Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/743 E. 2022/1232 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/743
KARAR NO : 2022/1232
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2022(ARA KARAR)
NUMARASI : 2022/313 Esas
TALEP : İhtiyati Haciz(6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-(t) ve (y) Maddesi Gereğince Açılan ve Deniz Alacağına Dayanan)
BAM KARAR TARİHİ : 05/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022

İtiraz eden karşı taraf davalılar …, …, … vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz isteyen vekili; müvekkili ihtiyati hacze konu … model yatı satın almış ve bedelini eksiksiz ödemiş olduğunu, müvekkilinin 15.03.2021 tarihli satış sözleşmesinde de görüldüğü üzere, gebze’de … a.ş. ile … … model (sıfır hiç kullanılmamış) 32.50 metre uzunluğundaki yatın satın alınması hususunda anlaştığını ve sözleşmenin ‘devir ve tescil’ başlıklı sözleşme hükmü uyarınca 15.06.2021 tarihinde 32.50 metre uzunluğundaki yatın müvekkiline tesliminin kararlaştırılmış olduğunu, müvekkilinin satış sözleşmesi uyarınca, satıcı … şirketine 4.300.000-euro ödemede bulunmayı taahhüt etmiş olduğunu; satış sözleşmesinin 2. maddesinin a bendinde de belirtildiği üzere satıcı … şirketine 600.000-euro kaparo ödemesi yapmış olduğunu, bunun dışında 15.03.2021 tarihli satış sözleşmesinin 2. maddesinde sözleşme bedelinin 1.200.000-euro’luk kısmının müvekkilinin ilk aldığı ve sahibi olduğu abd merkezli … isimli şirket adına kayıtlı … … model “…” isimli yatın adı geçen şirkete veya tayin edeceği 3. kişiye devir ve teslim edilmesiyle ödeneceği kararlaştırılmış olduğunu, müvekkilinin bahsi geçen ilk yatı da yine davalı firmadan aldığını, böylelikle müvekkiline güven telkin etmiş olduklarını, anılan satış sözleşmesine uygun olarak 4.300.000.-euro’luk yat bedelinin; 600.000-euro’luk kısmı kaparo ödemesi olarak sözleşme imza tarihinde ödenmiş olduğunu, 1.200.000.-euro’luk kısmı abd delaware sicili’nde dl8260am sicil no ile … adına kayıtlı olan … … model ‘…’ isimli yatın devir ve teslimiyle ödenmiş olduğunu, 26.04.2021 tarihinde 270.000.-euro, 06.05.2021 tarihinde 30.000.-euro, 28.05.2021 tarihinde 167.500.-euro, 11.06.2021 tarihinde 90.000.-euro, 21.06.2021 tarihinde 224.255.-euro, 21.06.2021 tarihinde 192.965.-euro, 05.07.2021 tarihinde 340.940.-euro ödenmiş olduğunu, 21.06.2021 tarihinde 242.225.-euro ödenmiş olduğunu, müvekkilinin bu tarihten sonraki ödemelerinin de düşülerek, 06.09.2021 tarihinde bakiye borcunun 701.334.-euro olduğunun teyit edilmiş olduğunu ve ardından müvekkilinin bu bedeli de ödediğini, neticede 4.300.000.-euro’luk yat bedelinin eksiksiz olarak davalıya ödenmiş olduğunu, bahse konu yatın temmuz 2021’de müvekkiline teslim edildiğini, satıcı …. şirketi, sözleşme kapsamında yatın sıfır kullanılmamış olduğunu taahhüt etmekle beraber herhangi bir yabancı sicilde kayıtlı olmadığını da beyan ettiğini, bunun dışında satıcı şirket yetkililerinin yönlendirmesi dahilinde, müvekkilinin vereceği vekaletnameye istinaden müvekkili tarafından yetkilendirilen (satıcı tarafından belirlenen) şahısların yatı istanbul gemi sicili’ne kaydettireceğinin kararlaştırılmış olduğunu, müvekkilinin de beşiktaş 23. noterliği’nden vekaletname çıkarmak suretiyle; yatın istanbul gemi sicili’ne kaydedilmesi hususunda …, …, …, … isimli şahısları yetkilendirdiğini, teknenin kaptan ataması, yatın müvekkiline teslimiyle beraber, henüz müvekkiline devir yapılmadığından davalı … tarafından yapılmış olduğunu, müvekkilinin kendisine tesliminden sonra söz konusu yat ve mürettabatı ile ekim ayı sonuna kadar seyahat etttiğini, 14.08.2021 tarihinde de yurtdışına çıktığını, müvekkilinin bedelini eksiksiz ödediği yatın kendi adına tescil edilmesini beklerken; türk hukuku uyarınca yatın mülkiyeti ve zilyetliği müvekkilinde olmasına rağmen yatın yabancı gemi sicilinde kayıtlı olmasını fırsat bilerek ve birtakım sahte belgeler kullanmak suretiyle yatın mülkiyetinin bulgaristan’da … şirketine devredilmeye çalışıldığını öğrenildiğini, müvekkilinin hayat arkadaşının eski eşinden olan oğlu …’ın aynı zamanda bulgaristan vatandaşı da olup, bulgar isminin … olduğunu, müvekkili tarafından yapılan araştırma neticesinde, davalı … a.ş yetkilisi olan … ile müvekkilin hayat arkadaşının eski eşinden olan oğlu …’ın yakın arkadaş olduklarının öğrenildiğini, müvekkilinin hayat arkadaşının vefat etmesini fırsat bilerek müvekkili tarafından satın alınan ‘…’ isimli 2017 … yatın devredilmeye çalışıldığı … firmasının sahibinin … olduğunu, müvekkille yapılan sözleşmeye aykırı olarak yatın satıcı şirket tarafından daha önce amerikanın delaware siciline kayıtlı olmasından yararlanılarak ve sahte belgeler kullanmak suretiyle … isimli bulgaristan merkezli yabancı şirket adına kağıt üstünde satılmış olarak gösterildiğinin düşünüldüğünü, … model “…” isimli yatın mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, davalı … arasında akdedilen satış sözleşmesi uyarınca herhangi bir türk gemi sicili’ne kayıtlı olmayan sıfır-hiç kullanılmamış yatın mülkiyetinin türk hukuku uyarınca müvekkiline ait olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili açısından telafisi güç zararlara yol açabileceğinden yatın yurt dışına kaçırılmasının engellenmesi amacıyla mülkiyet ve zilyetliği müvekkiline ait olan … model 32.5 metre uzunluğundaki “…” isimli yatın ttk m. 1352 hükmü uyarınca ihtiyaten haczedilerek seferden men edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 2022/12 Değişik İş sayılı dosyasında 10/01/2022 tarihli ve 2022/12 değişik iş esas 2022/11 değişik iş karar sayılı kararı ile;
“6102 sayılı TTK’nın 1352 ve 1353/1.(a) maddeleri gereğince ihtiyati haciz talebinin kabulüne, amerika birleşik devletleri delaware eyaleti gemi siciline kayıtlı owner(sahip):…, registration number(kayıt numarası): dl … an, ıssue date(düzenleme tarihi): 23 june 2021, year built(kuruluş yılı)=2021 make(yapım) …, hull material(tekne malzemesi): fiberglass, length(uzunluk): 106 feet / 5 inches olan “…” isimli yata ihtiyati haciz konulmasına, 6102 sayılı ttk’nın 1363/1 maddesi gereğince; deniz alacağını teminat altına almak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesini isteyen alacaklının, t.c. merkez bankası verilerine göre 10/01/2022 tarihi itibariyle 1 özel çekme hakkı (SDR) 19.2244 tl’den 10.000×19.2244-tl=192.244,00-TL. (yüz doksan iki bin iki yüz kırk dört TL) nakit meblağın mahkememiz veznesine veya bu meblağı kapsayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun mahkememize sunulduğu takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine” karar verilmiştir.
Mahkemenin verdiği karara karşı, aleyhinde ihtiyati haciz istenen … Vekili, … AŞ ve … vekili itiraz etmiştir.
Aleyhinde ihtiyati haciz istenen … vekili; davacı tarafın bedelini kendisi ödememesine rağmen ve fakat ailevi ve özel sebepler ile tatil amaçlı olarak kısa bir süreliğine kendisine tahsis edilen teknenin, mülkiyeti sanki kendisine aitmiş gibi bir izlenim yaratmak suretiyle mahkemeyi yanlış yönlendirdiğini, davacı tarafın mülkiyet iddiası ile ilgili tek bir resmi geçerli ödeme belgesi göstermediğini ve davacı iddialarının zorlama yorum ve varsayımlardan öteye gitmemesi, davacı tarafın haksız zenginleşme amacına delalet ettiğini, satıcı firma ile akdedilen 28/05/2021 tarihli satış sözleşmesine istinaden ve bedeli müvekkili şirket tarafından resmi banka yolu ile ödendiğini, gerek resmi sicil kayıtları, gerekse ihtiyati haciz tutanağına geçen zilyetlik durumu itibariyle mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunun açık olduğunu, davacı tarafın müteveffa …’ın eşi olması hasebiyle belirli bir süre tatil amaçlı olarak kendisine tahsis edilen bu tekne üzerinde haksız ve hukuka aykırı olarak menfaat temin etmek istediğini, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
Aleyhinde ihtiyati haciz istenen … AŞ VE … vekili; müvekkili şirket ile … – … unvanlı şirket arasında akdedilen 28/05/2021 tarihli sözleşme gereğince 16/12/2021 tarihinde … – … şirketine satıldığını, bu kapsamda ihtiyati haciz kararının muhatabının müvekkili şirket olmadığını, …’ın ise … şirketinin yetkilisi ve sahibi olduğunu, ihtiyati haciz kararı ile ilgili herhangi bir ilgisi ve bağlantısı bulunmadığını, husumet yokluğu sebebiyle haciz kararı verilmesinin haksız ve hukuksuz olduğunu, tüm bu nedenlerle ihtiyati haciz kararına konu hususların müvekkillerinin olmaması nedeniyle müvekkilleri hakkında tesis edilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılaması devam edilen Mahkemenin 2022/12 Değişik İş esas 2022/11 değişik iş karar sayılı dosyası, bu davanın konusu Marmaris Yat limanında bağlı bulunan … isimli yatın mülkiyetinin tespitine dair açılan dava dosyası içerisine alınarak, bu dosyadaki itirazın 2004 sayılı iik’nın 265/4 maddesi uyarınca duruşmalı olarak değerlendirilmesi sonunda; “6102 sayılı TTK’nın 1352/1-a maddesi gereğince açılan ve deniz alacağına dayanan ihtiyati haciz, ek ihtiyati haciz ve teminat karşılığı ihtiyati haciz kararının kaldırılması ek kararlarının kaldırılması” talebine ilişkindir.
1-görev itirazı yönünden;
6102 sayılı ttk’nın “ccc) yetkiye, tahkime ve esasa uygulanacak hukuka ilişkin bir anlaşmanın varlığı hâlinde türk mahkemesinin yetkisi” başlıklı 1356. maddesinde;
” (1) ilgili sözleşmeye konulmuş bir yetki veya tahkim kaydına ya da ayrıca yapılmış olan bir yetki yahut tahkim sözleşmesine göre, hakkında ihtiyati haciz kararı uygulanacak olan deniz alacağının esası hakkında hüküm vermeye bir hakem kurulu veya yabancı mahkeme yetkili olsa yahut deniz alacağının esasına yabancı bir devletin hukuku uygulansa bile, 1354 ve 1355 inci maddelere göre yetkili olan mahkemeler, bir deniz alacağı için teminat elde edilmesini sağlamak üzere ihtiyati haciz kararı vermeye yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, taraflar arasında düzenlenen 15 mart 2021 tarihli sözleşmenin 5.7. nolu maddesinde “iş bu sözleşmeden kaynaklanan veya bu sözleşmeyle ilşkili olan tüm uyuşmazlıklar istanbul tahkim merkezi tahkim kuralları” uyarınca nihai olarak tahkim yoluyla istanbul’da çözülecektir” hükmü yer alsa da, 6102 sayılı ttk’nın 1356. maddesi gereğince mahkememizin görevli olduğu anlaşıldığından bu konudaki itirazın reddine karar verilmiştir.
2-yetki yönünden
6102 sayılı ttk’nın 3. yetkili mahkeme” başlıklı, “a) ihtiyati haciz kararı bakımından”,”aa) dava açılmadan önce” “bbb) yabancı bayraklı gemiler” başlıklı 1355. maddesinde;
(1) türkiye’de yabancı bayraklı gemiler hakkında ihtiyati haciz kararı, sadece, geminin demir attığı, şamandıraya veya tonoza bağlandığı, yanaştığı ya da kızağa alındığı yer mahkemesi tarafından verilir.” hükmü yer almaktadır.
tüm dosya kapsamından, yatın marmaris yat marinasında bağlı olması ve marmaris ilçesinin mahkememiz yargı çevresi içerisinde olması nedeniyle mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
3-ihtiyaten haczine karar verilen yatın ttk anlamında gemi sayılamayacağı iddiası yönünden;
6102 sayılı ttk’nın “a) tanımlar” üst başlıklı “ı- gemi, ticaret gemisi” alt başlıklı 931. maddesinde;
(1) tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç, kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunmasa da, bu kanun bakımından “gemi” sayılır.
(2) suda ekonomik menfaat sağlama amacına tahsis edilen veya fiilen böyle bir amaç için kullanılan her gemi, kimin tarafından ve kimin adına veya hesabına kullanılırsa kullanılsın “ticaret gemisi” sayılır” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, registration number(kayıt numarası): dl … an, ıssue date(düzenleme tarihi): 23 june 2021, year built(kuruluş yılı)=2021 make(yapım) …, hull material(tekne malzemesi): fiberglass, length(uzunluk): 106 feet / 5 inches olan “…” isimli yatın 6102 sayılı ttk’nın 931/1 maddesi kapsamında gemi niteliğinde olduğu anlaşıldığından bu konudaki itirazın reddine karar verilmiştir.
4-alacağın deniz alacağı olmadığı ve yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği iddiası yönünden;

6102 sayılı ttk’nın “c) gemiler hakkında” başlıklı, “ı – ihtiyati haciz”, “”1. deniz alacakları”,alt başlıklı 1352. maddesinde;
(1) “deniz alacağı”; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir:
a) geminin işletilmesinin sebep olduğu zıya veya hasar.
b) geminin işletilmesi ile doğrudan doğruya ilgili olarak karada veya suda meydana gelen can kaybı veya diğer bedensel zararlar.
c) kurtarma faaliyeti veya her türlü kurtarma sözleşmesi, çevre zararı tehdidi oluşturan bir gemi veya gemideki eşya ile ilgili kurtarma faaliyeti için ödenecek özel tazminat.
d) çevreye, kıyı şeridine veya bunlara ilişkin menfaatlere gemi ile verilen zarar ya da zarar verme tehdidi; bu zararı önlemek, sınırlandırmak veya ortadan kaldırmak için alınan önlemler; bu zarar karşılığı ödenecek tazminat; çevrenin eski duruma getirilmesi için fiilen alınan veya alınacak olan makul önlemlerin giderleri; bu zarar ile bağlantılı olarak üçüncü kişilerin uğradığı veya uğrayabileceği kayıplar ve bu bentte belirtilenlere benzer nitelikteki zararlar, giderler veya kayıplar.
e)geminin içinde bulunan veya bulunmuş olan şeyler de dâhil olmak üzere, batmış, enkaz hâline gelmiş, karaya oturmuş veya terkedilmiş olan bir geminin yüzdürülmesi, kaldırılması, çıkartılması, yok edilmesi veya zararsız hâle getirilmesi için yapılan giderler ve harcamalar ile terk edilmiş bir geminin korunması ve gemi adamlarının iaşesi ile ilgili giderler ve harcamalar.
f)bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, geminin kullanılması veya kiralanması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme.
g)bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, gemide eşya veya yolcu taşınması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme.
h)gemide taşınan, bagaj dâhil, eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin zıya veya hasar.
i)müşterek avarya.
j) römorkaj.
k)kılavuzluk.
l)geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetler.
m)geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması.
n)liman, kanal, dok, iskele ve rıhtım, diğer su yolları ile karantina için ödenecek resimlerle diğer paralar.
o)ülkelerine getirilme giderlerini ve onlar adına ödenmesi gereken sosyal sigorta katılma paylarını da içererek, gemi adamlarına, gemide çalışmaları dolayısıyla ödenecek ücretlerle, onlara ödenmesi gereken diğer tutarlara ilişkin istemler.
p)gemi için alınmış krediler dâhil olmak üzere, geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar.
r)geminin maliki tarafından veya onun hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta aidatları da dâhil sigorta primleri.
s)geminin maliki tarafından veya onun hesabına gemiye ilişkin olarak ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretleri.
t)geminin mülkiyeti veya zilyetliğine ilişkin her türlü uyuşmazlık.
u)geminin ortak malikleri arasında çıkan, geminin işletilmesine ya da gemiden sağlanan hasılata ilişkin her türlü uyuşmazlık.
v)gemi rehni, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki ayni bir yükümlülük.
y)geminin satışına ilişkin bir sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlık.”,
6102 sayılı ttk’nın “2. ihtiyati haciz isteyebilme hakkı” başlıklı 1353. maddesinde;
(1) deniz alacaklarının teminat altına alınması için, geminin sadece ihtiyati haczine karar verilebilir. bu alacaklar için gemi üzerine ihtiyati tedbir konulması veya başka bir surette geminin seferden menedilmesi istenemez.
(2) akdî veya kanuni bir rehin ile teminat altına alınmış deniz alacakları hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) deniz alacaklarından başka alacaklar için gemi hakkında ihtiyati haciz kararı verilemez.
(4) alacağın, 1352 nci maddede sayılan bir deniz alacağı olması, ihtiyati haciz sebebidir.
(5) vadesi gelmemiş deniz alacaklarında, icra ve iflas kanununun 257 nci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şartlar gerçekleştiği takdirde geminin ihtiyati haczi istenebilir” hükmü yer almaktadır.
Talep eden taraf, ihtiyati hacze dayanak olarak, 15.03.2021 tarihli satış sözleşmesi, yatın kıçında “…” yazdığına ve bu yazının hemen üstünde köpek resmi olduğuna ilişkin görsel, davacı tarafından beşiktaş 23. noterliği’nden çıkarılan vekaletname, 01.10.2020 tarihli bill of sale, mailler,: kaptan atamasına ilişkin mail ve belge, 0312505 seri nolu özel yat seyir izin belgesi- transitlog ve diğer orijinal belgeler, … ile yapılan sözleşme, … isimli 32.5 metre uzunluğundaki yatın amerika’nın delaware sicili’ne kayıtlı olduğunu gösteren belgeler, 32.5 metre uzunluğundaki yatın kaptan ve diğer mürettebatla birlikte seyrüsefer ettiğini gösteren bilgi ve belgeler, … a.ş. tarafından davacı adına düzenlenen yakıt alım faturası, sair yakıt faturaları, … şirketi yetkilisi … ile davacı arasında geçen whatsapp yazışmaları, 0310573 seri nolu özel yat seyir izin belgesi, … adlı, yatın maliki bölümünde … şirketinin yazdığı belge, yat içindeki malzeme ve mobilyaların alımına ilişkin belgeler, marina bağlama ücret dekont ve dökümlerine dayanmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, 6102 sayılı ttk’nın 1352/1. (t) maddesi gereğince “t) geminin mülkiyeti veya zilyetliğine ilişkin her türlü uyuşmazlık ve y) geminin satışına ilişkin bir sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın deniz alacağı hükmünde olduğu, alacağın yaklaşık ispat olarak muaccel olduğunun anlaşıldığı, uyuşmazlığın miktarının da belli olduğu, dolayısıyla 6102 sayılı ttk’nın 1362. maddesi gereğince; alacaklının, alacağının 1352 nci maddede sayılan deniz alacaklarından olduğu ve parasal değeri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delil gösterdiği anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmiştir.
5-teminat miktarına karşı itiraz yönünden;
Mahkemece, 6102 sayılı ttk’nın 1363/1 maddesi gereğince; deniz alacağını teminat altına almak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesini isteyen alacaklının, t.c. merkez bankası verilerine göre 10/01/2022 tarihi itibariyle 1 özel çekme hakkı(sdr) 19.2244 tl’den 10.000×19.2244-tl=192.244,00-tl(yüzdoksanikibinikiyüzkırkdörttürklirası) nakit meblağın mahkememiz veznesine veya bu meblağı kapsayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun mahkememize sunulduğu takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine, karar verilmiş, nakdi teminat talep eden vekilince mahkememiz veznesine yatırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, mahkememizce takdir edilen teminat miktarının 6102 sayılı TTK’nın 1363/1 maddesi gereğince yeterli olduğu ve artırılmasını gerektirecek delillerin mevcut olmadığı ve itiraz eden yönünden yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği anlaşıldığından itiraz eden/karşı taraf vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.

6-diğer itiraz sebepleri yönünden;
6102 sayılı ttk’nın 1352 vd. maddeleri delaletiyle, 2004 sayılı iik’nın 265/1 maddesi gereğince;
” 17/7/2003-4949/63 md.) borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükmü yer almaktadır.
görüldüğü üzere, ihtiyati hacze itiraz sebepleri kanunda sınırlı olarak sayılmış olup, itiraz eden karşı tarafların ileri sürdüğü diğer iddialarının 2004 sayılı iik’nın 265/1 maddesi gereğince sayılan sebeplerden olmayıp, yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati hacze itiraz duruşmasında incelenemeyeceği anlaşıldığından itiraz eden/karşı taraf vekilinin itirazlarının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ara (ek) karar: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-2004 sayılı icra ve iflas kanunun 265/3 maddesi gereğince itiraz eden – karşı taraf …vekili av. …’nun 24/01/2022 tarihli ve itiraz eden – karşı taraf … ve … vekili av. … av….’ın 31/01/2022 tarihli itirazlarının reddine” karar verilmiştir.
Mahkeme ek kararına karşı, itiraz edenler …, …, … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
İtiraz eden karşı taraf davalılar … ve … istinaf dilekçesinde; ihtiyati hacze konu tekne müvekkili şirket tarafından … – …’ya satılmış olup, tekne bedelinin de söz konusu şirket tarafından ödendiğini, öncelikle pasif husumet itirazları gereği yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, ortada bir deniz alacağı da bulunmadığından dava konusu tekneye ilişkin olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasa ve hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf bir deniz alacağı olduğuna dair en ufak bir yazılı delil dosyaya sunamamışken ve hatta ödemelerin … tarafından yapıldığı sunulan ödeme belgeleri ile sabit hale gelmişken, yerel mahkemece davacı tarafından sunulan ancak ödeme işlemini ispata mümkün olmayan bir kısım mail yazışmaları, yakıt alım faturaları, mobilya alım faturalarına vb. dayanılarak deniz alacağının varlığına ilişkin yaklaşık ispat şartının gerçekleşmiş kabul edilmesinin yasa ve hukuka tümüyle aykırı olduğunun açık olduğunu, bu nedenle de 16.02.2022 tarihli ara kararın kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
İtiraz eden karşı taraf …istinaf dilekçesinde; delil olarak ibraz edilen vekaletnamenin, yanlış bir algı oluşturmak için bilinçli olarak kullanıldığını, 2020 tarihli bu vekaletnamenin hiçbir delil niteliği bulunmadığı gibi, aldatıcı mahiyetinin dikkatlerden kaçmaması gerektiğini, satıcı firma ile yapıldığı iddia edilen yazışmalar ödemelerin davacı tarafından veya davacı adına yapıldığını kanıtlamadığını, tekneyi tatil amaçlı olarak belli bir süre kullanan davacının, tekneye sahip olacağı anlamına da gelmeyeceğini, dava konusu özel tekne’nin Türk Ticaret Kanunu’nun Deniz Hukuku’na ilişkin özel hükümleri çerçevesinde ihtiyati haczine karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın “deniz alacağı” söz konusu olmadığını, asıl davanın “usule uygun olarak” süresi içerisinde açılmaması nedeniyle ihtiyati haciz kararının hükümsüz kaldığını, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin bu aşamada kabul edilmemesi halinde dahi, teminat miktarının dava değerinin %15’inden aşağıda olmayacak şekilde yeniden karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Uyuşmazlık, ihtiyati hacze itiraza ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz talep eden vekili, satış sözleşmelerine, tescil belgesi ve taraflar arasındaki yazışmalara dayanarak TTK’nın 1352/1-t maddesi kapsamında, geminin mülkiyetine ilişkin uyuşmazlık ve aynı yasanın TTK’nın 1352/1-y maddesi kapsamında, geminin satışına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı, satın alınan geminin ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ihtiyati haciz istem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1352/1-t ve y maddesi gereği deniz alacağı olarak kabul edilen teknenin satış sözleşmesinin varlığının ve ödeme miktarının dosyaya sunulan sözleşme ve eki belgelerle yaklaşık olarak ispatlanmış olmasına, ihtiyati haciz kararı verilmesi takip işlemi niteliğinde olmadığından ihtiyati haciz isteminde bulunan yabancı şirketin MÖHUK’un 48. maddesindeki teminat yatırma yükümlülüğünün bulunmamasına, teminatın miktarı TTK’nın 1363/1 maddesi gereği yeterli olduğu, sair ihtiyate haczi itiraz nedenlerinin yasada sınırlı sayıda itiraz hallerinden olmadığına göre, ihtiyati hacze itiraz edenler …, …, … vekillerinin yerinde görülmeyen bütün istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğnice ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/02/2022 tarih ve 2022/313 Esas sayılı ara kararına karşı davalılar …, …, … vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar tarafından peşin yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcı ve 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalılar üzerinde bırakılmasına,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 05/07/2022