Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/101 E. 2023/149 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/101
KARAR NO : 2023/149
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2022
NUMARASI : 2022/628 Esas ve 2022/843 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin tarım ürünleri ticareti yapan bir şirket olduğunu, davalı ile arasında bir çok kez ürün alım satımına ilişkin anlaşma ve ticari ilişkiye nazaran para transferi yapıldığını, müvekkil şirket ile ürünlerin bedelini ödemek davalı yan ile dava dışı … Şti’nin ise ürünleri teslim etmekle sorumluğu olduğunu, devam eden ilişki gereği toplamda 125.000 TL’Yi davalı … ‘ın banka hesabına “domates bedeli” açıklaması ile para havale ettiğini ancak ödenen bedel karşılığında bu güne kadar ürün teslimi yapılmadığını, ödenen bedelin iadesi amaçlı ihtarname gönderildiğini, sonuç alınamadığını, arabuluculuğa başvurulduğunu ve anlaşamama ile sonuçlandığını, davalıya ayrı ayrı gönderilen toplam 125.000 TL ‘den iade edilen 30.000 TL bakiye düşüldükten sonra kalan 95.000,00 TL ‘nin iadesinin halen gerçekleşmediğini, müvekkil şirketin davalıdan 95.000 TL alacağının ödeme tarihi olan 03.03.2021 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tacir olmadığını, davacı ile herhangi bir ticari ilişki veya ticari sözleşme ilişkisi de olmadığını, yetkili mahkemenin de davalının ikametgahı mahkemesi olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin Fethiye Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının dava dilekçesinde ödediğini iddia ettiği bedelin domates bedeli olarak gönderildiğini beyan etmiş ise de; bu ilişkiyi ortaya koyan hiçbir belge ibraz edemediğini, dosyaya sunulan dekontların açıklamasız dekontlar olduğunu, adi borç alacak ilişkisi gösterdiğini ticari bir ilişki ortaya koymadığını, tacir olan davacının TTK na göre basiretli tacir olması gerekir iken bir sözleşme bir açıklama olmaksızın yaptığı ödemenin ticari alacak olarak nitelendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, sonuç olarak davacının müvekkili … ‘tan herhangi bir alacağının bulunmadığını davacının davasını ispat etmekle yükümlü olduğunu, öncelikle yetki ve görev itirazlarının kabulüne, dosyanın yetkili ve görevli Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…davalının Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanlığında kaydının bulunmadığı, Fethiye Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında, davalının ticari kaydının bulunmadığı, 09/11/2018 tarihine kadar … Şti.’nin %50 hissedarı bulunduğu, 09/11/2018 tarihinde tüm hissesini devir ettiği ve devir tescilinin yapıldığı yönünde cevap verildiği, Fethiye vergi dairesinden gelen yazı cevabında, davalının herhangi bir mükellefiyet kaydının bulunmadığı yönünde cevap verildiği, dosya kapsamına göre davalının tacir olmadığı, sadece davacının tacir olmasının ve davalıya hiç bir açıklama şerhi koymadan para havalesi yapmasının davayı “ticari dava” yapmayacağı yani iş bu dosyada görevli mahkemenin Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, davanın usulden reddine…” karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olayın müvekkili şirket ile dava dışı … Şti. arasında gerçekleşen ticari alım satıma ilişkin olduğunu, yerel mahkemenin delilleri toplamadan karar verdiğini, bu şirket ile davalının arasında organik bağ olduğunu, bu nedenle davanın ticari dava olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını, dosyanın görevli olan yerel mahkeme Muğla Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nin 11. maddesinde ticari işletme, 12. maddesinde tacir ve 15. maddesinde esnaf kavramları tanımlanmıştır. Buna göre; ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir. Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin 2. fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.
Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1463’üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiştir.(Yargıtay 11. HD. 2016/4614 E. 2017/6953 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Somut olayda; davalı …’ın Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanlığında kaydının bulunmadığı, yine Fethiye Ticaret Sicil Müdürlüğünde de ticari kaydının bulunmadığı, Fethiye Vergi Dairesinde herhangi bir mükellef kaydının bulunmadığı, 09/11/2018 tarihinde … Şti. hisselerini devrettiği mahkemece yapılan araştırmada belirlendiği, neticeten davalı …’ın tacir olmadığı, o halde; satıma ilişkin alacak davasından kaynaklanan uyuşmazlık Asliye Ticaret Mahkemelerince görüleceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığından eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunlu olduğundan, davalı yönünden Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dolayısıyla istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20, 355 ve 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/628 esas, 2022/843 karar sayılı 04/10/2022 tarihli kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-a)Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından önceden alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
b)Davacının yatırmış olduğu 220,70 TL istinaf başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılması
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2023