Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1143 E. 2023/1118 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1143
KARAR NO : 2023/1118
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2022
NUMARASI : 2022/506 Esas ve 2022/912 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı abone hakkında 2017 yılı 6.,7.,8.,9.,10.,11.,12. ayları, 2018 yılı 1.,2.,3. aylarına ait ödenmeyen KÖP (Kirlilik Önlem Payı) bedellerinin tahsili istemiyle İzmir 28.İcra Müdürlüğü’nün 2021/617771 sayılı icra takip dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalı şirket tarafından ödeme emrine itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, atık suların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği(EK-3)e göre; Kirlilik Önlem Payı: Proses atıksuyu olan işletme/endüstrilerin, …/alıcı ortam standartlarını aşan kirlilik deşarj ettiği veya ön/tam arıtma tesisi kuran işletme/endüstrilerin atık sularını by-pass yaptığı tespit edildiğinde işletme/endüstri’ye …’ca tahakkuk ettirilen pay olduğunu, davalı şirkete ait … Mah. … Sk. No: … …/… adresindeki işyerlerinin Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Ruhsat Denetim Koruma Şube Müdürlüğü’nün 25.08.2016 tarihli denetimi ile kontrol altına alındığını, davalının söz konusu adreste daha önce faaliyette olan … Ltd Şti. firmasından işletmede mevcut olan projeli önlem tesisi ile birlikte devraldığının tespit edildiğini, idareleri tarafından davalı işletmeye 09.05.2017 tarihinde yapılan denetimde, mevcut önlem tesisinin yoğun kirli olması, tesisteki yağ tutucu perdelerin çürüdüğü tespit edilerek, işlevini görmeyen önlem tesisinden 10.05.2017 tarih 37933 sayılı yazıları ile de uygulanacak KÖP Tahakkuku ile ilgili uyarılarının yapıldığını, 15.01.2018 tarihinde yapılan denetimde, 17.01.2018 tarih 5050 sayılı yazımız ile bypass’ın sonlandırılması, önlem tesisinin uygun şekilde devreye alınıncaya kadar KÖP tahakkukuna devam edileceğinin bildirildiğini, davalı şirketin talebi üzerine 24.01.2018 tarihinde yapılan denetimde, önlem tesisinin devreye alındığı, bypass’ın sonlandırıldığının tespit edildiği, işletmenin önlem tesisi çıkışından kanalizasyona deşarjı öncesi atıksu numunesi alındığını ancak alınan numunenin … Tablo 1 deşarj standartlarını sağlamaması nedeniyle 09.05.2017 tarihinden beri uygulanan KÖP tahakkuku devam ettiği, 08.02.2018 tarih ve 11591 sayılı yazıları ile işletmeye bildirildiğini, 2018 yılı Mart ayı itibariyle sözkonusu işletmeye uygulanan KÖP tahakkukunun durdurulduğunu, söz konusu tahakkukların aboneye iadeli posta ile ulaştırıldığını, abonelikten kaynaklanan borçların ihtara gerek kalmadan son ödeme tarihinde muaccel hale geldiklerini, abonenin su bedellerini belirlenen tarihe kadar İdareye ödemek zorunda olduğunu, ödenmemesi halinde yasaların belirlediği gecikme zammı ilavesi yapıldığını, arabuluculuk yoluna başvurduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını, icra takibine dayanan borcun davalı şirket tarafından halen ödenmediğini belirterek davalının İzmir 28. İcra Müdürlüğü 2021/617771 Esas (MTS takibi) icra takip dosyasına yaptığı borca itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davacı lehine en az%20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür. Davacı
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin uygun olmadığını, dava konusu yapılan dönemlerde iş yerinin müvekkili şirkete ait olmadığını, o tarihlerde … Ltd. Şti.’nin bu iş yerinde faaliyet gösterdiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2022 tarihinden itibaren ise, bu sınır 8.000,00 Türk Lirasıdır. Davalı tarafın istinafa konu ettiği miktar davalı aleyhine hükmedilen vekalet ücreti miktarı olan 6.884,10 TL olması nedeniyle 18/10/2022 tarihli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davalının yatırmış olduğu 492,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 179,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/06/2023