedbir kavramının bir türü olması nedeni ile ihtiyati haczin, İcra İflas Kanunu’nda düzenlenmesine rağmen bu kanunda ayrık ve açık bir hüküm bulunmayan konularda HMK’nun ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinin genel hükümler niteliğinde olup ihtiyati hacizler hakkında da uygulanması gerektiğinin kabulüne bağlı olarak; HMK’nun 390(1).maddesi hükmü gereği dava açılmadan önce ihtiyati haczin görevli mahkemeden talep edilebileceği ve ihtiyati haciz kararından sonra esas hakkında davanın açılması halinde HMK’nun 394(2).maddesi gereği, itiraz hakkında davayı gören mahkeme tarafından karar verileceğine ilişkin hükümler ihtiyati haciz kararları yönünden de uygulanacaktır.
HMK’nun 1.maddesinde mahkemelerin görevlerinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu, 114(1/c).maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğu, 115(1).maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığı, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, aynı maddenin ikinci fıkrasında, dava şartı noksanlığının tespit edilmesi ve sonradan giderilmesinin mümkün olmaması halinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve yerleşmiş yargı kararları gereği; ihtiyati haciz ancak görevli mahkemeden talep edilebilir. Görevsiz mahkeme tarafından ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği gibi verilmesi halinde her aşamada görevin re’sen gözetilmesi ihtiyati haciz kararı verilmiş ise görevsizlik nedeniyle kaldırılması yasa gereğidir.
Somut olayda taraflar arasında kule vinç kiralama sözleşmesi düzenlenmiştir. Sözleşmede kararlaştırılan periyodik bakım ve benzeri işlemler ile kule vincin yükseltilmesi dışındaki kule vincin kullanımı ihtiyati haciz talep eden şirket ve elamanlarına bırakılmıştır. Taraflar arasında kule vincin kiralanması karşılığı aylık ücret belirlenmiştir.
Sözleşmelerin içeriğine göre kira sözleşmesi, TBK’nun da düzenlenen taşınır kira sözleşmesi niteliğinde olup, sözleşmenin eser, istisna, hizmet sözleşmesi veya bir başka sözleşme niteliği yoktur. HMK’nun 4(1/a) maddesinde kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların, dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği düzenlenmiştir. İİK’nun 265.maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olsa da, görevin her aşamada re’sen dikkate alınmasının zorunlu olup, taraflarca dile getirilmese dahi itiraz aşamasında da değerlendirilmesi gerektiği göz önünde tutulduğunda; her ne kadar mahkememizce itiraza konu ihtiyati haciz kararı verilmişse de; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kira sözleşmesinden kaynaklandığı, ihtiyati hacze konu tazminata ilişkin hasarın kira sözleşmesine konu kiralanan kule vincin yükseltilmesi işlemi sırasında oluştuğu, buna göre HMK’nun 4(1/a) maddesi hükmü gereği taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmede görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olup, ihtiyati haciz kararının ancak Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilmesinin mümkün bulunması” gerekçesi ile, Mahkemenin görevsizliği nedeniyle itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkeme ek kararına karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; talep konusu zararın, borçlu şirketin haksız fiili neticesinde meydana geldiğini, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın nispi ticari dava niteliğinde olması nedeniyle görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirkete ait yapımı devam eden … … isimli yüksek inşai yapı projesinde kullanmak üzere, borçlu şirket … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile kule vinç kiralama sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında kule vinç kiralanması hakkında tanzim edilen 25.12.2020 ve 05.11.2022 tarihli sözleşmeler uyarınca, kule vincin bakım, kontrol ve yükseltme servis işlemlerinin gerçekleştirilmesinin borçlu şirkete ait olduğunu, tarafların kule vincin kiralanmasının yanı sıra borçlu şirket tarafından teknik servis hizmeti verilmesi hususunda mutabakata vardıklarını, ancak borçlu şirket tarafından sözleşme ile belirlenen yükümlülükler dahil olmak üzere yasal mevzuat ile belirlenen iş güvenliği tedbirlerine ve teknik adımlara uyulmaması şeklinde kusurlu eylemleri ile söz konusu kazanın meydana gelmesine sebebiyet verildiğini, müvekkil şirket nezdinde borçlu şirketin haksız fiilinden kaynaklanan zararın tahsili amacına yönelik talepte bulunulduğunu ve asıl uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda asıl uyuşmazlığın nispi ticari dava niteliği taşıdığını, ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin ek kararın kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, kiralanan vinç kazası kaynaklı zarar nedeniyle ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, 16.03.2023 tarihli 2023/53 D.İş ve 2023/52 D.İş karar sayılı kararı ile talep edenin iş yerinde meydana gelen iş kazası sonrası oluşan 6.202.888,32-TL olarak belirlenen maddi zarar için İİK.’nun 257(1) ve devamı maddeleri uyarınca itiraz eden borçlunun, mal varlıklarının ihtiyaten haczine karar verilmiş, karara yapılan itirazın duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonucu görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesi ile itirazın kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş olup karara karşı talep eden vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine, ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; taraflar arasındaki sözleşmede kiralanan kule vinçte çalışacak personelin kiracıya ait personel olacağının ve teknik servis hizmetinin kiralayanın belirleyeceği firma tarafından yapılacağının kararlaştırması nedeniyle hukuki ilişkinin kira sözleşmesinden kaynaklanmasına göre ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’ın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/53 Değişik İş, 2023/52 Karar sayılı dosyasında ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen 07.06.2023 tarihli EK KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 179,90 TL harcın tenzili ile bakiye 89,95 TL harcın ihtiyati haciz talep edenden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz talep eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için ihtiyati hacze itiraz eden yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.