Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1139
KARAR NO : 2023/1123
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2023
NUMARASI : 2020/214 Esas ve 2023/179 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların, 06.09.2019 tarihinde … – Eticaret Yazılım Hizmet Sözleşmesini imzaladığını, müvekkilinin işbu sözleşmeden kaynaklı bütün edimlerini eksiksiz ve aksatmadan yerine getirdiğini, fakat davalının, 06.09.2019 tarih, 303777 sıra numaralı ve 18.880.-Tl. tutarında faturanın, bakiye 7.080.-TL.’sini ısrarla ödemediğini, davalı aleyhine, İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü’nün 2019/36862 E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, borçlunun ödeme emrini tebellüğ ettiği ve yetki itirazında bulunduğunu, bunun üzerine, icra takibinin yetkili İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği ve yetkili olan İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16636 E. sayılı dosyasından yeniden ödeme emri gönderildiğini, borçlunun takibe itiraz ettiğini, İcra takibinden sonra davalının, Karşıyaka 5. Noterliği’nin 00261 yevmiye nolu ihtarnamesiyle sözleşmeyi feshettiğini ihtar ettiğini, müvekkili tarafından keşide edilen Kadıköy 10. Noterliği’nin, 28.01.2020 tarih, 03733 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, sözleşmeden kaynaklı bütün edimlerin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, bu sebeple davalı tarafından keşide edilen ihtarnamedeki bütün iddialara itiraz edildiğinin ihtaren bildirildiğini, Belirtilerek; İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16636 E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, haksız yere borca itiraz eden borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşme gereğince, davacının, müvekkil şirketin ürettiği ürünün satışının yapılacağı internet sitesinin e-ticaret altyapısı ve tasarımının gerçekleştirilmesi hususunda Sözleşme’nin ayrılmaz parçası olan hizmetlerin sağlanması edimini yüklendiğini, müvekkilinin ise davacı tarafa sunulacak hizmete karşılık 16.000 TL + KDV hizmet bedelini ödeme edimini üstlendiğini, müvekkil şirketin, işbu Sözleşme’nin 4. Maddesi gereğince Sözleşme’nin imzalanması ile birlikte davacı şirkete 10.000 TL + KDV ödeme yaptığı, ödeme ile birlikte e-ticaret sitesinin altyapı işleri, site tasarımı ve micro/kargo entegrasyonu sürecinin başladığını, Davacı şirketin; site tasarımının önemli olduğu, site tasarımının vitrin niteliğinde olacağı, tasarımın iyi olmaması halinde projenin başarılı olamayacağı, bu nedenle standart tasarım kullanmak yerine özel tasarım gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağını, ayrıca tasarımın kendileri tarafından gerçekleştirilmemesi halinde altyapıda sorunlar oluşabileceği gerekçelerini ileri sürerek; özel tasarım gerçekleştirmeyi ve en geç 1 ay 3 hafta içerisinde özel tasarım sitenin aktif hale geleceğini taahhüt ettiğini, bunun üzerine müvekkil şirketin, davacı şirketin işinin ehli olduğu düşüncesiyle özel tasarım talebine onay verdiğini, İlk tasarımın davacı şirket tarafından müvekkili şirket yetkililerine iletildiğini, yetkililer tarafından birtakım düzenlemeler talep edildiğini, ancak sonrasında müvekkili şirkete iletilen ikinci tasarımın müvekkilini hayrete düşürdüğünü, müvekkilinin “doğal takviyeler” isimli internet sitesinde satışı gerçekleştirilecek ürün şurup olmasına rağmen davacı şirket tarafından, satışı gerçekleştirilecek ürün ile hiçbir ilgisi olmayan “çatal-bıçak” şeklinde bir logo tasarlandığını, bunun üzerine müvekkil şirketin, site tasarımının kendileri tarafından gerçekleştirileceğini davacı şirkete bildirdiği ve davacı şirket tarafından sadece tasarlanan sitenin altyapı işlerinin yürütülmesinin talep edildiğini, hazırlanan yeni tasarımın davacı şirkete iletildiği ancak sitenin altyapı çalışmalarının belirlenen sürelerde tamamlanmadığını, Bu nedenle müvekkil şirket tarafından davacı şirkete, Karşıyaka 5. Noterliği’nin 00261 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek; davaya konu Sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle tek taraflı olarak feshedildiğini, davacı şirket Sözleşme gereği edimlerini Sözleşmenin şartlarına ve belirlenen sürelere uygun şekilde gerçekleştirmemiş olduğundan müvekkili şirket tarafından başkaca bir ödeme gerçekleştirilmeyeceğini, yanı sıra davacı şirkete, ihtarname tarihine kadar ödenmiş olan hizmet bedelinin 3 gün içerisinde müvekkili şirkete iade edilmesi gerektiğini, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar ve ihbar edildiğini, her türlü dava ve talep haklarını saklı tuttukları, Belirtilerek; Haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Açıklanan tüm bu hususlar ışığında eldeki davaya dönüldüğünde dava konusu sandıkların ayıplı olup olmadığı üzerinde durulmaksızın, birbiri ile uyumlu ve usulüne uygun olarak tutulan defter kayıtlarına göre fiyat farkı faturası adı altında düzenlenen faturanın davacı tarafça da itiraz edilmeyerek defterlerine kaydedilmiş olması nedeniyle taraflar arasındaki iade ilişkisi ispatlanmış kabul edilmelidir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddi…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme iddiasının ispatlanamadığını, davalının fiyat farkı faturasına itiraz edildiğini ve dava dilekçesinin ekinde de mevcut iken bu itirazı yapmadıkları için fiyat farkını kabul etmiş sayılacağımız varsayımıyla davamızın reddedilmesini anlamadıklarını, yerel mahkemenin dava dilekçemizin ekinde yer alan fiyat farkı içeren faturaya olan itirazımızı fark etmediğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2023 tarihinden itibaren ise, bu sınır 17.830,00 Türk Lirasıdır. Davacı tarafın istinafa konu ettiği alacak miktarının 7.412,86 TL olması nedeniyle 14/03/2023 tarihli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 492,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 179,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/06/2023