Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1226 E. 2023/1451 K. 23.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1226
KARAR NO : 2023/1451
KARAR TARİHİ : 23/08/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2023
NUMARASI : 2023/186 Esas 2023/186 Karar
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 23/08/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/08/2023

Karşı taraf vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan yargılamada;
“İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/167 D.İş Es-165 Karar sayılı dosyasında verilen 09/08/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına itiraz eden taraf vekili 19/10/2022 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine alınan haksız ihtiyati haciz kararından 14/10/2022 tarihinde davacının taraflar arasındaki derdest davaya göndermiş olduğu talep üzerine haberdar olduklarını, öncelikle müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, ihtiyati haciz talep eden tarafça taraflar arasındaki sera ile ilgili yapılan sözleşmeyi Mahkemeye sunmayıp Mahkemeyi yanıltmaya yönelik beyanlarda bulunduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 4.maddesinin 2.bendine göre “Son kullanıcı (…) 18/03/2020 tarih 509717 no.lu yatırım teşvik belgesine sahipdir, bu bağlamda işin KDV’si vergi dairesinden geri alındıktan sonra işbu sözleşmedeki KDV alıcı tarafından yüklenici firmaya (davacı ) ödenecektir” hükmünün bulunduğunu, bu durumda taraflar arasındaki bağlayıcı olan sözleşme gereği KDV vergi dairesinden geri alınmadan davacının müvekkili nezdinde hiçbir alacağının bulunmadığını, taraflar sözleşme gereği ilgili seranın yapımı konusunda KDV hariç 3.813.560 TL ye anlaştıklarını, bu sözleşme gereği güncel olarak davalıya da 3.889.000 TL ödendiğini, davacıya sözleşme ile kararlaştırılan bedelden fazlasının ödendiğini, ancak davacının fazlaya ilişkin talep ettiği bedelin yapılan işin KDV’sine ilişkin olduğunu, sözleşmede açıkça KDV vergi dairesinden geri alındıktan sonra davacıya ödeneceği belirtildiğinden alacağın likit olmadığını ve KDV vergi dairesinden henüz tüm taleplerine rağmen geri alınamamış olması nedeniyle davacının müvekkili firmadan talep hakkının bulunmadığını, haksız ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiğini, davacının ihtiyati hacze konu ettiği alacağı ile ilgili Turgutlu İcra Müdürlüğünde davalı aleyhine başlattığı icra takibinin tarihinin 14/07/2021 olduğunu, 1 yıl boyunca ne itirazın iptali davası ne bir arabuluculuğa başvuru yapılmadığını, alacağını bir yıl boyunca takip etmeyen davacının akabinde taleplerinin ihtiyati ve ivedi olduğunun belirtilmesinin kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin herhangi bir mal kaçırma girişimi içerisinde olmadığını bildirerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İhtiyati haciz talep eden … Şti vekili İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği 25/10/2022 havale tarihli dilekçesi ile; itiraz dilekçesinde ileri sürülen olguların gerçek dışı olup hukuki dayanağının olmadığını, taraflar arasında davalının zikrettiği sözleşmeden kaynaklanan borcun davalının KDV iadesini vergi dairesinden aldığında ödeneceğine yönelik bir anlaşmanın olmadığını, davalının delil olarak sunduğu ve dayanak gösterdiği ilgili sözleşme maddesinin bulunduğu sayfanın altında herhangi bir imzanın bulunmadığını, taraflar arasında böyle bir anlaşma olmadığı gibi basiretli bir tacir olan müvekkili şirketin alacağın tahsilini yanlızca davalının başvurabileceği başvurup başvurmayacağının belli olmayan bir işlemin gerçekleştirilmesine terk etmesinin de mümkün olmadığını, KDV iadesi alacağının olduğu durumda dahi başvuran şirketin başkaca vergi borçlarından mahsup yapıldığını, ayrıca müvekkili şirketin haricen öğrendiği kadarıyla ilgili vergi dairesi müdürlüğünden biri 173.000 TL birisi de 17.000 TL tutarlı olmak üzere iki KDV iadesi ödemesi aldığını, davalının savunmalarının gerçek dışı olduğunu, Turgutlu İcra Müdürlüğünün 2021/2069 Esas sayılı dosyasında davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, bunun üzerine yetki itirazının alacağın sürüncemede kalmaması adına kabul edilerek İzmir İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiğini, İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2022/10000 Esas sayılı dosya numarası alan dosyada davalıya yeniden ödeme emri çıkartıldığını, davalının gerçeğe aykırı sebeplerle itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğinden ihtiyati haciz kararı alındığını bildirerek itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İİK 257. Maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.(1) Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;(1) Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder”
İİK 265. Maddesi ” (Değişik: 18/2/1965-538/105 md.) (Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.; Değişik:2/3/2005-5311/17 md.) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümlerini içermektedir.
Dosyanın incelenmesinde; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/167 D.İş E-165 Karar sayılı dosyasında … Şti tarafından… Şirketi aleyhine 675.634,39 TL yönünden ihtiyati haciz talep edildiği, Mahkemece 09/08/2022 tarihli karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne %15 oranında teminat alınmasına karar verildiği, ihtiyati haciz kararına 19/10/2022 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, ilgili Mahkemece 21/10/2022 tarihli tensip tutanağı ile ihtiyati haciz kararının duruşmalı olarak incelenmesine karar verildiği ve 16/11/2022 tarihli ek karar ile itirazdan önce uyuşmazlıkla ilgili 05/09/2022 tarihinde İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/681 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve davanın derdest olduğu, buna göre HMK’nun 394/2 maddesi uyarınca Mahkemenin görevsiz hale gelip itirazı değerlendirme görevinin uyuşmazlığı gören İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu dikkate alınarak Mahkemenin görevsizliği nedeni ile dosyanın İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/681 Esas sayılı dosyasına gönderilmesine karar verildiği, ek kararın istinaf edilmesi sonucu İzmir BAM 17. Hukuk Dairesinin 2023/100 Esas 2023/264 Karar sayılı 15/02/2023 tarihli karar ile ek karara istinaf başvurusunun reddine karar verildiği ve dosyanın 07/03/2023 tarihinde Mahkememize gönderildiği, mahkememizin 2022/681 esas sayılı dosyasının derdest olduğu ve bilirkişi incelemesi aşamasında olduğu, İzmir 7. ATM’nin 2022/167 D.iş – 2022/165 karar sayılı kararı ile İİK 257/1 maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verildiği, İİK’nun 265.maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı, itiraz eden taraf itirazlarının İİK 265. Madde kapsamında olmadığı, bu nedenle reddi gerektiği belirlenerek ihtiyati haciz kararına itiraz eden tarafın itirazının reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir. ” gerekçesiyle “İzmir 7 ATM nin 2022/167 D.iş-2022/165 karar sayılı dosyası ile verilen ihtiyati haciz kararına itiraz eden tarafın itirazının reddine dair karar verilmiştir.
Karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde özetle; yalnızca faturanın alacağının yeterli olmadığını, sundukları sözleşmenin ve 4. Maddesinin irdelenmediğini, dava konusu faturalara ilişkin karşı yanca sunulan hizmete dair ayıplı ifa iddialarının incelenmediğini, ayıplı hizmete ilişkin Menemen Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit raporu alındığını, hizmetin ayıplı olduğunun somut delillerle ispatlandığını, alacaklıların sadece fatura alacağına dayandığını, alacağın ivedi olmadığını, alacaklı yanın davasını itirazen iptali olarak açmış iken ıslahla alacak davasına dönüştürdüğünü, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Talep, fatura alacağına istinaden verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin sınırlı olarak sayıldığı, karşı tarafça sunulan itiraz nedenlerinin İİK 265. Madde kapsamında olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
İİK’nin 258.maddesi uyarınca, alacaklı alacağı ve gerektiğinde haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermek zorundadır. İhtiyati haczin, bir para alacağının ödenmesini güvence altına alan ve borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasını ifade eden tedbir niteliğinde bir kurum olması nedeniyle mahkemece, bu yöndeki istem değerlendirilirken gerçeğe benzerlik karinesi ile hareket edilmelidir.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafın ihtiyati haciz taleplerinin faturaya dayandırdığı, karşı tarafça fatura konusu işin ayıplı olduğunun istinaf nedeni olarak ileri sürüldüğü, buna göre hizmetin sunulduğu husususun yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu, bu nedenle itiraz edenin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerden ötürü, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2023 tarih, 2023/186 Esas ve 2023/186 Karar sayılı kararına karşı taraf vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran karşı taraf taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 89,95 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Karşı taraf tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 23/08/2023