Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/156 E. 2023/617 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/156
KARAR NO : 2023/617
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2021
NUMARASI : 2021/457 Esas 2021/1115 Karar

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” DAVA : Davacı vekili 11/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu şirket ile davacı-alacaklı şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, davalı-borçlu şirketi, muhtelif tarihli faturalar ve cari ilişkiden kaynaklanan 37.777,70 TL bakiye alacağını ödemediğini, defalarca talep edilmesine rağmen davalı-borçlu şirketin faturalardan kaynaklanan 37.777,70 TL borcunu ödememesi üzerine taraflarınca İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2019/2894 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve 7 örnek ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini belirterek davanın kabulunü talep etmiştir.

DELİLLER
İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2019/2894 Esas sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, faturalar ve sevk irsaliyeleri, cari hesap mutabakat formu, tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkilinin fatura ilişkisi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2019/2894 Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle müvekkiline ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça davaya cevap verilmemiş ancak ödeme emrine karşı süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Diğer yandan yetkili icra dairesi de gösterilmiştir.
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
2004 sayılı İİK’nun 50. Maddesinde 6100 sayılı HMK’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı, bu kapsamda genel yetkili mahkeme veya icra dairesinin dava veya takip tarihindeki davalının yerleşim yeri mahkemesi veya icra dairesi olacağı, davalı borçlunun İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2019/2894 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazında borcu kabul etmediği, bu kapsamda ticari ilişkiyi inkar ettiği, ayrıca icra müdürlüğünün yetkisine açıkça ve ayrıca itiraz ettiği anlaşılmaktadır. yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir takip bulunması eldeki itirazın iptali davasında dava şartıdır. Ayrıca söz konusu bu dava şartı sonradan ikmal edilebilecek bir mahiyet arz etmemektedir. Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler kapsamında dava dayanağı ilamsız icra takibi yetkisiz icra dairesinde başlatılmıştır. Zira yukarıda değinilen ve yetkiye ilişkin yasa kuralları gereğince İzmir 9.İcra Dairesi bu takip bakımından yetkisizdir. Borçlunun ikameti dosyada mevcut ticaret sicil kayıtları ve dosya muhteviyatından anlaşıldığı üzere Beylikdüzü/İSTANBUL olarak görülmektedir. Dolasıyla ortada yetkisiz icra dairesinde başlatılan bir takip bulunmaktadır. Davalı borçlunun yetkiye ilişkin itirazı bu sebeple yerindedir. Eldeki davada yetkisiz icra dairesinde yapılan bir takip söz konusu olduğu için dava şartı noksanlığı söz konusu olup, bu itibarla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davalının kötü niyetli olarak borcunu inkar ettiğini, dava konusu uyuşmazlığın para alacağından kaynaklandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin kurulduğu yer ve sözleşmenin ifa yeri müvekkil şirketin adresi olan İzmir olduğunu, bu hususun ekte sunulan faturalar ve sevk irsaliyeleri ile sabit olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı-borçlu şirketin yetki itirazının haksız ve yasal mesnetten yoksun olduğunu, 6100 sayılı HMK 10. ve 6098 sayılı TBK 89. maddelerine göre para alacağında davacı alacaklının ikametgahı icra müdürlüğü ve mahkemesi yetkili olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, fatura ve cari hesap alacağına dayalı takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişkide muhtelif tarihli fatura ve cari hesap alacağı ödenmediğinden takip başlatıldığı beyanıyla borçlunun itirazının iptali talep edilmiştir.
Borçlunun süresinde yetkili icra dairesinin Beylikdüzü /İstanbul olduğundan takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı beyanıyla yetkiye borca ve faize itirazı üzerine takip durmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre, mahkemece borçlunun ikametgahı olan Beylikdüzü/ İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, taraf delilleri toplanarak arada ticari ilişkinin varlığı veya yokluğu tespit edilerek ticari satım olduğu kanaatine varılır ise , 6100 sayılı HMK 10. ve 6098 sayılı TBK 89. maddelerine göre para alacağında davacı alacaklının ikametgahı icra müdürlüğü ve mahkemesi yetkili olacağı düşünülmeden karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Bu itibarla; istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 355. ve 353/(1)-a-4. ve 6. maddeleri gereğince re’sen kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2021 tarih, 2021/457 Esas ve 2021/1115 Karar sayılı hükmünün, 6100 sayılı HMK’nın 355. ve 353/(1)-a-4. ve 6. maddeleri uyarınca RE’SEN KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusuna konu kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında alınan 80,70 TL peşin harcın başvuru sahibi tarafa iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 30/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.