Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1036 E. 2023/1324 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1036
KARAR NO : 2023/1324

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2022
NUMARASI : 2020/561 Esas 2022/286 Karar

DAVA : KONKORDATO
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/561 Esas ve 2022/286 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davacıların konkordato taleplerinin kabulüne dair verilen karara karşı alacaklılar …. A.Ş., … A.Ş. ve … vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, … AŞ. ve … AŞ. vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş, Dairemizce 05.07.2022 tarih ve 2022/949 Esas 2022/1238 Karar sayılı kararı ile alacaklı … AŞ. ve … AŞ. vekillerinin istinaf başvurularının usulden reddine, alacaklı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesis edilerek, konkordato tasdik talebinin reddine dair hüküm kurulmuş ve bu kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2023 tarih ve 2022/5154 Esas, 2023/521 Karar sayılı ilamı ile davacılar lehine bozularak alacaklılardan … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu yönünden istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize iadesi üzerine Dairemizce bozma ilamına uyularak duruşmalı olarak inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; “… dava dilekçesinde; yüksek gıda mühendisi … tarafından 1999 yılında davacı şirketin limited şirketi olarak kurulduğunu, 2005 yılında Anonim Şirkete dönüştüğünü ve 2011 yılına kadar inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, 2011 yılından itibaren … A.Ş. olarak gıda sektöründe faaliyette bulunmaya başladığını, kısa sürede iç ve dış pazarda büyüme gösterdiğini, … ‘in şirketin tek ortağı olduğunu ve şirketin borçlarına müteselsil kefaletinin bulunduğunu, ancak dövizde oluşan dalgalanmaların ekonomide yavaşlamaya ve daralmaya sebep olduğunu, davacı şirketin de ekonomik güçlüğe girdiğini bu nedenle borçlarını ödeyemediğini ileri sürerek, davacı şirket yönünden borçların geçici mühlet ve kesin mühlet süresince ödemesiz adi alacakların projenin tasdikini izleyen 3 yılda faizsiz olarak 3 ayda bir yılda 4 taksit olmak üzere 12 eşit taksitte banka alacaklarına İİK 308/h maddesi uyarınca ayrıca görüşme yapılarak yıllık %7 faiz ile borçların yapılandırılmasının kamu alacaklarının ilk yılda tamamının yasal faiz dahil ödeme yapılması personel alacaklarının ilk yılda ödenmesinin planlandığını, davacı … yönünden ise şirket için öngörülen projede borçların ödenmesi halinde … ‘in de borçlarının ortadan kalkmış olacağının ileri sürülerek, İİK’nun 285.vd. maddeleri uyarınca konkordato talep ettiklerini bildirerek önce geçici mühlet daha sonra kesin mühlet verilerek konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 11/02/2020 tarihli tensip tutanağı ile İİK’nun 286.maddelerinden eksik olduğu tespit edilenlerin ikmali ve gider avansının yatırılması, … yönünden borcun hangi vadede hangi tutarda ödeneceği konusunda projenin sunulmasını bildirmesi konusunda kesin süre verilmiş, eksik belgelerin sunulması ile … ‘in borçlarını konkordatonun mahkemece kabul edilmesi halinde %33 tenzilatla malvarlığından 13.000.000,00-TL değerindeki taşınmazı tasdik kararından sonra bir yıl içerisinde satarak borcu ödemek istediğini bildirmiştir.
Mahkememizin 12/02/2020 tarihli ara kararı ile davacı şirket ile … hakkında 12/02/2020 tarihinden itibaren 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verilerek konkordato geçici komiseri olarak davacı şirkete Bağımsız Denetçi Mali Müşavir …, Hukukçu … , Kimya Mühendisi … görevlendirilmiş, davacı … ‘e .. görevlendirilmiş ve ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
İİK’nun 288.maddesi uyarınca geçici mühlet kararı ilgili yerlere bildirilerek ilanlar yaptırılmıştır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün internet sitesinden alınan sicil kaydına göre davacı … ‘nin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez- … sicilinde kayıtlı olduğu, adresinin … Caddesi No:… … Plaza K:… … İZMİR olduğu saptanmıştır.
Müdahale talep edenlerin sundukları dilekçeler değerlendirilmiş, müdahale harcı yatıranların müdahale talepleri kabul edilmiştir.
Geçici Konkordato Komiser heyeti davacı şirket yönünden sundukları 02.03.2020 havale tarihli ön raporda bir kısım bilgi ve belgelerin eksik olduğunu bildirmişler bu hususların tamamlanması konusunda davacı tarafa kesin süre verilmiş, davacı tarafından sunulan bilgi ve belgeler konkordato komiseri tarafından değerlendirilmiştir.
Davacı şirket yönünden konkordato komiserleri 12.06.2020 tarihli raporlarında; İİK’nun 286.maddesinde sayılan belgelerin dosyada mevcut olduğunu, şirketin borca batık olmadığını, davacı şirketin … ilçesi sınırları dahilinde üretim yaptığı ve kiracı olarak işgal ettiği tesisin kapatıldığını, fabrika binasının mal sahibine teslim edildiğini üretimde kullanılan makinelerin büyük bir kısmının finansal kiralama şirketine ait olduğunu, kira bedeli ödenmediği için finansal kiralama şirketleri tarafından üretim alanından alındığını, davacı şirketin kendisine ait makine ve techizatların icra marifetiyle yediemin deposuna kaldırıldığını, şirketin … Mah. … Cad. … Plaza No:… K:… … İzmir adresindeki iş yerinin üçüncü şahıslara kiraya verildiğini, şirketin toplam borcunun 28.057.256,13-TL olup adi alacaklı sayısının 106 olduğunu, bunlardan adi alacak toplam tutarının 13.660.830,83-TL rehinli borç tutarının rehine konu gayrimenkullerin değerlenmiş tutarı dikkate alındığında 12.300.000,00-TL olduğunu, rehinli alacaklının … Bank AŞ olduğunu, şirketin ön projesinin temel dayanağının faaliyet gelirleri, alacakların tahsili, gayrimenkul satışı olduğu, şirketin 2019 yılında hiç alacak tahsil edemediğini, şu anki piyasa koşullarında bu yılda tahsil etmesinin mümkün görünmediğini, şirkete ait taşınmazların toplam rayiç değerinin 12.906.000,00-TL, şirketin araçlarının rayiç değerinin 344.000,00-TL, şirket ortağı … ‘in gayrimenkullerinin 9.344.000,00-TL, şirket ortağı … ‘in kızı … ‘in şirket borcundan dolayı rehinli taşınmazının rayiç değerinin 2.890.000,00-TL, şirket ortağı … ‘in aracının rayiç değerinin 200.000,00-TL olmak üzere şirket borçları için satılmak istenen gayrimenkul ve menkullerinin toplam değerinin 25.684.000,00-TL olduğunu, şirketin yukarıda belirtilen borcun ödenmesi için şirketin gayrimenkullerinin araçlarının … ‘in gayrimenkullerinin ve aracının ve … adına kayıtlı gayrimenkulün satışının yeterli olmadığını, bu durumda kesin mühlet verilmemesi gerektiğini, bu gayrimenkullerin ve menkullerin satışı yanında şirketin ticari faaliyetlerini normal olarak sürdürmesi ve faaliyet karı elde etmesi halinde projenin gerçekleşebileceğini ve kesin mühlete geçilebileceğini bildirmişlerdir.
… konkordato komiseri … … yönünden sunduğu raporunda ve duruşmadaki beyanında; … ‘in kefaletinden kaynaklanan borcunun 19.455.724,09-TL olduğunu, ön projesine göre borçlarının %67’sini ödeyeceği gözönüne alındığında sahibi olduğu taşınır ve taşınmazların satışından elde edeceği bedelin yeterli olmadığını, bu durumda kesin mühlet verilmemesi gerektiğini, ancak bu davacının %100 ortağı olduğu … AŞ’ne kesin mühlet verilmesi halinde … ‘e de kesin mühlet verilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
Davacı … duruşmada, kendisine şans verilir ise tüm alacaklıların borçlarını kesin mühlet içinde çalışarak, gayrimenkullerini en yüksek fiyata satarak, en kısa sürede ödemek istediğini, ayrıca ticari faaliyetindeki üretimi % 3’e indireceğini, daha çok ticari alım satım yaparak borçlarını ödeyeceğini, rehinli alacaklı ile şu anki borç tutarından daha az bir tutarda anlaşacağını ifade etmiştir.
Yapılan duruşmada, davacı tarafça rehinli alacaklı ile borcun şu anki tutarından daha aşağı bir tutarda anlaşılacağı ve ticari faaliyete mal alıp satma şeklinde devam edileceği beyanı karşısında kesin mühlet verilip verilmeyeceğinin takdiri için davacı tarafa talebi uyarınca rehinli alacaklıyla anlaşması halinde mahkememize bildirmesi ve ticari faaliyette bulunacağına ilişkin belgeleri sunmak üzere süre verilmiştir. Verilen sürede davacı taraf rehinli alacaklı ile anlaşamadığını bildirmiş, ticari faaliyet sürdüreceği konusunda ciddi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizin 01/07/2020 tarihli 2020/105 esas 2020/350 karar sayılı kararı ile; Dosyaya sunulan tüm belge ve deliller karşısında davacı şirketin ödeme güçlüğüne girdiği belirtilerek konkordato talebinde bulunduğu, şirketin rayiç bilançoya göre borca batık olmadığı, toplam borcunun 28.057.256,13-TL, adi alacak tutarının 13.660.830,83-TL, adi alacaklı sayısının 106 olduğu, şirketin değerlemesi yapılmış gayrimenkullerin değeri dikkate alındığında rehinli borcunun 12.300.000,00-TL olduğu, davacı şirketin … ilçesinde bulunan ve kiracı olduğu tesisin kapatıldığı makinelerin bir kısmının finansal kiralama şirketleri tarafından götürüldüğü, davacı şirkete ait makine ve tesisatların ise haczedilip yediemin deposuna kaldırıldığı, dolayısıyla şirketin üretim faaliyetinin olmadığı, hatta davacı şirketin merkez adresi olarak gösterilen iş yerinin dahi üçüncü kişilere kiraya verilmiş olduğu, davacı şirketin borçlarını şirkete ait gayrimenkullerin ve araçların şirketin tek ortağı … ‘e ait rehinli gayrimenkullerin ve aracın, şirket borcundan dolayı rehinli … ‘in kızı … adına kayıtlı gayrimenkulün satışı yanında tahsil edilemeyen alacakların tahsili ve ticari faaliyetle ödeyeceği şekilde proje sunduğu, konkordato komiser heyetinin raporunda ortaya konulduğu üzere söz konusu şirkete ve üçüncü kişilere ait gayrimenkullerin ve araçların satışından elde edilecek bedelin belirtilen borcun ödenmesine yeterli olmadığı, şirketin bilançosunda kayıtlı tahsil edemediği alacakların tahsil imkanının gözükmediği, şirketin pazarlama şeklinde ticari faaliyette bulunacağını bildirmiş olmasına karşın bu yöndeki ticari faaliyete ilişkin ciddi ve inandırıcı delil ve belge sunulmadığı, tüm bunların sonucu olarak davacı şirketin konkordato projesinin uygulanabilir olmadığı kanaatine varılmakla konkordato talebinin ve kesin mühlet verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Yine aynı kararla; davacı … davacı şirketin tek ortağı olup şirketin 19.455.724,09-TL borcuna müteselsil kefil olması sebebiyle borçlu olduğu, bu borcu ödeyemediği, şirketin borcu ödemesi halinde kendisinin de sorumluluğunun kalkacağı ancak şirketin de borçlarını ödeyemediği, … ‘in borçların %67’sini taşınmazların rayiç bedelle satılması halinde ödeyeceği şeklinde proje sunmuş olmasına karşın adına kayıtlı taşınmazların davacı şirketin borçlarından dolayı rehinli olduğu, rehinli alacaklı ile anlaşmadan satışının mümkün olmadığı, satılsa bile rehinli borç dışında adi alacaklılara kalabilecek bir tutar olmayacağı, … ‘in taşınır ve taşınmazlarının toplam değerinin 9.544.000,00-TL olup bunların satılması halinde dahi tüm borçlarına yetmeyeceği, konkordato komiser raporunda ortaya konulduğu üzere davacı şirket yönünden kesin mühlet verilmemesi halinde … ‘in de projesinin uygulanabilir olmadığı kanaatine varılmakla konkordato ve kesin mühlet verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 01.07.2020 tarihli 2020/105 Esas 2020/350 Karar sayılı kararına karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulduğu ve BAM 17. Hukuk Dairesinin 05.10.2020 tarihli 2020/1339 Esas 2020/1026 Karar sayılı kararı ile “Yapılan incelemede, mahkemece 12/02/2020 tarihinde 3 aylık ek süre verilmiş, ilk duruşma 3 aylık ek sürenin bitmesi beklenmeksizin 29/04/2020 tarihinde yapılacağı ilan edilmiştir. Oysa usulen ilk duruşmanın 3 aylık sürenin son gününde yapılması gerekmekte olup, bu tarihten önceye alınmasını gerektirir bir durum ve geçerli objektif bir nedenin bulunması halinde de yeni bir duruşma günü verilerek ilgililere bildirilir. Bu yönüyle belirlenen duruşma günü itibariyle hak ihlalinin söz konusu olabileceği yeterince dinlenme hakkının sınırlandırılmış olabileceği gözlemlenmiştir. 3 aylık sürenin başlangıcı olan 12/02/2020 tarihi ile Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle Cumhurbaşkanlığı kararı gereğince 26/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihinde kadar İİK’da öngörülen sürelerin ve hak kullanımına ilişkin sürelerin durdurulduğu görülmekle, 26/03/2020 tarihine kadar işleyen 1 ay 14 günlük süre 3 aylık süreden düşüldükten sonra kalan 1 ay 16 günü 15/06/2020 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başladığı, buna göre 3 aylık süre eklendiğinde 29/07/2020 tarihi itibariyle öngörülen 3 aylık geçici mühletin sona ereceği görülmektedir. Oysa mahkemece 3 aylık geçici mühlet süresinin dolması beklenmeksizin ve bu sürenin kesilmesini gerektirir hukuki nedeni de karar yerinde tartışıp ve ayrı bir karara da konu etmeksizin 01/07/2020 tarihinde geçici mühletin kaldırılmasına karar verilmek suretiyle talepçilerin hukuki dinlenme haklarının ve yasada öngörülen haklarının ihlal edildiği ve mahkemece amir olan yasal bu hükümlere riayet edilmediği görülmektedir. Dosyada bulunan komiser heyet raporlarından da taraflara kesin mühletin verilmesi yönünde rapor sundukları anlaşılmaktadır. Ayrıca borca batık olduğu tespit edilmemiş olan davacıların alacaklılarına ancak %67’sinin tatmin edileceği yönündeki gerekçede yer alınan kanaatinde birbiriyle çelişkili olduğu görülmektedir. Bu durumun tespiti halinde yani mevcutların borçların ancak %67’sini karşılayabileceğinin mahkemece tespit halinde iflas şartlarının tartışılması gerekir iken çelişkili bu sonuca rağmen iflas şartlarının oluşmadığı yönündeki sonucun konkordatonun reddi gerekçesi olarak gösterilen husus açısından hukuka uygun olmadığı, bu durumda da iflas şartlarının tartışılması gerektiği, ancak mahkemece bu yönde bir incelemenin yapılmadığı görülmektedir. Mahkemece 3 aylık sürenin bitmesi beklenmeksizin ve herhangi bir ara karar ile 3 aylık sürenin öne alınması ile de gerekçeli bir kararın oluşturulmadığı dosya kapsamından görülmüştür. Bu hususun talepçilerin haklarını yeterince kullanılmasına engel olduğu görüşü heyetimizce oluşmuştur. Ara kararına konu ve mahkeme gerekçesinde yer alan 19/06/2020 tarihli duruşmada talepçilere rehin alacaklılarla anlaşmaları için ve anlaşmanın sağlanması durumunda komiserin bu hususu ortaya koyması için bir haftalık kesin mehil verildiği fakat karar duruşması olan 01/07/2020 tarihli oturumda da kesin mehilde de anlaşmanın sağlanamaması sebebiyle de talebin reddine karar verildiği görülmüştür. Mahkemenin bu yöndeki ara kararının ve bu ara kararının verilen karara gerekçe kılınmasının talepçilerin kanuni dinlenme hakkını ihlali sonucunu doğuracağı açıktır. Keza konkordato müessesesi içerisinde yasada yargılama makamına ilgililere bu şekilde bir süre verilmesi hususunda görev ve yetki verilmediği gibi sadece rehinli alacaklılara bu şekilde bir süre ve görüşme imkanı tanınmasının da alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesini zedeleyeceğinden bu yöndeki uygulamanın kamu düzenini ihlal edeceği düşünülmüştür. Keza alacaklılarla borçların görüşme imkanı ve anlaşma durumu konkordato müessesinde ancak kesin süre içerisinde ve komiser huzurunda gerçekleşebilecek bir durum olup bu konudaki yetkide komiserdedir. Kaldı ki, kabule göre öngörülen bir haftalık görüşme süresi ve bu sürede komiser raporunun hazırlanması yönünden de mahkeme kanaati irdelendiğinde bir haftalık sürenin taleplerin mahiyeti itibariyle kısa olduğu ve bu anlamda da kanuni dinlenme hakkının zedelendiği düşünülmektedir. Yukarıdaki nedenlerle, konkordato mühleti talep eden şirket ve gerçek kişinin istinaf taleplerinin dosyanın aşaması, dosyada bulunan bilgi ve belgeler, yargılamada uygulanan usul, konkordato müessesinde sürelerin kesintisiz olması ve konkordato komiserlerinin olumlu görüşlerini ortadan kaldıracak inandırıcı bir gerekçenin karar yerinde tartışılmamış olması ve bu aşamada hakların kullanımının engellenememesi, kanuni dinlenme hakkının önüne geçilebilmesi için başkaca yasal imkan kalmaması hususları nazara alınarak kabulü ile istinafa konu mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkeme kararı ile kaldırılan mühletlerin karar tarihinden itibarenden de devamına, şirket ve gerçek kişinin bir yıllık kesin mehil verilmesi yönündeki taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile, daha önce öngörülen üç aylık geçici mühletin Covid-19 dolayısıyla ve Cumhurbaşkanı kararıyla durdurulan süreler nazara alınarak üç aylık sürenin sonu olan 29/07/2020 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mehil verilmesine, İİK gereğince kesin mehil süresinin işletilmesi için gerekli karar ve usulü işlemlerinin kararı veren İzmir 3 ATM tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararımız gereği yerine getirilmesi için İzmir 3 ATM ‘ye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince dava dosyası mahkememize gönderilmekle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17 Hukuk Dairesince davacılar hakkında 29.07.2020 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiği anlaşılmış, mahkememizin 06/10/2020 tarihli ara kararı ile davacı şirkete yeniden … , … ve … konkordato komiser heyeti olarak atanmış, davacı … ‘e … konkordato komiseri olarak atanmış, daha önce verilen ihtiyati tedbir kararının aynen devamına karar verilmiştir.
Davacılara kesin mühlet verildiği ilgili kurumlara bildirilmiş ve ilan edilmiştir.
Davacı şirket yönünden konkordato komiser heyeti, davacı … yönünden konkordato komiseri kesin mühlet döneminde İİK 290. maddesindeki yazılı görevleri yerine getirerek, 3’er aylık periyotlar halinde konkordatonun gidişatı ve konkordato süresi içerisindeki çalışmalarına ilişkin raporlarını sunmuşlardır.
Davacılar vekilinin kesin mühlet süresinin uzatılması talebinin değerlendirilmesi sonucunda; mahkememizin 28/06/2021 tarihli ara kararı ile davacılar yönünden ayrı ayrı kesin mühletin bitim tarihinden geçerli olmak üzere kesin mühlet süresinin 4 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiş, bu karar ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilmiş ve ilan edilmiştir.
Davacı şirket yönünden konkordato komiser heyeti tarafından düzenlenen 28.09.2021 havale tarihli, davacı … yönünden konkordato komiseri tarafından düzenlenen 28.09.2021 havale tarihli, konkordatonun akıbeti ve oylama sonuçları ile ilgili tasdik duruşmasına esas raporların ve dosyanın iade edilmesi üzerine mahkememizin 30.09.2021 tarihli ek tensip tutanağı ile konkordatonun yargılamasına başlanmak üzere duruşma günü tayin edildiği, davacı şirket ve davacı gerçek şahıs yönünden ayrı ayrı tasdik harcının belirlenilerek yatırılması için kesin mehil verildiği, ayrıca davacı şirketin reel olarak borca batık olup olmadığının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun yargılamasına başlandığının ve itiraz edeceklerin itirazlarını bildirmelerine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Portalında gerekli ilanlar yapılmış, duruşma günü davacılar vekili ile komiserlere tebliğ edilmiş, konkordato tasdik harçları ayrı ayrı davacı vekilince vezneye yatırılmış, ek tensip ara kararı gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişilerin düzenlediği 14.10.2021 tarihli rapor ile konkordato komiser heyetinin düzenlediği 18.10.2021 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu, davacı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yine davacı vekilinin 12.10.2021 tarihli dilekçesinin değerlendirilmesi üzerine bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verildiği ve bilirkişilerin düzenlediği 18.10.2021 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Konkordato komiser heyetinin davacı şirket hakkında sunduğu 28/09/2021 havale tarihli raporunda; davacı şirketin adi borç toplamının 25.120.867,49-TL olduğu, bunlardan 33 alacaklının toplam 8.826.299,58-TL alacak için projeye kabul oyu kullandığı, geriye kalan 28 alacaklının 16.294.567,91-TL alacak için projeye ret oyu kullandığı, böylelikle İİK 302 maddesinde ortaya konulan kabul çoğunluğunun sağlanamadığını, alacaklıların oyuna tasdik tarihinden itibaren 1 yıl ödemesiz 3 yılda 36 eşit taksitte borcun ödenmesi teklifinin sunulduğunu, rayiç değerlere göre şirket özvarlığının -5.171.619,34-TL ve borca batık olduğunu ortaya koymuşlardır. Projeye ve konkordatoya ret oyu kullananlar içerisinde bulunan … Bank AŞ’nin rehin dışı kalan adi alacağının 13.761.500,00-TL olduğu ve projeye ret oyu kullandığı belirlenmiştir.
… konkordato komiseri … sunduğu 28/09/2021 havale tarihli raporunda; kefalet dahil … ‘in nisaba esas borç miktarının 20.729.732,43-TL ve alacaklı sayısının 11 olduğunu, bu alacaklılardan 3 alacaklının toplam 3.308.113,00-TL alacak için projeye kabul oyu verdiği, geriye kalan 8 alacaklının 17.421.619,43-TL alacak için projeye ret oyu verdiği, böylelikle İİK 302 maddesindeki kabul yönünden yeterli çoğunluğun sağlanamadığı anlaşılmıştır. … ‘in alacaklıları içerisinde … Bank AŞ’nin adi alacağının 16.062.400,05-TL olduğu, bu alacaklı tarafından ret oyu kullanıldığı belirlenmiştir.
Davacı şirketin reel olarak borca batık olduğu bildirilmekle, borca batıklığın tespiti bakımından bilirkişi heyeti oluşturulmuş, yerinde inceleme yetkisi verilmiş, bilirkişiler yaptıkları inceleme sonunda sundukları 14/10/2021 tarihli raporda; … AŞ’nin reel değerlerine göre 30/09/2021 tarihli bilanço verilerine göre özvarlığının 11.448.096,99-TL olduğu borca batık olmadığı, aktifinin borçlarını karşılamaya yettiğinden teklif edilen projenin kaynaklarıyla orantılı olduğunu ortaya koymuşlardır.
Davacı vekili 19/11/2021 tarihli duruşmada; davacıların gayrimenkullerinin değerinin arttığını, projeyi revize ettiklerini, revize projeye göre geçici mühlet tarihine kadar kendi tabi olduğu faize tabi olmak, geçici mühlet tarihinden itibaren yıllık %6 oranında faiz uygulamayı önerdiklerini, bu şekilde her iki davacı yönünden projeyi revize ettiklerini, … AŞ ile rehinli alacakların yapılandırılması konusunda görüşmeler yaptıklarını, bankanın adi alacakları konusunda teklif ettikleri bu proje kapsamında anlaşacaklarını, anlaşma sağlanması halinde bankanın konkordatoya verdikleri ret oyunu kabule dönüştürmesinin söz konusu olacağını, bu nedenle kendilerine süre verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizin 19/11/2021 tarihli duruşmasında; davacı şirket konkordato komiser heyeti davacı şirketin gayrimenkullerinin piyasa şartlarında fevkalade değerlendiğini, davacı şirketin hem kaydi hem de reel olarak borca batık olmadığını, … Bank AŞ ile borç yapılandırma görüşmelerine katıldıklarını, olumlu sonuçlanmasının yüksek ihtimalli olduğunu bildirmişlerdir.
… konkordato komiseri davacı … ‘in malvarlığının değerinin artması sebebiyle projenin uygulanabilirliği … yönünden de olumluya dönüştüğünü bildirmiştir.
Mahkememizin 19.11.2021 tarihli duruşmasında; kesin mühlet içerisinde yargılamaya başlanılmış ancak kesin mühlet içerisinde yargılamanın bitirilemeyeceği anlaşılmakla İİK 304/2 maddesi uyarınca kesin mühletin bitiminden itibaren karar verilinceye kadar 6 ayı geçmemek üzere mühlet hükümlerinin devamına karar verilmiştir.
Tüm alacaklıların menfaatine olması itibariyle davacılar vekiline … Bank ile olan görüşmelerini sonuçlandırması için süre verilmiştir. Mahkememizin 04/03/2022 tarihli duruşmasına kadar davacı ile … Bank arasında yapılan görüşmeler olumlu sonuçlanmamış ancak bu kez davacılar vekili duruşmadaki beyanında ve sunduğu dilekçesinde; … Bank’ın alacağını temlik almak isteyen bir kişinin bulunduğunu, … Bank’dan alacağı temlik alma görüşmelerinin sonuçlanma üzerinde olduğunu, temlik aldığında … Bank’ın ret oyunu kabule dönüştüreceğini bu kişiye … ‘nın 7 arsasının satışı halinde … Bank AŞ’den temlik aldığı alacağının ödenmiş olacağını, bu durumun gerçekleşmesi durumunda alacaklılar lehine olmak üzere projeyi revize edeceklerini bildirmiş olup en büyük alacaklı … Bank AŞ’ye olan borcun anlaşarak daha düşük seviyeye getirilmesi karşısında diğer alacaklılara aktarılacak kaynağın artacağı ve diğer alacaklılara ödeme projesinin revize edileceği dikkate alınarak tüm alacaklılar lehine bir sonuç doğacağından davacı vekiline 04/03/2022 tarihli celsede son kez süre verilmiştir.
Davacılar vekili 24/03/2022 tarihli dilekçesi ile revize projeyi sunmuş, 01/04/2022 tarihli duruşmada da … Bank AŞ’nin rehinli ve adi tüm alacağının … tarafından temlik alındığını, kendisi ile projenin uygulanması safhasında gayrimenkullerin bir kısmının devri konusunda anlaşmalar yapıldığını, bu anlaşmaların mahkemeye sunduklarını, … ‘un … Bank AŞ’den temlik aldığı alacağa ilişkin nisaba esas ret oyunu kabule dönüştürdüğünü, borçların gayrimenkul bedelleri ile ödenecek olması itibariyle projeyi revize ettiklerini, tüm borçlarını geçici mühlet tarihine kadar ait olduğu faiz oranı ve bu tarihten sonra yıllık %6 faiziyle tenzilatsız olarak tasdik kararından itibaren 45 iş günü içerisinde gayrimenkulleri devretmek ve devir tarihinden itibaren 30 gün içerisinde defaten borçlarını ödemek istediklerini, gayrimenkullerin devri 45 iş gününden önce olur ise 30 günlük ödeme süresinin bu işlemin tamamlandığı paranın tahsil edildiği tarihten itibaren başlayacağını en geç 09/07/2022 tarihine kadar borçlarını defaten ödemek üzere projelerini revize ettiklerini beyan etmiştir. Davacı … şirket vekili ve kendisi adına avukatın açıkladığı üzere borçlarını ödemek üzere projeyi revize ettiklerini, konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmişlerdir.
… vekili sunduğu dilekçe ile ve duruşmadaki beyanı ile; her iki davacı yönünden … Bank AŞ’den olan alacağı temlik aldıklarını, nisaba esas olmak üzere … Bank’ın kullandığı ret oyunu kabul olarak değiştirdiklerini beyan etmiştir.
… Bank AŞ ile … arasında yapılan alacağın temliki sözleşmesi dosyaya sunulmuş, … Bank AŞ’nin davacılardan olan alacağını teminatını oluşturan ipoteklerle birlikte 24.652.100,00-TL bedelle ilaveten KDV dahil 347.900,00-TL vekalet ücreti ödenmek suretiyle toplam 25.000.000,00-TL bedelle … ‘a temlik ettiği anlaşılmıştır.
Bu arada alacaklılardan … Şti’nin ret oyunu kabule dönüştürdüğü anlaşılmıştır.
Davacı şirket komiser heyeti 28/03/2022 havale tarihli raporlarında; temlik alan … ve alacaklı … Şti’nin davacı şirket lehine konkordato projesine vermiş olduğu olumlu oylar çerçevesinde 61 adet alacaklının 31’nin 25.120.867,49-TL toplam alacak tutarının 22.983.059,27-TL’sinin konkordato projesini kabul ettiği, böylelikle İİK 302 maddesindeki kabul çoğunluğunun sağlanmış olduğunu, borçlu şirketin maliki olduğu 8 adet taşınmazın daha önce mahkeme tarafından yaptırılan değerlemeden aşağı olmamak üzere satılması halinde hem temlik alan alacaklının alacağının hem de adi alacaklıların alacağının faizi ile birlikte ödeneceğini 23/03/2022 tarihli revize proje kapsamında konkordatonun tasdikinin tüm alacaklıların lehine olacağını, alacaklıların defaten alacağına kavuşma imkanına sahip olacağını, revize projenin davacı şirketin malvarlığı ve kaynaklarıyla orantılı olduğunu ortaya koymuşlardır. Davacı … ‘in konkordato komiseri … ‘a sunduğu 28/03/2022 havale tarihli raporunda; temlik alacaklısı … ‘un daha önce … Bank’ın ret oyunu kabule dönüştürdüğünü, bu kapsamda 11 alacaklının 4’nün toplam 20.729.732,43-TL alacak tutarının 19.370.513,05-TL’lik kısmı için projeyi kabul ettiğini, böylelikle projenin alacaklıların dörtte biri ve alacak tutarının üçte ikisi tarafından kabul edilmiş olduğunu, tasdik şartının yerine getirildiğini, … AŞ ile … arasında birlikte borçluluk durumunun söz konusu olduğunu, şirketin borçlarının ödenmesi halinde … ‘in borçlarının da ortadan kalkacağını bildirmiştir.
Temlik alan alacaklı … ile davacılar arasında taşınmaz devrine ilişkin akdedilen protokol dosyaya sunulmuştur.
Son duruşma öncesinde işçilik alacaklarının bulunduğunu bildiren … , … vekili ile … vekili alacaklarına proje kapsamında yer verilmesini istemişlerdir. İİK 305/1-d kapsamında bu alacakların teminatlandırılması gerektiği anlaşılmış, davacı vekilinin talebi dikkate alınarak … ‘in alacağının 100.000-TL nakit paranın mahkeme emrine açılacak banka hesabına yatırılarak teminatlandırılmasına karar verilmiş, söz konusu teminat …bank … Şubesine yatırılmış, … ve … ‘ın bu arada ödendiği bildirerek ibranameleri davacı vekilince sunulmuş, alacaklılar … ve … vekili 31/03/2022 tarihli dilekçe ile müvekkillerinin alacağının tam olarak ödendiğini bildirmiştir.
Konkordatoya ilişkin geçici mühlet ve kesin mühlet aşamasında tüm iş ve işlemler ile konkordato komiserleri tarafından sunulan raporlar ve tasdik yargılamasına başlandıktan sonraki gelişmeler karşısında; davacı şirketin ödeme güçlüğüne girdiğini bildirerek başlangıçta borçlarını tasdik tarihinden itibaren 36 ayda 4 ayda bir taksit olmak üzere faizsiz ödemeyi teklif ettiği, davacı … ‘in davacı şirketin tek ortağı ve temsilcisi olduğu, şirketin borçlarını müteselsil kefaletinin ve ipotek teminatlarının bulunduğu, kefalet dahil borçlarını faizsiz olarak %33 tenzilatla tasdik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ödemeyi teklif ettiği, geçici mühlet sonunda her iki davacı yönünden projenin gerçekleşemeyeceği kanaatine varılmakla, kesin mühlet talebinin reddine ve geçici mühletin kaldırılmasına karar verildiği mahkememiz kararının İzmir BAM 17 Hukuk Dairesince kaldırılarak davacılara ayrı ayrı kesin mühlet verildiği, BAM 17 Hukuk Dairesi’nin bu kararı karşısında davacı şirkete konkordato komiser heyeti, davacı … ‘e konkordato komiseri atanarak kesin mühlet içerisinde yapılması gereken iş ve işlemlerin yapıldığı, konkordato komiserlerinin kesin mühlet bitimi öncesi sundukları son raporda her iki davacı yönünden İİK 302 maddesinde belirlenen çoğunlukla projenin kabul edilmediğinin bildirildiği, ancak konkordato hakkında karar vermek üzere başlanılan duruşmada davacı vekilince … Bank AŞ’nin rehinli alacaklarıyla ilgili anlaşma durumlarının olduğu bankanın bu durumda adi alacaklarıyla ilgili projeye verdikleri ret oyunu kabule dönüştüreceğini bildirdiği, bir alacaklının alacaklılar toplantısında veya iltihak müddeti içerisinde konkordato projesine verdiği ret oyunu daha sonraki aşamada kabul oyuna dönüştürmesine engel bir durumun bulunmadığı, bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda alacaklılar lehine projenin revize edileceğinin bildirilmesi karşısında tüm alacaklılar lehine durum ortaya çıkacağından davacı tarafa bu konuda süre verildiği, nihai olarak … Bank AŞ’nin gerek rehinli ve gerekse rehin dışı kalan adi alacağının … tarafından temlik alınarak … Bank AŞ’ne her iki davacı yönünden alacaklılar toplantısında kullandığı ret oyunu kabule dönüştürdüğü, … Bank AŞ’nin nisaba esas ve temlik edilen alacağı dikkate alındığında ret oyunun kabule dönüştürülmesi karşısında konkordatonun tasdiki için İİK 302 maddesinde belirlenen kabul çoğunluğunun sağlandığı, davacılar tarafından bu durumda projelerin alacaklılar lehine revize edilerek borçların her iki davacı yönünden de tasdik kararından itibaren 45 iş günü içerisinde gayrimenkullerin devri ve sonraki 30 günde, geçici mühlet tarihine kadar alacağın tabi olduğu faiz oranı bu tarihten sonra ise yıllık %6 faizle defaten ödeneceğinin bildirildiği, bu revize projenin alacaklıların menfaatine olduğu, bu proje karşısında konkordato komiserlerinden alınan raporlarda projenin mal varlığıyla uyumlu olduğunun ortaya konulduğu, İİK 305/d maddesinde öngörülen teminatlandırılması gereken işçi alacaklılarından … ‘in alacağının alacak tutarına denk gelen 100.000,00-TL’nin mahkememiz emrine … bank … Şubesine yatırılmak suretiyle teminatlandırıldığı, davacıların alacağı temlik alan … ile temlik alınan alacağın ödenmesi konusunda gayrimenkul değerine ilişkin anlaşması … ‘dan tahsil edilecek gayrimenkul bedeli ile diğer adi alacaklıların alacağının ödenmesinin mümkün olması karşısında İİK 305 maddesine göre tasdik şartlarının oluştuğu ve teklif edilen projenin alacaklılar lehine yeterli olduğu kanaatine varılmakla her iki davacının konkordatosunun tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların itiraz ettikleri nizalı hale gelen aşağıda belirtilen alacak tutarlarının İİK 308/b maddesi uyarınca konkordatonun tasdikinin ilanından itibaren 1 ay içerisinde alacak davası açılması halinde açılacak davanın kesinleşmesine kadar mahkememize emrine … bank … Şubesine tasdik kararındaki ödeme projesi kapsamında yatırılmasına, 1 aylık süre içerisinde söz konusu çekişmeli alacak için dava açılmaması halinde davacılar tarafından yatırılan payın yatıran borçluya iadesine karar verilmiştir.
Konkordato tasdik kararından sonra infaz sürecinin en fazla 09/07/2022 tarihine kadar sürecek olması ve projenin yerine getirilmesinin gayrimenkul devri vb. karmaşık işlemleri kapsaması nedeniyle İİK 306/2 maddesi uyarınca Bağımsız Denetçi Mali Müşavir … ve Hukukçu … ‘ın birlikte kayyım olarak atanmasının uygun olduğu…” gerekçesi ile 1-Davacı … A.Ş.’nin konkordato talebine ilişkin davanın kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını, maksimum iş bu tasdik kararından itibaren 45 iş günü gayrimenkul devir süresine ilave + 30 günlük ödeme süresi içerisinde (gayrimenkullerin 45 iş gününden önce devir edilmesi halinde gayrimenkul devir ve bedelinin tahsilini takip eden 30 günlük sürede) olmak üzere borçların geçici mühlet tarihine kadar kendi tabi olduğu faiz ile geçici mühlet tarihinden itibaren yıllık % 6 faizi ile defaten ödenmesine, İİK 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararı bağlayıcı hale geldiğinden ve bundan böyle konkordato tasdik hükümleri uygulanacağından tedbirlerin kaldırılmasına, İİK 308/b maddesi uyarınca davacı şirket yönünden çekişmeli alacak olarak değerlendirilen … A.Ş. İçin 1.338,40-TL’nin, … için 689.934,07-TL’nin, … A.Ş. İçin 134.336,82-TL’nin, … A.Ş. için 1.793,32-TL’nin, … Birliği için 190.593,98-TL olmak üzere toplam 1.017,996,59-TL’nin ilgilileri tarafından ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde alacak davası açılması halinde açılacak davanın kesinleşmesine kadar mahkememiz emrine … bank … Şubesine tasdik kararındaki ödeme projesi kapsamında yatırılmasına, 1 aylık süre içinde söz konusu çekişmeli alacak için dava açılmaması halinde kendileri için yatırılan payın yatıran borçluya iadesine, İİK 305/d maddesi uyarınca teminatlandırılması gereken … ‘in dilekçesi ekinde ortaya koyduğu 97.698,25-TL alacağın davacı şirket tarafından … bank … Şubesine mahkememiz emrine yatırılan 100.000,00-TL ile teminatlandırılmasına,..2-Davacı … ‘in konkordato talebine ilişkin davanın kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını, maksimum iş bu tasdik kararından itibaren 45 iş günü gayrimenkul devir süresine ilave + 30 günlük ödeme süresi içerisinde (gayrimenkullerin 45 iş gününden önce devir edilmesi halinde gayrimenkul devir ve bedelinin tahsilini takip eden 30 günlük sürede) olmak üzere borçların geçici mühlet tarihine kadar kendi tabi olduğu faiz ile geçici mühlet tarihinden itibaren yıllık % 6 faizi ile defaten ödenmesine, İİK 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararı bağlayıcı hale geldiğinden ve bundan böyle konkordato tasdik hükümleri uygulanacağından tedbirlerin kaldırılmasına, İİK 308/b maddesi uyarınca davacı … yönünden çekişmeli alacak olarak değerlendirilen … için 465.450,45-TL’nin … bank A.Ş. için 134.336,82-TL’nin olmak üzere toplam 599.787,22-TL’nin ilgilileri tarafından ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde alacak davası açılması halinde açılacak davanın kesinleşmesine kadar, bu çekişmeli alacakların davacı şirket tarafından yatırılmaması halinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile mahkememiz emrine … bank … Şubesine tasdik kararındaki ödeme projesi kapsamında yatırılmasına, 1 aylık süre içinde söz konusu çekişmeli alacak için dava açılmaması halinde kendileri için yatırılan payın yatıran borçluya iadesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı alacaklılar … bank A.Ş., … A.Ş. ve … vekilleri tarafından kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş, Dairemizce 05.07.2022 tarih ve 2022/949 Esas 2022/1238 Karar sayılı kararı ile alacaklı … bank AŞ. ve … bank AŞ. vekillerinin istinaf başvurularının usulden reddine, alacaklı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesis edilerek, konkordato tasdik talebinin reddine dair hüküm kurulmuş ve bu kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2023 tarih ve 2022/5154 Esas, 2023/521 Karar sayılı ilamı ile ve “…1-İİK’nın 304/1. maddesi, mahkemenin konkordato hakkındaki kararını herhalde kesin mühlet içinde vermesinin zorunlu olduğu hükmünü getirmiştir. İkinci fıkrası ise “Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz” hükmünü içermektedir.
2-İİK 304/2. maddesinde yargılamanın gidişatına göre, bilhassa özel güçlük arz eden durumlarda, kesin mühlet içinde kararın verilemeyeceğinin anlaşılması halinde mahkemece konkordato kararının verilmesine kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verilebilecektir. Zira mühlet içinde karar verilemediğinde mühletin kalkması halinde, takip yasağının kalkması gibi konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyecek sonuçlar ortaya çıkabilecektir.
3-İİK’nın 304/1. maddesi düzenleyici bir hüküm içermekte olup, bu hükme bir sonuç bağlanmamıştır. Kaldı ki, ikinci fıkrada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceğinin anlaşılması halinde hakime 6 aylık bir mühlet tanınmıştır. Kanun koyucu abesle iştigal etmez. Kesin mühlet içinde konkordato konusunda karar verilmemesi haline bir sonuç bağlanacaksa bu hükmün kanuna dercedilmesi gerekirdi.
4-Bu durumda hakim, kendisine komiser tarafından rapor ibraz edilmesini müteakip gereken hızda yargılamasını yapıp konkordatoyu sonuçlandırmalı, ancak özel güçlük arzeden hallerde İİK 304/2. maddesinde yazılı 6 aylık süre hakim tarafından kullanılabilmelidir.
5-Somut olayda mahkemece, kesin mühlet süresi sona ermeden önce 19.11.2021 tarihli ara kararla, yargılamanın mühlet içinde bitmeyeceği değerlendirilerek İİK 304/2. maddesine dayanılarak kesin mühletin bitiminden itibaren karar verilinceye kadar 6 ayı geçmemek kaydıyla mühlet hükümlerinin devamına karar verilmiştir. Mahkeme yaklaşık iki ay sonra konkordato hakkındaki kararını vermiştir. Bu süre mahkemece itirazların değerlendirilmesi amacıyla duruşma açılarak geçirilmiş olup makul kabul edilebilecek niteliktedir. Ayrıca yargılama sürecine etkisi bulunmayan, hiçbir kusuru olmayan talep edenin ve konkordatoya kabul oyu kullananların makul süre olarak kabul edilebilecek gecikme nedeniyle cezalandırılmaları doğru görülmemiştir. Böyle bir durum, sadece borçlunun değil; alacaklıların da zarara uğramasına neden olabilecektir. Zira, kanunun aradığı nisapla kabul edilen ve alacaklıların kendilerine iflasa nazaran daha avantajlı bir durum yaratacağı inancıyla muvafakat verdikleri konkordato projesinin salt geç tayin edilmiş duruşma günü nedeniyle usulden reddedilmesi, onların da daha az oranda tatmin edilmesi sonucunu doğurabilecektir. Oysa, böyle ağır sonuçlar doğuran işlemin sorumlusu, ne alacaklılar ne de borçludur.
6-Açıklanan nedenlerle; istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince, yargılamada İİK’nın 304. maddesinde öngörülen süre koşuluna uyulmadığı gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, alacaklılardan … ‘ın istinaf başvurusu üzerine, işin esasına da girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile davacılar lehine bozularak alacaklılardan … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu yönünden istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize iadesi üzerine Dairemizce bozma ilamına uyulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Alacaklı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıların her ikisinin ayrı ayrı avukatlığını yaptığını, müvekkilinin hak kazandığı vekalet ücreti bakiyesi, aylık hukuki danışmanlık ücreti, masraf alacaklarının ödenmediğini, davacıların her ikisinden ayrı ayrı alacakları bulunduğunu, … ‘in … ‘ya kefaleti nedeniyle … ‘nın kendi borcunu ödemesi ile … ‘in de borcunun kalmayacağı kabulünün hatalı olduğunu, müvekkilinin alacak miktarının hesaba dahil edilen meblağdan daha yüksek olduğunu, davacı şirketin konkordato projesinin çalışarak borç ödemeyi ön göremediğini, aktifinde bulunan gayrimenkul satışlarına dayanan proje olup gerçeği yansıtmadığını, her davacının kendine ait projeyi sunarak ödeme planı ibraz etmesi gerekirken tek bir proje ve ödeme planı sunulmasının mevzuata aykırı olduğunu, davacı şirketin borca batık olup iflası gerektiğini, bilirkişiler tarafından yeterli inceleme yapılmadığını, mali tablolarda başta … bank olmak üzere hiçbir alacaklının faiz yükünün hesaba katılmadığını, geçici mühlet tarihine kadar olan faiz hesabını ve mühlet tarihinden sonra doğan alacaklar mali tablolara yansıdığında şirketin borca batık hale geleceğinin izahtan varesiz olduğunu, davacı şirketin faaliyeti olmadığını, son revize projesi incelendiğinde şirketin borçlarını ödemesine ilişkin hiçbir nakit akım ve bütçenin ortaya konmadığını, şirketin taşınmazlarının ipotekli araçlarının rehinli olduğu göz önüne alındığında şirketin tüm aktiflerini paraya çevrilerek ödeme imkanı olmadığının anlaşılacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.

7101 Sayılı Kanunla değişik ; İİK.305.maddesine göre ;
302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması,
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder),
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması,
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır),
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması,
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” hükmünü amirdir.
İİK.305 maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde İİK.306 maddesi uyarınca konkordato tasdikinin şartları, kararı, ilanı düzenlenmiştir.
İİK.307 maddesine göre ise;
Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır,
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır,
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır,
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.
Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesi, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Borçlu finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını 294 üncü maddenin yedinci fıkrası uyarınca üstlenmiş olmalıdır.
b) Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
(1) Bu maddenin “Konkordato haricinde yapılan vaitler:” olan başlığı, 28/2/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
(2) Bu maddenin “Konkordatonun alacaklılardan birinin müracatiyle onun hakkında feshi:” olan başlığı, 28/2/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunun 35 inci maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
c) Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır.
d) Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır.
e) Borçlu finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Birinci ve üçüncü fıkrada belirtilen alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına çağırılırlar.
Borçlu, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hâle gelir.
Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hâllerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır.
a) Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
b) Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hâle gelmişse.
c) Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflâsı
Madde 308- (Değişik: 28/2/2018-7101/36 md.)
Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.

İİK m.308 gereğince, borçlunun iflasına ancak doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşması ve borçlunun iflasa tabi olması halinde karar verilebilecektir. Konkordatoyu reddeden mahkeme, şartların oluşması halinde borçlunun iflasına re’sen karar verecektir.
Konkordatonun tasdik edilmemesine benzer bir düzenleme İİK m. 292’dedir. İlgili madde gereğince konkordato mühleti içerisinde maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde mühlet kararı kaldırılarak iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilecektir. Görüldüğü üzere, tasdik talebinin reddinde olduğu gibi geçici mühlet ve kesin mühletin kaldırılması halinde de borçlunun iflası mümkündür. Belirtelim ki, m. 292’de hükme bağlanan iflasın şartları ile m.308 gereğince konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemece verilecek iflas kararının şartları birbirinden farklıdır. En temel farklılık ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının aranıp aranmadığı noktasında kendisini göstermektedir. İİK m.292 gereğince borçlunun iflasına karar verebilmek için borçlunun tacir olması ve ilgili maddede sayılan işlemlerin borçlu tarafından gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun doğrudan doğruya iflas koşullarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği aranmaz. 308. madde gereğince iflasın gerçekleşebilmesinin ilk koşulu yine borçlunun tacir olmasıdır. İkinci koşul ise, konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesidir. Üçüncü koşul ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının varlığıdır.
Tasdik edilmeyen konkordato doğrudan doğruya borçlunun iflasına da sebebiyet vermeyebilecektir. Mahkemenin tasdik talebini reddi ile birlikte iflas kararı verebilmesi için borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin bulunması, borca batıklık halinde kooperatif veya sermaye şirketi olması gerekir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ile birlikte mahkeme, şartları varsa, derhal borçlunun iflasına karar verecek ve bu karar ile birlikte iflasa bağlanan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, konkordatonun tasdik edilmediğine (reddedildiğine) ilişkin karar m. 288’e göre ilan edilecektir. İflasın açılmasına ilişkin karar ise m.166 çerçevesinde tebliğ ve ilan edilir. Görüldüğü üzere, konkordatonun tasdik edilmemesi halinde iki farklı ilan yapılacaktır. (YENİ KONKORDATO HUKUKU Prof Selçuk Öztek, Prof Ali Cem Budak, Prof Serdar Kale, Doç.Müjgan Tunç Yücel, Doç.Bilgehan Yeşilova shf,550 vd)
Alacaklıların alacağının konkordato nisabına eksik dahil edildiği itirazı yönünden; borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nın 288. maddesinde; yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunacağı (İİK.m.289), İİK’nın 300. maddesinde; komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet edeceği, İİK’nun 302/6. maddesinde; çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Diğer bir ifade ile mahkemece çekişmeli alacaklar hakkında verilecek karar, çekişmeli olan alacağın da projeye dahil edilip edilmemesi ve konkordato kapsamında alacaklıya oy hakkı tanınıp tanınmayacağını dolayısıyla İİK’nun 302 maddesinde yer alan nisapların sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesi için önem arz etmektedir.
Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.
İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir.
17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.
Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.
Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.
İİK.’ da bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir.
İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren 3. kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır.
İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. 3. kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tesbit edilemeyeceğinden 3. kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan 3. kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir.
Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır.
İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. 3. kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.
Tüm bu gerekçeler nazara alındığında 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. (Bknz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1792 Esas ve 2021/100 Karar sayılı İlamı)
Bu açıklamalar ışığında; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacı borçlular yönünden İİK. 305. maddesinde düzenlenen tasdik koşullarının gerçekleşmesine, davacı borçlular tarafından konkordato revize projesinde belirtilen borçların tamamen ödenerek borçların kapatılmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesinin kaldırılan kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kaldırılan kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, alacaklı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddi ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ile ilgili kararın bozulması nedeniyle uyuşmazlık hakkında HMK’nın 353/(1)-b-3 maddesi gereğince davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … A.Ş.’nin konkordato talebine ilişkin davanın kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine,
Davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını, maksimum iş bu tasdik kararından itibaren 45 iş günü gayrimenkul devir süresine ilave + 30 günlük ödeme süresi içerisinde (gayrimenkullerin 45 iş gününden önce devir edilmesi halinde gayrimenkul devir ve bedelinin tahsilini takip eden 30 günlük sürede) olmak üzere borçların geçici mühlet tarihine kadar kendi tabi olduğu faiz ile geçici mühlet tarihinden itibaren yıllık % 6 faizi ile defaten ödenmesine,
İİK 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararı bağlayıcı hale geldiğinden ve bundan böyle konkordato tasdik hükümleri uygulanacağından tedbirlerin kaldırılmasına,
İİK 308/b maddesi uyarınca davacı şirket yönünden çekişmeli alacak olarak değerlendirilen … A.Ş. İçin 1.338,40-TL’nin, … için 689.934,07-TL’nin, … bank A.Ş. İçin 134.336,82-TL’nin, … A.Ş. için 1.793,32-TL’nin, … Birliği için 190.593,98-TL olmak üzere toplam 1.017,996,59-TL’nin ilgilileri tarafından ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde alacak davası açılması halinde açılacak davanın kesinleşmesine kadar mahkememiz emrine … bank … Şubesine tasdik kararındaki ödeme projesi kapsamında yatırılmasına, 1 aylık süre içinde söz konusu çekişmeli alacak için dava açılmaması halinde kendileri için yatırılan payın yatıran borçluya iadesine,
İİK 305/d maddesi uyarınca teminatlandırılması gereken … ‘in dilekçesi ekinde ortaya koyduğu 97.698,25-TL alacağın davacı şirket tarafından … bank … Şubesine mahkememiz emrine yatırılan 100.000,00-TL ile teminatlandırılmasına,
Konkordato komiserlerinin görevine son verilmesine,
İİK 306/2 maddesi uyarınca konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli kayyım tayinine, kayyım olarak … ‘ın ve … ‘ın birlikte görevlendirilmesine, kayyımların görevinin konkordatoya tabi borcun ödenmesi süresince devamına,
Kayyımların görevine başlamasından sonra borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir mahkememize rapor vermesine,
Kayyımların her biri için aylık net 3.000,00-TL ücret takdirine, söz konusu ücretin şirket tarafından her ayın son günü olmak üzere kayyıma ödenmesine,
İİK 306/son maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararının İİK 288 maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Konkordato tasdik harcı yatırılmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Bugüne kadar sarf olunan yargılama giderinin davanın niteliği gereği davacı üzerinde bırakılmasına,
2-Davacı … ‘in konkordato talebine ilişkin davanın kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine,
Davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını, maksimum iş bu tasdik kararından itibaren 45 iş günü gayrimenkul devir süresine ilave + 30 günlük ödeme süresi içerisinde (gayrimenkullerin 45 iş gününden önce devir edilmesi halinde gayrimenkul devir ve bedelinin tahsilini takip eden 30 günlük sürede) olmak üzere borçların geçici mühlet tarihine kadar kendi tabi olduğu faiz ile geçici mühlet tarihinden itibaren yıllık % 6 faizi ile defaten ödenmesine,
İİK 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararı bağlayıcı hale geldiğinden ve bundan böyle konkordato tasdik hükümleri uygulanacağından tedbirlerin kaldırılmasına,
İİK 308/b maddesi uyarınca davacı … yönünden çekişmeli alacak olarak değerlendirilen … için 465.450,45-TL’nin … bank A.Ş. için 134.336,82-TL’nin olmak üzere toplam 599.787,22-TL’nin ilgilileri tarafından ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde alacak davası açılması halinde açılacak davanın kesinleşmesine kadar, bu çekişmeli alacakların davacı şirket tarafından yatırılmaması halinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile mahkememiz emrine … bank … Şubesine tasdik kararındaki ödeme projesi kapsamında yatırılmasına, 1 aylık süre içinde söz konusu çekişmeli alacak için dava açılmaması halinde kendileri için yatırılan payın yatıran borçluya iadesine,
Konkordato komiserinin görevine son verilmesine,
İİK 306/2 maddesi uyarınca konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli kayyım tayinine, kayyım olarak … ‘ın görevlendirilmesine, kayyımın görevinin konkordatoya tabi borcun ödenmesi süresince devamına,
Kayyımın görevine başlamasından sonra borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir mahkememize rapor vermesine,
Kayyım için aylık net 3.000,00-TL ücret takdirine, söz konusu ücretin davacı … tarafından her ayın son günü olmak üzere kayyıma ödenmesine,
İİK 306/son maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararının İİK 288 maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Konkordato tasdik harcı yatırılmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Bugüne kadar sarf olunan yargılama giderinin davanın niteliği gereği davacı üzerinde bırakılmasına,

3-İstinaf Yargılama Gideri:
a-Harçlar Kanunu gereğince istinaf kanun yoluna başvuran alacaklı … ‘den alınması gereken 269,80-TL istinaf karar harcından, başlangıçta alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 189,10-TL harcın alacaklı … ‘ den alınarak hazineye gelir kaydına,
b-Davanın niteliği dikkate alınarak taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
c-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmasına rağmen davanın niteliği dikkate alınarak taraflar yararına/aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Kararın kesinleştirme, harç ve gider/delil avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
5-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Konkordato talep eden şirket vekili ve alacaklı … vekili, alacaklı … vekili, alacaklı … vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın kararı istinaf eden vekillerine tebliğinden itibaren İİK’nın m.308/a uyarınca on gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/07/2023