Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/757 E. 2022/1048 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/757
KARAR NO : 2022/1048
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2020/117 Esas, 2021/463 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece,”.. Davacı vekili; müvekkili firma ile davalı … A. Ş arasında 01/06/2016 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkilli firma, davalı firmanın yetkili satıcısı niteliğini kazandığını, davalı firmanın …-… Karayolu 5. Km de bulunan daha önceden kiraladığı showroomu alt kiracılık sözleşmesi ile müvekkiline devrettiğini, davalı firmanın showroom da tadilat yaptığını, bayilik sözleşmesi gereğince 67.796,61-TL anapara ve 12.203,39-TL KDV olmak üzere müvekkilinden 80.000,00-TL tahsil ettiğini, müvekkilinin tadilat parasının neden kendinden alındığını sorduğunda Bayiilik sözleşmesinin 3.1.7.2 sayılı hükmü gereğince bu paranın daha sonra kendisine ödeneceğinin açıklandığını, 01/02/2018 tarihinde müvekkili firmanın, davalı firma ile anlaşarak sözleşmesini feshettiğini ve showroomu davalı firmanın yeni bayisine teslim ettiğini, müvekkili firmanın yetkilisi davalı firma yetkilileri ile sözlü ve yazılı olarak irtibata geçtiğini ancak 80.000,00-TL alacağın halen kendisine ödenmediğini, davalı firma bayilik sözleşmesinin imzalanması esnasında müvekkil firmadan müteselsil kefalet senedi isimli protokol ile 500.000,00-TL tutarında teminat senedi aldığını ancak sözleşme karşılıklı feshedilmesine rağmen teminat senedinin müvekkilinin iade edilmediğini beyan ederek 80.000,00-TL alacaklarının talep tarihi olan 14/03/2018 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine, davalıda bulunan teminat senedinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın showroom olarak adlandırılan mağazanın tadilat işleri için 80.000 TL ödediğini ve bu bedelin iadesini talep etmiş ise de söz konusu bedelin gerçekte ne için harcandığının ortaya konulması gerektiğini, davacının yaptığını iddia ettiği harcamalardan elde ettiği değerlerin sabit kıymetler olduğunu, davacının müvekkiline sunduğu, teminat senedinin iadesi konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, bayilik sözleşmesinin davacı tarafından sonlandırıldığını, müvekkili şirketin söz konusu mağazının davacıya yeniden teslim edilmesi konusunda gerekli teklifleri yaptığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava mahkememizin 2018/239 Esas sayılı dosyası ile açılmış olup davaya konu edilen teminat senedi yönünden mahkememizin 2018/239 esas sayılı dosyasından tefrikine karar verilmiş, ve mahkememizin 2019/1151 esasına kaydedilen dosyada 20/09/2019 tarihli 2019/551 karar sayalı karar ile davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar İzmir BAM 17.HD’nin 2019/2892 esas 2019/2473 karar sayılı kararı ile kaldırılmasına karar verilmiş ve Mahkememizin iş bu esasına kaydedilmiştir.
Davacı delilleri arasında bulunan müteselsil kefalet senedi başlıklı belge örneğinin incilenmesinde … A.Ş ile Bayi (asıl borçlu) arasında bayilik sözleşmesinden kaynaklanan doğan ve doğacak 500.000,00 Tl ye kadar borçlarına 01/06/2019 tarihine kadar müteselsil kefil olduğuna ilişkin 01/06/2016 tarihinde düzenlendiği, müteselsil kefilin … olduğu belirlenmiştir.
Bayilik sözleşmesinin taraflarının … A.Ş ile … Şti olduğu, 01/06/2016 tarihinde düzenlendiği belirlenmiştir.
Davacı vekili 16/09/2021 tarihli duruşmadaki beyanında dava konusu edilen teminat senedinin müteselsil kefil senedi başlıklı 01/06/2016 tarihli senet olduğunu bildirmiştir.
Somut olayda davacı tarafça açılan dava ile taraflar arasında 01/06/2016 tarihinde bayilik sözleşmesi yapıldığı, davalı firmanın daha önceden kiralamış olduğu showroomu alt kiracılık sözleşmesi ile davacıya devrettiği, davalı firmanın showroomda tadilat yaptığı ve bayilik sözleşmesi gereği davacıdan 80.000,00 TL tahsil ettiği, 01/02/2018 tahinide tarafların anlaşarak sözleşmeyi feshettiği, showroomun davalı firmanın yeni bayisine teslim edildiği, ancak 80.000,00 TL nin ödenmediği, yine bayilik sözleşmesinin imzalanması sırasında davacı firmadan müteselsil kefil senedi isimli protokol ile 500.000,00 TL tutarında teminat senedi alındığından dolayı teminat senedinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine veya iptaline karar verilmesi talep edilmiş ise de; davaya konu müteselsil kefalet başlıklı senedin … tarafından … Şti ünvanlı şirketin … A.Ş’ne olan ve ileride doğacak olan tüm borçlarına karşı asıl borçlu ile birlikte müteselsil kefil olduğunu bildirir şekilde verildiği, müteselsil kefalet senedinde kefil olan tarafın … olduğu ve davacı şirket lehine … tarafından verildiği, davacı tarafın kefalet senedinde taraf olmadığı, bu nedenle iş bu davada davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı belirlenerek davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, kısa kararda davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine yazılması gerekirken dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinafında; senedin davacı şirket yetkilisi olarak … tarafından imzalandığını, kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle verilen kefalet senedinin iadesi talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili; taraflar arasında bayilik sözleşmesi akdedildiğini, buna göre davacının yetkili satıcı, davalının işveren olduğunu, bu sözleşme kapsamında davacı şirket ve yetkilisinin müteselsil kefalet senedi protokolü ile 500.000,00 TL teminat senedi aldığını, bu senedin iadesini ve iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, teminat senedinde kefaletin dava dışı … tarafından verildiğini, davacının kefalet vermediğini, davacı şirketin kefil olmadığını belirterek, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 01/06/2016 tarihli ve üç yıl süreli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin tarafların anlaşmaları ile 01/02/2018 tarihinde feshedildiği tarafların kabulündedir. Sözleşmenin kapsamında verilen teminat senedinde ” … A.Ş ‘nin, … A.Ş olan doğan ve doğacak borçlarına karşılık …’ün şahsi kefaletinin isim ve imzasının” bulunduğu görülmüştür. Davacı şirket kefil değil, lehine kefalet verilen sıfatına haizdir.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2021 tarih ve 2020/117 Esas 2021/463 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcı ve 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022