Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1241
KARAR NO : 2023/1239
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2023
NUMARASI : 2022/474 Esas ve 2023/209 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 05/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2023
Davacı ve davalı tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle; … Ltd. Şti. ile … arasında, 20.03.2021 tarihinde, … isimli tekneye ilişkin evvelinde başlanan ve davalı şirketçe eksik ve hatalı yapılan işlerin (2017 Yılından Kalan) devamını sağlamak üzere; mahsuplaşmayı ve borç ikrarını içeren sözleşme akdedildiğini, İşbu sözleşmeye göre, tekne sahibi …’nin alacak bakiyesi olan 900,00 € karşılığı; … Ltd. Şti.’nin tekneye muhtelif işler yapmak sureti ile mahsup edileceğinin kayda alındığını, Sözleşmeden de açıkça anlaşılacağı üzere, … Ltd. Şti.’nin; …’ye halihazırda 900,00.- € borcu bulunmaktadır. … Ltd. Şti.nin ve yetkilisi …’in alacak bakiyesi olan 900,00.- €’ için Marmaris 1. İcra Müdürlüğü, 2021/1672 E. sayılı dosyası ile davalı borçlu … Ltd. Şti.’ye icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine 17.08.2021 tarihinde, Şirket Yetkilisi …; 900,00.- € bakiye bedel yönünden şahsı ve şirket adına itiraz ettiğini, bu nedenlerle Marmaris 1. İcra Müdürlüğü, 2021/1672 E. sayılı dosyasına yapılan yapılan vaki kısmi itirazın iptaline, Alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin yabancı uyruklu olduğunu, davacının teminat yatırmasının sağlanması gerektiğini, davacı, müvekkili … yada … Ltd.Şti.ne 900 Euro ödeme yapmadığını, … Limited Şirketi 2020 yılında kurulduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği üzere davaya konu ödemeyi dava dışı … adlı 3.kişiye yaptığı açıkça belirtildiğini, ödeme tarihinde henüz müvekkilim şirketinin kurulmadığını, ödeme müvekkili …’e de yapılmadığını, davacının ödeme yapmadığı gerçek ve tüzel kişilerden alacak talep etmesi yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirketi ile 14/06/2021 tarihli fiyat teklifi ile teklif ettiği hidrolik işini müvekkiline verdiğini, ancak müvekkili şirketin işin projesini hazırladığını ve 4 kez servis hizmeti vermiş olmasına karşın işi başka bir şirkete yaptırıldığını, davacıya ait denizcilikte Pasarella denen motor yatın elektrik ve hidrolikle çalışan karadan tekneye geçiş için kullanılan merdiveni bozulduğunu ve müvekkili şirket merdivenin hem elektrik tesisatını hem hidrolik tesisatını onardığını malzeme ve işçilik bedelini hak ettiğini, davacı firmaya müvekkilimin kesmiş olduğu fatura bu alacağa dayanmakta olduğunu davacı firma aldığı malzeme ve işçilikten kaynaklanan hizmet bedelini ödemek istemediğini, müvekkilinin bu hizmeti verdiğini, fatura düzenlemek ve davacı alacağından mahsup etmekte haklı olduğunu, davada kendini savunması mümkün olmayan dava dışı 3.şahıs hakkında iddialarda bulunarak müvekkili … ile müvekkili şirket hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, davacının talebi ve dayanağı açıklama yasal dayanaktan yoksun olup kötü niyetli davacının talebinin reddine karar verilmesini alacaklarının mahsubunun onaylanmasına, davacının haksız davasının ve ihtiyati haciz talebinin reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Asıl ihtilaf konusu ise davalının 900 EURO’dan sorumlu olup olmadığı yönünde toplanmaktadır. Davacı tarafça ibraz edilen 20/03/2021 tarihli sözleşme başlıklı … yazılı sözleşmenin dava dışı … ve davacı ile düzenlendiği, davalının bu sözleşmeyi kabul etmediği, …’nin davalı adına çalışmadığı ileri sürüldüğünden bu hususun ispatı için davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış olup, davacı da davalı …’e yemin teklif etmiştir. Son celsede davalı … hazır olup, sözleşmenin kendisi ile ilgisinin olmadığını, …’nin kendisine 900 EURO vermediğini beyan ederek usulüne uygun yemin etmiştir. Tüm bu hususlar çerçevesinde davacı tarafça yalnızca 4.535,00 TL’lık kısım ispatlanmış olup bu kısım yönünden takibin devamına karar verilmiş ancak 900 EURO’ya yönelik düzenlenen sözleşmeyi davalı taraf kabul etmediğinden bu yöndeki talep reddedilerek aşağıdaki gibi kısmen kabul kararı verilmiştir….” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay içtihatlarına göre e-mail, whatsapp, facebook gibi elektronik ortamlarda yapılan yazışmaların belge ve delil niteliğinde kabul edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin whatsapp iletilerinin bulunduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin, yabancı merkezli bir şirket olması ve Türkiye’de merkezinin bulunmamasından faydalanarak kötü niyetli davrandığını, müvekkili şirketi de kendisine muhatap bulamadığından düzenlediği faturayı noter aracılığı ile göndermek zorunda kaldığını, müvekkilin davacı şirkete yapmış olduğu iş ve bu işler için kullanılan malzemeler açık iken bu alacağın ispatlanamadığından bahsedilmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirketin söz konusu faturada yer alan bedeli davacı şirketin alacağından mahsup etmiş olduğu tartışmasız olup davanın reddine karar verilmesi gerekirken 4.353,00-TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2023 tarihinden itibaren ise, bu sınır 17.830,00 Türk Lirasıdır. Davacı tarafın istinafa konu ettiği alacak miktarının 10.112,85 TL davalı tarafın istinafa konu ettiği alacak miktarının ise 4.535,00 TL olması nedeniyle 31/03/2023 tarihli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davacı ve davalı tarafın istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 508,97 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davalının yatırmış olduğu 492,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 179,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya iadesine,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05/07/2023