Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1186 E. 2023/1295 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1186
KARAR NO : 2023/1295

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 05/05/2023
NUMARASI : 2023/238 Esas

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ – İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında 05.05.2023 tarihli ara karar ile; ”… Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Cari hesaptan kaynaklanan borç nedeniyle müvekkili şirketçe Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2023/228 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başlandığını, davalı tarafından İcra Müdürlüğüne haksız şekilde itirazda bulunulduğunu, yapılan itiraz ile icra takibinin durdurulduğunu, davalının müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklanan borcu bulunduğunu, davacının tüm ödeme ikazlarına rağmen ödemede bulunmaktan kaçındığını, müvekkili şirket tarafından başlatılan takibe davalı tarafından haksız şekilde itiraz edildiğini, müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde davalının müvekkil şirkete cari hesaptan kaynaklanan borcunun bulunduğunun anlaşılacağını, davalı tarafından yapılan itirazın müvekkili şirketin alacağına ulaşmasını geciktirmek amacını taşıdığını, taraflarınca İzmir Arabuluculuk Başvuru Bürosunun 2023/19474 dosya numarası ile arabuluculuk yoluna başvurulup, yapılan görüşmeler sonucunda herhangi bir anlaşmaya varılamadığını bildirerek davanın kabulüne, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından, “cari hesaptan kaynaklanan borç” dayanak gösterilerek Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2023/228 Esas sayılı dosyası ile Müvekkil Şirket aleyhine icra takibine başlanıldığını, müvekkili şirketin ise tüm borçlarına karşılık çek ve senet düzenleyerek davacı tarafa vermiş olup cari hesaptan kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıya verilen çek ve senetlerden vade/keşide tarihlerinde ödenmeyenlerin, icra takibine konu edildiğini ve vade/keşide tarihlerinden itibaren ayrıca faiz uygulandığını, alacaklı tarafından, davalının borcuna karşılık verdiği çek ve senetlerden dolayı başlatılan icra takiplerinin İzmir 9.İcra Müdürlüğü’nün 2019/11928, 2019/11930, 2019/9030, 2019/8249 Esas sayılı takip dosyaları olduğunu, söz konusu icra dosyalarının tamamının infaz ile kapandığını, müvekkili şirketin borcunun kalmadığını, davacı tarafından takip talebinin ekinde sunulan cari hesabın gerçekleri yansıtmadığını, davacı tarafın akaryakıt dağıtım şirketi, davalının ise davacı şirketin bayisi konumunda akaryakıt istasyonu olduğunu, davalının davacıdan aldığı akaryakıtı sattığını, taraflar arasında protokolün olduğunu, protokol gereği davacı tarafın davalıya sattığı motorini peşin satışlarda Tüpraş çıkış fiyatına %075, benzin satışlarında %2.5 ekleyerek, vadeli satışlarda ise peşin satış koşullarına ilave %1 finans maliyeti ekleyerek satmak ve faturalandırmak konusunda anlaştığı halde, bu şarta uymadığını, motorini ve benzini Tüpraş çıkış fiyatının üzerine %4-5 oranında fark koyarak faturalandırıldığını, davalının bu duruma itiraz etmişsede, davacının süre sonunda bu farkları telafi edeceğini belittiğini, taraflar arasındaki cari ilişkinin devam ediyor olması ve Akaryakıt Satış Lisansının, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu tarafından belli şartlara bağlanması nedeniyle müvekkilinin lisansını riske etmemek için harekete geçemediğini, protokol dikkate alınarak yapılacak hesaplamada müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığının ortaya çıkacağını, davacı tarafça sunulan cari hesap içerisinde, vade farkları faturalarının da mevcut olduğunu, vade farkı talep hakkının sözleşmeler gereği mümkün olmadığını, kaldı ki davacı tarafın vadeli alımlarda farkın fiyata yansıtılıp ayrıca vade farkı uygulanmasının taraflarca kararlaştırılmadığını, davacı tarafın cari hesap içerisinde yer alan vade farkı faturalarını ayrıca takibe konu ettiğini, davacı tarafın vade farkı faturalarını Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2021/1293 Esas sayılı takibine konu ettiğini, itirazları üzerine İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/81 Esas sayılı dosyasından açılan itirazın iptali davasının derdest olduğunu, davacının müvekkilinin başkaca akaryakıt dağıtım şirketleri ile anlaşmasını engellemek için aynı konuda birden çok takip ve taleplerde bulunduğunu bildirerek davanın reddine, icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 04.05.2023 havale tarihli dilekçesi ile; davalı yanın davacı şirkete cari hesap ilişkisinden 1.278.714,67 TL borçlu olduğunu, cari hesap ekstresini mahkemeye sunduklarını, borculunun muaccel olduğu halde eda etmediği borç hakkında alacaklı olan müvekkili şirketin alacak hakkının korunabilmesi maksadıyla 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. Madde gereğince ihtiyati haciz talep etme gereğinin hasıl olduğunu, müvekkili şirketin taminat yatırmaya hazır olduğunu bildirerek 1.278.714,67 TL alacak için mahkemenin göreceği uygun bir teminat mukabilinde borçlunun mal varlığı üzerine ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Kemalpaşa İcra Dairesi’nin 2023/228 sayılı icra dosyasındaki icra takibinin davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 1.278.214,67 TL takip çıkış miktarı üzerinden ilamsız takip yoluyla başlatıldığı, takibe davalı tarafın itiraz ettiği ve 10.02.2023 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Somut olayda davanın, davacı tarafça davalı aleyhine Kemalpaşa İcra Dairesi’nin 2023/228 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine davalı itirazının iptaline yönelik olarak açıldığı, taraflar arasında alacağın varlığı, miktarı ile iddia ve talebin yargılamayı gerektirdiği, İİK 257. Madde kapsamında ihtiyati haciz şartlarının mevcut olmadığı…” gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

İhtiyati haciz isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haczin müstakbel bir alacak için değil vadesi gelmiş bir alacak için talep edildiğini, cari hesap ilişkisinden davalının müvekkili şirkete borcu olduğunun açık olduğunu, ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesinin ihtiyati haczin amacına aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından ihtiyati haczin şartlarının oluşmasına ve müvekkili şirket tarafından borca yeter miktarda teminat yatırmaya hazır olunmasına rağmen ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Talep, itirazın iptali davası sırasında verilen ihtiyati haczin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz kararına itirazı düzenleyen İİK.’nın 265.maddesinde de ise; “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./17.mad) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/238 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 05/05/2023 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 269,85.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 179,90.TL harcın tenzili ile bakiye 89,95.TL harcın ihtiyati haciz isteyen davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için ihtiyati hacze itiraz eden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12/07/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.