Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1544 E. 2023/1627 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1544
KARAR NO : 2023/1627
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2023
NUMARASI : 2023/117 Esas
DAVA : İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 03/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2023

Aleyhine İhtiyati Haciz Edilen Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil ile dava dışı … üzerinde otel bulunan … İli … İlçesi,… Mahallesi, … Ada, … Parsel taşınmazın satışı konusunda 10.500.000,00-TL üzerinde anlaşmış olup dava dışı … yurt dışında olduğunu ve ülkeye döndüğünde tapudan devir işlemlerini yapabileceklerini bu sırada kapora olarak davacı müvekkilimin bir miktar ödeme yapmasını gerektiğini belirttiğini, bunun üzerine davacı müvekkilin satış bedelinin bir kısmına karşılık olarak satıcı …’in isteği ve talimatıyla ortağı olduğu davalı … Şti isimli şirketin …. Bankası TR… ıban no’lu banka hesabına 28.10.2022 tarihinde -2.063.000,00-TL ve aynı gün davalı şirketin … Bankası TR…. ıban no’lu hesabına 50.000,00-USD parayı “… ada …. par … mah … alım” açıklaması ile para gönderdiğini, Davacı müvekkil tarafından dava dışı satıcı …’in hesabına kapora gönderilmesi sonrası bahse konu taşınmazı satın alacağı düşüncesi ile dava dışı …’in ülkeye dönmesini beklediğini, bu süre zarfında davacı müvekkilim birkaç kez hem satışa aracı olan …. ve …. isimli kişilerle hem de satıcı … ile görüştüğünü, Tapuda devir işlemlerinin uzaması sonrası durumdan şüphelenen müvekkilim yaptığı araştırmalar sonucunda taşınmazın üçüncü kişiye satıldığını öğrenmiş ve hem satışa aracı olan kişiler tarafından hem de satıcı … tarafından kandırıldığını anladığını, Davacı müvekkili taşınmazın üçüncü kişiye satılması, bu satıştan kendisine bilgi verilmemesi ve kapora olarak gönderdiği paranın kendisine iade edilmemesi üzerine dava dışı … ve aracı olan … ve …. hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığını, davalı şirket tarafından icra dosyasına sunulan borca itiraz dilekçesinde paranın şirket hesabına gönderildiğinin belirtildiğini, buna karşılık söz konusu satış bedelinin davacıya iade edildiğine dair herhangi bir iddianın bulunmadığını, hatta paranın şirket tarafından iade edilmediğinin açıkça ikrar edildiğini, bu nedenle davalı şirketin dava süresince mal kaçırmaması ve alacaklı müvekkilinin alacağının semeresiz kalmaması adına teminatsız olarak aksi halde uygun bir teminat karşılığında davalının taşınır taşınmaz mal varlıkları ile üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarının üzerine borca yeter miktarda ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Harici taşınmaz satım sözleşmesi ile ortaya çıkan uyuşmazlıkta görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, iş bu davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davanın tarafları arasında bahse konu taşınmaz satışına ilişkin yapılan adi nitelikteki sözleşme şartlarının davacı tarafından yerine getirilmediğini, bu nedenlerden dolayı; yasal süresi içinde verilen cevaplarının ve delillerinin kabulüne, görevsiz yerde açılan iş bu davaya ilişkin görevsizlik kararı verilerek, dava şartı yokluğundan usulden reddine, yetkisiz yerde açılan iş bu davaya ilişkin yetkisizlik kararı verilmesine, haksız ve yersiz açılan iş bu davanın reddine, Davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin dava dilekçesindeki ihtiyati haciz istemi kapsamında 01/02/2023 tarihli karar ile;
“1-Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile,
2-2004 sayılı İİK.nun 257 vd. maddeleri gereğince borçlunun 2.063.000,00-TL (İki Milyon Altmış Üç Bin Türk Lirası) borcuna ve masraflarına yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
3-2004 sayılı İİK.nun 259/1 maddesi gereğince İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.nun 84 vd. maddeleri gereğince mahkememizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 2.063.000,00-TL (İkiMilyonAltmışÜçBinTürkLirası)’nin % 15 i olan 309.450‬,00-TL’nin ihtiyati haciz isteyen tarafından nakit meblağ olarak Mahkememiz veznesine yatırıldığı veya bu meblağı kapsayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunu Mahkememize sunulduğu takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene VERİLMESİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
İşbu kararın taraf vekillerine 07/02/2023 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 04/04/2023 tarihli ihtiyati hacze itiraz dilekçesiyle; ticari iş olan ancak ticari dava olmayan bahse konu uyuşmazlık Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girmediğinden görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davalı şirketin kanuni ikametgahının Adana’da olması nedeniyle işbu davanın yetkili mahkemede açılmadığı, ayrıca işbu davada ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarının oluşmadığı gibi davalının mal kaçırma gibi bir durumumunda söz konusu olmadığından mahkemece 01/02/2023 tarihinde verilen ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan, işbu ihtiyati haciz kararına karşı itirazların kabulüne ve kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davalının ihtiyati hacze itirazı mürafaalı olarak incelenmek suretiyle 14/06/2023 tarihli kararıyla;
“2004 Sayılı İİK’nın 265/1 maddesi gereğince; “17/7/2003-4949/63 md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, ihtiyati hacze itiraz sebepleri kanunda sınırlı olarak sayılmış olup, karşı taraf vekilinin itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü, iddialarının 2004 Sayılı İİK’nın 265/1 maddesi gereğince sayılan sebeplerden olmayıp, yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati hacze itiraz duruşmasında incelenemeyeceği anlaşıldığından itiraz eden/karşı taraf vekilinin itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir şeklindeki gerekçe ile; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanu’nun 265/3 maddesi gereğince Mahkememizce İtiraz eden – Karşı taraf-davalı … Şirketi vekili Av. ….’in Mahkememizin 01/02/2023 tarih ve 2023/117 Esas sayılı İhtiyati haciz kararına karşı 04/04/2022 tarihli itirazlarının reddine” karar verildiği görülmüştür.
İhtiyati haciz kararına itirazın reddine dair iş bu karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ticari iş olan ancak ticari dava olmayan bahse konu uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girmediğini, somut olayda taşınmaz devrine ilişkin yapılan adi nitelikteki sözleşmeyle ilgili çıkan uyuşmazlıkta, müvekkili … Şti.’nin her ne kadar tacir ve ticari işletme olsa da taşınmazı satın almak isteyen davacı taraf …’ın şahıs olması, tacir sıfatıyla hareket etmemesi ve ticari işletmesiyle ilgili bir durumunda söz konusu olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; TTK’da ve özel kanunlarda düzenlenmemesi dolayısıyla mutlak ticari dava sayılamayacağı, gibi nispi ticari dava sayılması hususlarındaki şartları da bünyesinde barındırmaması nedeniyle ticari iş sayılsa da ticari dava sayılamayacağını, bahse konu olayın ticari iş olmakla birlikte ticari dava olmadığı için Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, HMK m. 6/1 hükmü uyarınca genel yetkili mahkemelerin, davalı gerçek ve tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunun belirtildiğini, genel yetki kuralları gereğince ihtiyati haciz başvurularında yetkili mahkeme aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkeme olup müvekkili şirketin kanuni ikametgahının ”… Mah. … Cad. No:…/…, …/…” adresi olduğundan yetkili mahkemenin Adana Mahkemeleri olduğunu, ihtiyati haciz kurumunun alacaklı bakımından aranan şartlarından biri ihtiyati haciz isteyen tarafın alacaklı sıfatı taşımasının gerektiğini, müvekkilinin davacı …’a herhangi bir borcu bulunmadığını, sözleşmenin tarafı olmadığını, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, ayrıca karşı tarafın ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde müvekkili şirketin mal kaçırma ihtimali olduğundan bahsettiğini, müvekkili firmanın Adana bölgesinde köklü bir işletme olup mal kaçırma durumunun söz konusu olmadığını, ihtiyati haczin kabulüne ilişkin kararın haksız ve hukuki dayanaktan uzak olması, yasa koyucunun geçici bir tedbir olan ihtiyati haczi düzenleme amacına aykırı olduğunu, 11.02.2023 tarihli Cumhurbaşkanlığı 32101 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereği Afet Bölgesi içerisinde bulunan ilin adli ve idari yargıdaki tüm yasal sürelerin 06.04.2023 tarihine kadar durdurulması sebebiyle süresi içinde sunulan itiraz dilekçesinin kabulü ile itirazlarının kabulüne karar verilmesini, 01.02.2023 tarihli yasal şartları oluşmamış ihtiyati haciz talebinin kabulü kararının haksız olması sebebiyle kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine “ihtiyati hacze itirazın reddine dair” verilen kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin dava dilekçesindeki ihtiyati haciz istemi kapsamında mahkemece 01/02/2023 tarihli karar ile ilgili kararın içeriğinde belirtildiği şekilde teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 265/1 maddesine göre, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
Davalı tarafça İlk Derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına karşı sunulan 04/04/2023 tarihli dilekçe ile mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması talep edilmiştir. Mahkemece ihtiyati haciz kararına itiraz murafaalı olarak incelenmek suretiyle davalı tarafın itirazının 14/06/2023 tarihli karar ile reddine karar verildiği görülmüştür.
Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen davalı tarafın ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik talep hakkında Mahkemece itirazın reddine ilişkin 14/06/2023 tarihli işbu kararı davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Ayrıca İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 2023/117 Esas ve 2023/546 Karar sayılı ve 12/07/2023 tarihli karar ile “davanın kabulüne, Bodrum 2. İcra Müdürlüğü’nün 2022/8376 esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun 2.063.000,00 TL ve 50.000,00 USD asıl alacak yönünden itirazın iptaline, takibin asıl alacak miktarı olan 2.063.000,00 TL ve 50.000,00 USD üzerinden devamına, hükmolunan ve asıl alacak miktarı olan 50.000,00 USD yönünden takip tarihi olan 15/12/2022 tarihi itibariyle 1 USD 16.6869 TL x 50.000,00 USD = 934.345,00 TL + 2.063.000,00 TL = 2.997.345,00 TL nin %20 si olan 599.469.000,00 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan olarak davacı alacaklıya verilmesine şeklinde esastan hüküm verildiği görülmüştür.
Her ne kadar; aleyhine ihtiyati haciz verilen davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 03/07/2023 tarihli istinaf dilekçesiyle, ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararının kaldırılması talep edilmiş ise de; İİK 265/1 maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri İİK 265/1 maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden olmadığı görülmüştür. Bu kapsamda aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen davalı vekilince istinaf dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesince verilen ihtiyati hacze itirazın reddi kararına karşı ileri sürülen istinaf sebepleri ancak esas hakkındaki davada değerlendirilecek nitelikte olduğu gibi, iş bu davada, davacı tarafça davalı şirkete havale edilen tutarın iadesi talep edildiğinden ve bu kapsamda havale hakkındaki TTK 4/1-c maddesi gereğince iş bu dava mutlak ticari dava olduğundan davaya bakmakla görevli olan İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda da davanın kabulü yönünde esas hakkında karar verilmiş olması hususu da dikkate alınarak davalı vekilinin, ihtiyati hacze itirazının reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; göre davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde bu aşamada hukuki yarar görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/117 esas sayılı dava dosyasındaki 14/06/2023 tarihli ara karar usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 179,90 TL harcın tenzili ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında ihtiyati hacze itiraz eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali/iadesi ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.