Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1445 E. 2023/1439 K. 23.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1445
KARAR NO : 2023/1439
KARAR TARİHİ : 23/08/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2022
NUMARASI : 2020/297 Esas 2022/145 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
BAM KARAR TARİHİ : 23/08/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/08/2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/297 Esas 2022/145 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda konkordatonun tasdikine dair verilen karara karşı, davacılar vekili, Alacaklılar … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş; Dairemiz tarafından yapılan inceleme sonucunda; 02.02.2023 tarihinde 2022/1754 Esas, 2023/231 Karar sayısı ile verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay Yüksek 6. Hukuk Dairesinin 2023/1962 Esas ve 2023/2294 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” DAVA : Davacılar vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkillerinden …. AŞ nin …’ne kayıtlı olup, 14.000.000,00-TL sermayesinin bulunduğunu, şirketin hisselerinin tamamının …’a ait olduğunu, hurda plastikten granül imalatı faaliyetinde bulunduğu ve bu imal etmiş olduğu ürünleri iç piyasadaki plastik ürün imalatı yapan firmalara dağıtım ve pazarlama faaliyetinde bulunduğunu, kendi öz kaynaklarıyla orantılı bir yatırım planlamış olsa da dünya üzerinde bozulmaya başlayan ekonominin, ülkemize de yansıdığını, bu durum dövizde dalgalanmalar, ekonomide bir yavaşlamaya ve daralmaya sebep olduğunu, maliyet girdilerindeki öngörülemez artış nedeniyle, işletme sermayesi ve ilave yatırımların finansmanı banka kredi ve piyasa kredisi tedariki yoluna gidilmesi zorunluluğu doğduğunu, bu durumun, şirketin ekonomik durumunun olumsuz etkilenmesine sebep olduğunu, ekonomik daralmanın bir sonucu olarak, şirketin yükümlülüğünde bulunan, taahhüt işlerinde, maliyet artışlarının meydana geldiğini, bu maliyet artışlarını karşılayabilmek ve yükümlülüğü altında bulunan projeleri tamamlayabilmek için, taraflarından kısa vadeli banka borçlanmalarına yönelmek zorunda kalındığını ve üstlenilen finansman maliyetlerinin, karlılıkta ciddi düşüşlere sebep olduğunu, zira ifade etmeye çalıştıkları olumsuzlukların özellikle de yükselen maliyetler ve talep yetersizliğine, işlerindeki durgunluk ve azalmalar karşısında sektör nakit dolaşımı ve iş hacminin ciddi derecede azaldığını, şirketin de bu ortamdan ve gelişmelerden olumsuz şekilde etkilendiğini,
Diğer müvekkili … Şti nin …’nde kayıtlı olup, 1.000.000,00-TL sermayesinin bulunduğu, şirketin 900.000,00-TL lik hissesinin …, 100.000,00-TL lik hissesinin … adına kayıtlı olduğu, şirketin, kendi öz kaynaklarıyla orantılı bir yatırım planlanmış olsa da dünya üzerinde bozulmaya başlayan ekonomi, ülkemize de yansımış, bu durum dövizde dalgalanmalar , ekonomide bir yavaşlamaya ve daralmaya sebep oluğunu, maliyet girdilerindeki öngörülemez artık, Covid 19 bulaşıcı hastalığın küresel boyuttaki etkileri nedeniyle işletme sermayesi ve ilave yatırımların finansmanı banka kredisi ve piyasa kredisi tedariki yoluna gidilmesi zorunluluğu doğduğunu, bu durumun şirketin ekonomik durumunun olumsuz etkilenmesine sebep olduğunu, ekonomik daralmanın bir sonucu olarak şirketin üretim yükümlülüğünde bulunan işlerinde maliyet artışları meydana geldiğini, bu maliyet artışlarını karşılayabilmek için kısa vadeli banka borçlanmalarına yönelmek zorunda kalındığını ve üstlenilen finansman maliyetlerinin, karşılıkta ciddi düşüşlere sebep olduğunu, zira ifade edilen olumsuzlukların özellikle de yükselen maliyetler ve talep yetersizliğine, işlerindeki durgunluk ve azalmalar karşısında sektör dolaşımı ve iş hacminin ciddi derecede azaldığını, şirketin de bu ortamdan ve gelişmelerden olumsuz şekilde etkilendiğini ve nakit akışının ciddi şekilde bozulduğunu, tüm bu gerekçelerle, her iki şirketin borçların tasfiyesi ve şirketletin faaliyetlerine devamının sağlanması amacı ile müvekkil şirketler tarafından konkordato ön projesinin hazırlandığını, açıklanan nedenlerle, davacı müvekkillerin İcra ve İflas Kanunu m. 285 ila 308/h. ‘deki hükümleri uyarınca; Faaliyetine devam edebilmesi ve mal varlığının korunabilmesi için tensip kararıyla birlikte İcra İflas kanunun 287, 288, 294, 295. Maddeleri gereğince 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesi, İİK’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları ( prim, idari para cezaları dâhil ) ile ilgili takipler dâhil olmak üzere, davacılar aleyhine takip yapılmaması, haiz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulması ve yeni takip yapılmaması, davacı şirket hakkında rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının ve rehinli menkullerin muhafazasının durdurulması, davacı şirketin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. Kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesi, davacının takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesi, başta bankalar olmak üzere idare ve tüm alacaklıların takas haklarının kullanmasının önlenmesine ve Mahkemece uygun görülecek diğer tedbirlerin alınması, favacıya ait çeklerde “karşılıksızdır” işlemi yapılmaması, İcra ve İflas Kanunun 289. Maddesi uyarınca kesin mühlet verilmesi, davacıların konkordato talebinin kabulü ve yasada belirtilen sair kararların alınması, yapılacak yargılama neticesinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
DELİLLER : Davacılar iddiasını ispata yönelik olarak; konkordato ön projeleri ve İİK md 286 gereği sunulan diğer belgeler, ticaret sicil kayıtları, ticari kayıtlar ve defterler, araç ruhsatları, tapu kayıtları, bilirkişi incelemesi, ekli belgeler ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davanın açılmasına müteakiben, davacılar tarafından dosyaya sunulan belge ve kayıtlar da dikkate alınarak davacıların geçici mühlet talebinin 01/07/2020 tarihinde kabul edildiği, 01/07/2020 tarihinden itibaren 3 ay geçici mühlet kararı verildiği, 30/09/2020 tarihinden itibaren geçici mühlet süresinin 2 ay uzatılmasına karar verildiği, geçici mühlet süresi içerisinde 25/11/2020 tarihinde davacılara bir yıllık kesin mühlet verildiği, 07/10/2021 tarihinde İİK nun 288/2 maddesi uyarınca 25/11/2021 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği, kesin mühlet süresince konkordato komiseri olarak SMMM Bağımsız Denetçi … ve Hukukçu…’in görevlendirildiği;
Kesin mühlet süresi içerisinde konkordato komiseri olarak görevlendirilen heyetin dosyaya sunduğu 26/01/2022 havale tarihli konkordato kesin mühlet nihai sonuç raporunda özetle;
Konkordato borçlusu … A.Ş.’nin;
Borçlu şirketin 30.11.2021 tarihi itibariyle özvarlığına ilişkin; işletmenin sürekliliği (rayiç| esasına göre ve muhtemel satış fiyatına iflâs haline) göre düzenlenen her iki bilançoya göre borçlarının varlıklarından fazla olduğu; şirketin her iki duruma göre borca batık olduğu, dolayısıyla TTK m. 376 (İÂİK m. 179) hükmü anlamında, borca batıklık bildirimi/iflâs isteme yükümü altında olduğu; şirketin iflâsı halinde, adi alacaklıların tahsilat oranı %65,7 iken, konkordatoda teklifine göre (paranın zaman değeri de dikkate alındığında) tahsılat oranının %94,6 olup bu durumda, konkordatonun iflâsa nazaran daha fazlasını verdiği; bütün bunlara karşın projenin içerdiği faizle birlikte alacakların reel düzeyde ve kayda değer ölçüde, tama yakın oranda itfasının hedeflendiği; nakit bütçesi üzerinde yapılan değerlendirme, nihai takdiri sayın Mahkeme ‘ye ait olmak üzere, borçlu şirketin Covid-19 salgınının etkisiyle 2020 ve 2021 yılında satış hacmi ve kârlılığında düşüş yaşandığı, ancak faaliyet gelirlerinden elde edilmesi öngörülen net satış ve faaliyet kârı öngörülerinin 2020 yılı öncesi mali verileri ile uyumlu olduğu, bu yönüyle gelir – gider bütçesinin uygulanabilir olduğu, diğer taraftan nakit bütçesinde faaliyet gelirlerinden elde edilmesi planlanan nakit girişine ilave olarak; satışı ve devri talep edilen leasing konusu makinelerin satışı sonucu elde edilmesi planlanan 2.000.000 TL’lik nakit girişi ile rüçhanlı alacaklı … Bankası A.Ş.’ye rehinli üretim faaliyetinin yürütüldüğü fabrika binasının vefa hakkı yoluyla devri sonucu elde edilmesi planlanan 8.500.000 TL olmak üzere toplam 10.500.000 TL’lik nakit girişi öngörüldüğü, borçlunun her iki satış talebine ilişkin işbu rapor tarihi itibariyle sayın Mahkemece karar verilmediği, dolayısı ile gerek leasing konusu malların gerekse fabrika binasının devri talebinin sayın Mahkemece reddi halinde borçlu şirketin bu haliyle nakit bütçesinin de uygulanabilir olduğundan söz edilemeyeceği, aynı zamanda rüçhanlı alacaklı … Bankası A.Ş.’nin üretim konusu fabrika binası ve üretimde kullanılan tüm makineler üzerinde rehni olduğu ve işbu rapor yazım tarihi itibariyle rüçhanlı alacaklı … Bankası A.Ş. ile borçlu şirket arasında tecelli etmiş herhangi bir anlaşmanın da olmadığı gözününe alındığında rehin konusu taşınmaz ve eklentileri makinelerin rüçhanlı alacaklı tarafından satışı halinde işletmenin sürekliliğinin kalmayacağı ve dolayısı ile teklif edilen projenin de uygulanma imkânının kalmayacağı, nakit bütçenin ve müspet yönde oylanan revize projenin uygulanabilirliğinin tüm üretim faaliyetine konu taşınmaz ve taşınmazın eklentisi niteliğindeki üretim faaliyetinin yapıldığı makine ve teçhizatlar üzerinde ipoteği bulunan rüçhanlı alacaklı …. Bankası A.Ş. ile anlaşılmasına ve ayrıca bugün hali hazırda somutlaştırılmamış olan nakit bütçesindeki 10.500.000 TL/’lik nakit girişine ilişkin net ve somut kaynak gösterilmesi halinde mümkün olabileceği, konkordato teklifinin İİK m. 302, f. 3, (a) bendinde öngörülen asgari nisabı sağlamak suretiyle “müspet” yönde oylanarak kabul edildiği; İİK m. 305, f. 1, (d) bendi hükmü gereğince teminat yükümü altına olunan alacaklar bakımından; bunların ya zaten ödendiği veya teminattan feragat yazılarının alınarak Komiserliğe ibraz edildiği; diğer taraftan borçlu şirketin leasing borçlarını ödemede gecikme olduğu ve bu nedenle leasing konusu borçların ödenebilmesi için leasing konusu malların satış ve devrinin talep edildiği ancak işbu rapor tarihi itibariyle sayın Mahkeme’nin satış ve devri konusunda herhangi bir kararın bulunmadığı, dolayısı ile işbu rapor tarihi itibariyle ödenmeyen leasing borçlarına ilişkin nihai değerlendirme ve takdirin Mahkeme’ye ait olduğu,
Konkordato borçlusu … Şti.’nin;
Borçlu şirketin 30.11.2021 tarihi itibariyle özvarlığına ilişkin ; işletmenin sürekliliği |rayiç) esasına göre ve muhtemel satış fiyatına (iflâs haline) göre düzenlenen her iki bilançoya göre borçlarının varlıklarından fazla olduğu; şirketin her iki duruma göre borca batık olduğu, dolayısıyla TTK m. 376 (İİK m. 179) hükmü anlamında, borca batıklık bildirimi/iflâs isteme yükümü altında olduğu; şirketin iflâsı halinde, adi alacaklıların tahsilat oranı %65,4 iken, konkordatoda teklifine göre (paranın zaman değeri de dikkate alındığında) tahsilat oranının %94,6 olup bu durumda, konkordatonun iflâsa nazaran daha fazlasını verdiği; bütün bunlara karşın projenin içerdiği faizle birlikte alacakların reel düzeyde ve kayda değer ölçüde, tama yakın oranda itfasının hedeflendiği; nakit bütçesi üzerinde yapılan değerlendirme, nihai takdiri Sayın Mahkeme ‘ye ait olmak üzere, borçlu şirketin net satış hasılatının 2017-2021 yıllarında artış gösterdiği faaliyet karının ise 2017-2020 döneminde artış, covid-19 salgının etkisiyle 2021 yılında ise düşüş yaşandığı, ancak faaliyet gelirlerinden elde edilmesi öngörülen net satış ve faaliyet karı öngörülerinin 2020 yılı öncesi mali verileri ile uyumlu olduğu bu yönünle gelir gider bütçesinin uygulanabilir olduğu, diğer taraftan nakit bütçesinde faaliyet gelirlerinden elde edilmesi planlanan nakit girişine ilave olarak; rüçhanlı alacaklı … Bankası A.Ş.’ye ipotekli ve üretim faaliyeti için zorunlu olmayan arazinin satışı sonucu elde edilmesi planlanan 6.000.000 TL’lik nakit girişi öngörüldüğü, bu öngörünün iş bu rapor tarihi itibariyle somutlaştırmadığı, ancak rüçhanlı alacaklı ile anlaşılması halinde ise söz konusu taşınmaz satışından nakit bütçeye tutarı şimdilik bilinmese de giriş sağlanabileceği, Raporun önceki bölümünde diğer borçlu … firmasının nakit bütçesinin ve müspet yönde oylanan revize projesinin uygulanabilirliği; tüm üretim faaliyetine konu taşınmaz ve taşınmazın eklentisi niteliğindeki üretim faaliyetinin yapıldığı makine ve teçhizatlar üzerinde ipoteği bulunan rüçhanlı alacaklı … Bankası A.Ş. ile anlaşılmasına ve ayrıca bugün hali hazırda somutlaştırılmamış olan nakit bütçesindeki 10.500.000 TL’lik nakit girişine ilişkin net ve somut kaynak gösterilmesi halinde mümkün olabileceği görüş ve kanaatine varılmış olup … şirketinin pazarlama şirketi durumundaki … firmasının nakit bütçesi ve konkordato teklifinin uygulanabilirliği … firmasının nakit bütçe ve projesinin uygulanabilirliğine bağlı olduğu, bir başka ifade ile sayın Mahkemece borçlu …’in nakit bütçe ve projesinin uygulanabilir olmadığına karar verilmesi halinde … firmasının da nakit bütçe ve projesinin uygulanabilir olmayacağı, konkordato teklifinin İİK m. 302/3, (a) bendinde öngörülen asgari nisabı sağlamak suretiyle “müspet” yönde oylanarak kabul edildiği; İİK m. 305/1, (d) bendi hükmü gereğince teminat yükümü altına olunan alacaklar bakımından; bunların ya zaten ödendiği veya teminattan feragat yazılarının alınarak komiserliğe ibraz edildiğini rapor ve beyan ettikleri görülmüştür.
DEĞERLENDİRME : Dava; konkordato istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar, tüm dosya kapsamı, taraf beyanları ve konkordato komiser heyeti rapor içeriklerine göre her bir davacı borçlu yönünden, konkordatonun tasdiki şartlarının oluşup oluşmadığı ayrı ayrı incelenerek yapılan değerlendirme sonucunda;
1-Davacı … Şirketi’nin revize edilen konkordato projesi kapsamında, konkordatoya tabi borçlara, 01/06/2020 tarihinden başlamak üzere yıllık %7 faiz uygulanmak sureti ile Nisan 2022 tarihinden başlamak üzere aylık taksitler halinde 48 ayda aşağıdaki plan dahilinde; 30 Nisan 2022-31 Mart 2023 Dönemi Arası İlk Ödeme Döneminde; anapara+faiz toplamının %10’luk kısmının 12 ay süresince aylık eşit taksitler halinde,30 Nisan 2023-31 Mart 2024 Dönemi Arası 2. Ödeme Döneminde; anapara+faiz toplamının %20’lik kısmı 12 ay süresince aylık eşit taksitler halinde, 30 Nisan 2024-31 Mart 2025 Dönemi Arası 3. Ödeme Döneminde; anapara+faiz toplamının %35’lik kısmı 12 ay süresince aylık eşit taksitler halinde, 30 Nisan 2025-31 Mart 2026 Dönemi Arası 4. Ödeme Döneminde; anapara+faiz toplamının %35’lik kısmı 12 ay süresince aylık eşit taksitler halinde ödenmesi taahhüdünde bulunduğu,
Davacı borçlu şirketin, tek rehin alacaklısı olan … Bankası AŞ ye toplam rehin ile teminat altına alınmış 5.852.000,00-TL borcu, iş bu borcu dışında toplam 61 kişiye asaleten ve kefaleten 49.828.308,94-TL borcu bulunduğu,

Davacı borçlu şirketin, teklif edilen proje kapsamında, taahhüt ettiği ödemeleri, şirketin faaliyeti sonucu elde edeceği gelir ve borçlu şirket bünyesinde bulunan atıl durumdaki finansal kiralama yolu ile edinilmiş iki adet makinenin devri sonrası elde edilmesi planlanan 2.000.000,00-TL ilave kaynak girişi ve … Bankası AŞ ye rehinli bulunan fabrika binasının vefa hakkı ile devri ile, elde edilecek 8.500.000,00-TL nakit girişi sağlamak suretiyle ödemeyi planladığı, davacı borçlu şirketin, pandemi nedeniyle konkordato sürecinde elde etmeyi planladığı faaliyet gelirine ulaşamamış ise de, pandeminin etkisinin ortadan kalkması sebebiyle, bundan sonraki faaliyetlerinde, geçmiş dönem kâr ve zarar ve bilançoları da dikkate alındığında, öngördüğü faaliyet gelirine ulaşabileceği, yine devir sonucu elde edilmesi planlanan makineler ve taşınmazların tespit edilen değeri ve rehin ile yükümlü olunan borç miktarı da dikkate alındığında, projede öngörülen iş bu nakit girişini sağlayabileceği, iş bu nedenle teklif edilen revize projenin, davacı borçlu şirketin kaynakları ile orantılı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı borçlu şirketin, gerek işletmenin sürekliliği ve gerekse de, muhtemel satış fiyatlarına göre, borca batık olduğu,
Davacı borçlu şirketin iflası halinde, adi alacakların tahsilat oranı %65,7 iken, teklif edilen proje kapsamında, paranın zaman değeri de dikkate alındığında, adi alacaklıların tahsilat oranının %94,6 olduğu, iş bu nedenle teklif edilen proje kapsamında, adi alacaklıların eline geçecek miktarın, davacı borçlu şirketin iflası halinde, adi alacaklarının eline geçecek miktardan fazla olduğu,
Davacı borçlu şirketin, oylamaya sunulan revize projesinin, toplam 61 alacaklıdan 34 ü tarafından kabul 27 si tarafından red oyu kullanıldığı, toplam 49.828.308,94-TL alacak miktarının 31.430.853,62-TL lik alacak miktarı yönünden kabul, 18.397.455,32-TL alacak miktarı yönünden red oyu kullanıldığı, oylama sonucu İİK nun 302/3 maddesinde aranan, çoğunluk tarafından revize edilen projenin kabul edilmiş olduğu,
Davacı borçlu şirketin, İİK nun 206. Maddesi kapsamında, çalışanlarına ödemesi gereken imtiyazlı borcu bulunmadığı, kamuya olan borçlarının bir kısmının ödendiği, kalanın ise yapılandırılmak üzere hazır edildiği, komiserlik izni ile oluşan bir kısım borcun ödendiği, kalan kısmına ilişkin ise, teminattan feragat beyanlarının sunulduğu iş bu nedenle teminata bağlanması gereken, ödenmemiş imtiyazlı alacak ile konkordato komiserinin izni ile oluşan alacak bulunmadığı,
Davacı borçlu şirketin, rehin alacaklısı banka ile anlaşma sağlayamadığı,
Davacı borçlu şirketin, konkordatonun tasdiki halinde ödemesi gereken tasdik harcı miktarını karar tarihinden önce mahkememiz veznesine yatırılmış olduğu,
Davacı borçlu şirketin oylamaya sunulan revize projesinin alacaklıların ve alacak miktarının büyük çoğunluğu ile kabul edilmiş olduğu, teklif edilen projenin, davacı borçlu şirketin kaynakları ile orantılı olduğu, teklif edilen proje kapsamında, ödenmesi taahhüt edilen miktarı, davacı borçlu şirketin iflası halinde, alacaklılara ödenmesi muhtemel miktardan fazla olduğu, borca batık olan şirketin ticari hayatının devamı ile borçlarını ödeme kabiliyetinin bulunduğu, tasdik şartlarını taşıyan projeye ilişkin konkordatonun kabulü gerektiği, davacı borçlu şirketin üretim faaliyetini devam ettirdiği, … Bankası AŞ ye rehinli taşınmazın satışı ve muhafaza altına alınmasının bir yıl süre ile ertelenmesi gerektiği kanaatine varılmakla, davacı borçlu şirketin konkordatosunun tasdikine, çekişmeli alacaklara ilişkin, çekişmeli alacaklılara dava açmak üzere süre verilmesine, konkordatonun tasdiki ile birlikte bağlayıcı hale geldiğinden tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-Davacı … Şirketi’nin revize edilen konkordato projesi kapsamında, konkordatoya tabi borçlara, 01/06/2020 tarihinden başlamak üzere yıllık %7 faiz uygulanmak sureti ile Nisan 2022 tarihinden başlamak üzere aylık taksitler halinde 48 ayda aşağıdaki plan dahilinde; 30 Nisan 2022-31 Mart 2023 Dönemi Arası İlk Ödeme Döneminde; anapara+faiz toplamının %10’luk kısmının 12 ay süresince aylık eşit taksitler halinde,30 Nisan 2023-31 Mart 2024 Dönemi Arası 2. Ödeme Döneminde; anapara+faiz toplamının %20’lik kısmı 12 ay süresince aylık eşit taksitler halinde, 30 Nisan 2024-31 Mart 2025 Dönemi Arası 3. Ödeme Döneminde; anapara+faiz toplamının %35’lik kısmı 12 ay süresince aylık eşit taksitler halinde, 30 Nisan 2025-31 Mart 2026 Dönemi Arası 4. Ödeme Döneminde; anapara+faiz toplamının %35’lik kısmı 12 ay süresince aylık eşit taksitler halinde ödenmesi taahhüdünde bulunduğu,
Davacı borçlu şirketin, tek rehin alacaklısı olan … Bankası AŞ ye toplam rehin ile teminat altına alınmış 3.900.000,00-TL borcu, iş bu borcu dışında toplam 49 kişiye asaleten ve kefaleten 44.353.139,01-TL borcu bulunduğu,
Davacı borçlu şirketin, teklif edilen proje kapsamında, taahhüt ettiği ödemeleri, şirketin faaliyeti sonucu elde edeceği gelir ve borçlu şirketin dönem içerisinde elde edilecek faaliyet geliri ile … Bankası AŞ ye rehinli olan ve işletmenin ana faaliyet konusu olmayan arazinin, satışı sonucu sağlanacak 6.000.000,00-TL nakit girişi ile ödemeyi planladığı, davacı borçlu şirketin, pandemi nedeniyle konkordato sürecinde elde etmeyi planladığı faaliyet gelirine ulaşamamış ise de, pandeminin etkisinin ortadan kalkması sebebiyle, bundan sonraki faaliyetlerinde, geçmiş dönem kâr ve zarar ve bilançoları da dikkate alındığında, öngördüğü faaliyet gelirine ulaşabileceği, yine devir sonucu elde edilmesi planlanan taşınmazın tespit edilen değeri ve rehin ile yükümlü olunan borç miktarı da dikkate alındığında, projede öngörülen iş bu nakit girişini sağlayabileceği, iş bu nedenle teklif edilen revize projenin, davacı borçlu şirketin kaynakları ile orantılı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı borçlu şirketin, gerek işletmenin sürekliliği ve gerekse de, muhtemel satış fiyatlarına göre, borca batık olduğu,
Davacı borçlu şirketin iflası halinde, adi alacakların tahsilat oranı %65,4 iken, teklif edilen proje kapsamında, paranın zaman değeri de dikkate alındığında, adi alacaklıların tahsilat oranının %94,6 olduğu, iş bu nedenle teklif edilen proje kapsamında, adi alacaklıların eline geçecek miktarın, davacı borçlu şirketin iflası halinde, adi alacaklarının eline geçecek miktardan fazla olduğu,
Davacı borçlu şirketin, oylamaya sunulan revize projesinin, toplam 49 alacaklıdan 28 i tarafından kabul 21 i tarafından red oyu kullanıldığı, toplam 44.353.139,01-TL alacak miktarının 23.133.445,62-TL lik alacak miktarı yönünden kabul, 21.219.693,39‬-TL alacak miktarı yönünden red oyu kullanıldığı, oylama sonucu İİK nun 302/3 maddesinde aranan, çoğunluk tarafından revize edilen projenin kabul edilmiş olduğu,
Davacı borçlu şirketin, İİK nun 206. Maddesi kapsamında, çalışanlarına ödemesi gereken imtiyazlı borcu bulunmadığı, kamuya olan borçlarının bir kısmının ödendiği, kalanın ise yapılandırılmak üzere hazır edildiği, komiserlik izni ile oluşan bir kısım borcun ödendiği, kalan kısmına ilişkin ise, teminattan feragat beyanlarının sunulduğu iş bu nedenle teminata bağlanması gereken, ödenmemiş imtiyazlı alacak ile konkordato komiserinin izni ile oluşan alacak bulunmadığı,
Davacı borçlu şirketin, rehin alacaklısı banka ile anlaşma sağlayamadığı,
Davacı borçlu şirketin, konkordatonun tasdiki halinde ödemesi gereken tasdik harcı miktarını karar tarihinden önce mahkememiz veznesine yatırılmış olduğu,
Davacı borçlu şirketin oylamaya sunulan revize projesinin alacaklıların ve alacak miktarının büyük çoğunluğu ile kabul edilmiş olduğu, teklif edilen projenin, davacı borçlu şirketin kaynakları ile orantılı olduğu, teklif edilen proje kapsamında, ödenmesi taahhüt edilen miktarı, davacı borçlu şirketin iflası halinde, alacaklılara ödenmesi muhtemel miktardan fazla olduğu, borca batık olan şirketin ticari hayatının devamı ile borçlarını ödeme kabiliyetinin bulunduğu, tasdik şartlarını taşıyan projeye ilişkin konkordatonun kabulü gerektiği, davacı borçlu şirketin, üretim faaliyetinin devamı için zorunlu olmayan, alacaklı … Bankası AŞ ye rehinli taşınmazın, satış ve muhafaza altına alınmasının bir yıl süre ile ertelenmesine ilişkin talebin reddi gerektiği kanaatine varılmakla, davacı borçlu şirketin konkordatosunun tasdikine, çekişmeli alacaklara ilişkin, çekişmeli alacaklılara dava açmak üzere süre verilmesine, konkordatonun tasdiki ile birlikte bağlayıcı hale geldiğinden tüm tedbirlerin kaldırılmasına ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Alacaklı … Bankası yönünden; rehin bedelinin borç miktarını aşmadığı sürece alacağa faiz işletilmeyeceğinden geçici mühlet tarihi itibariyle faiz işlemesinin duracağını, depo kararı verilirken her iki şirkete de hem asaleten hem de kefaleten borçlarının ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, her iki şirketin de hem asaleten hem de kefaleten borçlarını ödeme durumunda bırakıldığını, alacaklının aynı borcu iki sefer tahsil etmiş olacağını, bunun da fazla tahsilata yol açacağını, mahkemenin verdiği depo kararında bankanın elinde olan çeklerden geçici mühlet tarihi sonrasında yaptığı tahsilatları mahsup etmeden hesaplama yapmasının da hatalı olduğunu, bu sebeplerle … Bankası için verilen depo kararının açıkça hesap hataları içermesi nedeniyle her iki şirket açısından ayrı ayrı verilen her iki depo kararının da kaldırılması gerektiğini,
Alacaklı … Bankası yönünden; bankanın alacak bildiriminin yine bankanın dosyaya giren kendi beyan ve ihtarnameleri ile kendi içinde çelişirken banka kayıtlarının esas alınarak depo kararı verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin verdiği depo kararında bankanın elinde olan çeklerden geçici mühlet tarihi sonrasında yaptığı tahsilatları mahsup etmeden hesaplama yapmasının hatalı olduğunu, depo kararı verilirken her iki şirkete de hem asaleten hem de kefaleten borçlarının ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu,
Alacaklı … Bankası yönünden; bankanın her iki davacı şirketten adi alacaklı olması sebebiyle bankanın alacağına geçici mühlet tarihi itibariyle faiz işlemeyeceğini, ancak bankanın alacak bildirimini 01.07.2020 tarihli geçici mühlet tarihi itibariyle değil 01.04.2021 tarihi itibariyle yaptığını ve mahkemenin de depo kararını bankanın 01.04.2021 tarihi itibariyle olan alacağını dikkate alarak verdiğinin görüldüğünü, mahkemenin verdiği depo kararında bankanın elinde olan çeklerden geçici mühlet tarihi sonrasında yaptığı tahsilatları mahsup etmeden hesaplama yapmasının da hatalı olduğunu, depo kararı verilirken her iki şirkete de hem asaleten hem de kefaleten borçlarının ödenmesine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, … Bankasının nisap listesinde belirlenen rakamı kabul ederek projeye olumlu oy verdiğini ve konkordato projesinin tasdikini kabul ettiğini, bankanın olumlu oy verdiği projedeki rakamın şirketin kabul ettiği rakam olduğunu, çekişmeli alacak tutarının şirket tarafından kabul edilmediğini ve projesinde de yer almadığını, bankanın olumlu oy vermek suretiyle çekişmeyi ortadan kaldırmışken, şirketin projesindeki rakamı kabul etmişken ortada çekişme varmış gibi karar verilmesinin de hatalı olduğunu,
Alacaklı … Bankası yönünden; geçici mühlet tarihinden sonra faiz işletilemeyeceğini, bankanın alacak bildirimini 09/04/2020 tarihi itibariyle yaptığını ve depo kararının 09/04/2021 tarihli faiz alacağı dikkate alınarak verildiğini,
Alacaklı … A.Ş. yönünden; geçici mühlet tarihinden sonra doğan borcun konkordato kapsamında olmadığından çekişmeli alacağa konu edilemeyeceğini, çekişmeli alacağa itiraz edildiğini ve davasının derdest olduğunu, bu şirketin nisap listesinde belirlenen rakamı kabul ederek projeye olumlu oy verdiğini beyanla depo kararlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı … Bankası vekili istinaf dilekçesinde özetle; konkordatonun tasdik şartlarının mevcut olmadığını müvekkili bankanın rehinli alacak tutarının hatalı hesaplandığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Alacaklı … Bankası A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davacı şirketlerin asıl alacaklarını düşük gösterdiğini hem de kefaleten riskleri kabul etmediğini bu hususun oy nisabını ve yapılacak ödemeleri etkilediğini, davacı şirketlerin birbirlerine kefaleti olmakla bu borçlarının tamamından her iki davacı şirket birlikte sorumlu olması nedeniyle tek bir ödeme planı yapılması, ödeme planından her iki şirketin müştereken sorumlu olması şeklinde hüküm kurulması gerektiğini, borçlu şirketlerin, kefaleten risklerden de sorumlu olup alacak nisabının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının tamamen kötüniyetli olan şirketin borçlarını ödememesi anlamını taşıdığını, mahkeme kararının İ.İ.K. 305 . maddesindeki şartları taşımadığını, alacaklıların tahsilat oranının hesaplamaları gerçeği yansıtmadığını, şirketin iflası halinde iflas yoluyla daha fazla hasılat elde edebileceğini, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile açık bir şekilde orantısız olduğunu, konkordato projesinin 302. nci maddede öngörülen çoğunlukla alınıp alınmadığına ilişkin muteber bir inceleme ve denetleme olmadığını, firmanın sunmuş olduğu konkordato projesi ile bağımsız denetim firmasının raporladığı muhasebe kayıtlarında, nakit akım tablolarında çelişkiler bulunduğunu, muhasebe kayıtlarındaki uyumsuzluklar nedeniyle bankalar dışındaki alacaklıların tespitinde hatalar bulunduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; rehinli alacaklılar ile yapılan bir anlaşma bulunmadığını, gerçekleşmesi meçhul anlaşmalar üzerinden konkordato kararı verilmesinin hatalı olduğunu, rehinli alacaklılardan … Bankası’na ipotekli taşınmazın satışından gelecek nakit tutarına bağlanmış iken … Bankası A.Ş ile aralarında anlaşma sağlanamadığını, borçluların mali verilerinin gerçekçi olmadığını, komiser raporunda davacıların öngörülen karlılığı hatalı hesaplandığını, dava dilekçesinde, davacı şirketlerin konkordato mühleti talebi sebepleri gerçekçi ve somut olmadığını, ciddi bir konkordato ön projesi sunulmadığını, konkordato teklifi borçlunun kaynaklarıyla orantılı ve somut olmadığını, borçlular tarafından müvekkili bankanın alacağının eksik bildirildiğini, çekişmeli hale gelen banka alacağı hakkında hüküm tesis edilmediğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı firmaların konkordato projesinin somut ve uygulanabilir verilere dayanmadığını, projenin şarta bağlı olup gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığını, projenin ödeme durumu ile uyumlu olmadığını alacaklı borçlu dengesini olumsuz yönde etkilediğini, müvekkili bankanın rehinli alacak tutarının yanlış hesaplandığını, eksik hesaplanan alacakları yönünden depo kararı verilmesini talep ettiklerini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
Alacaklılar … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş. yönüyle yapılan incelemede;
Kararın alacaklı … Bankası A.Ş. Vekili ve … Bankası A.Ş. vekili tarafından istinaf edildiği, alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin 16/12/2022 tarihli e imzalı dilekçesi ile ve alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin 23/05/2022 tarihli e imzalı dilekçesi ile istinaf taleplerinden feragat ettikleri görülmüştür.
Alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin Kadıköy 32. Noterliği’nin 27/06/2019 tarihli ve 20073 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin Üsküdar 6. Noterliği’nin 13/09/2019 tarihli ve 87483 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 349. maddesi gereğince istinaf başvurularının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Alacaklı … Bankası A.Ş. yönüyle yapılan incelemede;
Konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasının ilanından duruşmaya üç gün kalana kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a). Konkordatoya itiraz kurumu İcra ve İflas Kanunu’nun 304’üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş ve duruşma tarihinin gösterildiği ilanda alacaklıların duruşmadan en az üç gün öncesine kadar yazılı olarak itiraz etmek suretiyle duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ayrıca gösterileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde itiraz etmeyen alacaklıların duruşmaya katılma hakkı bulunmadığı gibi karara karşı yasa yollarına başvurma hakkı da bulunmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.03.2022 tarih ve 2022/(15)6-71 Esas 2022/284 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Somut olayda, alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin toplantıya katıldığı ve toplantıda red oyu kullandığı, itiraz edeceklerin itirazlarını bildirmelerine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Portalında gerekli ilanlar yapıldığı, istinaf eden tarafından itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki yasal düzenleme, emsal içtihatlar, doktrindeki görüşler ve açıklamalar ışığında; mahkemece tasdik yargılama duruşma gününün İİK’nun 304/1. maddesi gereğince İİK’nun 288. maddesi uyarınca ilan edilmesine ve ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak mahkemeye bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerinin şerh düşülmesine rağmen … Bankası A.Ş.vekili tarafından üç gün öncesine kadar verilmiş bir itiraz dilekçesi bulunmadığı, duruşma günü olan 23/02/2022 tarihinden bir gün önce yazılı beyanda bulunduğu, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca mahkemece verilen tasdik kararını istinaf hakkı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle adı geçenlerin istinaf dilekçelerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-ç düzenlemesi uyarınca başvuru şartları yerine getirilmediğinden usulden reddine karar verilmiştir.
Alacaklılar … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş. yönüyle yapılan incelemede;
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davacı borçlu şirketlerin oylamaya sunulan revize projesinin alacaklıların ve alacak miktarının büyük çoğunluğu ile kabul edilmiş olmasına, teklif edilen projenin, davacı borçlu şirketin kaynakları ile orantılı olmasına, teklif edilen proje kapsamında, ödenmesi taahhüt edilen miktarın, davacı borçlu şirketlerin iflası halinde, alacaklılara ödenmesi muhtemel miktardan fazla olmasına, borca batık olan şirketlerin ticari hayatının devamı ile borçlarını ödeme kabiliyetinin bulunduğunun anlaşılmasına göre alacaklılar … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. vekillerinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karara karşı,
Alacaklı … Bankası vekili, davacılar vekili ve … Bankası vekili karara karşı temyizi üzerine Yargıtay Yüksek 6. Hukuk Dairesinin 12.06.2023 tarih ve 2023/1962 Esas ve 2023/2294 Karar sayılı ilamı ile ” Hasımsız olarak konkordato davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın bir kısım alacaklılar vekili ve davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince feragat eden alacaklılar yönünden feragat nedeniyle, bir kısım alacaklılar yönünden başvurunun esastan reddine, bir kısım alacaklılar yönünden ise usulden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve bir kısım alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketlerin zaman içinde ekonomik durumunun bozulduğunu, sunulan konkordato projesi kapsamında borçlarını ödeyeceğini ileri sürerek konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Müdahil alacaklı vekilleri sundukları müdahale dilekçeleri ile davaya müdahil olmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılara ait konkordato projesine ilişkin İcra ve İflas Kanunu’nun 302 inci maddesinin birinci fıkrasında aranan oy çoğunluğunun sağlandığı, konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimali bulunduğu, konkordato projesinin tasdik şartlarını taşıdığı gerekçesi ile konkordatonun tasdikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde bir kısım alacaklılar ve davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, alacaklılardan … Bankası A.Ş. ve … A.Ş. vekilleri bilahare istinaftan feragat etmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
1.İstinaf başvurusunda bulunan alacaklılar davacı şirketlerin konkordato şartlarını taşımadığından bahisle tasdik kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
2.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararda verilen depo kararına itiraz ettiklerini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile … Bankası A.Ş.‘nİn tasdike ilişkin usulüne uygun itirazı bulunmadığından bahisle istinaf başvurusunun usulden reddine; … Bankası ve … Bankasının istinaf başvurusunun tasdik kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine; istinaftan feragat eden … Bankası ve … A.Ş.’nin istinaf başvurularının feragat nedeniyle karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … Bankası vekili ve … Bankası vekili ve davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuş, … Bankası temyizden bilahare feragat etmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf istemlerinin değerlendirilmediğini ileri sürmüştür.
2. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde; konkordatoya usulüne uygun itirazları bulunduğunu ileri sürerek esasa ilişkin istinaf istemlerinin haksız olarak değerlendirilmediğini öne sürmüş ve bu nedenleri sıralamıştır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 371. maddeleri, İcra ve İflas Kanununun İİK’nın 286 vd.
3.Değerlendirme
1-Alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin temyiz istemi yönünden; vekâletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisi bulunan vekil, 25.04.2023 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir. Bu durumda, alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekir.
2-Davacılar vekilinin temyiz istemi yönünden; Davacılar vekili tarafından 08.04.2022 havale tarihli dilekçeyle istinaf yoluna başvurulduğu halde Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği, talebin incelenmediği anlaşılmakla bu yönden değerlendirme yapılması amacıyla Bölge Adliye Mahkemesinin bozulması gerekmiştir.
3-İcra ve İflas Kanununun 308/a maddesi uyarınca konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabilir.
4-İİK’nın 304/1. bendinde ise itiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır’’ cümlesine karşılık İİK’nın 302/7. fıkrasında ‘’konkordato projesinin konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunur. Toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.’’ denildikten sonra 302/son fıkrasında ‘’komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içerisinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikine uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.’’ düzenlemesi yer almış olup konkordatonun mahkemede incelenmesine raporun mahkemeye verilmesinden sonra İİK’nın 304/1. maddesi gereğince başlanılacaktır.
5-İİK’nın 302.maddesindeki iltihak süresi bittikten sonra komiser raporu düzenleneceğinden ve iltihak süresinde bildirilen alacaklar da kabul edilebileceğinden bu sürede yapılan itirazlar da kabul edilmelidir. Bu nedenle itiraz eden alacaklı kavramını dar yorumlayarak sadece duruşmadan 3 gün önce konkordatoya ilişkin alacaklılarla sınırlamak doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir.
Kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olarak kabulü daha doğru bir yaklaşımdır. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer.
6-Kanunun 302/7 maddesinde ise “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanunun 302/son maddesi gereğidir. Aksi halde iltihak süresi içerisinde alacağını bildirip oy hakkı verilen alacaklıya konkordatoya kabul oyu vermediği takdirde komiser raporu kabul ve ret oyları da nazar alınarak konkordato projesinin tasdik edilip edilmeyeceği belirleneceğine göre bu sürece katılan, oyu sonuca etkili olan alacaklıya aleyhine oluşacak bir sonuca karşı yorum yoluyla kanun yoluna başvurma olanağı tanınmaması usul kuralları ile bağdaşmayacaktır. Çünkü usul hukukunun en temel ilkelerinden biri herhangi bir talep hakkında hukuki yararının bulunması ve talepte bulunanın haklarının ihlal edilmiş olmasıdır. Hukuki yararı bulunan ve hakkı ihlal edilen alacaklının buna karşı herhangi bir yasa yoluna başvuramayacağını kabul etmek Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün ihlali niteliğindedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 başvuru sayılı kararında mahkemeye erişim hakkının İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ‘’Adil Yargılanma Hakkının’’ en temel unsuru olduğu kanun yolları bakımından ‘’Hukuki Belirlilik’’ ilkesinin ihlali sureti ile mahkemeye erişim hakkının kullanılmasının önlenemeyeceği sonucuna varmıştır.
7-Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere; toplantıya katılıp ret oyu kullanan alacaklı veya toplantıya katılmadığı halde ret oyu kullanan alacaklıların itiraz eden alacaklı kavramına dahil olduğu ve mahkemece verilen karara karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurabilecekleri kabul edilmelidir.
Somut olayda, alacaklı … Bankası A.Ş.’nin toplantıya katıldığı ve red oyu kullandığı, 22.02.2022 tarihli dilekçesinde konkordatonun reddini talep ettiği, duruşmada hazır bulunarak konkordatonun reddi yönünden beyanda bulunduğu anlaşılmış olup bu durumda yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda … Bankası A.Ş.’nin istinaf hakkının bulunduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca davacılar vekili ve alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin istinaf istemleri yönünden istinaf incelemesi yapmak üzere dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
1.Alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2-Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Konkordatonun mahkemede incelenmesi 2004 sayılı icra ve İflas Kanunu (İİK) 308. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre; komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır. (İİK 308/1) Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz. (İİK 308/2)

Sözü edilen 288. maddede geçici mühletin ilanı düzenlenmiş olup, 304. madde sözü edilen ilan ise sonraki aşamada kesin mühlet içinde konkordato talebi incelenmek üzere yapılacak duruşma ile ilgili yeni bir ilandır. 288. maddeye göre ilandan söz edilmesi ilanın ne şekilde olacağına dair düzenleme içeren bir atıf maddesidir. İtiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün içinde yazılı olarak bildirmeleri şartıyla duruşmaya katılabilecek olmaları 304. madde gereğince yapılacak duruşmadan önce itirazların bildirilmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Bu son ilan üzerine yazılı itirazların bildirilmemiş olması 304. madde kapsamında itirazların bildirilmemiş olması sonucunu da ortaya koyduğu kadar duruşmaya katılabilmeyi mümkün olmaktan çıkarmaktadır.
Açıklanan nedenlerle konkordatoya ret oyu kullanmak ve buna ilişkin gerekçelerini bildirmiş olmak İİK 304. madde kapsamında konkordatonun mahkemece incelenmesi aşamasıyla ilgili bildirilmiş bir itiraz anlamına gelmeyecektir.

Diğer yandan 304. madde kapsamında yapılacak itiraz, ret oyu kullanma aşamasından sonra gerçekleşen işlem ve aşamaları da kapsayan ve komiserin son raporunu da değerlendiren bir beyan olacağından ret oyu kullanma nedeniyle bildirilen itirazlar ile 304. madde kapsamında bildirilen itirazlara esas dayanakların kapsadığı bütünlük ve muhteva itibarıyla da aynı olmadığı açıktır.

“Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” (İİK 308/a)

Kanun yolunun düzenlendiği bu hükme göre itiraz eden alacaklılar istinaf yoluna başvurabilecek bunun karşı anlamıyla itirazlarını bildirmeyen alacaklılar istinaf yoluna başvuramayacaktır. Burada sözü edilen itiraz İİK 304. madde kapsamında yapılacak itiraz olup bu madde kapsamına uygun biçimde duruşmadan en az üç gün önce itirazlarını bildirmeyen alacaklılar öncesinde gerekçelerini belirterek ret oyu kullanmış olsa bile İİK 304. madde kapsamında itiraz etmiş sayılamayacağından istinaf yoluna başvuramayacaktır.

Kanunun öngörmediği bir yasa yolu ve yasa yoluna başvuru hakkı yorum yoluyla da olsa kabul edilemez. İİK’nın 308/a maddesindeki düzenleme de 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) kabul ettiği anlamda temel hak niteliğindeki hak arama özgürlüğünü kullanmayı “itiraz” şartına bağlamıştır ve bu durum da Anayasa’ya uygun bir sınırlama yöntemi olup, “itiraz eden alacaklı” deyiminden İİK’nın 304. maddesinde belirtilen alacaklıları kabul etmek, hak arama özgürlüğünün ihlâli olarak değerlendirilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2022 tarih 2022/6-1040 esas, 2022/1578 karar sayılı kararı)
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; alacaklı … Bankası A.Ş. süresi içinde İİK 304. madde kapsamında itirazlarını bildirmiş olmadığından tasdik kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır.

Bölge adliye mahkemesince bu esaslara uygun biçimde … Bankası A.Ş. yönünden istinaf talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup buna ilişkin kararın onanması gerekmektedir. Diğer yönlerden çoğunluk görüşüne katılmakta isem de ret oyu kullanmış olması itiraz eden alacaklı sayılmak için yeterli kabul edilmek suretiyle … Bankası A.Ş. yönünden istinaf itirazları incelenmek üzere kararın bozulması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum.” şeklinde oy çokluğu ile bozularak geldiği görülmüştür.

DELİLLER VE DİRENME GEREKÇESİ:
Talep edenler vekilinin istinaf istemleri yönünden yapılan incelemede; HMK 349. maddesinde ”Taraflar, ilamın kendine tebliğinden önce istinaf kanun yoluna başvurma hakkından feragat edemez. Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilemez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeni ile reddolunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; Talep edenler vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de; duruşmada istinaf kanun yolundan feragat ettiğini beyan etmiş, vekaletnamesinde kanun yollarından feragata ilişkin özel yetkisinin bulunduğu görülmekle talep eden şirketler vekilinin istinaf kanun yolu başvurusundan feragat nedeni ile reddi cihetine gidilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/a maddesinin; aynı Kanun’un “Konkordatonun mahkemece incelenmesi” başlıklı 304 üncü maddesi ile birlikte değerlendirilmesi gerekmekle anılan maddede; komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkemenin, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlayacağı, mahkemenin, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorunda olduğu, karar vermek için tayin olunan duruşma gününün, 288 inci madde uyarınca ilân edileceği, itiraz edenlerin ise, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabileceklerinin de ilâna yazılacağı belirtilmiştir.
Bu düzenlemeye göre, projeye itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmemeleri hâlinde tasdik duruşmasında yer alamayacakları anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 304 üncü maddesine ilişkin Adalet Komisyonu raporunda, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmeleri için, itiraz sebeplerini mahkemeye duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmaları gerektiği, aksi hâlde duruşmada hazır bulunarak itirazlarını dermeyan etmelerinin mümkün olmadığı, böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeninin her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesi olduğu belirtilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 304 üncü maddesinin gerekçesi de “Mevcut Kanunun 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü, güncellenerek metne alınmaktadır. Buna göre, mahkemenin komiseri dinledikten sonra kararını her halde kesin mühlet içinde vermesi emredilmektedir. Duruşma günü 288 inci maddesi uyarınca ilan edilecektir. Yine mevcut düzenlemeden farklı olarak, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmelerinin şartı, itiraz sebeplerini, mahkemeye, duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmalarıdır. Aksi halde duruşmada hazır bulunarak itirazlarını dermeyan etmeleri mümkün olmayacaktır. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni, her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesidir,…” şeklinde olup tüm alacaklıların duruşmada hazır bulunarak itirazları ileri sürmesinin konkordato sürecini aksatabileceği düşüncesiyle duruşmada hazır olabilmek için itirazların tasdik duruşmasından en az üç gün önce yazılı olarak bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bununla birlikte konkordatonun yapısı tamamen şeklî olduğundan tasdik işlemlerinin bir an önce tamamlanması gerekmekte olup, konkordatoya ilişkin kanunda yer alan düzenlemelere bakıldığında borçlu lehine verilen birçok kararda kanun yolunun tamamen kapatıldığı ve sürecin bir an evvel sonuçlandırılmasının istendiği anlaşılmaktadır. Örneğin ilk derece mahkemesince verilecek geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı (İİK md. 287/son), kesin mühlet talebinin kabulü ile mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yolunun kapalı olduğu (İİK md. 293/1) görülmektedir.
Komiserlerin tasdik talebine ilişkin nihai raporu ve dosyayı mahkemeye sunmasına kadar geçen süreçte alacaklının öncesinde, teklif edilen konkordato projesine ret oyu kullanması, herhangi bir hususta komisere ya da doğrudan mahkemeye dilekçe vermesi, tasdik talebini inceleyen mahkeme bakımından hiçbir anlam ifade etmemektedir. Alacaklının, ancak tasdik talebine ilişkin nihai raporun ve dosyanın mahkemeye sunulmasından sonra tasdik raporuna karşı duruşma gününden üç gün öncesine kadar itirazlarını bildirmesi hâlinde mahkemece dikkate alınacaktır. Henüz tasdik talebine ilişkin komiser raporunun sunulmadığı aşamada verilen dilekçeler, mahkemece verilecek tasdik kararına karşı yasa yollarına başvuru imkânı tanımayacaktır.
Bu yasal düzenlemelerden hareketle, İİK’nın 308/a maddesinde kanun yoluna başvuru hakkı tanınan “itiraz eden alacaklı” deyiminden, “tasdik duruşmasından önce itirazlarını bildiren alacaklı” olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Ramazan Arslan, Ejder Yılmaz, Sema Taşpınar Ayvaz ve Emel Hanağası’nın İcra ve İflas Kanunu ve İlgili Mevzuat (8.b., Ankara 2022, md. 308/a, s. 291) adlı eserinde, kanun yollarına ilişkin 308/a maddesinde itiraz eden ibaresinin yanına 304/1 inci maddesine atıf yapıldığını gösterecek şekilde bu maddenin numarası yazılarak İİK’nın 308/a maddesindeki itirazın, İİK’nın 304/1 inci maddesinde düzenlenen itiraz olduğuna işaret etmişlerdir.
İcra İflas Kanunu’nun 304 üncü maddesinin gerekçesine bakıldığında, duruşmaya gelecek olanları “yargılamanın uzayacağı” endişesi ile sınırlayan yasa koyucunun aynı yasanın 308 inci maddesinde temyiz yoluna gelecek olanları sınırlamadığını kabul etmek konkordatonun sistemine de aykırıdır.
Kanunun öngörmediği bir yasa yolu ve yasa yoluna başvuru hakkı yorum yoluyla da olsa kabul edilemez. İİK’nın 308/a maddesindeki düzenleme de 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) kabul ettiği anlamda temel hak niteliğindeki hak arama özgürlüğünü kullanmayı “itiraz” şartına bağlamıştır ve bu durum da Anayasa’ya uygun bir sınırlama yöntemi olup, “itiraz eden alacaklı” deyiminden İİK’nın 304 üncü maddesinde belirtilen alacaklıları kabul etmek, hak arama özgürlüğünün ihlâli olarak değerlendirilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2023/6-77 Esas, 2023/250 Karar)
Konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasının ilanından duruşmaya üç gün kalana kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a). Konkordatoya itiraz kurumu İcra ve İflas Kanunu’nun 304’üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş ve duruşma tarihinin gösterildiği ilanda alacaklıların duruşmadan en az üç gün öncesine kadar yazılı olarak itiraz etmek suretiyle duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ayrıca gösterileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde itiraz etmeyen alacaklıların karara karşı yasa yollarına başvurma hakkı da bulunmamaktadır.
Somut olayda, itiraz edeceklerin itirazlarını bildirmelerine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Portalında gerekli ilanlar yapıldığı, alacaklı … Bankası A.Ş. vekili tarafından duruşmadan üç gün öncesine kadar itiraz dilekçesi sunulmadığı, duruşma günü olan 23/02/2022 tarihinden bir gün önce yazılı beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve emsal Hukuk Genel Kurulu Kararı da değerlendirildiğinde; mahkemece tasdik yargılama duruşma gününün İcra İflas Kanununun 304. maddesine uygun 288. maddesi gereğince ilan edildiği, ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak mahkemeye bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerinin şerh düşüldüğü, düşülen şerhe rağmen … Bankası A.Ş tarafından yasanın (İİK m.304/I) ifade ettiği biçimde “itiraz” edilmediği, dolayısıyla İcra ve İflas Kanunu’nun 308/a maddesi uyarınca istinaf hakkının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle Dairemizce verilen önceki kararda direnilerek adı geçenin istinaf dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-ç düzenlemesi uyarınca reddi gerekmiştir.
Dairemizin önceki kararında; alacaklılardan … Bankası AŞ temyiz talebinden feragat etmiş, … Bankası AŞ, kararı temyiz etmemiş ise de; karar bozulduğundan önceki karardaki gerekçe ve hüküm yeniden kararda belirtilmesi cihetine gidilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davacı borçlu şirketlerin oylamaya sunulan revize projesinin alacaklıların ve alacak miktarının büyük çoğunluğu ile kabul edilmiş olmasına, teklif edilen projenin, davacı borçlu şirketin kaynakları ile orantılı olmasına, teklif edilen proje kapsamında, ödenmesi taahhüt edilen miktarın, davacı borçlu şirketlerin iflası halinde, alacaklılara ödenmesi muhtemel miktardan fazla olmasına, borca batık olan şirketlerin ticari hayatının devamı ile borçlarını ödeme kabiliyetinin bulunduğunun anlaşılmasına göre alacaklılar … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. vekillerinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklanacağı üzere;
A)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
Davacı … Şirketinin yatırmış olduğu;
1-220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerlerinde bırakılmasına,
2-80,70 TL istinaf karar harçlarının istemi halinde Davacıya ödenmesine,
3-İstinaf eden talep eden şirketlerin yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
B)1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2022 tarih, 2020/297 Esas ve 2022/145 Karar sayılı kararına ilişkin olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi gereğince başvuru şartları yerine getirilmediğinden alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının USULDEN REDDİNE,
BU ALACAKLI ASLİ MÜDAHİL YÖNÜNDEN DAİREMİZİN ÖNCEKİ KARARINDA DİRENİLMESİNE,
C)1-Alacaklılar … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 349. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE AYRI AYRI REDDİNE,
2-Alacaklılar … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş.’nin yatırmış olduğu;
3-220,70’er TL istinaf kanun yolu başvuru harçlarının ayrı ayrı üzerlerinde bırakılmasına,
4-80,70’er TL istinaf karar harçlarının istemi halinde alacaklılar … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş’ye ayrı ayrı ödenmesine,
5-İstinaf eden alacaklılar … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş.’nin yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
C)1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2022 tarih, 2020/297 Esas ve 2022/145 Karar sayılı kararına karşı alacaklılar … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 99,20 TL’nin alacaklı … Bankası A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 99,20 TL’nin alacaklı … Bankası A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine
Dair, Davacı şirketler vekili Av. …., alacaklı asli müdahil … Bankası vekili Av. … yüzlerine karşı, davacılar vekili ve alacaklı asli müdahil … Bankası vekili yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on (10) gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/08/2023