Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1405 E. 2023/1334 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1405
KARAR NO : 2023/1334
KARAR TARİHİ: 19/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2023
NUMARASI : 2022/1113 Esas ve 2023/314 Karar

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

BAM KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 19/07/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkilince ilamsız takip yoluyla başlatılan Marmaris 1. İcra Müdürlüğünün 2021/800 Esas Sayılı icra dosyasına 27/04/2021 tarihli dilekçe ile itiraz ettiğini, bunun üzerine icra takibinin durduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu itirazın hukuki ve kanuni mesnetten yoksun olup iptalinin gerektiğini, müvekkil ile davalının müvekkilince sağlanacak taşıma hizmeti bedelinin 4.920 TL olacağı husunda anlaşmış olduklarını, müvekkilinin taraflarca varılan anlaşma gereği taşıma işlemini sözleşmeye ve kanunlara uygun tamamlamış olup anlaştıkları bedel olan 4.920 TL değerinde 25/01/2021 tarihli bir fatura düzenlemiş olduğunu, bu faturanın PTT aracılığıyla RR06597818844 sorgu numarasıyla davalıya gönderilmiş olsa da davalının borcunu ödemekten kaçınmış olduğunu, bunun üzerine Marmaris 1. İcra Dairesinin 2021/800 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından bu borca itiraz edildiğini, kanunda yapılan değişiklik ile, 01.01.2019 tarihi itibariyle ticari uyuşmazlıklar bakımından dava şartı olarak arabuluculuk getirildiğini, bu düzenlemeye ilişkin kanun maddesi Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesine eklendiğini, TTK 5. maddesinin A bendi “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Bodrum Arabuluculuk bürosuna, 2021/97015 arabuluculuk numarası ile başvurulduğunu, 18/10/2021 tarihli “anlaşamama” sonuçlu son tutanakla dava şartı arabuluculuk kurumu da işletildiğinden işbu davayı açmak hasıl olduğunu, açıklanan sebeplerle davalının Marmaris 1.İcra Müdürlüğünün 2021/800 Esas sayılı icra dosyası kapsamındaki borcuna ilişkin yapmış olduğu 27/04/2021 tarihli itirazının iptali ile icra takibinin devamını, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili Av. … ‘nun 08/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibi Marmaris 1. İcra Müdürlüğünün 2021/800 Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine başlatılmış olduğunu davacını huzurdaki davayı ikame etmeden evvel Marmaris Arabuluculuk Bürosuna başvurması gerekmesine karşın Bodrum Arabuluculuk Bürosuna başvurduğu ve sonrasında Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/49 E., 2022/173 K. sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın Mahkemenizin 2022/1113 E. sayılı esası ile dosya kaydının yapıldığı anlaşıldığını, 6100 sayılı HMK. da düzenlenen yetkiye ilişkin hükümler doğrultusunda yetkili Mahkemenin, icra takibinin yapıldığı yer Ticaret Mahkemesi olduğu, esasa ilişkin iddia ve savunmalar incelenmeden evvel yetki itirazımızın incelenerek ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Ticari davalar mutlak ve nispi ticari olmak üzere ikiye ayrılır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1 maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da tacir olmasından kaynaklanmakta olan hukuk davaları olduğu belirtilmiştir. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklarda TTK’nun 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen davalardır. Buna göre bir takım kurumlara müzekkereler yazılarak davacının tacir olup olmadığı yönünde araştırma yapılmıştır. Milas Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Bodrum Vergi Dairesine, Bodrum Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarında davacı ve davalının tacir ya da tüzel kişilik ortaklığına ilişkin kaydına rastalanılmadığının bildirildiği görüldüğünden davacının ve davalının kazancının esnaf sınırını aşmadığı ve bu nedenle davacının ve davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı ve davalının tacir sıfatının bulunmaması, davanın konusunun tarafların ticari işletmesiyle ilgili olmaması ve uyuşmazlık konusunun 6102 Sayılı TTK’da düzenlenmemiş olmasına göre, davaya ticaret mahkemesinde bakılması düşünülemez. Buna göre taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı ticari bir ilişki olup, taraflar tacir olmadığından, iş bu davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi görevsizlik kararı verilmiştir….” şeklinde karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin 6100 sayılı HMK 6 ve devamı maddeleri uyarınca “yer itibariyle yetki” konusunda verdiği karar hukuka aykırılık teşkil ettiğinden mahkeme kararının yer itibariyle yetki yönünden bozulması istemi ile talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2022 tarihinden itibaren ise, bu sınır 8.000,00 Türk Lirasıdır. Davalı tarafın istinafa konu ettiği miktar davalı aleyhine hükmedilen vekalet ücreti miktarı olan 4.920,00 TL olması nedeniyle 22/06/2022 tarihli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davalının yatırmış olduğu 492,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 179,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19/07/2023