Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/820 E. 2022/887 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/820
KARAR NO : 2022/887
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2022
NUMARASI : 2022/12 Esas ve 2022/12 Karar
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/05/2022

Talep eden (davacı) vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde özetle; Aleyhinde ihtiyati haciz talep edilenin müvekkilinden uzun süredir mal aldığını, malların kendisine teslim edildiğini, buna rağmen bedellerinin ödenmediğini, aleyhinde başlatılan takibe de itiraz ettiğini, alacağın tehlikeye girdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin faturaların e-fatura olarak düzenlendiğini, faturanın alacağın varlığına dair kanaat oluşturması için yeterli olduğunu, aleyhinde ihtiyati haciz talep olunanın işyerini kapattığını ve mal varlığını kaçırma gayesinde olduğunu, dilekçe ekinde ihtiyati haciz isteyenin ticari defter ve kayıtlarının da sunulduğunu belirterek alacağa karşılık olarak borçlunun, taşınır, taşınmaza ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…İhtiyati haciz isteğinde bulunan alacaklı şirket vekili, alacağın dayanağı olarak esas itibariyle fatura, cari hesap dökümü ve davacıya ait muavin defter kayıtlarına dayanmıştır. Fatura, cari hesap dökümü ve davacıya ait muavin defter kayıtlarının tek taraflı olarak ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan tek başına alacağın varlığını göstermeye yeterli olmayan bir belgeler olduğu, ayrıca yine talep eden tarafından sunulan cari hesap kaydının da aleyhinde ihtiyati haciz talep edilen borçlu ile yapılan bir mutabakata dayanmadığı ve tek taraflı düzenlendiği, buna göre ihtiyati haciz talebine konu alacağın varlığı ve miktarını belirlemenin yargılamayı gerektirdiği, bu durumda İİK’ nin 257. ve devamı maddelerindeki ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli yasal koşulların oluşmadığı incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, yasal koşulları oluşmayan ihtiyati haciz isteğinin reddine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde özetle; borçlunun mal kaçırma gayesinde olduğunu, mahkemeye faturalara ek olarak müvekkilince usulüne uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının da sunulduğunu, bu kayıtlardan da alacağın oluştuğunu, mahkemece belirlenecek teminatı depo etmeye hazır olduklarını, mahkeme kararının yargılamayı gerektirdiği kıstasının anlamsız olduğunu ileri sürerek borçlunun borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının teminat karşılığı ihtiyati haczine karar verilmesini, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Talep; cari hesap ilişkisine istinaden, fatura alacağı iddiasına dayalı açılan ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK 257 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması ve muaccel olmakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sözleşme konusu malların teslim edildiğine ilişkin ispat külfeti davacı alacaklıya ait olup, talep eden tarafından sunulan fatura, cari hesap dökümü ve alacaklı defter kayıtlarının tek başına fatura konusu malın teslim edildiğini kanıtlamaya yeterli olmadığı, mevcut dosya kapsamı, delil durumu, davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, davacının ihtiyati haciz kararı verilmesi için haklılığını yasaya uygun ve yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılmakla; mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara göre; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/12 D.İş. Esas ve 2022/12 D.İş. Karar sayılı kararına karşı davacı/talep eden vekilinin vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcı ve 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/05/2022