Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/993 E. 2022/1114 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/993
KARAR NO : 2022/1114
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2022
NUMARASI : 2022/249 Esas
TALEP : İhtiyati haciz
BAM KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2022

İhtiyati Haciz İsteyen Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati Haciz İsteyen Davacı vekili; müvekkili şirket ile dava şirket arasında mal alım-satımına dayalı cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bakiye alacağın tahsili için takip başlatıldığını, davalı şirket tarafından takibe konu borç miktarı konusunda mutabık kalındığına dair mutabakat mektubu imzalandığını ve müvekkile gönderildiğini, ancak davalı yanın icra takibinin sürüncemede bırakılması ve zaman kazanılması için takibe itiraz ettiğini ileri sürerek açtığı itirazın iptali ve takibin devamı davasında, davalı şirketin üzerine kayıtlı mal varlığının devretme ve mal kaçırma gayesinde olduğunu, bu durumda müvekkilinin alacağının elde edilmesini zorlaştıracağını veya imkansızlaşacağını belirterek, davalının borca yetecek tutarda taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması için teminat alınmaksızın karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı Taraf Davalı vekili; hatalı eksik faturaları kabul etmediklerini, talep edilen alacak tutarının hatalı olduğunu, davanın, ihtiyati haciz talebinin reddini savunmuştur.
Mahkemece, 28/03/2022 tarihli ara karar ile, “Dosyanın yapılan incelemesinde daha hiçbir delilin toplanmadığı, alacağın yapılacak yargılama ve bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olması nedeniyle davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin reddine” karar verilmiştir.
Mahkeme ara kararına karşı, İhtiyati Haciz İsteyen Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İhtiyati Haciz İsteyen Davacı vekili; ihtiyati haciz kararının reddine ilişkin verilen mahkeme kararının gerekçesinin göz önüne alındığında, yargılamaya başlanması veya delil toplanması işlemlerinin ancak 6 ay sonra başlayacağını ve bu işlemlerin tamamlanması aşamasının belirsiz bir süre devam edeceğinin de göz önüne alındığında, müvekkilinin yargılama sonunda haklı çıkması karşısında mutahap olarak alacağını tahsil edebilecek bir şirketi dahi bulamayacağını, kaldı ki müvekkili şirketin, ihtiyati haciz kararı karşılığında olası zararların önüne geçebilmek için mahkemece karar verilmesi halinde, teminatı ödemeye de hazır olduğunu, amaçlarının davalının kötüniyetli davranışının önüne geçilerek, müvekkilinin mağduriyetinin bir nebze olsun önüne geçmeye çalışılması olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle, mahkemenin 28/03/2022 tarih ve 2022/249 esas sayılı ihtiyati haczin reddine dair kararın ortadan kaldırılarak, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına haciz konulması için ihtiyati haciz kararı verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Talep, ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran ihtiyati haciz talep eden vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
İhtiyati haciz alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici el konulmasıdır. Şartları ve etkileri, esas itibariyle İİK’da düzenlenmiştir. Muaccel alacaklarda alacağın muaccel olması ve rehin ile temin edilmemiş bulunması halinde ihtiyati haciz kararı tesisi edilmesi mümkündür. Muaccel alacaklarda ise hangi koşullarda ihtiyati haciz kararı verileceği İİK’nın 257/2. maddesinde düzenlenmiştir. İhtiyatı haciz kararı verilebilmesi için, alacağın varlığının ve ihtiyati haczin şartlarının gerçekleştiğinin yaklaşık olarak ispat edilmesi gerekmektedir.
Buradaki ispat, tam ispat değildir. Mahkemeyi ikna edici düzeyde bir ispattır.
İzmir 5. İcra Dairesi’nin 2022/1574 sayılı dosyasında, davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine 219.374,19 TL asıl alacak için, 02/02/2022 tarihli cari hesap mutabakat metnine dayanarak, 08/02/2022 tarihinde ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Davacı tarafça sunulan deliller arasında, takibe dayanak 02/02/2022 tarihli mutabakat metni bulunduğu, mutabakat metni altında davalı şirket kaşe ve imzasının bulunduğu, bu haliyle yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, mahkemenin yerinde görülmeyen ihtiyati haczin reddine ilişkin kararın HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, İhtiyati Haciz İsteyen Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin ara kararına karşı ihtiyati haciz isteyen … Şirketi vekili tarafından yapılan istinaf talebinin ESASTAN KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/249 esas sayılı dosyasında verilen 28/03/2022 tarihli ara kararının HMK.’nun 353-(b)-2) maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
a)İhtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; ihtiyati haciz talebine konu alacak miktarı olan 219.374,19 TL.’nın tahsilini teminen ve taktiren anılan miktarın % 15’ine tekabül eden 32.906,12-TL nakdi teminat tutarı ilk derece mahkemesi veznesine yatırdığında veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubu ilk derece mahkemesine ibraz edildiğinde; İİK’nın 257. ve devamı maddeleri gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenilen borçlunun haczedilebilir menkul ve gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının borcu karşılamaya yeter düzeyde İHTİYATEN HACZİNE,
b)Takdir olunan teminatın yatırılması halinde kararın infazı için ilk derece mahkemesince İcra Müdürlüğü’ne ibraz edilmek üzere kararın bir örneğinin imza karşılığı ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekiline verilmesine,
c)6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
e)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.140,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı taraf davalıdan alınarak ihtiyati haciz isteyen davacıya verilmesine,
f)Talep eden tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince talep edene iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf eden tarafından yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz isteyene iadesine,
b)İhtiyati haciz isteyenin yatırdığı 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı, 45,50 TL posta masrafı, 26,00 TL dosya masrafı reddiyatı olmak üzere toplam 292,20 TL istinaf yargılama giderinin karşı taraf davalıdan alınarak ihtiyati haciz isteyene verilmesine,
c)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
e)İhtiyati hacze ilişkin işlemlerin İlk Derece Mahkemesince YAPILMASINA,
f)Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.