Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1045 E. 2023/1191 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1045
KARAR NO : 2023/1191

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2023 – Ara Karar
NUMARASI : 2023/230 Esas

DAVA : ALACAK – İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2023

Taraflar arasında görülen alacak davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen 05/04/2023 tarihli ara kararı ile; “Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin akaryakıt satışı işi ile uğraştığını, davalının ise lojistik ve nakliye işiyle uğraştığını, davalıya tarafça 137.044,07 TL ‘lik akaryakıt satın alındığını, veresiye fişleri üzerinde akaryakıt alan araçların plaka ve şoförleri, düzenlendikleri tarihler, ve bu tarihlerden sonra 10 gün içerisinde makbuz bedelinin ödeneceğine dair ibarelerin mevcut olduğunu davalı tarafça borcun ödenmemesinden dolayı alacağın ifasını sağlamak için Karşıyaka 4. İcra Dairesi 2023/648E sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, akaryakıtın teslim edilmesiyle borcun vadesinin geldiği makbuz içeriklerinden anlaşıldığından alacaklarının zayi olmaması adına davalının taşınır, taşınmaz mallarıyla 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız, aksi halde makul bir teminat karşılığında ve 137.044,07 TL asıl alacağı karşılayacak miktarda ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Talep, İİK.’nun 257 vd.maddelerine göre yapılmış ihtiyati hacze ilişkindir.
Anılan maddeye göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile diğer haklarını haczettirebilir. Keza, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya hazırlanır ise vadesi gelmemiş borçtan dolayı dahi ihtiyati haciz istenebilir. Buradan anlaşıldığı üzere ihtiyati haciz kararı verebilmenin şartlarından birisi alacağın varlığıdır. Alacaklının alacağı hakkında mahkemeye kanat verecek deliller göstermesi gerekir; mahkemenin ispat sınırını aşan bir alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verebilmesi için alacaklı, alacağının yaklaşık ispat seviyesinde ispatlamalıdır.
Bu bağlamda, tacirler ticari delil sistemi gereğince defterler ve faturalar aracılığıyla yaptığı iş ve hizmetleri, hukuki ilişkileri, hukuki ilişki çerçevesinde tahakkuk eden alacağı ve tutarını ispat edebilirler. Ancak bunun için her iki tarafın tacir olması, her iki tarafın da defterlerine kaydı gereken bir ticari iş olması, defterlerin muhasebe tekniğine ve yasaya uygun tutulması, tüm defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesi ve dayanak belgeler ile uyumlu olması, karşı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş defterlerinin aksi kayıt içermemesi gerekir (HMK.m.222). Buna göre,veresiye fişleri fotokopilerinin başlıbaşına alacağın varlığını yaklaşık ispat seviyesinde göstermez.
Olayda, ihtiyati haciz isteyen şirket tacir olup dosyaya sunduğu veresiye fişi başlıklı makbuz fotokopilerine dayanarak karşı taraftan alacağına karşılık onun mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Sadece sözü edilen belgeleri fotokopilerinin sunulmuş olması, bu belgelerle bir bütün olarak değerlendirilmesi halinde ticari defterlerin delil niteliğini haiz olması, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmeden doğan edimlerin kapsamının ve niteliğinin ihtilaflı bulunması ve ancak bilirkişi görüşü ile çözümlenmesinin mümkün olması, talepte bulunanın diğer defter ve belgeleri ile karşı tarafın tüm ticari defter ve belgelerinin bulunmaması, öte yandan İİK’nun 257/2.maddesinde belirtilen borçlunun mallarını kaçırdığı iddiası yönünde herhangi bir delil ve belge sunulmaması karşısında ihtiyati haciz isteyenin talep konusu alacağının varlığı yaklaşık ispat seviyesinde ispatlanamamıştır.
Bu itibarla, yerinde görülmeyen ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı firmanın sunulan veresiye fişi başlıklı makbuzlar düzenleterek müvekkili şirketten toplam değeri 137.044,07.TL olan akaryakıt satın aldığını, veresiye fişleri üzerinde akaryakıt alan araçların plaka ve şoförleri, düzenlendikleri tarihler ve bu tarihlerden sonra 10 gün içerisinde makbuz bedelinin ödeneceğine dair ibarelerin mevcut olduğunu, ancak geçen süreye rağmen davalı firma tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını, veresiye fişleri fotokopilerinin başlı başına alacağın varlığını yaklaşık ispat seviyesinde göstermeyeceğini beyan ederek ihtiyati haciz talebimizin reddine dair mahkeme ara kararının son derece hatalı olduğunu, makbuzların asıllarını mahkemeye sunduklarını, eksik inceleme yapıldığından işbu hususun göz ardı edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Talep, alacak davası sırasında verilen ihtiyati haczin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz kararına itirazı düzenleyen İİK.’nın 265.maddesinde de ise; “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./17.mad) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/230 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 05/04/2023 tarihli ARA KARAR, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcı peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden ihtiyati haciz isteyen davacı aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.