Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/902
KARAR NO : 2022/1016
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2022 ( Ara Karar)
NUMARASI : 2021/1442 Esas
DAVA : KONKORDATO
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2022
Taraflar arasında görülen Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karara karşı yasal süresi içerisinde müdahil … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında verilen 21.02.2022 tarihli ara kararı ile; ”…A)Davacı tarafın talebi üzerine mahkememizin 30/12/2021 tarihli ara kararı gereğince “İİK’nın 296/1 ve 307/e maddesi hükümleri göz önüne alınarak, davacı taraf ile … A.Ş. arasında imza altına alınan finansal kiralama sözleşmesinin feshinin ve sözleşmeye konu malların iadesinin önlenmesine yönelik TEMİNATSIZ olarak İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine,” karar verildiği, müdahil … A.Ş. tarafından ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiği görülmüştür.
Müdahil … A.Ş. vekilinin 19/01/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Finansal Kiralama Sözleşmesinin feshinin tedbiren önlenmesi ve finansal kiralama konusu mal ilgili erteleme talebinin kabul görmesi için belli koşulların gerçekleşmesini araması gerekliliği karşısında, yasanın aradığı koşulların hiç birisinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle ve maddi hukuktan kaynaklanan haklara ilişkin olarak tedbir kararı verilemeyeceğini İİK 307 hükmüne aykırı olarak verilen 30/12/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve finansal kiralama konusu malın mahkemece verilen geçici mühlet kararı kapsamı dışında olduğunun tespitine karar verilmesini, davacı şirket ile ilgili olarak konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığından yasa ve hukuka aykırı geçici mühlet kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile İİK’nın 296/1 ve 307/e maddelerinde düzenlenen hükümler, sunulan mevcut deliller ile yaklaşık ispat kuralından hareket edilerek tedbir kararı verildiği, müdahil vekili tarafından tedbir kararına itiraz edildiği, itiraz üzerine murafaa duruşması yapıldığı, müdahil tarafın itirazının mahkememizce değerlendirilmesinde mahkemenin kanaatinde değişiklik yapılmasını gerektirir nitelikte yeni bir delil ve belge sunulmadığı, bu aşamada koşullarda bir değişiklik olmadığı, dosyadaki mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşullarının bulunduğu, mahkememizce davacı şirket yönünden verilen geçici mühletin devam ettiği, finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğu anlaşıldığından, müdahil vekilinin finansal kira sözleşmesinin feshi ve sözleşmeye konu malın iadesinin önlenmesine ilişkin mahkememizin 30/12/2021 tarihli ara kararına itirazının ve finansal kiralama konusu malın geçici mühlet kapsamı dışında olduğunun tespitine yönelik talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
B) Mahkememizin 07/02/2022 tarihli ara kararında “davacı şirket ile … A.Ş. arasındaki finansal kiralama sözleşmesi uyarınca, sözleşme hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğü dikkate alınarak, geçerli sözleşme hükümlerine göre davacı şirket tarafından kira bedelinin sözleşmenin diğer tarafı olan … A.Ş.’ye ödenmesine,” karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 09/02/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; İstanbul 7. ATM tarafından müvekkili lehine verilen ihtiyati tedbir kararı da dikkate alınarak, … A.Ş.’ye sadece 310.863,25 TL’nin ödenmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin talebi ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkememiz tarafından davacı şirket ile … A.Ş. arasındaki finansal kiralama sözleşmesi uyarınca sözleşme hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğü dikkate alınarak geçerli sözleşme hükümlerine göre kira bedelinin ödenmesi yönünde karar verildiği, davacı şirket tarafından … A.Ş.’ye yönelik olarak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/788 Esas sayılı dosyası ile kira bedelinin uyarlanmasına yönelik dava açıldığı, bu dosyada verilen 16/12/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile kira bedeli olarak ödenecek meblağın açıkça belirtildiği anlaşılmakla, mahkememizce bu aşamada verilecek bir karar bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına yönelik aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
C) Davacı vekili tarafından 09/02/2022 havale tarihli dilekçe ile ve davacı şirketin kiracısı konumunda olan bir kısım ilgili şirket vekilleri tarafından kira bedellerinin geçici konkordato komiser heyeti tarafından bildirilen banka hesabına ödenip ödenmeyeceği, kira bedellerinin nereye ödenmesi gerektiğine ilişkin mahkememizce karar verilmesi hususunda dilekçe verdikleri görülmüştür.
Mahkememiz tarafından 02/02/2022 tarihli ara karar ile dosyanın geçici konkordato komiser heyetine tevdii edilerek, davacı şirketin kiracısı konumunda olan firmalarca ödenecek kira bedellerinin konkordato projesine dahil edilip edilmediği ve şuanda talepte bulunmayan muhtemel başka kiracıların da aynı konudaki durumlarının değerlendirilmesi hususunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Konkordato geçici komiserlerinin 09/02/2022 tarihli komiser raporunda “Heyetimizce yapılan incelemede, davalı firmanın mahkemenize sunmuş olduğu 03.12.2021 Tarihli “Konkordato Ön Projesi” nin “V- Konkordato Projesi ve Borç Tasfiye Planı Kapsamında Proforma Gelir-Gider ve Nakit Akım Tabloları” bölümünde 2022-2028 yılları arasında AVM kiracılarından elde edilecek olan kira gelirlerinin nakit girişi olarak projede yar aldığı, yine mahkemenize sunulan ve … A.Ş. tarafından hazırlanan ve uygun görüş verilen “Konkordato Ön Projesi Makul Güvence Denetim Raporu” nun “V. Şirket Mali Tabloları ve Hesap İncelemeleri” bölümünün “K) Konkordato Projesi ve Borç Tasfiye Planı Kapsamında Proforma Nakit Akım Tablosu” alt bölümünde de kira gelirlerinin ön proje kapsamında nakit girişi olarak değerlendirildiği görülmüştür. Genel olarak şirket faaliyet yapısı da göz önünde bulundurulduğunda, kira gelirlerinin şirketin borç tasfiye planında kapsama alınması gereken en önemli geliri olduğu da aşikardır. Ayrıca; İİK 294 madde 6.fıkrasında “.. Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür”. Denilmektedir. Bu hüküm kapsamında da, Geçici Mühlet başlangıç tarihi olan 25/12/2021 tarihi itibariyle doğmuş veya doğacak Garanti Edilen Aylık Asgari Kira Bedeli, Ciro Kira Bedeli, Ortak Alan Gideri, Promosyon, Halkla İlişkiler ve Reklam Bedeti başta olmak üzere her ne ad ve nam altında olursa olsun yapılacak tüm ödemelerin davacı şirket hesabına yapılması gerektiğini içerir 24.01.2022 tarihli geçici komiser heyeti kararımız kiracılara tevdi edilmiştir. “ Sonuç olarak, “Konkordato Ön Projesi Makul Güvence Denetim Raporu” ile uygunluğu kabul edilen “Konkordato Ön Projesi” nin incelenmesinden kira gelirlerinin proje kapsamında gelir olarak değerlendirildiği tespit edilmiş olup, aynı durumdaki diğer kiracıların listesi de yazımız ekinde takdirlerinize sunulmuştur.” şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Davacı vekilinin, davacı şirketin kiracısı konumundaki ilgili şirketlerin talepleri ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İİK’nun 294/6. maddesi uyarınca geçici konkordato komiser heyetinin dosyaya sunduğu 09/02/2022 havale tarihli rapor dikkate alınarak davacı şirketin tüm kiracılarının kira bedellerini … Bankası Akhisar Şubesi TR… iban nolu hesabına yatırmalarına yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
D) Davacı vekilinin 14/02/2022 tarihli dilekçesinde özetle; müveklinin kira gelirleri de dahil, doğmuş veya doğacak garanti edilen aylık asgari kira bedeli, ciro kira bedeli, ortak alan gideri, promosyon, halkla ilişkiler ve reklam gideri başta olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılacak tüm ödemelerin müvekkili şirketin etkin komiser denetimi ve alacaklılar arasında eşitlik ilkesinin sağlanabilmesi adına komiser heyeti denetimi ve gözetiminde yeni açılmış olan … Bankası’nın … Akhisar Şubesi TR… IBAN hesabına yatırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin talebi ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kira bedellerine ilişkin mahkememizce zaten karar verildiği, kira bedeli dışındaki diğer giderlerin ise uyuşmazlık konusu olmadığı, konkordato projesi kapsamında değerlendirilmeyeceği…” gerekçesi ile 1-Müdahil vekilinin Finansal Kira Sözleşmesinin feshi ve sözleşmeye konu malın iadesinin önlenmesine ilişkin mahkememizin 30/12/2021 tarihli ara kararına itirazının ve finansal kiralama konusu malın geçici mühlet kapsamı dışında olduğunun tespitine yönelik talebinin ayrı ayrı REDDİNE, 2-Davacı vekilinin 09/02/2022 tarihli talebi hakkında İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/788 Esas sayılı dosyasında verilen 16/12/2021 tarihli İhtiyati tedbir kararı ile kira bedeli olarak ödenecek meblağ açıkça belirtilmiş olması nedeniyle mahkememizce bu aşamada verilecek bir karar bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 3-İİK’nun 294/6 maddesi uyarınca geçici konkordato komiser heyetinin dosyaya sunduğu 09/02/2022 havale tarihli rapor dikkate alınarak davacı şirketin tüm kiracılarının kira bedellerini … Bankası Akhisar Şubesi TR… iban nolu hesabına yatırmalarına, 4-Davacı vekilinin 07/02/2022 tarihli ara kararına itirazının REDDİNE, 5-Davacı vekilinin ortak alan gideri vs. bedellerinin de yatırılması konusundaki taleplerinin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı müdahil … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin 21/02/2022 tarihli ara kararı ”finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu” olduğu gerekçesine dayanmasına rağmen; işbu gerekçeye dayanak İİK m.307’de ”tasdik kararı”ndan önce finansal kiralama sözleşmesinin feshi ve sözleşmeye konu malın iadesinin ertelenmesine ilişkin tedbir kararı verilemeyeceğinin açıkça düzenlendiğini, İİK m.307’de finansal kiralama konusu malların ancak konkordatonun tasdiki ile ertelenebileceğinin hüküm altına alındığını, kanunun lafzından ve ruhundan açıkça anlaşılan finansal kiralama konusu malların takip yasağına tabii olmadığı, kiracının bu konuda talebinin olması ve bu talebinin yasada gerekli koşulları sağlaması şartı ile ancak ”tasdik kararı ile” kiracının uhdesinde bırakılarak kullanımının devam edilebileceğini, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla; bir an için geçici mühlet kararının kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına ilişkin hüküm gereği md. 307/3’ün geçici mühlet içerisinde de kıyasen uygulanacağı düşünülse dahi kesin mühletin adi alacaklılar yönünden sonuçlarını düzenleyen 294. madde ve rehinli alacaklılara ilişkin hükümlerini düzenleyen 295. madde de Finansal Kiralama Sözleşmeleri’ne ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediğini, İİK’nun 307. maddesinin geçici ve kesin mühlet kararı içerisinde uygulanmasına hukuken olanak bulunmadığını, yerel mahkemece İİK m.307’nin açık hükmüne rağmen bu aşamada henüz tasdik kararı verilmeden ve de ilgi maddede yer alan şartların tümü birlikte gerçekleşmeden ”finansal kiralama sözleşmesinin feshinin ve sözleşmeye konu malların iadesinin önlenmesi”ne yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve gerekçesiz olarak itirazlarının reddedilmesinin kanun hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiğini, finansal kiralama konusu malların genelde üretim için kullanılan taşınmaz veya taşınırlar olduğu için üretimde kullanılan malların dahi borcunu ödemeyen konkordato talep eden firmanın diğer alacaklıların alacağını ödemeyeceğinin kanun koyucu tarafından öngörüldüğünü, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı ile müvekkili şirketin 6361 sayılı Kanun’dan kaynaklanan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, mahkemece verilen tedbir kararı ile davacı şirketin kiracılarının kira bedellerinin davacı hesabına yatırılmasına ilişkin kurulan kararın kendi içerisinde çelişmekte olduğunu, 21/02/2022 tarihli kararının (3) numaralı ara kararı ile hüküm altına alınan ”kira bedellerinin” müvekkili şirkete temlik edilmiş olup, müstakbel alacak niteliğinde olmadığını, ”konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğan” alacakları hüküm altına alan İİK m.294/6 ‘nın müvekkiline temlik edilen kira alacakları yönünden uygulanmasının açıkça kanuna aykırı olduğunu, 21/02/2022 tarihli kararın (2) ve (4) numaralı ara kararı birbiri ile açıkça çelişmekte olduğunu, davacı şirketin tedbir talebi ile haksız kazanç elde etme gayesi güttüğünden verilen kararın hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkemenin 21.02.2022 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılarak, finansal kiralama sözleşmesi ve finansal kiralama konusu mala ilişkin verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve finansal kiralama konusu malın geçici mühlet kararı kapsamı dışında olduğunun tespitine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, mahkemenin 21/02/2022 tarihli ara kararı ile finansal kiralama sözleşmesi ve finansal kiralama konusu mala ilişkin verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
HMK’nun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341/(1). maddesi, “İlk Derece Mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmünü,
İİK’nun 7101 Sayılı Yasa ile değişik “Geçici mühlet” başlıklı 287. maddesinin birinci ve altıncı fıkraları, ” Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
…Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” hükmünü içermektedir.
Pozitif hukukta aynı konuyu düzenleyen birden fazla yasal düzenlemenin bulunması durumunda, hangi düzenlemenin uygulanacağı konusunda özel yasa-genel yasa ölçütü esas alındığında özel yasa hükmünün; önceki yasa-sonraki yasa ölçütü bakımından değerlendirme yapıldığında ise sonraki yasa hükmünün uygulanması gerektiği genel hukuk ilkelerindendir. Buna göre, 6100 sayılı HMK’nun 12.01.2011 tarihinde kabul edildiği ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği; 2004 sayılı İİK’nin 287. maddesinin uygulanması gereken hükmünü değiştiren 7101 sayılı Yasanın ise 28.02.2018 tarihinde kabul edilerek 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, buna göre 2004 sayılı İİK’nin 287. maddesinin altıncı fıkrasının sonraki bir düzenleme olduğu açıktır. Ayrıca 6100 sayılı HMK, hukuk davalarındaki yargılama usulünü düzenlemesi bakımından genel bir kanun iken, 7101 sayılı Yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nin 287. maddesinin altıncı fıkrası usule ilişkin özel bir düzenlemedir.
Bu durumda, HMK’nin 341. maddesinin (1) numaralı fıkrasının lafzı ile bağlı kalınıp buna göre yorum yapılarak, sonraki değişikliği yok saymak suretiyle adi konkordato talebi sırasında tedbire yönelik istemlerin kabul/reddine ilişkin kararlarda istinaf kanun yolunun açık olduğu sonucuna ulaşmak hukuken mümkün değildir.
Gerek özel yasa-genel yasa ilişkisi, gerekse önceki yasa-sonraki yasa ilişkisi ve gerekse kanun koyucunun amacı birlikte değerlendirilerek, konkordato istemlerinin süratle sonuçlandırılması gereği nazara alındığında, ilk derece mahkemesince verilen konkordato istemi sırasındaki ihtiyati tedbirlere yönelik istemlerin kabul/reddine ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.
İstinaf kanun yolu kapalı olmasına rağmen ilk derece mahkemesince kararda istinaf kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de yasada mevcut olmayan istinaf kanun yoluna başvurma hakkını bahşetmez.
Somut olayda, istinaf incelemesine konu ara karar, geçici mühlet kararı sonrasında mahkemece İİK’nın 287/son maddesi kapsamında verilen tedbir kararının kabul/reddi mahiyetinde olup, yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca bu neviden kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir.
Mahkemece verilen kesin nitelikli kararlara karşı yapılan istinaf kanun yolu başvuruları hakkında HMK’nın 346. maddesi uyarınca bir karar verilebileceği gibi Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilecektir.
Bu itibarla, müdahil … A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun istinaf istemine konu ara kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 287/son maddesi gereğince kesin nitelikte olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;
1-Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/1442 Esas sayılı dava dosyasında verilen 21/02/2022 tarihli ARA KARAR, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 287/son maddesi gereğince istinaf kanun yoluna başvurulabilen kararlardan olmadığından müdahil … A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle peşin alınan harcın müdahil … A.Ş. ‘ye iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran müdahil … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın mahal mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda kesin olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.