Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1369
KARAR NO : 2023/1375
KARAR TARİHİ : 19/07/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2023
NUMARASI : 2022/689 Esas ve 2023/355 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/07/2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkil şirket ile davalı borçlu şirket arasında ticari iş ilişkisi mevcut olup davalıya satılan ürünlere dair vadesi geçmiş olan faturalar, borçlu davalı şirketten tahsil edilemeyince, 08.02.2022 tarihinde, davalı aleyhine takip başlatmıştır. İcra takibine dayanak olan ve sunmuş olduğumuz cari hesap ekstresinden, faturalardan ve teslimi ispatlayan sevk irsaliyelerinden, davalı şirketin müvekkil şirkete borçlu olduğu anlaşılmakta olup icra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlu borcunu ödememekte ısrar etmiştir. Davalı/borçlu süresi içinde dayanak 14.09.2021 ve 23.12.2021 düzenleme tarihli faturalara hiçbir şekilde itiraz etmediğinden fatura içeriklerini kabul etmiştir. Kaldı ki faturaya konu mallar da davalıya ekli sevk irsaliyelerinde görüldüğü üzere teslim edilmiştir. Cari hesap ekstresi incelendiğinde 286.522,36 TL’lik fatura için 57.920,86 TL’lik bir ödeme alındığı ve geriye 228.601,50 TL’lik bir borç kaldığı ve 213.012,64 TL’lik fatura için ise hiç ödeme alınmadığı görülmekte olup toplam 441.614,14 TL’lik borç bulunduğu görülmektedir. Faturalara itiraz etmeyen ve bir faturanın bir kısmını ödemiş olan borçlunun kalan kısmından haberinin olmadığını iddia etmesi samimiyetsizdir. Bu durumda borçlunun iyi niyetli olduğu düşünülemez. İlgili alacağa TTK Madde 1530 uyarınca yasal temerrüt faizleri de işletilmiştir. Borçlunun İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2022/1523 sayılı icra takibine ilişkin haksız ve kötü niyetli itirazının iptali için itirazın iptali davasının kabulüne, Davalı aleyhine başlatılan İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2022/1523 sayılı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ile davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini’’ talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ‘‘Davacı yan tarafından davalı müvekkil firma ile aralarındaki ticariye ilişkiye istinaden İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2022/1523 sayılı dosyasında başlatılan icra takibine tarafımızca itiraz edilmiş ve takip durmuştur. Davacı yan her ne kadar 14.09.2022 tarihli ve 22.09.2022 tarihli fatura alacaklarının davalı müvekkil firma tarafından ödenmediğini iddia etmişse de bu iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Zira tarafların ticari ilişki geçmişlerine bakıldığında davalı müvekkil firma tarafından yapılan ödemeler göz ardı edilerek mahsup edilmeden bir icra takibi başlatılmış olup tarafların ticari defterleri incelendiğinde bu husus ortaya çıkacaktır. Esasen davacı yan tarafından düzenlenen 31.05.2022 tarihli ve A012021000004862 no’lu sevk irsaliyesine ve buna dayalı olarak kesilen 31.05.2022 tarihli E312021000000008 no’lu faturaya istinaden davalı müvekkil firma tarafından 264.339,61 TL bedel davacı yana ödenmiştir. Ancak davalı müvekkil şirkete herhangi bir mal veya hizmet temini ifa edilmemiş,
anlaşma kapsamındaki Bobin-Sıcak Laminasyon cinsindeki ürün davalı müvekkil şirkete hiç sevk edilmemiştir. Düzenlenen sevk irsaliyesine bakıldığında da herhangi bir imza bulunmadığı gibi, teslim alındığına dair bir ibare veyahut taşıyıcı araç ve şoför bilgileri de bulunmamakla geçersiz olduğu açıktır.
Davacı yan bahse konu geçersiz irsaliyede gösterilen ürünleri hiç teslim etmemesine karşılık bedelini davalı müvekkil firmadan temin etmiştir. Bu husus tarafımızca keşide edilen İzmir 20. Noterliği’nin 04.02.2022 tarihli ve 01951 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davacı yana bildirilmişse de davacı yan bahse konu ürünlerin 26.07.2022 tarihli A012021000006718 no’lu sevk irsaliyesi ile teslim edildiğini iddia etmiştir. İrsaliye bilgilerine bakıldığında yetkili kişi tarafından imzalanmadığı, 31.05.2022 tarihli ve A012021000004862 no’lu irsaliye içeriğiyle uyuşmadığı, sevk saatinin de teslimatı imkansız kıldığı açıktır. Bu husustaki
itirazlarımızı da tarafımızca keşide edilen 01.03.2022 tarihli 03027 yevmiye no’lu İzmir 20. Noterliği’nin ihtarnamesi ile davacı yana bildirilmiş olup dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Dolayısıyla davacı yan hiç teslim etmediği ürünlere ilişkin olarak davalı müvekkil firmadan 264.339,61 TL tutarında bedel temin etmiş ancak bu bedeli geri ödememiştir. iğer yandan davacı yan teslim etmediği ürünleri 14.09.2022 tarihli fatura ile birlikte davalı müvekkil firmaya göndermiş olup bu ürünlerin davalı müvekkil firmanın daha önceden yapmış olduğu ödemeye istinaden teslim edilmeyen ürünler olarak değerlendirilmelidir. Zira geçersiz olan irsaliye içeriğine bakılacak olursa 14.09.2022 tarihli fatura içeriğiyle de uyuştuğu, teslim edilmeyen ürün cinsi ve miktarının faturadaki ürün cinsi ve miktarıyla örtüştüğü, bedellerinin de takriben aynı olduğu göz önüne alındığında tarafımızca yapılmış ödemeye istinaden gelen ürünler olduğu açıktır. Davacı yan bu hususu göz ardı ederek daha önceden bedeli ödediğimiz ürünler hakkında haksız olarak tahsilde tekerrür teşkil edecek şekilde icra takibi yoluna başvurmuş olup işbu takibe olan itirazımın kabulü gerekmektedir.
Davacı yanı haksız ve mesnetsiz iddialarının reddiyle haksız davanın reddine,
yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini’’ talep etmiş ve savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “… taraf ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, davalı tarafa toplam 3.170.332 TL tutarında 17 adet fatura düzenlendiği ve iş bu davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalı tarafa toplam 3.170,332 TL tutarında 17 adet fatura düzenlediği ve iş bu faturaların tümünün davalı taraf ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davalı tarafından itiraz konusu yapılan 264.339,00 TL faturayı kendi ticari defterlerinde kayıt ettiği, Türk iade faturası düzenlemediği gibi karşılığı ödemeyi 90 gün sonra davacı tarafa ödendiğinin tespit edildiği, taraf ticari defterleri ve dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere davacı tarafın takip tarihi itibari ile davalı taraftan 441.614,14 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2022/1523 Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptali ile 441.614,14 TL alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden hüküm altına alınan 441.614,14 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra-inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilin faize hak kazandığının açık olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde Mahkemeye faizi denetleme kolaylığı olması amacıyla takibi açmadan önce hazırladığımız tabloyu ve TCMB TTK Madde 1530 faiz oranları sayfası da sunmuş bulunmaktayız. TTK Madde 1530’da özetle; ödeme süresinin taraflarca daha uzun bir vadede anlaşılması hali dışında 60 günü aşamayacağı, borcunu zamanında ödemeyen borçlunun hiçbir ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşeceği ve alacaklının faize hak kazanacağı düzenlendiğini ileri sürerek temerrüt faizinin reddedilmesi ile sınırlı olmak üzere yerel mahkeme kararının sadece bu açıdan bozularak kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Mahkemece verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, davacı vekilinin 12/07/2023 tarihli e imzalı dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin Orhangazi 2. Noterliğinin 18/04/2018 tarihli ve 03299 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 349. maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 349. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu;
a-492,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
b-179,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya ödenmesine,
3-İstinaf eden davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraf vekillerine dairemiz tarafından tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/07/2023