Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/136 E. 2023/266 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/136
KARAR NO : 2023/266

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2022
NUMARASI : 2022/319 Esas – 2022/324 Karar
DAVA KONUSU : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 15.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.02.2023

Karşı taraf … Şti. vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecisi … Şti. ve müvekkiline ciro eden … Şirketi olan 30/08/2022 tarihli 144.000,00 TL bedelli çekin ödenmesi gereken 140.400,00 TL olan kısmının karşılıksız kaldığını, müvekkilinin çek bedelini kendisinden sonraki cirantaya ödemiş olan yetkili hamil olduğunu, … Şirketi tarafından müvekkilinden satın alınarak teslim alınan malların bedelinin karşılığında düzenlenen 03/08/2022 tarihli 110.722,40 TL tutarlı ve 11/08/2022 tarihli 175.350,18 TL tutarlı olmak üzere iki adet faturanın bedelleri müvekkiline ödenmediğini, haricen öğrendiklerine göre borçlular alacaklılarından mal kaçırmaya yönelik tutumlar içinde olduklarını, alacaklarımız rehinle ya da sair suretle güvence altına alınmadığından her iki borçlu hakkında ayrı ayrı İİK. 257 ve devamı maddeleri ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin borçlular üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Karşı taraflar vekilleri cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, “Faturalar Yönünden” red ve “Çek Yönünden” kabul edildiğini, müvekkili şirket ticari hayatını devam ettirdiğini, şirketin halen aktif ve faal olduğunu, keşidecisi olduğu çeklerin ödemesini zamanında ve düzenli olarak yaptığını, şirketin araçları da aktif olup bu anlamıyla ihtiyati haciz talep edenin iddiaları haksız ve yersiz olduğunu, müvekkili şirketin KEŞİDECİ KONUMUNDA olmadığını, ciranta konumunda bulunduğunu ve bankada çekin karşılığının bulunup bulunmadığını bilme olanağı bulunmadığını, aylardır ödemelerini eksiksiz yaptığını, tüm bu nedenlerle; işbu itirazımızın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: 12.09.2022 tarihli değişik iş kararında: “…Eldeki dosyada;
Faturalar yönünden; ihtiyati haciz talep eden vekili, dayanak faturalardaki malların/hizmetin borçlu şirkete teslim edildiğine ilişkin borçlunun imzasını taşıyan bir belge ya da hizmetin ifa edildiğini yaklaşık ölçüde ispata yarar bir vesika ibraz etmemiştir. Yalnızca faturanın bulunması, tek başına alacağın varlığını ispata yarar delil niteliğinde değildir. Buna göre faturaya dayalı ihtiyati haciz talep edilirken en azından sevk irsaliyesi, BA-BS formu, vergi kayıtları ya da teslim fişi gibi bir takım yan delillerle iddianın kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda talep eden vekilince yalnızca fatura ibraz edildiğinden, muaccel bir alacağın varlığı, yaklaşık ispat ölçüsünde dahi ispat edilememiştir.
Alacak iddiasının dayanağı olan faturalara konu malların/hizmetin teslimine ilişkin aranan ölçüde ispat sağlanamadığı ve borçlunun mallarını kaçırma girişiminde olduğuna dair de delil ibraz edilmediği gözetilerek şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Çek yönünden ; 2004 sayılı İİK’nun 257. vd. maddeleri gereğince talep eden yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği dikkate alınarak 2004 sayılı İİK.nun 258/2 maddesi gereğince takdiren borçlu dinlenmeden 6100 sayılı HMK.nun 316/1-c maddesi delaletiyle 320/1 maddesi gereğince yapılan inceleme sonucunda alacaklının talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile;
“Talebin KABULÜ ile,
Haciz işleminden dolayı borçluların ve üçüncü şahısların uğramaları muhtemel zarar ve ziyanlara karşılık olmak üzere İcra İflas Kanunu’nun 259/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebi olan 163.875,96 TL’nin %20’i tutarında olmak üzere 32.775,20 TL tutarında nakdi teminatın mahkememiz veznesine yatırılması veya aynı bedelde kesin ve süresiz banka teminat mektubunun mahkememize sunulması halinde İİK.nun 257/1 maddesi gereğince borçlunun borca yetecek miktarda tüm menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA” ilişkin karar verilmiştir.
21.10.2022 tarihli ek kararda: ” …2004 sayılı İİK’nın 265/1 maddesi gereğince; “17/7/2003-4949/63 md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, ihtiyati hacze itiraz sebepleri kanunda sınırlı olarak sayılmış olup, ihtiyati haciz kararına dayanak belgenin çek olup talep eden yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, karşı taraf vekillerinin itiraz dilekçesinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerinin 2004 sayılı İİK’nın 265/1 maddesi gereğince sayılan sebeplerden olmayıp, yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati hacze itiraz duruşmasında incelenemeyeceği anlaşıldığından itiraz eden / karşı taraf vekillerinin itirazlarının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesi ile;
“İtiraz eden/karşı taraflar vekiliAv. … ve Av. …’un Mahkememizin 12/09/2022 tarih ve 2022/319 D.İş Esas, 2022/342 D.İş. Karar sayılı İhtiyati haciz kararına itirazının REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Karşı taraf …. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, yasa gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz davasına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz kararına itirazı düzenleyen İİK.’nın 265.maddesinde de ise; “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./17.mad) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/319 D.İş 2022/324 karar sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin olarak verilen 21/10/2022 tarihli EK KARAR, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, karşı taraf … Şti. vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 80,70.TL harcın tenzili ile bakiye 99,20.TL harcın karşı taraf … Şti.’den alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan karşı taraf … Şti. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden talep eden yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi