Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/86 E. 2022/429 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/86
KARAR NO : 2022/429
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2021
NUMARASI : 2021/328 Esas 2021/782 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının inşaat malzemeleri satışı yapan müvekkilinden inşaat malzemesi satın aldığını, bakiye 30.785,15 TL borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı-borçlu aleyhine Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2021/585 E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, borçlunun yetkiye ve borca itirazı nedeniyle icra takibinin durduğunu, borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığını, müvekkilin ticaret merkez adresinin İzmir Kemalpaşa olduğunu, Ticari defterlerde alacağın varlığının sabit olduğunu beyanla itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
MAHKEMECE: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yeri olduğu açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda davalının Narlıdere/İZMİR adresinde mukim olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu genel yetki kuralı icra takibinde icra dairesinin yetkisine ilişkin olarak da uygulama alanı bulmaktadır. Bu kapsamda icra takibinde de genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir. Anılan yasal düzenleme ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde davacı icra takibini yetkisiz Kemalpaşa İcra Müdürlüğünde başlatmıştır. Oysa söz konusu takip İzmir İcra Dairelerinde başlatılmalıdır. Şu halde Kemalpaşa İcra Müdürlüğü takip bakımından yetkisizdir. Davalı tarafça icra takibine yapılan itirazda ayrıca ve açıkça icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş, yetkili icra dairesi de gösterilmiştir. Bu durumda öncelikle bu husus mahkememizce tartışma konusu yapılmış ve az önce değinilen yasal düzenleme ve kabuller kapsamında Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. İtirazın iptali davalarında geçerli bir icra takibi bulunması dava şartıdır. Somut olayda ise yetkisiz icra dairesinde yapılan ve süresinde yetki itirazında bulunulan geçersiz bir icra takibi vardır. Bu itibarla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığını, takibin sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinde de yapılabileceğini, faturaya dayalı alacağın TBK 89. madde gereğince götürülecek borçlardan olduğundan alacaklının ikametgahının bulunduğu icra dairesinde de takibin yapılabileceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2021/585 Esas sayılı dosyasında alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış borçlunun süresinde İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğu ve icra takibine konu edilen şekilde alacaklı yana borcu bulunmadığına dair itirazı üzerine takip durmuştur.
Davacı tarafça davalının kendisinden aldığı inşaat malzemelerinden ödenmeyen bakiye alacağı için icra takibi yaptığı sözleşmenin ifa yeri ve para alacağında alacaklının ikametgahı icra dairelerinin de yetkili olduğunu iddia etmiş ise de; davacının sözleşmeye ve ticari ilişkiye dayanarak bu takibi başlattığı, davalı tarafça icra takibine konu edilen şekilde alacaklı yana borcu bulunmadığı beyan edildiği taraflar arasında akdi ilişki bulunduğuna ilişkin dosya kapsamında somut net delil bulunmadığı bu durumda taraflar arasında geçerli bir sözleşmeden bahsedilemeyeceğinden alacağın bir miktar para alacağına ilişkin olmadığı dolayısı ile İİK’nun 50. Md. Yollaması ile HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddelerinin iş bu takipte uygulanmasının mümkün olmayacağı, yetkili icra dairesinin genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerektiği bununda davalının yerleşim yerindeki icra daireleri olacağı dolayısıyla yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı, yetkili icra dairesinde takibin başlatılmasının itirazın iptali davasında dava şartı olduğu dolayısıyla yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesinde usulsüzlük yoktur.
Tüm bu açıklamalara göre; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/10/2021 tarihli,2021/328 Esas 2021/782 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.