Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1388 E. 2023/1916 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1388
KARAR NO : 2023/1916
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2023
NUMARASI : 2022/788 Esas 2023/388 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordatonun Feshi
BAM KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde; davalı şirket hakkında İzmir 3 ATM’nin 25/12/2020 tarihli 2019/147 esas 2020/850 karar sayılı kararı ile konkordatonun tasdikine karar verildiğini, kararın İstinaf ve Yargıtay kanun yollarından geçerek 30/11/2021 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen kararda davacı şirketin borçlarını 25/12/2021 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 yılda 36 eşit taksitte ödenmesinin hüküm altına alındığını, ancak davalı şirketin borçlarını ödemediğini, konkordato yükümlülüklerini ihlal ettiğini ileri sürerek, İİK.m.308/e bendi gereğince davacı şirket yönünden konkordatonun feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde; davanın arabuluculuğa tabi olduğunu, arabuluculuk ön şartının yerine getirilmediğini, bu yönüyle davanın reddinin gerektiğini, ayrıca ödemelerin davacı şirkete ait … ”TR…” İban numaralı hesabına yapıldığını, ancak davacı şirketin banka hesabını kapatması nedeniyle, 9. Taksit ödemesinin otomatik olarak iade olduğunu, kayyım …’a bilgi verildiğini, bunun üzerine davacı şirketin yeni hesabına tekrar ödeme yapıldığını, devam eden aylara ilişkin taksit ödemelerinin yeni banka hesabına yapıldığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: ”…İzmir 3. ATM’nin 2019/147 esas 2020/850 karar sayılı 25.12.2020 tarihli kararı ile davacı … Ticaret Limited Şirketi’nin konkordato talebinin kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 5 faizi ile konkordatonun tasdik tarihinden itibaren 1 yıl ödemesiz, 25.12.2021 tarihinden başlamak üzere 3 yılda 36 eşit taksitte ödenmesine karar verildiği, konkordatonun tasdikine ilişkin mahkememiz kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, istinaf talebinin reddedildiği, buna ilişkin İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 17. Hukuk Dairesi kararının, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 30.11.2021 tarihli kararı ile onanarak, konkordatonun tasdikine ilişkin kararın 30.11.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kayyım … mahkememize sunduğu 23.01.2023 tarihli raporunda, iş bu fesih dava tarihi olan 01/09/2022 tarihinden raporun hazırlandığı tarihe kadar proje gereğince ödenmesi gereken 13 taksitin ödendiğini, dava konusu olan 25.08.2022 tarihinde ödenmesi gereken 9. Taksit ödemesinin 24.08.2022 tarihinde borçlu firma tarafından gönderildiğini, ancak alacaklı firmanın kayyımlıklarına bildirdiği ve daha önce ilk 8 taksit ödemesinin yapıldığı banka hesabını kapatmış olması ve işlemi alacaklı firmaya bildirmemiş olmasından dolayı yapılan ödemenin otomotikman geri gönderildiğini, bunun üzerine alacaklı firmadan konu ile ilgili açıklama istendiği ve yeni banka hesabının bildirilmesi üzerine taksit ödemesinin 13.09.2022 tarihinde tekrar gönderildiğini, devam eden aylarda da taksit ödemelerinde herhangi bir gecikmenin olmadığını, rapor tarihi itibarı ile tüm ödemelerin yapıldığını mahkememize bildirmiştir.
İİK 308/e maddesinde “kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir” hükmüne yer verilmiştir. Davacının bu yasal düzenleme uyarınca konkordatonun kısmen feshini istediği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davanın dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu usulden reddi gerektiği savunulmuşsa da davanın alacak veya tazminat niteliğinde olmadığı, dava şartı arabuluculuğa tabi olmadığı, usulden reddi talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında; davalı şirketin konkordato talebinin kabulüne ve konkordatosunun tasdikine karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, kesinleşen karar uyarınca borçlarını temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 5 faizi ile 25.12.2021 tarihinden başlayarak 3 yılda 36 eşit taksitte ödemesine karar verildiği, davacının davalıdan konkordatoya tabi 437.946,71-TL alacağının olduğu, yıllık % 5 faiz ile birlikte alacağın toplam tutarının 516.777,12-TL olup, aylık 14.354,92-TL taksitlerle ödenmesinin gerektiği, davalının iş bu dava tarihi olan 01.09.2022 tarihine kadar ilk 8 taksiti süresinde ödediği, 25.08.2022 tarihine kadar yapılması gereken 9. Taksit ödemesini 24.08.2022 tarihinde gönderdiği, ancak daha önce ödeme yaptığı hesabın alacaklı tarafından kapatılmış olması sebebi ile paranın borçlu davalıya iade olunduğu, bunun üzerine davalının kayyıma başvurarak ödemenin yapılması için çözüm bulmasını talep ettiği, kayyım tarafından alacaklıdan yeni hesap numarasının istendiği, alındığı, borçlu tarafından yeni hesap numarasına 13.09.2022 tarihinde taksit ödemesinin gönderildiği, davacının taksit ödemelerinin yapılmadığı yönündeki iddiasının 9.taksite ilişkin olduğu, ancak kayyım raporundan anlaşıldığı üzere, kayyım raporunun düzenlendiği 23.01.2023 tarihine kadar ödenmemiş taksitin bulunmadığı, sadece 9. Taksit ödemesinde alacaklının hesabını kapatmış olması sebebi ile aksaklık yaşandığı ve bunun da giderildiği, dolayısı ile konkordatonun feshi şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça daha evvel hesabın kapatıldığı ve yeni hesap numarasının borçluya bildirildiği ileri sürülmüş ise de, bu bildirimin taksit öncesi yapıldığının ispatlanamadığı gibi, borçluyu temerrüte düşürmeye dair ihtarın TTK 18/3 maddesinde belirlenen usulle yapılmadığı dikkate alınarak, bu yöndeki savunmanın kabul edilebilir olmadığı” gerekçesi ile, davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı yanca verilen cevap dilekçesinin yasal süre içerisinde olmadığını, deliller arasında sunulan mail ve içeriğinin, konkordato kayyım denetim raporunda ve muhakemenin hiçbir aşamasında tartışılmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirket tarafından tasdik edilmiş konkordato projesi kapsamında ödenmesi gereken 9. taksidin 25.08.2022 tarihinde ödenmemiş olduğunu, davanın 01.09.2022 tarihinde derdest edildiğini, kısmen fesih için gerekli kanuni tüm şartların sağlandığını, konkordatonun kısmen feshi talebi için gerekli olan bildirimlerin yapıldığını, TTK 18/3 m. belirlenen usulle yapılmadığının gerekçe gösterilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirtilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yapılacak yeniden yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 308/(e) maddesinden kaynaklanan konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalının 25.08.2022 tarihine kadar yapılması gereken 9. taksit ödemesini 24.08.2022 tarihinde banka kanalıyla gönderdiği, ancak daha önce ödeme yaptığı hesabın davacı alacaklı tarafından kapatılmış olması sebebi ile paranın borçlu davalının hesabına iade olunduğu, bunun üzerine davalının kayyıma başvurarak ödemenin yapılması için çözüm bulmasını talep ettiği, kayyım tarafından alacaklıdan yeni hesap numarasının istenerek alındığı, davalı tarafından yeni hesap numarasına 13.09.2022 tarihinde taksit ödemesinin gönderildiği, 23.01.2023 tarihli kayyım raporunda davalı tarafından gönderilip iade edilen paraya Kemalpaşa Vergi Dairesi tarafından vergi borcu nedeniyle 29.08.2022 tarihinde elektronik haciz ile bloke konulduğu, banka hesabının kapatılmasının kayyımlığa bildirilmediğinin, devam eden aylarda da taksit ödemelerinin gecikme olmaksızın yapıldığının belirtildiği, davacı tarafından daha öncesinde ödemelerin yapıldığı hesabın kapatıldığı ve yeni hesap numarasının borçluya bildirildiği ileri sürülmüş ise de bu hususun ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, davacı yönünden konkordatonun kısmen feshini isteme koşullarının oluşmamasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/05/2023 tarih ve 2022/788 Esas 2023/388 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 89,95 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2023