Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1308 E. 2023/1485 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1308
KARAR NO : 2023/1485
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2023
NUMARASI : 2023/358 Esas 2023/351 Karar
DAVANIN KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra
Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
BAM KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/09/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkilinin müflis şirketin ortağı iken şirketten ayrıldığı için alacağı doğduğunu, diğer ortak ile arasında husumet bulunduğundan, müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemeye çalıştığını, müflis şirketin borcu olmamasına rağmen hileli şekilde iflas yoluna gidildiğini, takip konusu 110.914,18-TL için şirketin iflasına gidilmesinin hileli iflası açıklar nitelikte olduğunu, sıra cetvelinde ikinci sırada yer alan alacaklı …’ın müflis şirketin yetkili müdürünün damadı olduğunu, sıra cetvelinde üçüncü sırada yer alan alacaklının şirketin eski çalışanı ve şirket yetkilisinin öz yeğeni olup, alacağını aldığını, şirketten hiç bir işçilik alacağının kalmadığını, sıra cetvelinin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu kişinin açtığı iş davasının da bulunmadığını, sıra cetvelinde dördüncü sırada yer alan alacaklının da tahsil ettiği alacağını tekerrüren kaydettirdiğini, ilk sırada yer alan vergi alacağı dışındaki tüm alacakların müvekkili davacının alacağına kavuşmasını engellemek amacı ile planlandığını ileri sürerek, öncelikle iflas takibinin tedbiren durdurulmasına ve alacaklılara ödeme yapılmamasına, itirazlarının kabulü ile gerçeğe aykırı sözde alacaklıların sıra cetvelinden çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE: “…Davamız, davalı müflis şirketin iflas sıra cetvelinde 2-3 ve 4. Sırada kaydedilen alacaklıların alacağın gerçek olmadığı iddiasına dayalı kayıt terkini şeklindeki sıra cetveline itiraz davasıdır.
İİK ‘nun 235/2 maddesinde, ”İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar.” hükmüne yer verilmiştir.
Davamızda, davacının davalı müflis şirketin iflas işlemleri sırasında oluşturulan sıra cetvelinde 5. sıraya kaydedildiği, bu dava ile sıra cetvelinde kendisinden önce 2-3 ve 4.sıraya kaydedilen alacaklıların alacağının gerçek olmadığını bildirerek, bu alacakların sıra cetvelinden çıkartılmasını istediği alacağının gerçek olmadığını bildirerek, bu alacakların sıra cetvelinden çıkartılmasını istediği anlaşılmıştır. Kayıt terkini de denilen bu dava türünde davanın sıra cetvelinden çıkartılması istenen alacaklıya yöneltilmesi İİK 235/2 maddesi gereği olup, iş bu davada husumetin masayı temsile yetkili iflas idaresine yöneltildiği, iflas idaresine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılmakla, usul ekonomisi gereğin tensiben yapılan inceleme sonunda davanın husumet yokluğundan (pasif) reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile;
“İş bu davada davalıya husumet yöneltilmesi mümkün olmadığından, davanın husumet yönünden reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; …’ın hiçbir gerçek alacağı olmadığı halde şirketten alacaklıymış gibi yaptığı, haksız icra takibi sonucu takibe itiraz etmediği gibi, ilgi dahi göstermeyen şirket müdürü müdebbir bir idareci olmaktan çok damadı ile muvazaalı olarak şirketin iflas kararını aldığını, iflas kararına yaptıkları itirazların iflas dairesince nazara alınmadığını, sıra cetvelinde ikinci sırada yer alan alacaklı … müflis … Şti. Yetkili müdürü olan … oğlu …’in damadı olduğunu, diğer yarı hissedar ortak …’in bu muvazaalı işlemler sebebiyle ortaklık payını alamadığını, iflasın hileli olduğunun müflis şirket idarecisi … oğlu …’in ödeme emrini teslim aldıktan sonra hiç itiraz etmemesi, ödeme yoluna gitmemesi, şirketin lehine olacak şekilde basiretli tacir davranışında bulunmamasından da tamamen muvazaalı işlem yaptığının sabit olduğunu, şirket müdürünün ödeme emrine itiraz etmeyerek şirketin iflasına muvafakat ettiğini, yerel mahkemece dosyanın esasına girilmediğini, muvazaalı alacaklı görünenlerin iflas idaresince araştırılması halinde, olaydaki tüm muvazaalı işlemlerin açığa çıkacağını, mahkemece çıkarılması istenen alacaklıları da dahili davalı olarak davaya dahil edilmesi gerekirken husumetten davayı reddetmiş olup bu husus olaya usule ve kanuna aykırı olduğunu istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İİK’nın 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. İİK’nın 235/. Maddesinde ise sıra cetveline itiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ediyorsa davasını masaya karşı, başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacının sıra cetvelindeki 3. kişilerin sırasına ve alacak miktarlarına itiraz ettiği sabit olup eldeki davayı bu kişilere karşı açması gerekirken iflas idaresine karşı dava açması usul ve yasaya aykırı olup mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.( Benzer uyuşmazlıkta Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2022/1709 esas, 2023/1589 karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.)
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/05/2023 tarih, 2023/358 Esas ve 2023/351 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 89,95 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/09/2023