Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1442 E. 2023/1486 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1442
KARAR NO : 2023/1486
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2023
NUMARASI : 2023/267 Esas ve 2023/338 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/09/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalının … A.Ş. Akaryakıt dağıtım şirketi olduğunu, müvekkilinin merkezine geldiğini ve güven telkin ettiğini, … marka akaryakıt dağıtımı yaptıklarını alınan her akaryakıttan %3 iskonto yapılacağını sözlü olarak taahhüt ettiğini, müvekkilinin yetkilisinin anne ve babasını trafik kazası neticesi kaybettiğini Erzurum’a gitmesi gerektiğinden … A.Ş. Tarafından tek nüsha olarak hazırlanan sözleşme müvekkil şirket yetkilisi tarafından 20/08/2022 tarihinde imzalanarak gelen pazarlama personeline verildiğini, … A.Ş.’nin sahibinin de imzasından sonra fotokopisinin verileceğinin beyan edildiğini, bu sözleşmede müvekkilinin davalıdan alacağı akaryakıtın sözlü görüşmede %3 indirimli olacağını, akaryakıt ödemeleri hususunda müvekkilinin … A.Ş.’nin … … Şubesi’nde kredili mevduat hesabı daha açtığını her alınan akaryakıtın faturasının bankaya ibraz ile bedeli banka tarafından ödendiğini, sözleşme gereğince … şirketi tarafından 6 adet akaryakıt dolum bileziğinin müvekkiline teslim edildiğini, 4 ay boyunca bu şirketten akaryakıt alımı yapan müvekkili taahhüt edilen %3 indirimi davalıdan alamadığını, davalının sözleşme üzerinde oynama yaptını ve indirimi %1,5 olarak yansıttığını, müvekkilinin … … Şubesi ile yaşadığı sorun nedeniyle bankaya gönderilen 27/12/2022 tarihli talep ile hesapların kapatılması talimatı verildiğini ancak hesapların açık talimata rağmen kapatılmadığını, bankanın sorumluluğunun buradan geldiğini, 27/12/2022 tarihine kadar müvekkilinin …’e hiçbir akaryakıt borcu dahi bulunmadığını, bankanın müvekkilinin talimatını rızası olmadan davalıya bildirdiğini ve sonrasında … A.Ş. Tarafından müvekkiline gönderilen e-postada banka hesabının kapatılmasının bahane edildiğini, sözleşmenin fesih edildiğini, 28/12/2022 tarihinde davalı …’in sözleşme gereğince teslim edilen 6 adet akaryakıt dolum bileziğinin bedeli olarak 6.372,00-TL bedelli 4058 numaralı ve sözleşme fesih bedeli olarak 6.372,00-TL bedelli 4057 numaralı açık faturalar düzenlendiğini ve müvekkiline tebliğ edildiğini, faturaların hem elektronik fatura sisteminden hem noter vasıtası ve hem de PTT kanalı ile davalı … şirketine iade edildiğini, iade işleminden sonra davalı … şirketi tarafından 28/12/2022 tarihli yukarıda yazılı içeriklere havi 1123 ve 1124 numaralı kapalı faturaları keşide ederek müvekkiline tebliğ ettiğini, … A.Ş. Tarafından müvekkiline 30/12/2022 günü 10:22’de e posta gönderildiğini ve başka şirket ile anlaşma yapıldığı gerekçesiyle sözleşmenin fesih edildiğini, müvekkilinin … A.Ş. … Şube Müdürlüğü’ne 30/12/2022 tarihinde dilekçe vererek 27/12/2022 tarihinde yazılı olarak hesaplarını kapatılmasını talep ettiğini, hesapların kapatılmadığını, …’e akaryakıt borcunun olmadığını, usulsüz şekilde iade edilen mükerrer faturalara ödeme yaptıklarını, borçtan sorumlu olmadıklarını beyan ederek dilekçe verdiğini ve ödedikleri parayı … A.Ş.’den istemeleri gerektiğini beyan ettiklerini, müvekkili tarafından … A.Ş.’ne gönderilen Bornova 3. Noterliğinin 30/12/2022 tarih 50647 yevmiye numaralı ihtarında görüleceği üzere tüm usulsüzlüklere itiraz edilerek alınan paraların iadesinin talep edildiğini ancak davalı … A.Ş.’nin temerrüte düştüğünü ve ihtara cevap vermediğini, açıkladığı nedenlerle; davalarının kabulü ile 6.372,00-TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 25/11/2021 tarihli 1232 karar sayılı kararı ile; “…Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir. Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla; 1) 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden, 3) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde düzenlenenler hariç), 4) 23/02/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan, 5) 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan, 6) 06/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan, 7) 20/06/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15/12/2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine” karar verilmiştir.
Söz konusu düzenleme gereğince 15/12/2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlere İzmir yönünden 6 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılması gerektiğinden, mahkememize açılan davanın dayanağı davalı banka ile aralarındaki Kredili Mevduat Hesabı sözleşmesi olduğundan, anılan düzenleme çerçevesinde isteğin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde değerlendirilmesi gerektiğinden ; dosyanın İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına karar vermek gerekmiştir. ….” şeklinde karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi görevsizlik kararı gerekçesinde HSK kararına atıf ta bulunmuşsa da ilgili kararın huzurdaki uyuşmazlığa tatbikinin mümkün olmadığını, tarafı banka olan tüm davaların finansal ihtisas mahkemelerinde görülmesi, ilgili mahkemelerin iş yükünü de artıracak ve bankaların tarafı olduğu davaların neticelenmemesi, verilecek kararların uzaması ve adaletin geç tecelli etmesine sebebiyet verecek olup, HSK kararının bu kapsamda dar olarak yorumlanması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2023 tarihinden itibaren ise, bu sınır 17.830,00 Türk Lirasıdır. Davalı tarafın istinafa konu ettiği miktar olan 6.372,00 TL olması nedeniyle 22/06/2022 tarihli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davalının yatırmış olduğu 492,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 179,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/09/2023