Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/980 E. 2023/68 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/980
KARAR NO : 2023/68
KARAR TARİHİ : 12/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2022
NUMARASI : 2019/44 Esas ve 2022/99 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, davacı şirketten muhtelif tarihlerde medikal malzemesi satın aldığını, bu alışveriş ve satlışlar sonucunda icra takibine konu edilen 45.360,00 TL borcunun bulunduğunu, davalı şirketin davacı şirkete birkısım medikal malzeme siparişi verdiğini, davacı şirketin de bu malzemeleri 17.09.2018 düzenleme tarihli Seri A Sıra No:122336, 122337,122338,122339 nolu fatura ile davalı şirkete … Kargo aracılığıyla gönderdiğini, davalı şirketin 20.09.2018 tarihinde saat 09:14’de “… Kargo aracılığıyla kendisine gönderilen fatura muhteviyatı tıbbi malzemeleri teslim aldığını, fakat faturayı teslim almadığını, kayıtlarına intikal ettirmediğini, davalı şirketin medikal malzemeleri teslim aldığını ancak bedelinin davacı şirkete ödenmediğini, alacağın ödenmemesi üzerine davalı şirkete alacağın tahsili için İzmir 10.İcra Müdürlüğünün 2018/452615 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca 30.10.2018 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının itirazının yersiz ve asılsız olduğu, bahse konu malzemelerin … Kargoya ait Teslim ve Tesellüm Evrakı ile teslimi edildiğini, bedelinin halen ödenmediğini, davalı şirketin malzemeleri iade etmediğini, davalının borca itirazının hiçbir yasal dayanağının olmadığı, alacağın tahsilini geciktirme amacına yönelik haksız ve kötüniyetli olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın alacağın %40’tan aşağı olmamak üzere (15.05.2019 tarihli 1 nolu celsede davacı taraf %20’den aşağı olmamak üzere talep etmiştir.) icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyadan davalı şirkete Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebligat yapıldığı görülmekte ise de tebligatın usulüne uygun yapılmadığını, davaya ilişkin Tebligatın şirketin eski adresine yapıldığını, davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan icra takibinde davalının adresinin doğru yazıldığını ve tebliğin usule uygun tebliğ edildiğini, Dava tarihi itibariyle davalının adresi ticaret sicil gazetesinde de görüldüğü üzere değiştiğinden davaya ilişkin tebligatların ticaret sicilde kayıtlı adrese yapılmadığını, davalı şirketin davacıdan faturaya konu malzemeleri satın almadığını, davacı ile davalı arasında geçmiş zamanda ticari ilişki olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde taraflar arasında bir borç ilişkisinin kalmadığını, davacı şirketin, davalıya satmış gibi gösterdiği malzemeleri aslında dava dışı başka bir firmadan satın aldığını, dava dışı şirket ile davalı şirket arasında da ticari ilişki bulunduğunu, dava dışı şirketin davayla konu malzemeleri davalı şirkten satın aldığını, dava dışı şirket tarafından bu malzemelerin bedelinin davalıya ödenmediğini, davacı şirketin söz konusu malzemelerin davalı tarafından sipariş edildiğine ilişkin hiçbir somut delil olmadığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…davalının davacıya borcu olup olmadığının tespiti ile davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığının tespiti ile davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmakla; delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişilere tevdii edildiği, bilirkişilerin düzenledikleri raporlar dikkate alındığında Davacı firmanın 2018 ve 2019 ticari defterleri incelenmiş ve Vuk ve TTK göre usulüne uygun olarak tutulduğu ve açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırılldığı, 2020 yılında davacı firma Elektronik deftere geçtiği ve buna ilişkin olarak 2020 yılı ocak ayına ait beratın rapor ekinde sunulduğu Defter kayıtları dava konusu olan 45.360,00 TL ile uyumlu olduğu,Ticari defterlerin davacı lehine delil teşkil ettiği Dava konusu olan faturaların ticari defter kayıtlarında doğru olarak ve açık olarak girildiği, davalı firmanın borçlandırıldığı buna ilişkin yevmiye fiş ve detayı rapor ekinde sunulacağı davacı firmanın Eylül 2018 yılı Bs formu kontrol edilidği ve ticari defterlerindeki alacak ve dava konusu alacağa ilişkin olan tutarın bs formunda bildirildiği, dava konusu ürünlerin iadelerine ilişkin herhangi işlemin olmadığı, davalı ve davacı firmanın ticari ilişkilerinin olduğu ve dava konusu işlemden sonra herhangi bir işlemlerin olmadığı, sadece davaya konu tutarın alacak olarak ticari kayıtlarında bulunduğu dava konusu fatura bedelinin ödenmesine ilişkin herhangi bir işleme ve belge – tespitine rastlanmadığı, dava konusu fatura 17.09.2018 tarihli olduğu, 17.09.2018 düzenleme tarihli Seri A Sıra No:122336, 122337, 122338, 122339 nolu fatura ve malzemenin davalı merkez adresine kargo ile gönderildiği söz konusu fatura ve malzemenin davalı şirket merkez adresinde faaliyet gösteren (Grup şirketi) … Şti.’nde SGK’lı olarak çalışan … (Muhasebeci Meslek Kodu “2411.09” olarak belirlenmiştir.) tarafından teslim alındığı, buna ilişkin kargo teslim fişlerinin dosyada sunulu olduğu, kargo ile teslim alınan malzeme ve faturaya davalının iade ya da itiraz ettiğine dair herhangi bir belge tespit edilemediği, davalı tarafından dava konusu faturanın ticari defterlere kayıt edilmemiş olması davalının davacıya borcunun olmadığı sonucunu doğurmayacağı, Ticaret Sicil Gazetelerine göre; Davalı şirket ile dava dışı … Şti.’nin merkez adreslerinin ve kurucu ortaklarının da aynı kişi olduğu, ( Her iki şirket kurucu ortağı ve şirket müdürünün … olduğu) davalı şirket tarafından,… Şti’ne 2018 yılında mal/hizmet satışı yapıldığı, muhtelif bankadan para gönderilmesi suretiyle toplam 6.130.208,62 TL’lik bir ticari işlem gerçekleştiği, … .Şti.’nin davaya konu 17.09.2018 tarihli 45.360,00 TL’lik fatura ile dava dışı … arasında bir bağ bulunmadığı, davacı ve dava dışı … Şti.’nin iki ayrı tüzel kişiliğe sahip tacir oldukları, dosya içerinde bulunan fatura ve muavin hesap dökümüne göre; davalı tarafından dava dışı … şirketine 2017 yılında muhtelif tarihlerde mal/hizmet satışı olduğu, aynı zamanda ….Şti’den davalı şirkete muhtelif tarihlerde mal/hizmet satışı olduğu, Türkiye Ticaret Sicili Gazetelerine göre; …’nın takip tarihi ile davalı şirket ve …. Şti’nin kurucu ortağı (tek ortaklıdır) ve müdürü olduğu, her iki şirket sermayesinin 50.000,00 TL. sermaye karşılığı 500 adet payın da … tarafından taahhüt edildiği, her iki şirketin merkez adreslerinin aynı adres olduğu, …’nın 23.06.2021 tarihinde her iki şirketteki ortaklık paylarının tamamını …’a devrettiği, davalı tarafın, bilanço usulüne tabi e-defter mükellefi olduğu, 2018-2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresi içinde yaptırıldığı, yevmiye ve kebir defterlerinin birbirini teyit eder şekilde ve kanunlara uygun şekilde tutulduğu, inceleme yapılan yıllara ait ticari defter ve kayıtlı (HMK md.222 TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu, davalı tarafın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) uyarınca tacir sıfatına haiz olduğu, davalı taraf, davacı şirket cari hesabını 120 ALICILAR ana hesabının 120-01-03-073 muavin hesabında takip ettiği, buna ilişkin 2018 yılı muavin hesap dökümüne göre davacı şirketin, davalı tarafa düzenlediği takibe konu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava konusu fatura bedelinin ödenmesine ilişkin davalı kayıtlarında herharız i bir işlem ve belge tespitine rastlanılmadığı, dava konusu ürünlerin iadesine ilişkin herhangi bir işlemin olmadığı ve sonuç olarak davacı tarafın davalıdan 45.360,00 TL alacağı olduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile İzmir 10.İcra Müdürlüğü’nün 2018/12615 E. Sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacak likit olduğundan asıl alacak olan 45.360 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan faturaya konu malzemeleri satın almadığını, davacının fatura ettiği malzemelerin müvekkiline satılmadığı ve dolayısıyla iade de edilmediğini, müvekkili şirketin 30/07/2018 tarihi itibariyle davacı şirkete borcunun bulunmadığı bu tarihten sonra da herhangi bir mal alış satışının olmadığının tespit edildiğini, hiçbir somut delil sunulmamasına rağmen davanın kabulüne karar verildiğini, irsaliye faturasının açık kesildiğini, teslim eden ve teslim alan kısımlarının imzası olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava, ticari satıma dayalı alacağın tahsili bakımından yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda; davaya konu malın davalı şirketin merkez adresine kargo şirketi ile gönderildiği, kargoyu … Şti.’nin çalışanı (muhasebecisi) …’in teslim aldığı, … şirketi ile davalı şirketin hakim sermaye ortağının, kayıtlı adreslerinin ve faaliyet konularının aynı olduğu, bu durumun davalı şirket ile … şirketi arasında organik bağ bulunduğunun delili olduğu, kaldı ki; davalı şirketin teslim alınan emtiayı da iade etmediği, diğer taraftan dava konusu irsaliye ve faturanın davalı defterlerine kaydedilmemiş olmasının da borcun bulunmadığı anlamına gelmeyeceği, esasında davalı taraf malı teslim aldığına göre bedeli ödediğini ispat etmesi gerektiği, oysa ispat yönünde herhangi bir delil sunmadığı, bununla birlikte davacı yanın ticari defterlerinde dava konusu alacağın BS formunda bildirildiği ve iadeye ilişkin bir işlem yapılmadığı, davacı defterlerinin lehine delil teşkil ettiği ve 45.360,00 TL dava konusu alacağın defter kayıtları ile uyumlu olduğu anlaşılmakla; davacı şirketin davalıdan 45.360,00 TL alacağı bulunduğu anlaşılmakla; mahkemece davanın kabulüne yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara göre; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/44 esas ve 2022/99 karar sayılı kararına davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-a-Davalı tarafından peşin yatırılan 775,00 TL istinaf karar harcının alınması gerekli 3.098,54 TL harçtan mahsubu ile 2.323,54 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
b-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/01/2023