Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/949 E. 2022/1238 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/949
KARAR NO : 2022/1238
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2022
NUMARASI : 2020/561 Esas 2022/286 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
BAM KARAR TARİHİ : 05/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022

Asli Müdahiller …, … Şirketi ve … Şirketi vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin gıda sektöründe faaliyette bulunduğunu, …’in şirketin tek ortağı olduğunu ve şirketin borçlarına müteselsil kefaletinin bulunduğunu, davacı şirketin ekonomik güçlüğe düştüğünü ve borçlarını ödeyemediğini, davacı şirket yönünden borçların geçici mühlet ve kesin mühlet süresince ödemesiz adi alacakların projenin tasdikini izleyen 3 yılda faizsiz olarak 3 ayda bir yılda 4 taksit olmak üzere 12 eşit taksitte banka alacaklarına İİK 308/h maddesi uyarınca ayrıca görüşme yapılarak yıllık %7 faiz ile borçların yapılandırılmasının kamu alacaklarının ilk yılda tamamının yasal faiz dahil ödeme yapılması personel alacaklarının ilk yılda ödenmesinin planlandığını, davacı … yönünden ise şirket için öngörülen projede borçların ödenmesi halinde …’in de borçlarının ortadan kalkmış olacağını beyanla İİK 285.vd. maddeleri uyarınca konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE :
Mahkememizin 11/02/2020 tarihli tensip tutanağı ile İİK’nun 286.maddelerinden eksik olduğu tespit edilenlerin ikmali ve gider avansının yatırılması, … yönünden borcun hangi vadede hangi tutarda ödeneceği konusunda projenin sunulmasını bildirmesi konusunda kesin süre verilmiş, eksik belgelerin sunulması ile …’in borçlarını konkordatonun mahkemece kabul edilmesi halinde %33 tenzilatla malvarlığından 13.000.000,00-TL değerindeki taşınmazı tasdik kararından sonra bir yıl içerisinde satarak borcu ödemek istediğini bildirmiştir.
Mahkememizin 12/02/2020 tarihli ara kararı ile davacı şirket ile … hakkında 12/02/2020 tarihinden itibaren 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verilerek konkordato geçici komiseri olarak davacı şirkete Bağımsız Denetçi Mali Müşavir …, Hukukçu …, Kimya Mühendisi … görevlendirilmiş, davacı …’e … görevlendirilmiş ve ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
İİK’nun 288.maddesi uyarınca geçici mühlet kararı ilgili yerlere bildirilerek ilanlar yaptırılmıştır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün internet sitesinden alınan sicil kaydına göre davacı … A.ş.’nin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez-90840 sicilinde kayıtlı olduğu, adresinin … Caddesi No:… … K:… … … olduğu saptanmıştır.
Müdahale talep edenlerin sundukları dilekçeler değerlendirilmiş, müdahale harcı yatıranların müdahale talepleri kabul edilmiştir.
Geçici Konkordato Komiser heyeti davacı şirket yönünden sundukları 02.03.2020 havale tarihli ön raporda bir kısım bilgi ve belgelerin eksik olduğunu bildirmişler bu hususların tamamlanması konusunda davacı tarafa kesin süre verilmiş, davacı tarafından sunulan bilgi ve belgeler konkordato komiseri tarafından değerlendirilmiştir.
Davacı şirket yönünden konkordato komiserleri 12.06.2020 tarihli raporlarında; İİK’nun 286.maddesinde sayılan belgelerin dosyada mevcut olduğunu, şirketin borca batık olmadığını, davacı şirketin Kemalpaşa ilçesi sınırları dahilinde üretim yaptığı ve kiracı olarak işgal ettiği tesisin kapatıldığını, fabrika binasının mal sahibine teslim edildiğini üretimde kullanılan makinelerin büyük bir kısmının finansal kiralama şirketine ait olduğunu, kira bedeli ödenmediği için finansal kiralama şirketleri tarafından üretim alanından alındığını, davacı şirketin kendisine ait makine ve techizatların icra marifetiyle yediemin deposuna kaldırıldığını, şirketin … Mah. … Cad. … No:… K:… … … adresindeki iş yerinin üçüncü şahıslara kiraya verildiğini, şirketin toplam borcunun 28.057.256,13-TL olup adi alacaklı sayısının 106 olduğunu, bunlardan adi alacak toplam tutarının 13.660.830,83-TL rehinli borç tutarının rehine konu gayrimenkullerin değerlenmiş tutarı dikkate alındığında 12.300.000,00-TL olduğunu, rehinli alacaklının … Bank AŞ olduğunu, şirketin ön projesinin temel dayanağının faaliyet gelirleri, alacakların tahsili, gayrimenkul satışı olduğu, şirketin 2019 yılında hiç alacak tahsil edemediğini, şu anki piyasa koşullarında bu yılda tahsil etmesinin mümkün görünmediğini, şirkete ait taşınmazların toplam rayiç değerinin 12.906.000,00-TL, şirketin araçlarının rayiç değerinin 344.000,00-TL, şirket ortağı …’in gayrimenkullerinin 9.344.000,00-TL, şirket ortağı …’in kızı …’in şirket borcundan dolayı rehinli taşınmazının rayiç değerinin 2.890.000,00-TL, şirket ortağı …’in aracının rayiç değerinin 200.000,00-TL olmak üzere şirket borçları için satılmak istenen gayrimenkul ve menkullerinin toplam değerinin 25.684.000,00-TL olduğunu, şirketin yukarıda belirtilen borcun ödenmesi için şirketin gayrimenkullerinin araçlarının …’in gayrimenkullerinin ve aracının ve … adına kayıtlı gayrimenkulün satışının yeterli olmadığını, bu durumda kesin mühlet verilmemesi gerektiğini, bu gayrimenkullerin ve menkullerin satışı yanında şirketin ticari faaliyetlerini normal olarak sürdürmesi ve faaliyet karı elde etmesi halinde projenin gerçekleşebileceğini ve kesin mühlete geçilebileceğini bildirmişlerdir.
… konkordato komiseri … … yönünden sunduğu raporunda ve duruşmadaki beyanında; …’in kefaletinden kaynaklanan borcunun 19.455.724,09-TL olduğunu, ön projesine göre borçlarının %67’sini ödeyeceği gözönüne alındığında sahibi olduğu taşınır ve taşınmazların satışından elde edeceği bedelin yeterli olmadığını, bu durumda kesin mühlet verilmemesi gerektiğini, ancak bu davacının %100 ortağı olduğu… AŞ’ne kesin mühlet verilmesi halinde …’e de kesin mühlet verilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
Davacı … duruşmada, kendisine şans verilir ise tüm alacaklıların borçlarını kesin mühlet içinde çalışarak, gayrimenkullerini en yüksek fiyata satarak, en kısa sürede ödemek istediğini, ayrıca ticari faaliyetindeki üretimi % 3’e indireceğini, daha çok ticari alım satım yaparak borçlarını ödeyeceğini, rehinli alacaklı ile şu anki borç tutarından daha az bir tutarda anlaşacağını ifade etmiştir.
Yapılan duruşmada, davacı tarafça rehinli alacaklı ile borcun şu anki tutarından daha aşağı bir tutarda anlaşılacağı ve ticari faaliyete mal alıp satma şeklinde devam edileceği beyanı karşısında kesin mühlet verilip verilmeyeceğinin takdiri için davacı tarafa talebi uyarınca rehinli alacaklıyla anlaşması halinde mahkememize bildirmesi ve ticari faaliyette bulunacağına ilişkin belgeleri sunmak üzere süre verilmiştir. Verilen sürede davacı taraf rehinli alacaklı ile anlaşamadığını bildirmiş, ticari faaliyet sürdüreceği konusunda ciddi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizin 01/07/2020 tarihli 2020/105 esas 2020/350 karar sayılı kararı ile; Dosyaya sunulan tüm belge ve deliller karşısında davacı şirketin ödeme güçlüğüne girdiği belirtilerek konkordato talebinde bulunduğu, şirketin rayiç bilançoya göre borca batık olmadığı, toplam borcunun 28.057.256,13-TL, adi alacak tutarının 13.660.830,83-TL, adi alacaklı sayısının 106 olduğu, şirketin değerlemesi yapılmış gayrimenkullerin değeri dikkate alındığında rehinli borcunun 12.300.000,00-TL olduğu, davacı şirketin Kemalpaşa ilçesinde bulunan ve kiracı olduğu tesisin kapatıldığı makinelerin bir kısmının finansal kiralama şirketleri tarafından götürüldüğü, davacı şirkete ait makine ve tesisatların ise haczedilip yediemin deposuna kaldırıldığı, dolayısıyla şirketin üretim faaliyetinin olmadığı, hatta davacı şirketin merkez adresi olarak gösterilen iş yerinin dahi üçüncü kişilere kiraya verilmiş olduğu, davacı şirketin borçlarını şirkete ait gayrimenkullerin ve araçların şirketin tek ortağı …’e ait rehinli gayrimenkullerin ve aracın, şirket borcundan dolayı rehinli …’in kızı … adına kayıtlı gayrimenkulün satışı yanında tahsil edilemeyen alacakların tahsili ve ticari faaliyetle ödeyeceği şekilde proje sunduğu, konkordato komiser heyetinin raporunda ortaya konulduğu üzere söz konusu şirkete ve üçüncü kişilere ait gayrimenkullerin ve araçların satışından elde edilecek bedelin belirtilen borcun ödenmesine yeterli olmadığı, şirketin bilançosunda kayıtlı tahsil edemediği alacakların tahsil imkanının gözükmediği, şirketin pazarlama şeklinde ticari faaliyette bulunacağını bildirmiş olmasına karşın bu yöndeki ticari faaliyete ilişkin ciddi ve inandırıcı delil ve belge sunulmadığı, tüm bunların sonucu olarak davacı şirketin konkordato projesinin uygulanabilir olmadığı kanaatine varılmakla konkordato talebinin ve kesin mühlet verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Yine aynı kararla; davacı … davacı şirketin tek ortağı olup şirketin 19.455.724,09-TL borcuna müteselsil kefil olması sebebiyle borçlu olduğu, bu borcu ödeyemediği, şirketin borcu ödemesi halinde kendisinin de sorumluluğunun kalkacağı ancak şirketin de borçlarını ödeyemediği, …’in borçların %67’sini taşınmazların rayiç bedelle satılması halinde ödeyeceği şeklinde proje sunmuş olmasına karşın adına kayıtlı taşınmazların davacı şirketin borçlarından dolayı rehinli olduğu, rehinli alacaklı ile anlaşmadan satışının mümkün olmadığı, satılsa bile rehinli borç dışında adi alacaklılara kalabilecek bir tutar olmayacağı, …’in taşınır ve taşınmazlarının toplam değerinin 9.544.000,00-TL olup bunların satılması halinde dahi tüm borçlarına yetmeyeceği, konkordato komiser raporunda ortaya konulduğu üzere davacı şirket yönünden kesin mühlet verilmemesi halinde …’in de projesinin uygulanabilir olmadığı kanaatine varılmakla konkordato ve kesin mühlet verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 01.07.2020 tarihli 2020/105 Esas 2020/350 Karar sayılı kararına karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulduğu ve BAM 17. Hukuk Dairesinin 05.10.2020 tarihli 2020/1339 Esas 2020/1026 Karar sayılı kararı ile “Yapılan incelemede, mahkemece 12/02/2020 tarihinde 3 aylık ek süre verilmiş, ilk duruşma 3 aylık ek sürenin bitmesi beklenmeksizin 29/04/2020 tarihinde yapılacağı ilan edilmiştir. Oysa usulen ilk duruşmanın 3 aylık sürenin son gününde yapılması gerekmekte olup, bu tarihten önceye alınmasını gerektirir bir durum ve geçerli objektif bir nedenin bulunması halinde de yeni bir duruşma günü verilerek ilgililere bildirilir. Bu yönüyle belirlenen duruşma günü itibariyle hak ihlalinin söz konusu olabileceği yeterince dinlenme hakkının sınırlandırılmış olabileceği gözlemlenmiştir. 3 aylık sürenin başlangıcı olan 12/02/2020 tarihi ile Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle Cumhurbaşkanlığı kararı gereğince 26/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihinde kadar İİK’da öngörülen sürelerin ve hak kullanımına ilişkin sürelerin durdurulduğu görülmekle, 26/03/2020 tarihine kadar işleyen 1 ay 14 günlük süre 3 aylık süreden düşüldükten sonra kalan 1 ay 16 günü 15/06/2020 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başladığı, buna göre 3 aylık süre eklendiğinde 29/07/2020 tarihi itibariyle öngörülen 3 aylık geçici mühletin sona ereceği görülmektedir. Oysa mahkemece 3 aylık geçici mühlet süresinin dolması beklenmeksizin ve bu sürenin kesilmesini gerektirir hukuki nedeni de karar yerinde tartışıp ve ayrı bir karara da konu etmeksizin 01/07/2020 tarihinde geçici mühletin kaldırılmasına karar verilmek suretiyle talepçilerin hukuki dinlenme haklarının ve yasada öngörülen haklarının ihlal edildiği ve mahkemece amir olan yasal bu hükümlere riayet edilmediği görülmektedir. Dosyada bulunan komiser heyet raporlarından da taraflara kesin mühletin verilmesi yönünde rapor sundukları anlaşılmaktadır. Ayrıca borca batık olduğu tespit edilmemiş olan davacıların alacaklılarına ancak %67’sinin tatmin edileceği yönündeki gerekçede yer alınan kanaatinde birbiriyle çelişkili olduğu görülmektedir. Bu durumun tespiti halinde yani mevcutların borçların ancak %67’sini karşılayabileceğinin mahkemece tespit halinde iflas şartlarının tartışılması gerekir iken çelişkili bu sonuca rağmen iflas şartlarının oluşmadığı yönündeki sonucun konkordatonun reddi gerekçesi olarak gösterilen husus açısından hukuka uygun olmadığı, bu durumda da iflas şartlarının tartışılması gerektiği, ancak mahkemece bu yönde bir incelemenin yapılmadığı görülmektedir. Mahkemece 3 aylık sürenin bitmesi beklenmeksizin ve herhangi bir ara karar ile 3 aylık sürenin öne alınması ile de gerekçeli bir kararın oluşturulmadığı dosya kapsamından görülmüştür. Bu hususun talepçilerin haklarını yeterince kullanılmasına engel olduğu görüşü heyetimizce oluşmuştur. Ara kararına konu ve mahkeme gerekçesinde yer alan 19/06/2020 tarihli duruşmada talepçilere rehin alacaklılarla anlaşmaları için ve anlaşmanın sağlanması durumunda komiserin bu hususu ortaya koyması için bir haftalık kesin mehil verildiği fakat karar duruşması olan 01/07/2020 tarihli oturumda da kesin mehilde de anlaşmanın sağlanamaması sebebiyle de talebin reddine karar verildiği görülmüştür. Mahkemenin bu yöndeki ara kararının ve bu ara kararının verilen karara gerekçe kılınmasının talepçilerin kanuni dinlenme hakkını ihlali sonucunu doğuracağı açıktır. Keza konkordato müessesesi içerisinde yasada yargılama makamına ilgililere bu şekilde bir süre verilmesi hususunda görev ve yetki verilmediği gibi sadece rehinli alacaklılara bu şekilde bir süre ve görüşme imkanı tanınmasının da alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesini zedeleyeceğinden bu yöndeki uygulamanın kamu düzenini ihlal edeceği düşünülmüştür. Keza alacaklılarla borçların görüşme imkanı ve anlaşma durumu konkordato müessesinde ancak kesin süre içerisinde ve komiser huzurunda gerçekleşebilecek bir durum olup bu konudaki yetkide komiserdedir. Kaldı ki, kabule göre öngörülen bir haftalık görüşme süresi ve bu sürede komiser raporunun hazırlanması yönünden de mahkeme kanaati irdelendiğinde bir haftalık sürenin taleplerin mahiyeti itibariyle kısa olduğu ve bu anlamda da kanuni dinlenme hakkının zedelendiği düşünülmektedir. Yukarıdaki nedenlerle, konkordato mühleti talep eden şirket ve gerçek kişinin istinaf taleplerinin dosyanın aşaması, dosyada bulunan bilgi ve belgeler, yargılamada uygulanan usul, konkordato müessesinde sürelerin kesintisiz olması ve konkordato komiserlerinin olumlu görüşlerini ortadan kaldıracak inandırıcı bir gerekçenin karar yerinde tartışılmamış olması ve bu aşamada hakların kullanımının engellenememesi, kanuni dinlenme hakkının önüne geçilebilmesi için başkaca yasal imkan kalmaması hususları nazara alınarak kabulü ile istinafa konu mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkeme kararı ile kaldırılan mühletlerin karar tarihinden itibarenden de devamına, şirket ve gerçek kişinin bir yıllık kesin mehil verilmesi yönündeki taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile, daha önce öngörülen üç aylık geçici mühletin Covid-19 dolayısıyla ve Cumhurbaşkanı kararıyla durdurulan süreler nazara alınarak üç aylık sürenin sonu olan 29/07/2020 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mehil verilmesine, İİK gereğince kesin mehil süresinin işletilmesi için gerekli karar ve usulü işlemlerinin kararı veren İzmir 3 ATM tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararımız gereği yerine getirilmesi için İzmir 3 ATM ‘ye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince dava dosyası mahkememize gönderilmekle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17 Hukuk Dairesince davacılar hakkında 29.07.2020 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiği anlaşılmış, mahkememizin 06/10/2020 tarihli ara kararı ile davacı şirkete yeniden …, … ve … konkordato komiser heyeti olarak atanmış, davacı …’e … konkordato komiseri olarak atanmış, daha önce verilen ihtiyati tedbir kararının aynen devamına karar verilmiştir.
Davacılara kesin mühlet verildiği ilgili kurumlara bildirilmiş ve ilan edilmiştir.
Davacı şirket yönünden konkordato komiser heyeti, davacı … yönünden konkordato komiseri kesin mühlet döneminde İİK 290. maddesindeki yazılı görevleri yerine getirerek, 3’er aylık periyotlar halinde konkordatonun gidişatı ve konkordato süresi içerisindeki çalışmalarına ilişkin raporlarını sunmuşlardır.
Davacılar vekilinin kesin mühlet süresinin uzatılması talebinin değerlendirilmesi sonucunda; mahkememizin 28/06/2021 tarihli ara kararı ile davacılar yönünden ayrı ayrı kesin mühletin bitim tarihinden geçerli olmak üzere kesin mühlet süresinin 4 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiş, bu karar ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilmiş ve ilan edilmiştir.
Davacı şirket yönünden konkordato komiser heyeti tarafından düzenlenen 28.09.2021 havale tarihli, davacı … yönünden konkordato komiseri tarafından düzenlenen 28.09.2021 havale tarihli, konkordatonun akıbeti ve oylama sonuçları ile ilgili tasdik duruşmasına esas raporların ve dosyanın iade edilmesi üzerine mahkememizin 30.09.2021 tarihli ek tensip tutanağı ile konkordatonun yargılamasına başlanmak üzere duruşma günü tayin edildiği, davacı şirket ve davacı gerçek şahıs yönünden ayrı ayrı tasdik harcının belirlenilerek yatırılması için kesin mehil verildiği, ayrıca davacı şirketin reel olarak borca batık olup olmadığının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun yargılamasına başlandığının ve itiraz edeceklerin itirazlarını bildirmelerine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Portalında gerekli ilanlar yapılmış, duruşma günü davacılar vekili ile komiserlere tebliğ edilmiş, konkordato tasdik harçları ayrı ayrı davacı vekilince vezneye yatırılmış, ek tensip ara kararı gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişilerin düzenlediği 14.10.2021 tarihli rapor ile konkordato komiser heyetinin düzenlediği 18.10.2021 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu, davacı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yine davacı vekilinin 12.10.2021 tarihli dilekçesinin değerlendirilmesi üzerine bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verildiği ve bilirkişilerin düzenlediği 18.10.2021 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Konkordato komiser heyetinin davacı şirket hakkında sunduğu 28/09/2021 havale tarihli raporunda; davacı şirketin adi borç toplamının 25.120.867,49-TL olduğu, bunlardan 33 alacaklının toplam 8.826.299,58-TL alacak için projeye kabul oyu kullandığı, geriye kalan 28 alacaklının 16.294.567,91-TL alacak için projeye ret oyu kullandığı, böylelikle İİK 302 maddesinde ortaya konulan kabul çoğunluğunun sağlanamadığını, alacaklıların oyuna tasdik tarihinden itibaren 1 yıl ödemesiz 3 yılda 36 eşit taksitte borcun ödenmesi teklifinin sunulduğunu, rayiç değerlere göre şirket özvarlığının -5.171.619,34-TL ve borca batık olduğunu ortaya koymuşlardır. Projeye ve konkordatoya ret oyu kullananlar içerisinde bulunan … Bank AŞ’nin rehin dışı kalan adi alacağının 13.761.500,00-TL olduğu ve projeye ret oyu kullandığı belirlenmiştir.
… konkordato komiseri … sunduğu 28/09/2021 havale tarihli raporunda; kefalet dahil …’in nisaba esas borç miktarının 20.729.732,43-TL ve alacaklı sayısının 11 olduğunu, bu alacaklılardan 3 alacaklının toplam 3.308.113,00-TL alacak için projeye kabul oyu verdiği, geriye kalan 8 alacaklının 17.421.619,43-TL alacak için projeye ret oyu verdiği, böylelikle İİK 302 maddesindeki kabul yönünden yeterli çoğunluğun sağlanamadığı anlaşılmıştır. …’in alacaklıları içerisinde … Bank AŞ’nin adi alacağının 16.062.400,05-TL olduğu, bu alacaklı tarafından ret oyu kullanıldığı belirlenmiştir.
Davacı şirketin reel olarak borca batık olduğu bildirilmekle, borca batıklığın tespiti bakımından bilirkişi heyeti oluşturulmuş, yerinde inceleme yetkisi verilmiş, bilirkişiler yaptıkları inceleme sonunda sundukları 14/10/2021 tarihli raporda; … AŞ’nin reel değerlerine göre 30/09/2021 tarihli bilanço verilerine göre özvarlığının 11.448.096,99-TL olduğu borca batık olmadığı, aktifinin borçlarını karşılamaya yettiğinden teklif edilen projenin kaynaklarıyla orantılı olduğunu ortaya koymuşlardır.
Davacı vekili 19/11/2021 tarihli duruşmada; davacıların gayrimenkullerinin değerinin arttığını, projeyi revize ettiklerini, revize projeye göre geçici mühlet tarihine kadar kendi tabi olduğu faize tabi olmak, geçici mühlet tarihinden itibaren yıllık %6 oranında faiz uygulamayı önerdiklerini, bu şekilde her iki davacı yönünden projeyi revize ettiklerini, … Bank AŞ ile rehinli alacakların yapılandırılması konusunda görüşmeler yaptıklarını, bankanın adi alacakları konusunda teklif ettikleri bu proje kapsamında anlaşacaklarını, anlaşma sağlanması halinde bankanın konkordatoya verdikleri ret oyunu kabule dönüştürmesinin söz konusu olacağını, bu nedenle kendilerine süre verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizin 19/11/2021 tarihli duruşmasında; davacı şirket konkordato komiser heyeti davacı şirketin gayrimenkullerinin piyasa şartlarında fevkalade değerlendiğini, davacı şirketin hem kaydi hem de reel olarak borca batık olmadığını,… Bank AŞ ile borç yapılandırma görüşmelerine katıldıklarını, olumlu sonuçlanmasının yüksek ihtimalli olduğunu bildirmişlerdir.
… konkordato komiseri davacı …’in malvarlığının değerinin artması sebebiyle projenin uygulanabilirliği … yönünden de olumluya dönüştüğünü bildirmiştir.
Mahkememizin 19.11.2021 tarihli duruşmasında; kesin mühlet içerisinde yargılamaya başlanılmış ancak kesin mühlet içerisinde yargılamanın bitirilemeyeceği anlaşılmakla İİK 304/2 maddesi uyarınca kesin mühletin bitiminden itibaren karar verilinceye kadar 6 ayı geçmemek üzere mühlet hükümlerinin devamına karar verilmiştir.
Tüm alacaklıların menfaatine olması itibariyle davacılar vekiline … Bank ile olan görüşmelerini sonuçlandırması için süre verilmiştir. Mahkememizin 04/03/2022 tarihli duruşmasına kadar davacı ile … Bank arasında yapılan görüşmeler olumlu sonuçlanmamış ancak bu kez davacılar vekili duruşmadaki beyanında ve sunduğu dilekçesinde; … Bank’ın alacağını temlik almak isteyen bir kişinin bulunduğunu, … Bank’dan alacağı temlik alma görüşmelerinin sonuçlanma üzerinde olduğunu, temlik aldığında … Bank’ın ret oyunu kabule dönüştüreceğini bu kişiye …’nın 7 arsasının satışı halinde … Bank AŞ’den temlik aldığı alacağının ödenmiş olacağını, bu durumun gerçekleşmesi durumunda alacaklılar lehine olmak üzere projeyi revize edeceklerini bildirmiş olup en büyük alacaklı … Bank AŞ’ye olan borcun anlaşarak daha düşük seviyeye getirilmesi karşısında diğer alacaklılara aktarılacak kaynağın artacağı ve diğer alacaklılara ödeme projesinin revize edileceği dikkate alınarak tüm alacaklılar lehine bir sonuç doğacağından davacı vekiline 04/03/2022 tarihli celsede son kez süre verilmiştir.
Davacılar vekili 24/03/2022 tarihli dilekçesi ile revize projeyi sunmuş, 01/04/2022 tarihli duruşmada da … Bank AŞ’nin rehinli ve adi tüm alacağının … tarafından temlik alındığını, kendisi ile projenin uygulanması safhasında gayrimenkullerin bir kısmının devri konusunda anlaşmalar yapıldığını, bu anlaşmaların mahkemeye sunduklarını, …’un … Bank AŞ’den temlik aldığı alacağa ilişkin nisaba esas ret oyunu kabule dönüştürdüğünü, borçların gayrimenkul bedelleri ile ödenecek olması itibariyle projeyi revize ettiklerini, tüm borçlarını geçici mühlet tarihine kadar ait olduğu faiz oranı ve bu tarihten sonra yıllık %6 faiziyle tenzilatsız olarak tasdik kararından itibaren 45 iş günü içerisinde gayrimenkulleri devretmek ve devir tarihinden itibaren 30 gün içerisinde defaten borçlarını ödemek istediklerini, gayrimenkullerin devri 45 iş gününden önce olur ise 30 günlük ödeme süresinin bu işlemin tamamlandığı paranın tahsil edildiği tarihten itibaren başlayacağını en geç 09/07/2022 tarihine kadar borçlarını defaten ödemek üzere projelerini revize ettiklerini beyan etmiştir. Davacı … şirket vekili ve kendisi adına avukatın açıkladığı üzere borçlarını ödemek üzere projeyi revize ettiklerini, konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmişlerdir.
…vekili sunduğu dilekçe ile ve duruşmadaki beyanı ile; her iki davacı yönünden … Bank AŞ’den olan alacağı temlik aldıklarını, nisaba esas olmak üzere …. Bank’ın kullandığı ret oyunu kabul olarak değiştirdiklerini beyan etmiştir.
… Bank AŞ ile …arasında yapılan alacağın temliki sözleşmesi dosyaya sunulmuş, … Bank AŞ’nin davacılardan olan alacağını teminatını oluşturan ipoteklerle birlikte 24.652.100,00-TL bedelle ilaveten KDV dahil 347.900,00-TL vekalet ücreti ödenmek suretiyle toplam 25.000.000,00-TL bedelle …’a temlik ettiği anlaşılmıştır.
Bu arada alacaklılardan … Şti’nin ret oyunu kabule dönüştürdüğü anlaşılmıştır.
Davacı şirket komiser heyeti 28/03/2022 havale tarihli raporlarında; temlik alan …ve alacaklı … Şti’nin davacı şirket lehine konkordato projesine vermiş olduğu olumlu oylar çerçevesinde 61 adet alacaklının 31’nin 25.120.867,49-TL toplam alacak tutarının 22.983.059,27-TL’sinin konkordato projesini kabul ettiği, böylelikle İİK 302 maddesindeki kabul çoğunluğunun sağlanmış olduğunu, borçlu şirketin maliki olduğu 8 adet taşınmazın daha önce mahkeme tarafından yaptırılan değerlemeden aşağı olmamak üzere satılması halinde hem temlik alan alacaklının alacağının hem de adi alacaklıların alacağının faizi ile birlikte ödeneceğini 23/03/2022 tarihli revize proje kapsamında konkordatonun tasdikinin tüm alacaklıların lehine olacağını, alacaklıların defaten alacağına kavuşma imkanına sahip olacağını, revize projenin davacı şirketin malvarlığı ve kaynaklarıyla orantılı olduğunu ortaya koymuşlardır. Davacı …’in konkordato komiseri …’a sunduğu 28/03/2022 havale tarihli raporunda; temlik alacaklısı …’un daha önce … Bank’ın ret oyunu kabule dönüştürdüğünü, bu kapsamda 11 alacaklının 4’nün toplam 20.729.732,43-TL alacak tutarının 19.370.513,05-TL’lik kısmı için projeyi kabul ettiğini, böylelikle projenin alacaklıların dörtte biri ve alacak tutarının üçte ikisi tarafından kabul edilmiş olduğunu, tasdik şartının yerine getirildiğini,… AŞ ile … arasında birlikte borçluluk durumunun söz konusu olduğunu, şirketin borçlarının ödenmesi halinde …’in borçlarının da ortadan kalkacağını bildirmiştir.
Temlik alan alacaklı …ile davacılar arasında taşınmaz devrine ilişkin akdedilen protokol dosyaya sunulmuştur.
Son duruşma öncesinde işçilik alacaklarının bulunduğunu bildiren …, … vekili ile … vekili alacaklarına proje kapsamında yer verilmesini istemişlerdir. İİK 305/1-d kapsamında bu alacakların teminatlandırılması gerektiği anlaşılmış, davacı vekilinin talebi dikkate alınarak …’in alacağının 100.000-TL nakit paranın mahkeme emrine açılacak banka hesabına yatırılarak teminatlandırılmasına karar verilmiş, söz konusu teminat …bank Adliye Şubesine yatırılmış, … ve …’ın bu arada ödendiği bildirerek ibranameleri davacı vekilince sunulmuş, alacaklılar … ve … vekili 31/03/2022 tarihli dilekçe ile müvekkillerinin alacağının tam olarak ödendiğini bildirmiştir.
Konkordatoya ilişkin geçici mühlet ve kesin mühlet aşamasında tüm iş ve işlemler ile konkordato komiserleri tarafından sunulan raporlar ve tasdik yargılamasına başlandıktan sonraki gelişmeler karşısında; davacı şirketin ödeme güçlüğüne girdiğini bildirerek başlangıçta borçlarını tasdik tarihinden itibaren 36 ayda 4 ayda bir taksit olmak üzere faizsiz ödemeyi teklif ettiği, davacı …’in davacı şirketin tek ortağı ve temsilcisi olduğu, şirketin borçlarını müteselsil kefaletinin ve ipotek teminatlarının bulunduğu, kefalet dahil borçlarını faizsiz olarak %33 tenzilatla tasdik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ödemeyi teklif ettiği, geçici mühlet sonunda her iki davacı yönünden projenin gerçekleşemeyeceği kanaatine varılmakla, kesin mühlet talebinin reddine ve geçici mühletin kaldırılmasına karar verildiği mahkememiz kararının İzmir BAM 17 Hukuk Dairesince kaldırılarak davacılara ayrı ayrı kesin mühlet verildiği, BAM 17 Hukuk Dairesi’nin bu kararı karşısında davacı şirkete konkordato komiser heyeti, davacı …’e konkordato komiseri atanarak kesin mühlet içerisinde yapılması gereken iş ve işlemlerin yapıldığı, konkordato komiserlerinin kesin mühlet bitimi öncesi sundukları son raporda her iki davacı yönünden İİK 302 maddesinde belirlenen çoğunlukla projenin kabul edilmediğinin bildirildiği, ancak konkordato hakkında karar vermek üzere başlanılan duruşmada davacı vekilince … Bank AŞ’nin rehinli alacaklarıyla ilgili anlaşma durumlarının olduğu bankanın bu durumda adi alacaklarıyla ilgili projeye verdikleri ret oyunu kabule dönüştüreceğini bildirdiği, bir alacaklının alacaklılar toplantısında veya iltihak müddeti içerisinde konkordato projesine verdiği ret oyunu daha sonraki aşamada kabul oyuna dönüştürmesine engel bir durumun bulunmadığı, bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda alacaklılar lehine projenin revize edileceğinin bildirilmesi karşısında tüm alacaklılar lehine durum ortaya çıkacağından davacı tarafa bu konuda süre verildiği, nihai olarak … Bank AŞ’nin gerek rehinli ve gerekse rehin dışı kalan adi alacağının …tarafından temlik alınarak … Bank AŞ’ne her iki davacı yönünden alacaklılar toplantısında kullandığı ret oyunu kabule dönüştürdüğü, … Bank AŞ’nin nisaba esas ve temlik edilen alacağı dikkate alındığında ret oyunun kabule dönüştürülmesi karşısında konkordatonun tasdiki için İİK 302 maddesinde belirlenen kabul çoğunluğunun sağlandığı, davacılar tarafından bu durumda projelerin alacaklılar lehine revize edilerek borçların her iki davacı yönünden de tasdik kararından itibaren 45 iş günü içerisinde gayrimenkullerin devri ve sonraki 30 günde, geçici mühlet tarihine kadar alacağın tabi olduğu faiz oranı bu tarihten sonra ise yıllık %6 faizle defaten ödeneceğinin bildirildiği, bu revize projenin alacaklıların menfaatine olduğu, bu proje karşısında konkordato komiserlerinden alınan raporlarda projenin mal varlığıyla uyumlu olduğunun ortaya konulduğu, İİK 305/d maddesinde öngörülen teminatlandırılması gereken işçi alacaklılarından …’in alacağının alacak tutarına denk gelen 100.000,00-TL’nin mahkememiz emrine …bank Adliye Şubesine yatırılmak suretiyle teminatlandırıldığı, davacıların alacağı temlik alan …ile temlik alınan alacağın ödenmesi konusunda gayrimenkul değerine ilişkin anlaşması …’dan tahsil edilecek gayrimenkul bedeli ile diğer adi alacaklıların alacağının ödenmesinin mümkün olması karşısında İİK 305 maddesine göre tasdik şartlarının oluştuğu ve teklif edilen projenin alacaklılar lehine yeterli olduğu kanaatine varılmakla her iki davacının konkordatosunun tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların itiraz ettikleri nizalı hale gelen aşağıda belirtilen alacak tutarlarının İİK 308/b maddesi uyarınca konkordatonun tasdikinin ilanından itibaren 1 ay içerisinde alacak davası açılması halinde açılacak davanın kesinleşmesine kadar mahkememize emrine … Adliye Şubesine tasdik kararındaki ödeme projesi kapsamında yatırılmasına, 1 aylık süre içerisinde söz konusu çekişmeli alacak için dava açılmaması halinde davacılar tarafından yatırılan payın yatıran borçluya iadesine karar verilmiştir.
Konkordato tasdik kararından sonra infaz sürecinin en fazla 09/07/2022 tarihine kadar sürecek olması ve projenin yerine getirilmesinin gayrimenkul devri vb. karmaşık işlemleri kapsaması nedeniyle İİK 306/2 maddesi uyarınca Bağımsız Denetçi Mali Müşavir … ve Hukukçu …’ın birlikte kayyım olarak atanmasına; dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Asli müdahil …bank vekili istinaf dilekçesinde özetle; ön proje ve tasdik edilen konkordato projesinin alacakları menfaatleri gözetir nitelikte olmadığını, müvekkili banka alacağının haksız olarak çekişmeli alacak haline getirdiğini, tasdik kararı ile alacaklıların alacaklarına kavuşmasının mümkün bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Asli Müdahil …banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklıların alacağını projede belirtilenden fazla olduğunu, proje ve revize projenin alacaklıların menfaatini korumadığını, davacıların gerçek borçlarını ödeyecek maddi olanaklarının bulunmadığını, müvekkili bankaya bilgilendirme mektubu gönderilmediğini, İİK 299. maddeye uygun bilgilendirme yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Asli Müdahil alacaklı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıların her ikisinin ayrı ayrı avukatlığını yaptığını, müvekkilinin hak kazandığı vekalet ücreti bakiyesi, aylık hukuki danışmanlık ücreti, masraf alacaklarının ödenmediğini, davacıların her ikisinden ayrı ayrı alacakları bulunduğunu, …’in …’ya kefaleti nedeniyle …’nın kendi borcunu ödemesi ile …’in de borcunun kalmayacağı kabulünün hatalı olduğunu, müvekkilinin alacak miktarının hesaba dahil edilen meblağdan daha yüksek olduğunu, davacı şirketin konkordato projesinin çalışarak borç ödemeyi ön göremediğini, aktifinde bulunan gayrimenkul satışlarına dayanan proje olup gerçeği yansıtmadığını, her davacının kendine ait projeyi sunarak ödeme planı ibraz etmesi gerekirken tek bir proje ve ödeme planı sunulmasının mevzuata aykırı olduğunu, davacı şirketin borca batık olup iflası gerektiğini, bilirkişiler tarafından yeterli inceleme yapılmadığını, mali tablolarda başta …bank olmak üzere hiçbir alacaklının faiz yükünün hesaba katılmadığını, geçici mühlet tarihine kadar olan faiz hesabını ve mühlet tarihinden sonra doğan alacaklar mali tablolara yansıdığında şirketin borca batık hale geleceğinin izahtan varesiz olduğunu, davacı şirketin faaliyeti olmadığını, son revize projesi incelendiğinde şirketin borçlarını ödemesine ilişkin hiçbir nakit akım ve bütçenin ortaya konmadığını, şirketin taşınmazlarının ipotekli araçlarının rehinli olduğu göz önüne alındığında şirketin tüm aktiflerini paraya çevrilerek ödeme imkanı olmadığının anlaşılacağını beyanla tasdik kararının kaldırılması ile şirketin borca batık olduğundan iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
İstem, konkordatonun tasdikine ilişkindir.
…banka A. Ş. ve ….bank A.Ş’nin istinaf istemleri yönüyle yapılan incelemede;
Konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasının ilanından duruşmaya üç gün kalana kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a). Konkordatoya itiraz kurumu İcra ve İflas Kanunu’nun 304’üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş ve duruşma tarihinin gösterildiği ilanda alacaklıların duruşmadan en az üç gün öncesine kadar yazılı olarak itiraz etmek suretiyle duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ayrıca gösterileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde itiraz etmeyen alacaklıların duruşmaya katılma hakkı bulunmadığı gibi karara karşı yasa yollarına başvurma hakkı da bulunmamaktadır.
Somut olayda,…banka A. Ş. ve …bank A.Ş’nin tasdik duruşmasına en az üç gün öncesine kadar itirazlarını yazılı olarak mahkemeye bildirmedikleri, dolayısıyla kararı istinaf etmelerine yasal olanak bulunmadığı anlaşılmakla; istinaf dilekçelerinin HMK 352/1-ç maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

Asli Müdahil …’ın istinaf istemleri yönüyle yapılan incelemede; davacı şirket tarafından borçlarını tasdik tarihinden itibaren 36 ayda 4 ayda bir taksit olmak üzere faizsiz ödemeyi teklif ettiği, davacı …’in davacı şirketin tek ortağı ve temsilcisi olduğu, şirketin borçlarını müteselsil kefaletinin ve ipotek teminatlarının bulunduğu, kefalet dahil borçlarını faizsiz olarak %33 tenzilatla tasdik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ödemeyi teklif ettiği, konkordato komiserlerinin sundukları nihai raporlarında her iki davacı yönünden İİK 302 maddesinde belirlenen çoğunlukla projenin kabul edilmediğinin bildirildiği, ancak konkordato hakkında karar vermek üzere yapılan yargılama sürecinde davacı vekilince … Bank AŞ’nin rehinli alacaklarıyla ilgili anlaşma durumlarının olduğunun bildirilmesi ve projenin alacaklılar lehine revize edileceğinin bildirilmesi karşısında mahkemece davacı tarafa bu konuda süre verildiği, … Bank AŞ’nin gerek rehinli ve gerekse rehin dışı kalan adi alacağının …tarafından temlik alındığı ve her iki davacı yönüyle projeye kabul oyu verildiği, konkordatonun tasdiki için İİK 302 maddesinde belirlenen kabul çoğunluğunun sağlandığı, davacılar tarafından bu durumda projelerin alacaklılar lehine revize edilerek borçların her iki davacı yönünden de tasdik kararından itibaren 45 iş günü içerisinde gayrimenkullerin devri ve sonraki 30 günde, geçici mühlet tarihine kadar alacağın tabi olduğu faiz oranı bu tarihten sonra ise yıllık %6 faizle defaten ödeneceğinin bildirildiği, bu revize projenin alacaklıların menfaatine olduğu, bu proje karşısında konkordato komiserlerinden alınan raporlarda projenin mal varlığıyla uyumlu olduğunun ortaya konulduğu, İİK 305/d maddesinde öngörülen teminatlandırılması gereken işçi alacaklılarından …’in alacağının alacak tutarına denk gelen 100.000,00-TL’nin mahkeme emrine …bank Adliye Şubesine yatırılmak suretiyle teminatlandırıldığı, davacıların alacağı temlik alan …ile temlik alınan alacağın ödenmesi konusunda gayrimenkul değerine ilişkin anlaşması …’dan tahsil edilecek gayrimenkul bedeli ile diğer adi alacaklıların alacağının ödenmesinin mümkün olması karşısında İİK 305 maddesine göre tasdik şartlarının oluştuğu ve teklif edilen projenin alacaklılar lehine yeterli olduğu kanaatine varılmakla her iki davacının konkordatosunun tasdikine karar verilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığından asli Müdahil …’ın istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355’inci maddesi uyarınca re’sen yapılan istinaf incelemesi yönüyle
İcra ve İflas Kanunu’nun 289’uncu maddesinin üçüncü fıkrasında konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde mahkemece borçluya bir yıllık kesin mühlet verileceği ve komiser atanacağı belirtilmiş, aynı maddenin beşinci fıkrasında da “Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet,… mahkemece altı aya kadar uzatılabilir” hükmü getirilmiştir. Kesin mühletin borçluya, alacaklılara ve sözleşmelere etkisi İcra ve İflas Kanunu’nun 294 ilâ 297’nci maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 304’üncü maddesinde “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.” düzenlemesi yapılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2022/553 Esas 2022/719 Karar sayılı ilamında; ” Mühlet, yukarıda da belirtildiği gibi ne bir zamanaşımı süresi ne de bir hak düşürücü süredir. Mühlet usuli bir süredir ve hakim tarafından, yasanın öngördüğü uzatma halleri dışında uzatılıp kısaltılamaz (HMK m.90). Bu sürenin aşılmasında mahkemenin kusurundan da söz edilemez. Süre aşılmışsa bu komiserin sorumluluğundadır.
Yargıtay’ın yerleşik uygulaması da bu yöndedir: Yargıtay 11. HD. 25.12.1989 gün ve 1989/8872-7469 E.K (bkz. Eriş, G.: Uygulamalı İflas ve Konkordato Hukuku, Ankara 1991, s.842).
Nitekim öğretide Postacıoğlu, Berkin, Buruloğlu/Reyna sürenin geçirilmesi halinde esasa girişilmeden talebin usulden reddine karar verileceğini ifade etmiştir (Postacıoğlu, İ.E.: Konkordato, Ankara 1965, s.89, n.61; Berkin, N.: İflas Hukuku, 3.b., İstanbul 1970, s.564; Buruloğlu, E./Reyna, Y.: Konkordato Hukuku ve Tatbikat, İstanbul 1968, s.56). ” açıklamalarına yer verilmiştir.
Gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirilerek somut olaya dönüldüğünde;
Mahkemece 12/02/2020 tarihinde 3 ay süreyle geçici mühlet verilmiş, ilk duruşma 3 aylık sürenin bitmesi beklenmeksizin 29/04/2020 tarihinde yapılacağı ilan edilmiştir. 3 aylık sürenin başlangıcı olan 12/02/2020 tarihi ile Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle Cumhurbaşkanlığı kararı gereğince 26/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihinde kadar İİK’da öngörülen sürelerin ve hak kullanımına ilişkin sürelerin durdurulduğu görülmekle, 26/03/2020 tarihine kadar işleyen 1 ay 14 günlük süre 3 aylık süreden düşüldükten sonra kalan 1 ay 16 günü 15/06/2020 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başladığı, buna göre 3 aylık süre eklendiğinde 29/07/2020 tarihi itibariyle öngörülen 3 aylık geçici mühletin sona ereceği görülmektedir. Dairemizce, 3 aylık geçici mühlet süresinin dolması beklenmeksizin ve bu sürenin kesilmesini gerektirir hukuki nedeni de karar yerinde tartışıp ve ayrı bir karara da konu etmeksizin 01/07/2020 tarihinde geçici mühletin kaldırılmasına karar verilmek suretiyle talepçilerin hukuki dinlenme haklarının ve yasada öngörülen haklarının ihlal edildiği kanaatiyle Cumhurbaşkanlığı kararıyla durdurulan sürelerde nazara alınarak 3 aylık sürenin sonu olan 29/07/2020 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mehil verilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece kesin mühletin verildiği 29/07/2020 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet ve de talep üzerine eklenebilecek olan en fazla 6 aylık mühlet eklendiğinde yargılamanın bitirilmesi gereken süre 29/01/2022 tarihi olduğu halde 01/04/2022 tarihinde (2 ay 2 gün sonra) karar verildiği, yargılama bakımından süre koşulunun ihlal edildiği ve mühletin sağladığı korumaların 29/01/2022 tarihi itibariyle kalktığı kabul edilmelidir.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 355 ve 353/(1)-b.2. maddeleri uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talep edenlerin konkordato istemlerinin usulden reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Asli müdahiller …bank A.Ş. ve …banka A.Ş. ‘nin istinaf taleplerinin HMK 352/1-ç maddesi uyarınca usulden reddine,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran müdahiller …bank A.Ş. Ve …banka A.Ş. ‘den alınması gereken 80,70’er TL istinaf karar harcının alınarak hazineye gelir kaydına,
B)6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca Asli müdahil … vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/04/2022 tarih, 2020/561 Esas ve 2022/286 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1-Asli müdahil …’ın yatırmış olduğu 80,70 TL istinaf karar harcının istekleri halinde kendisine ödenmesine,
2-Asli müdahil …’ın yatırdığı 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacılardan alınarak Asli müdahil …’a verilmesine,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
İlk Derece Mahkemesi Yerine Kurulan Hüküm:
1-… Şirketi ve …’in konkordato tasdik talebinin REDDİNE,
2-Yargılama süresince konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasına ve kayyımların görevine son verilmesine,
3-… Şirketi ve … yönünden verilen kararın İİK 308 maddesi yollaması ile 288. maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
4-Hüküm tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın talep edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Talep edenler tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
7-Kararın Dairemiz tarafından konkordato talep edenler vekiline tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere Başkanın karşı oy ile oy çokluğu ile karar verildi. 05/07/2022
Muhalefet Şerhi:
Dairemiz tarafından İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/561 Esas ve 2022/286 Karar sayılı kararıyla talep edenlerin konkordato taleplerinin tasdikine dair verilen kararın süre koşuluna uyulmadığı gerekçesiyle kaldırılarak, talep edenlerin konkordato taleplerinin reddine dair karara katılmamaktayım.
Şöyle ki; mahkemenin konkordatonun tasdikine ilişkin kararını kesin süre içinde vermesi lazımdır. Mahkemenin, kesin mühlet içinde bir karar veremeyeceği anlaşılırsa, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor alınarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verilebilir. Fakat her halükarda bu süre altı aydan fazla olamaz (İİK m.304/2).
Bu açıklama ve yasal düzenleme sonucunda somut olaya bakıldığında; talep edenlere İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2020/1339 Esas ve 2020/1026 Karar sayılı kararı ile 29/07/2020 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiği, kesin mühletin yargılama yapan mahkeme tarafından dört ay uzatıldığı, mahkemenin tasdik yargılamasına 30/09/2020 tarihinde başladığı, başka ifadeyle kesin mühlet içerisinde başladığı, mahkemenin 19/11/2021 tarihli duruşmanın 3 nolu ara kararında ” kesin mühlet içerisinde yargılamaya başlanmış ancak kesin mühlet içerisinde yargılamanın bitirilemeyeceği anlaşılmakla İİK 304/2 maddesi uyarınca kesin mühletin bitiminden itibaren karar verilinceye kadar altı ay geçmemek üzere mühlet hükümlerinin devamına ” şeklinde karar verdiği, kesin mühletin 29/01/2021 tarihinde dolduğu, mahkemenin ara kararında belirttiği gibi İİK m. 304/2’deki süreyi kullanmaya başladığı, karar tarihi (01/04/2022) dikkate alındığında anılan hükümdeki süreyi aşmadan karar verdiği, dolayısıyla mahkemenin tasdik yargılamasını süresinde sonuçlandırdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle alacaklı …’ın istinaf talebinin esastan incelenerek karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluk tarafından kararın kaldırılarak talep edenlerin konkordato istemlerinin reddine karar verilmesine karşıyım.